..

31 Aralık 2011 Cumartesi


                        Bütün renkleri içinde barındıran gökkuşağı gibi güzel, Sağlıklı, Mutlu, Gönlünüzce bir yıl dileğiyle. Vatanımıza, milletimize 2011'de yaşadığımız bütün kötü şeylerden uzak bir yıl dileğiyle.Hoşgeldin 2012 ...

30 Aralık 2011 Cuma

Zeytinyağlı Yerelması ve Mimlendim

                           
                            Bugün sizlere yılda bir yaptığım, zeytinyağlı yerelması tarifini vereceğim. Ben bu tarifi geçen sene Ev Cini'inden almıştım. Bizim evde zeytinyağlılara bir önyargı olduğu için, pek yapamam. Sizin ev halkında böyle bir sorun yoksa, yapmalısınız. Denemek isteyenlere duyurulur.
Malzemeler: 300 gram yerelması,1 havuç,20 kadar arpacık soğan,1 büyük çay bardağı zeytinyağı,1 yemek kaşığı toz şeker,1 yemek kaşığı nar ekşisi,1 büyük çay bardağı sıcak su,1 yemek kaşığı dereotu.

Yapılışı:

  1. Yer elması ve havuçları bir tencerede hafif haşla.Kabuklarını soy.
  2. Soğanları soy küçük bir tencereye zeytinyağını koy, soğanları teksıra halinde diz,en küçük ocağa al.Üzerine 1 yemek kaşığı şekeri serp, soğanlar karamelleşinceye kadar pişir. Soğanlar pişince tencereden çıkar, kaseye al, üzerine nar ekşisi dök.
  3. Tenceredeki yağın üstüne yerelması ve havuçları koy, biraz kavur. Üzerine bir çay bardağı su ekle. İnce doğranılan dereotunu serpiştir, tuzunu ekle.İnmesine yakın üstüne soğanları ekle. Afiyet olsun
                         Bu günkü ikinci konumuz ise;  Sevgili Pasta Köşesi ve Sevgili Yemek Dünyam beni mimlemişler.Efendim öğrenmek istedikleri şey ise "Karşımızdakini mutlu etmek için yapacağımız 10 şey" imiş. Çok zor bir mim olmuş olmasına ama olmuş artık bir kere.
                          Öncelikle şunu belirteyim karşımdakinin kim olduğuna bağlı biraz da bu sorunun cevabı. Çocuksa başka mutlu edilir, arkadaş ise başka, koca ise başka bir şekilde mesela :) E öyle değil mi ama?
Şimdi gelelim sadede:
  1.  Karşımdakinin bana güvenmesini sağlarım önce. Daha sonra onun ihtiyacı olan şeyi belirler o yönden yaklaşırım.
  2. Çocuksa karşımdaki, ona bazen bir hediye alır, bazen onunla resim yapar yada şarkı öğretirim, yada oturur oyun oynarım. Etkinlik yaptığım da çok olur.
  3. Bir yakınını kaybeden birine; Allah'ın emrini hatırlatır, onun ömrünün sonuna geldiğini ve ölümde bir hayır olduğunu, bundan sonra bizim onun için ne yapabileceğimizi düşünmemiz gerektiğini bunun bizim vazifemiz olduğunu hatırlatarak dikkatinin başka yöne dağılmasını sağlarım.( tabi ölüm acısı çok taze olmamak kaydıyla)
  4. Bazen birini mutlu etmenin en iyi yolu ve bizim de en iyi bildiğimiz yolu, güzel bir sofra hazırlamaktan geçer. Yada onun sevdiği bir tatlıyı ne bileyim bir yemeği yapabilirim.
  5. Hani acılar paylaşıldıkça azalır derler ya işte bu yüzden onu dinlerim onu mutlu etmek adına. Derdini dinler, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Bu arada iyi bir dert ortağı olduğum da söylenebilir.
  6. Zaman zaman o kadar fedakar olabiliyorum ki, ben bile kendime hayret ediyorum sonrasında. Karşımdakini mutlu etmek adına hiç istemediğim bir şeyi yaptığım çok olmuştur.Olmaması dileğiyle...
  7. Bazen bir mesaj yada bloggerlar arasında yorum bırakma. Beni çok mutlu ediyor örneğin, Ya sizi?
  8. Sürprizler yapmak. Tabi sonu iyi biten sürprizler.Ben ne zaman sürpriz yapmaya kalksam işlerin karıştığı çok olur da. Asıl bana sürpriz olur bazı şeyler.
  9. Beraber alışverişe çıkmak. Tabi bunun şartı var o da bayan olması. Asla bir erkeği mutlu etmek için alışverişe çıkarmayın bence. Tabi bu sadece bence isterseniz çıkarabilirsiniz de ama sonunu düşünemiyorum.
  10. En sonuncusu ise dini bayramlarda ve özel günlerde  büyüklerimizi ziyaret etmek. En büyük mutluluk kaynağı hiç şüphesiz. 
Ve sonunda bitirdim mutlu etmenin 10 yolunu. Şimdi 10 tane bahtsız bedeviyi bildiriyorum. Şaka şaka tabi.

29 Aralık 2011 Perşembe

Milföy Çanağında Kısır


                                   Kısırı sevmeyeniniz var mı? Herhalde yoktur. Fakat malum herkesin bir kısır yiyişi vardır.Mesela ben kimyon, salatalık ve taze naneli severim. Yanında da mutlaka turşu olacak. Bazısı üzerine acıyla sever, bazısı fazla limonlu, yada kimisi bol yeşillikli. Ben bu gün kısırı, gelen misafirlerinize farklı bir sunumla ikram etmek isterseniz diye milföy çanağında sundum. Çok şık oldular ve tadı da ohh muhteşemdi. Kızlar ve ben öğle yemeği niyetine yedik bunları, tabi yanında çayımızla. Sevgiler...

Malzemeler: 1 su bardağı kısır( ölçüleri azaltıp çoğaltabilirsiniz), 1 su bardağına yakın sıcak su, 1 tane kuru soğan,1 yemek kaşığı dolusu salça,3 tane küçük salatalık (taze),1 tutam taze nane,1 çay kaşığı kimyon,1 çay kaşığı kırmızı toz biber,2-3 dal marul,5-6 adet taze soğan yaprağı, 2 yemek kaşığı limon suyu,1 kaşık nar ekşisi.
Milföy Çanağı İçin: 3 parça milföy hamuru, tart kalıbı, İçine ağırlık yapması için kuru baklıyat.

Yapılışı:

  1. Milföleri ikiye kesip yağlanmış tart kalıplarına güzelce bastırarak yerleştiriyoruz. İçine fazla kabarmasın diye kuru bakliyat(ben barbunya koydum) koyarak ağırlık yapıyoruz, tabi yanlarına da.200 derecedeki fırına sürüp üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
  2. Kısırlık bulguru derince bir kaseye alıp üzerine kaynamış 1 bardak su ekliyoruz.Ağzını kapatıp yumuşamasını bekliyoruz.
  3. Kuru soğanı ince ince doğrayıp, bir tavada pembeleşinceye kadar kavuruyoruz. Bu esnada tavaya 1 kaşık salça ekleyip onu da kavuruyoruz.
  4. Yumuşayan kısırımıza, soğan-salça karışımını ekliyoruz.Marulu, taze naneyi,taze soğan yapraklarını ince ince doğrayıp kısıra ekliyoruz. Baharatları,tuzunu, limonunu ve nar ekşisini ekleyip karıştırıyoruz.Milföy kalıplarına koyup servis yapıyoruz. Afiyet Olsun...



28 Aralık 2011 Çarşamba

Etli Pırasa Yemeği


                                 İyi günler sevgili dostlarım. Bugün sizlere, zeytinyağlı pırasaya alternatif olan, etli pırasa yemeğinin tarifini vereceğim.Bizim evde maselef zeytinyağlılar pek yenilmiyor. Onun yerine etli, kıymalı vs. şekliyle tercih ediliyor bu tür sebzeler. "Malum kış ayındayız. Kış sebzelerini tüketmek gerek " felsefesiyle bu yemeğim de arşivimde olsun istedim. Yapmak isteyenlere şimdiden kolay gelsin. Sevgiyle kalın...

Malzemeler: 4 tane orta boy pırasa, 1/2 orta büyüklükte havuç, 200 gram kadar dana kuşbaşı,1kaşık salça.

Yapılışı:

  1. Pırasalar yıkanır,  verev kesilir.Havucun kabuğu soyulur, yıkanır, o da ince bir şekilde verev kesilir.
  2. Teflon tencereye 200 gram kadar dana kuşbaşı biraz sıvıyağ eşliğinde, kapağı kapalı olarak, kısık ateşte kavrulur. Gerekirse biraz su eklenir, tuz eklenir mümkün oldukça yumuşak olacak şekilde kavrulur.
  3. Etler kıvamına gelince önce havuçlar eklenir tencereye. Daha sonra pırasalar eklenir. Üzerine tuzu, salçası konularak yine kısık ateşte kendi suyuyla pişmesi sağlanır. ( Bu esnada gerekirse yine biraz su ekleyebilirsiniz).  İyice yumuşayınca biraz daha su ekleyip altı kapatılır. Afiyet Olsun...
Not: Bu yemeğin püf noktası; tenceredeki yemeği mümkün oldukça karıştırmamak gerekiyor ve tabi kısık ateşte pişirmek.

27 Aralık 2011 Salı

Yeniyıl Kurabiyesi


                           Hani şu indirimde olan marketten aldığım sade kek karışımım vardı ya. İşte onun yanında yeniyıl kurabiyesi de almıştım. Sırf içinde, çam ağacı şeklinde kurabiye kalıbı var diye alınmıştı.Büyük kızımın yoğun ısrarına dayanamayıp dün akşam beraber kolları sıvadık; başladık yapmaya.Üzerinin şekillerine sıra gelince, biraz karmaşa yaşasak da, (malum o bozdu, ben toparladım) hakkından geldik diyebilirim.
                          Bir de bunun yanına babasının Mersin'den getirdiği ( ki ne getiriş; tam 3 çuval turunçgil) portakal, greyfurt, mandalina üçlüsüyle, meyve suyu hazırladık. Zencefilli, tarçınlı kurabiyenin yanında muhteşem bir tad oldu. Ama daha çook var. Bu günlerde portakallı tarifleri bol görürseniz şaşırmayın olur mu? Sevgiyle

Malzemeler: 1 paket Dr. Oetker marka yılbaşı kurabiyesi karışımı, 75 gram yumuşak margarin,1 yumurta,2 kaşık su, Dr. Oetker marka pasta süsleme malzemeleri.

Yapılışı:

  1. Margarin ve yumurtayı karıştırıp içine hazır kurabiye tozunu katıyoruz. Güzelce yoğuruyoruz.
  2. İki bezeye ayırıp kalıplarla kesiyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize yerleştiriyoruz ve önceden ısıttığımız 180 dereceli fırında üzeri hafif pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.
  3. Çıkardığımız kurabiyeler soğuyunca paketin içinden çıkan glazür karışımı 2 kaşık su ile hazırlıyoruz. Kurabiyelerimizi bu karışıma batırıyoruz. Eğer üzerlerine renkli yada çikolatalı süslerden yada fındık kırığından kullanacaksak glazür ıslakken döküyoruz.Kuruyunca ise hazır renkli tüplerle süslememizi tamamlıyoruz. Yanında meyve suyu ile harika oluyor. Afiyet Olsun...

26 Aralık 2011 Pazartesi

Patates Dolması


                              Bazı insanlar vardır. Nankör mü dersin, vefasız mı, yoksa kaygısız mı... Daha da ileri giderek bencil yada onlarca buna benzer diğer kelimeler anlatır onları. Ben burda birçok güzel insan tanıdım. Birçoğundan yardım aldım. Birçoğuna da yardımcı olmaya çalıştım.
                            İnsan başarıyı yakalayınca kendinden daha az başarılı olanları önemsememek zorundamı?Nedir bu onlardaki  büyüklenmeler?Halbuki var mıdır alçakgönüllü olabilmekten ötesi.
                            Mesela bir tanesi var önerilerde bulundum bir küçük teşekkür bile etmedi. Bir kere:"Sen de kimsin" demedi. Yada biri  daha var benim mantımın şeklini kullanmış bir de utanmadan bloğunun baş köşesine koymuş fakat"Bana ilham veren,bu oldu." dememiş. Bu ne ukalalıktır ya? Bu ne kendini bilmezlik? Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var. Bir de blogunda Allah'ın sözlerini kullanıyor. Ben hakkımı helal etmiyorum arkadaş. Onunla hesaplaşmamız sonraya..
                           Neler oluyor hanımlar bizlere. Biz değil miyiz, çocuk doğurup büyüten? Biz değil miyiz, kayınvalide, görümce, elti karmaşasında birbir cephede tek başımıza savaşan? Bir  nefes aldığımız bloğumuz var. O da böyle kendine yontanlar sayesinde sinir olduğumuz ortam haline mi gelsin?
                           Bu hafta güne sinir küpü gibi başlasam da, beni dinleyen, beni anlayan, bana sonsuz bir sabırla yardımcı olmaya çalışan sevdiklerim de var. Siz üstünüze alınmayın dostlarım. Bendeki bu fırtına size değil.Güzel bir hafta olması dileğiyle...

                       Malzemeler: 7 tane orta boy mümkün oldukça düzgün şekilli patates, 150-200 gram kadar dana kuşbaşı, 1 soğan, 1 kaşık salça,kızartmak için sıvıyağ,1 çay kaşığı karabiber.

Yapılışı:

  1. Patatesler soyulur, içleri oyulur. İçi dışı tuzlanarak, kızdırılmış yağda kızartılır.
  2. Kuşbaşı etler küçük küçük doğranır. Soğan küçük küçük doğranır. Az bir yağda soğan pembeleşinceye kadar kavrulur. Kuşbaşı etler eklenir, kapağı kapatılarak kısık ateşte yumuşayana kadar pişmesi sağlanır. İndirilince tuz eklenir. 
  3. Et harcı, patateslerin içlerine doldurulur. Patatesler tenceye dizilir. Üzerine salçalı, hafif tuzlu su eklenerek pişirilir. İsteğe göre yoğurtla yada pilavla servis yapılır. Afiyet olsun...

25 Aralık 2011 Pazar

Kış Keki

                 Ankara dün karla uyandı. Bir baktım bembeyaz olmuş her yerler. Bizim ufaklıklar görür de durur mu? "_Biz de dışarıya çıkıp kartopu oynayacağız."dediler. Onlar dışarda oynayadursun, ben evde soğuktan gelen kuzularıma sıcacık kek yapmaya koyuldum.
                 Hazır kek yada tatlı malzemelerini pek kullanmasamda bu kez markette indirimde görünce dayanamayıp, almıştım. Dr. Oetker marka sade kek karışımını. Tembel işi yapıp bir kış kekim de benim olsun istedim.Sonuç harikaydı. Küçük kızım " Anne bunu puf pastadan daha çok sevdim " bile dedi bir ara.Gelin içine neler katmışım, ona bakalım. Bol tarçın kokulu sıcacık bir pazar dilerim. Sevgiler.

Malzemeler: 1 paket sade kek karışımı, 4 adet yumurta, 1/2 su bardağı soğuk demli çay, 1 su bardağı havuç rendesi,1,5 su bardağı kadar süt, 1/2 su bardağı sıvıyağ, 125 gram yumuşak margarin, 1,5 tatlı kaşığı tarçın, 1/2 su bardağı ceviz kırığı, 1 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi.
 Şeker Sosu İçin: 1/2 su bardağı pudra şekeri, 2 yemek kaşığı portakal suyu.
Üzeri İçin: hindistan cevizi.


Yapılışı

  1. Önce fırını 180'e ayarladım.
  2. Yumurtaları kırıp şekeri ekledim tam saat tutup 3 dakika blendırda çırptım.Daha sonra üzerine süt, sıvıyağ, margarin ekledim.Margarin iyice karışına kadar çırptım. Üzerine diğer kek malzemeleri kattım ve kek unumu katıp iyice yedirdim. 
  3. Katı margarinle iyice yağlanmış kalıba alıp koydum.İyice pişinceye kadar kapağını açmadım. Kekim pişince soğumasını bekledim. Kalıbımdan yavaşça çıkardım. 
  4. 1/2 su bardağı pudra şekerini 2 kaşık portakal suyuyla iyice çırptım. Kekin üzerine döktüm. En üstüne hindistan cevizi serptim. Afiyet Olsun.

23 Aralık 2011 Cuma

İşte Tüm Türkiye’nin Merakla Beklediği Tarif!


Son zamanlarda herkesin konuştuğu hatta Obama’nın hanımının bile merak ettiği tarif; Pınar Labneli!

Herkes bu tarifi merak ediyor, lezzeti dünyanın bir ucuna yayılıyor.

Pınar Labneli Yedi Baharatlı Pasta’nın tarifini www.facebook.com/PinarLabne adresinden öğrenebilirsiniz.

Diğer Pınar Labne’li tarifleri herkesten önce öğrenmek için sayfayı takip etmeyi unutmayın!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Fırında Karnıbahar


                                  Mutlu haftasonu dilerim herkese. Bugün sizlerle yine kayınvalidemden öğrendiğim bir tarifi paylaşacağım. Bizim evde karnıbahar fırında yenir. Kaşar yerine tercihimizi sarımsaklı yoğurttan yana kullansak da, bazıları üzerine kaşar rendeleyip fırına tekrar sürüp erimesini sağlıyorlar. Ben bugün kaşarı öylesine kullandım diyebilirim. Biz tabaklarımıza alınca yine sarımsaklı yoğurtla yedik yemeğimizi. Bu arada küçük bir not: İnce bir şekilde tepsiye alırsak daha iyi kızaracağı için o kadar da lezzetli olacaktır. Afiyet Olsun.
Malzemeler: 1 kg karnıbahar, 2 yumurta,1 soğan rendesi,2 patates,3 kaşık galetaunu,1 çay kaşığı karabiber,1 çay kaşığı kırmızı pul biber,1 çay kaşığı kurunane, 1 çay kaşığı kişniş.

Yapılışı:

  1. Karnıbaharları parçalara ayırıp derince bir tencereye alıyoruz. Patatesleri soyup ikiye bölüyoruz onları da aynı tencereye alıp üzerine tuz ve su koyup haşlamaya bırakıyoruz.
  2. Sebzeler haşlanınca süzgece alıp soğuyunca çatalla eziyoruz. Üzerine soğanı rendeleyip ekliyoruz.
  3. 2 yumurta kırıyoruz, 3 kaşık galetaunu ekliyoruz, 1 tatlı kaşığı sıvıyağ ekliyoruz, tuz ve baharatları katıp iyice karıştırıyoruz.
  4. Yağlanmış fırın kabımıza bu karışımı alıp iyice kızarıncaya kadar pişiriyoruz. İsteğe göre üzerine kaşar rendesi eklenip tekrar fırına sürülebilir, yada bizim tercih ettiğimiz gibi sarımsaklı yoğurtla tüketilir. 

22 Aralık 2011 Perşembe

Ispanaklı El Açma Börek


                                   Bugün sizlere muhteşem bir ıspanaklı börek tarifiyle geldim. Daha önceden patatesli el açması yaptığım böreğin hamurunu beğenmiştim. Bu sefer yine aynı hamurla yaptım böreğimi. Küçük değişiklikle sadece; ıspanak-peynir eşliğinde.Bu hamur bence pek çok börek çeşitlerinde hiç düşünülmeden kullanılacaklar arasında şimdiden yerini aldı.
Ben bu tarifimi Çay Kahve Bahane Etkinliği'nin ev sahibesi Annemin Kızıyım arkadaşıma gönderiyorum. Arkadaşıma bol paylaşımlar diliyorum.
                                  Malzemeler:
Hamuru İçin: 2 su bardağı ılık su,1 su bardağı ılık süt,1 su bardağı sıvıyağ, 1 tane yaşmaya, 2 yumurta( beyazlar hamura sarılar üzerine),2 tatlı kaşığı şeker,3 tatlı kaşığı tuz.
İç Harcı İçin: 1 demet ıspanak,1 tane ortaboy soğan, 1 kibrit kutusundan büyükçe beyaz peynir,sıvıyağ.
Üzeri İçin çörekotu,susam.

Yapılışı:

  1. Su ve sütü derince bir kaba boşaltıp içine mayayı katıyoruz elimizle mayayı iyice eziyoruz. Sıvıyağı ekliyoruz. Şeker ve tuzu ekleyip bunları eritiyoruz. Yumurtaları kırıp beyazlarını hamura ekliyoruz(sarılarını üzerine sürmek için ayrı bir kaba alıyoruz)Azar azar aldığı kadar un katıyoruz. Ne çok katı ne çok yumuşak bir hamur olacak. Elimize yapışmayan bir hamur oluncaya kadar yoğuruyoruz.
  2. Tezgaha atıp biraz da tezgahta yoğuruyoruz ve üzerini nemli bir bezle kapatıp mayalanmaya bırakıyoruz.
  3. Hamurumuz mayalanırken biz, ıspanağı hazırlamaya başlıyoruz. Ispanakları yıkayıp doğruyoruz, süzgece alıyoruz.Soğanları genişçe bir tavada biraz sıvıyağ ile pembeleşinceye kadar kavuruyoruz, üzerine ıspanakları katıp birlikte biraz daha kavuruyoruz. Üzerine tuzu ekleyip (isteğe göre kırmızı biber de katabilirsiniz)soğumaya bırakıyoruz.Soğuyan ıspanağa peyniri ezerek ekliyoruz.
  4. Hamuru 8 bezeye ayırıyoruz.Her bir bezeyi un yardımıyla açıp içine 1-2 tatlı kaşığı kadar sıvıyağ döküyoruz ve her yerine değiriyoruz.İç harcımızı en kenardan boylu boyunca sıra halinde yayıyoruz. Rulo yapmaya başlıyor, yufka bitene kadar rulo yapıyoruz. Dikdörtgenler halinde kesip yağlanmış tepsiye diziyoruz. Biraz da tepside mayalandırıyoruz.
  5. Fırınımızı 200 dereceye ayarlıyor ve ısıtıyoruz. Böreklerin üzerine önceden ayırdığımız yumurta sarılarını sürüp çörekotu ve susamla süsleyerek fırına veriyoruz. Afiyet olsun...

                                   
                                     

21 Aralık 2011 Çarşamba

Makarna Salatası



                   Her çarşamba günü, kızımın okulu için hazırlıyorum makarna salatasını.O zaman aklıma geldi " Ben niye daha önce makarna salatasını paylaşmamışım" diye. Makarna salatası içine pek çok çeşit sebze katılabilen salatalardan bir tanesi. İsterseniz yoğurt-mayonez ikilisini, isterseniz sadesini tercih edebilirsiniz. Bugünlük bu kadar sevgilerle...

Malzemeler: 1/2 paket kadar istediğiniz makarna, 3 dilim salam,1/2 küçük kavanoz mısır,1 tane kırmızı biber,4 adet küçük salatalık turşusu, 5 kaşık yoğurt,2 kaşık mayonez, isteğe göre dereotu, havuç vs.

Yapılışı:

  1. Makarnalar haşlanır, süzülür. İçine salam, biber ve turşular küçük küçük doğranır.
  2. Mısır yıkanır . Yoğurtla mayonez karıştırılır ( isterseniz sarımsak koyabilirsiniz tabi). Salataya ilave edilir.Tuzu da eklenince bitmiş olur. Afiyet Olsun...





19 Aralık 2011 Pazartesi

Balkabağı Zamanı 3 Tarif Birden






     Herşey bir küçük balkabağı ile başladı. Annem geldiğinde bahçesinde yetiştirdiği balkabaklarından, ikisini de alıp gelince, mevsim de kış olunca, balkabağı tariflerimi hayata geçirmek farz oldu. Eğri büğrü , siyaha yakın gri renkli bir balkabağı idi kendisi. Parçalanıp yıkandı.Bir kasesi çorba için küçük küpler halinde doğranıp dolaba kaldırıldı. Geriye kalanının üzerine şeker konularak bir gece öylece bekletildi.Üçüncüsü ise balkabakları pişince rondodan geçirilip yapıldı. Bol balkabaklı bir gün oldu. Güzel oldu.

Balkabağı Tatlısı İçin:
Malzemeler: 1 küçük balkabağı, 2-3 su bardağı kadar şeker( şeker miktarı kabağın cinsine yada sizin damak tadınıza göre değişebilir.), 1 bardak kadar ceviz içi.

Yapılışı:
Balkabakları eğer doğranmış almışsanız işiniz daha kolay demektir. Ben kendim ayıklayıp istediğim büyüklükte doğradım. (çok küçük olmayacak şekilde). Ben ağzı geniş bir teflon tencerede pişirdim. Balkabaklarını tencerenin dibine bir sıra dizdim, üzerine kaşıkla şeker gezdirdim, bir sıra daha kabak dizdim bir sıra daha şeker gezdirdim.(şeker koyarken elinizi fazla korkak alıştırmayın:))Böylece kabaklarım bitene kadar devam ettim. Tencereyi bu şekilde 1 gece beklettim.Sabaha kabaklar suyunu salmıştı. Tencerenin altını açıp pişirdim. (yumuşayana kadar) En son üzerine ceviz serpip servis yaptım.


                   İkinci tarifimiz ise balkabakları pişmeden önce bir kase taze balkabağı ayırmıştım. Onunla çorba yaptım. İlk kez geçen sene denediğim bu çorbayı her gün içmesemde senede bir kere içmek istiyorum.Egzotik, Hindistan yemeklerini andıran bir çorba. Bu çorbayı çeşitli et  yada tavuk yemeklerinde kullanmayı düşünmedim değil.Buyurun tarife:
Malzemeler: 1 kase küp küp doğranmış balkabağı, 2 orta boy patates, 1 orta boy soğan, 3-4 diş sarımsak,1 kırmızı biber(acı olursa iyi olur), 1 yeşil biber,1 su bardağı süt, 2 çay kaşığı sebze çeşni,2 çay kaşığı zencefil,1/2 çay kaşığı zencefil,1/2 çay kaşığı tarçın,1/2 çay kaşığı karabiber, 1 çay kaşığı kişniş,1 çay kaşığı kimyon,2 çay kaşığı zerdeçal.(görüldüğü üzre bol baharatlı tam bir kış çorbası)

Yapılışı:

  1. Bir tencereye biraz sıvıyağ koyuyoruz. Soğanı doğrayıp, ekliyoruz. Ardından küp küp doğranmış balkabaklarını, ve yine küp küp doğranmış patatesleri ekliyoruz.  Sarımsakları doğrayıp ekliyoruz.Biberleri küçük küçük doğrayıp ekliyoruz. 4 su bardağı su koyuyoruz. Bir taraftan sebze çeşni, zencefil, tarçın, karabiber, kişniş, kimyon, zerdeçal da ekliyoruz. Patatesler ve balkabakları yumuşayıncaya kadar kaynatıyoruz.
  2. İkinci aşama bu karışımın soğuyunca rondodan geçirmek oluyor. (Siz isterseniz sıcak da yapabilirsiniz). 
  3. Üçüncü aşama ise tekrar çorbamızı ocağa koymak. Gerekirse 1-2 bardak su ekleyebiliriz. (Unutmayalım bir bardak da süt konulacak.) Çorbamız bir iki taşım kaynayınca içine bir bardak süt ekleyip 1-2 dakika içerisinde kapatıyoruz. 
Not: Bu çorba normalde koyu kıvamlı içilirmiş. Fakat ben kendi damak tadıma göre fazla koyu kıvamlı çorbaları sevmediğim için biraz daha sıvı yapıyorum. Bu yüzden su ölçüsünü tam olarak vermedim Yani size kalmış.


                 Üçüncü ve son tarifimiz ise balkabağı tatlısını bir gün yeyip de bitiremeyenlere göre bir tarif. Ben balkabağı tatlısını pazar günü yaptım. Bir gün yedik ikinci günü ise farklı olsun istedim. Bir zamanlar gelen misafirlerime yaptığım şekliyle bu kez de sizler için yaptım. Biz bu şekliyle çok seviyoruz. Bir bakıma balkabağı pastası gibi...

Malzemeler: 2 kase pişirilmiş ve rondodan geçirilmiş balkabağı tatlısı, 2 kepekli bisküvi, 2 paket sade kremşanti,2 su bardağı soğuk süt, 1/2 su bardağı çekilmiş ceviz içi.


Yapılışı:
  1. Pasta altlığımızın tabanına, balkabağı tatlısının suyuna bandırılmış kepekli bisküvileri yayıyoruz. Tabanını kaplaması gerekiyor.Benim pasta altlığıma göre 1,5 paket kadar bisküvi gitti.Geri kalan bisküvileri de rondodan geçirdim.( Bu noktada bir şey söylemek yararlı olacaktır. Benim balkabağı tatlım sulu değildi. Böylece içine fazla bisküvi eklemem gerekmedi. Siz biraz da kendiniz tatlınızın sulu yada kuru oluşuna göre ayarlamalısınız) 1/2 su bardağı kadar ceviz içinide rondodan geçiriyoruz.
  2. Rondodan geçirilmiş balkabağı tatlısına bisküvileri, cevizleri  ekleyip derince bir kasede karıştırıyoruz.Islattığımız bisküvilerin üzerine eşit olarak yayıyoruz.
  3. En son aşama soğuk sütle hazırladığımız kremşantilerimizi,kremşanti sıkma aparatına koyup küçük küçük sıkıyoruz. Soğuması için dolaba alıp. Servis yapıyoruz. Afiyet olsun...



18 Aralık 2011 Pazar

Kaşarlı Pastırmalı Üçgen Börek


                      Bir haftayı daha geride bıraktık. Aralık ayını da yarısından fazlasını bitirdiğimiz şu günlerde, 1 yıl önce buraya bunları yazacaklarım asla aklıma gelmezdi.Şimdi her yaptığım tarifimde yaşadığım o heyecanla sizlerle buluşuyorum. "Sanırım ben dünyanın en mutlu insanlarından biriyim"dedirten tek şey yemek yapmak değil, yaptıklarımın resmini çekmek de değil tabi.En acele en çabuk tarafından bile oluşturduğum sofralarda bir nokta bir kare yakalayabilmek ve bunu sizinle paylaşabilmek. Kendimi daha bir işe yaramış hissetmemi sağlıyor. Bilgisayarımın karşısında, klavyem elimin altında olduğu sürece yazmak istiyorum.
                     Üçgen börek yada diğer adıyla çıtır börek yıllardır birçoğumuzun yaptığı bir börek çeşididir eminim. Bu pazar kahvaltıya yaptığım bu börek görünmeyen sofralarda bir köşelerde kalsın istemedim. Şahsen çok severim ben. Tabi çocuklar da seviyor.
                      Bu hafta eşim Kayseri'den dönüşte almış pastırmaları. Ben her pastırmayı yiyemiyorum. Çemenin kokusu beni rahatsız ediyor. Fakat geleneksel olan herşeye hürmetimin olduğu gibi pastırmaya da bir hürmetim var. Bu hafta Pembe Kekik'in bloğunda görmeden önce siparişi vermiştim eşime. Ben de şekli farklı olsun istedim. Bir paylaşım, bir tarif daha, diye asla değil. Sizlerle buluşmanın bir vesilesi daha olsun diye elbette ki.
                     Kolay bir börek. Yapılışı da kolay olacak.
(Ben 3 yufka kullandım 1 tepsi çıktı. Siz istediğiniz kadar yufkayla yapabilirsiniz. Bence en önemli nokta yufkayı el açması tercih etmek ve şeritler keserken fazla kalın olmayan şekilde kesmek.)
Malzemeler:
3 yufka,bir çay bardağı kaşar rendesi,küçük parçalara ayrılmış isteğe göre pastırma, bir bardak sıvıyağ, 1 yumurta.

  Yapılışı:

  1. Yufkanın üçünü üst üste koydum. Enlemesine şeritler halinde baştan başa kestim. Bu şeritler çok kalın olmayacak  çok ince de olmayacak.Şeritler kalın olursa üçgenleriniz büyük olur, ince olursa üçgenleriniz küçük olur.
  2. Her bir şeridi aldım fırça yardımıyla sıvıyağ ile yağladım.Bir ucuna kaşar-pastırma karışımını koyup üçgen şeklinde sardım. 
  3. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirdim. Üzerine yumurta sarısı sürülmüş börekleri (isteğe göre çörekotu da kullanabilirsiniz) 180 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirdim Afiyet Olsun...
Not: Börekler kıymalı yada istediğiniz başka çeşit malzemeyle de olabilir.Size kalmış.

17 Aralık 2011 Cumartesi

Ödülüm Var...

                                                                   
 Sevgili Emine Kaya beni "çok yönlü blogger" ödülüne layık görmüş. Kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. Kendi hakkımda 7 gerçeği daha önceki postumda açıklamıştım. "İçinde sevgi ve saygılarımı ikram ediyorum." demiş. Benden de kendisine en içten dileklerimle sevgilerim gitsin.Teşekkürler Sevgili Emine Kaya.

15 Aralık 2011 Perşembe

Kestane Şekerli Krem Şantili Pasta


                              Hayırlı Cumalar Dostlarım. Dostlarım diyorum size. Biliyorum dostun anlamını en ziyadesiyle.Kendimi bildim bileli tanıdığım, hala görüştüğüm, sırdaşlık ettiğim, dostlarım var benim. Biliyorum bazılarınız içinizden diyecek ki "Dost sadece bir tanedir. Hadi diyelim iki tane".Yok benim birkaç tanedir.Çocukluğum onlarla geçmiştir. Sokaklarda onlarla oynamışım, İlk aşık oluşumu onlarla paylaşmışım, ilk hayal kırıklığımı ve sonrakileri. Acılarımı paylaşarak azalttığım, mutluluklarını mutluluğum yaptığım... Güzel günlerimiz güzel gecelerimiz, güzel 25 yılımız geçti.Ben ne isem onlar da o diyebilecek kadar güvendiğim dostlarım.Rabbim bana onları verdiği için binlerce şükür.
                             Şimdi ise sizlere diyorum dostlarım diye. Biliyorum biryerlerde beni okuyan, dinleyen, beni anlayan o güzel insanlar var. İçinizden birkaçını sanki yıllardır tanıyor hissiyle doluyum. Yada ortak bir noktada birleşince benimle aynı duyguları yaşadığına inandığım yürekler var.
                               6 ayı geçti bloğumu kurmam. Daha önceleri ne yapıyordum bilmiyorum. Öncesi yok. Sonrası var. Daha iyi nasıl düzenleyebilirim, güzel tarifleri nerelerden bulabilirim, gibi binbir çeşit düşüncelerim var. Bazı akşamlar yarınki tarifim ne olsun diye uyuyamadığım geceler. Herşeyi buradaki küçücük pencereye sığdırmaya çalışma çabalarım.
                                Yazmak yazmak istiyorum. Sonsuza kadar yazmak. Sayfalar dolusu yazmak. İçimi dökmek. Şimdi içinizden bazıları düşünecek mutsuzmuyum diye. Hayır. Tam aksine. Bir değişik sarhoşluk halindeyim sanki. Sakinim, umutluyum, sabırlıyım, hiçbir zaman olamadığım kadar hoşgörülüyüm...
                                 Kimbilir belki beni bu ruh haline sokan yegane şey cumanın hayrıdır. Dedim ya kimbilir...
Bu kadar tatlı konuştuktan sonra,bir tatlıyla noktayı koyalım değil mi.Buyurun tarifi almaya.

        Malzemeler;
Keki İçin: 5 yumurta,1 büyük boy subardağı süt, aynı bardakla sıvıyağ, aynı bardakla bir bardak şeker,1/2 tatlı kaşığı tarçın,1 küçük elma rendesi,6 kaşık kepekli un,8 kaşık normal un(gerekirse 1 kaşık daha koyabilirsiniz),2 kaşık nişasta,2 kabartma tozu,vanilin.

 Kremşantisi için; 4 beyaz kremşanti, 3 bardak soğuk süt.

İçi ve üzeri için; 1 tane muz, bir küçük kutu kestane şekeri,2 kaşık çekilmiş ceviz,2 kaşık çekilmiş yeşil fıstık içi,isteğe göre hazır çikolata sos.

Yapılışı:

  1. Yumurtaları kırıp şekerle beyazlaşana kadar çırpıyoruz. Üzerine kabartma tozu haricindeki bütün malzemeleri katıp karıştırıyoruz. En son içine kabartma tozlarını katıp karıştırıyoruz.Yağlanmış kalıbımıza koyuyoruz. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında pişinceye kadar bırakıyoruz.
  2. Bu arada kremşantilerimizi hazırlıyoruz.Sütünü az koyuyoruz ki koyu kıvamlı olsun. Eğer siz kremşantiyi çok sevmiyorsanız; hazır pasta kreması yada kendi yaptığınız herhangi bir pudingi iç malzemesi için kullanabilirsiniz. 
  3. Fırından çıkardığımız kekimiz soğuyunca ikiye kesiyoruz. İçini herhangi bir mermalat yada sütle ıslatıyoruz. Kremşantiyi sürüyoruz. Üzerine kestane şekerlerinin yarısını parçalara ayırarak serpiyoruz, muzun yarısını yuvarlak kesip koyuyoruz, ceviz kırıntılarını koyuyoruz. Diğer  keki de ıslatıp, üzerine koyuyoruz.
  4. Tekrar en üstünü kremşanti ile kaplıyoruz.Artan muzu, kestane şekerlerini koyuyoruz. Yeşil fıstıkla süsleyip üzerine hazır çikolata sosunu gezdiriyoruz. Afiyet Olsun.
  Ben bu tarifimi Sevgili Annemin Kızıyım'a Çay Kahve Bahane Etkinliğine gönderiyorum. Kendisine kolaylıklar diliyorum. Sevgiler...
                              

Milföylü Yufkalı Börek ve Hayatımdaki 7 gerçek...

                       
                         Cafe Portakal'dan aldığım bu tarifi yine geçen pazar gelen misafirlerim için yapmıştım. Kıymalısını tercih ettim. Altında ve üstünde milföy olan bu börekte içine yufka konuluyor. Yiyenler beğendi. Bigilerinize.

Malzemeler: 1paket milföy,2 adet yufka
İç Harcı: Kıyma, kurusoğan,karabiber,kırmızı biber, maydanoz.
Sosu: 1 yumurta,1 kaşık yoğurt,1 şişe soda,1/2 bu bardağına yakın sıvıyağ,
Yapılışı:

  1. Tepsinin tabanına yağlı kağıt serilir. Üzerine bir sıra milföy konulur. 
  2. Kıyma ince doğranmış kuru soğanla kavrulur. Soğumaya alınır.Baharatlar ve tuzu katılır.
  3. Milföylerin üzerine yufkanın bir tanesi parçalanarak kapatılır. Üzerine soğuyan kıyma harcı konulur. Kıymalar diğer yufkanın parçalanmasıyla tekrar kapatılır.
  4. En üste tekrar milföylerle kapatılır ve dilimlenir.
  5. Üzerine sos malzemeleri karıştırılarak dökülür ve 1 saat dolapta dinlendirildikten sonra fırına sürülür. Üzeri kızarıncaya kadar 180 derecede pişirilir. Afiyet olsun...

                Şimdi gelelim bu günkü ikinci konumuza: Sevgili Pasta Köşesi beni mimlemiş, beni düşündüğü için kendisine teşekkür ediyorum. Hayatımdaki 7 gerçek nedir demiş.Ben de şimdi başlıyorum  soruları cevaplandırmaya.

 1)İlk bakışta anlaşılır biri değilim sanırım. Mesela; bazıları beni soğuk bir insan olarak görür, bazıları saf bazıları ise fazla bilmiş vs. Karmaşık olmaya çalışmam aslında olduğum gibi görünme çabam her zaman üst safhada olmuştur.

2) Kızlarımdan ayrılamam. Yani sabah gidip akşama kadar görmesem kötü olurum. Onları babaannesine bırakıp giderim, işim bitince koştura koştura eve zor atarım kendimi. Bebekliklerinden kalma bu duyguyu atamadım bir türlü.

3) Geçen seneye kadar panik atağım vardı. Geleceği düşünerek kaygılanmak beni epey yoruyordu. İlaç milaç derken baktım olacak gibi değil tam bir tevekkülle Allah'a teslim olmayı seçtim.Şimdi hayrın ve şerrin O'ndan geldiğini daha iyi anlıyor ve başıma gelenleri daha vakur bir şekilde kabulleniyorum.

4)Hep deniz kıyısında küçük bir yerde yaşamak  hayalim vardır. Balığı denizden çıktığı gibi yemek, sebzeleri köy pazarından taze taze almak, hatta kendi otlarımı yemişlerimi kendim dağlardan toplamak gibi.

5) Sürekli birşeyler öğrenmek çabasındayım. Kendimi bildim bileli hep öğrenmeye çalıştım. Evlendim çocuğuma rağmen açık öğretimle okulumu 4 yıllığa  tamamladım, her gün işime yaramasada 3 ingilizce kelime öğrenmeye çalışıyorum mesela. Şimdilerde bütün derdim bloğum ve tabi yemek tarifleri oldu.

6) Çocukluğu başarılı geçmiş biri olarak lise de fena sayılmaz ama sonraki yıllarda geriye düşüş yaşadım hep.Başarısızlığa alışmam epey zamanımı aldı. Hırslı biri hiç olamadım. Ama elimden gelenin en iyisini yapmasam kendimi mutsuz hissediyorum. Yani başarılı olan insanları kalpten alkışlarım, onları takdir eder onlar için iyi dileklerde bulunurum.Sokakta bir insan görsem onun için içimden Allah'a dua ederim.

7) Sonuncu gerçeği sizin tamamlamanız gerekiyormuş sevgili okuyucu. Bu postu okuyunca lütfen oradan nasıl göründüğümü yazarsanız sevinirim.

      Şimdi sıra geldi yeni kişileri mimlemeye.Sevgili Fatma,Sevgili Durme,Sevgili Nesrin,Sevgili Fatoş arkadaşıma gitsin. Bakalım onların hayatındaki 7 gerçek ne imiş. Sevgiyle kalın.

13 Aralık 2011 Salı

Domatesli Kuzukulağı Salatası



                           " Pazar günü misafirlerim vardı" demiştim. Fakat fotoğraflamak kısmet olmadı. O günkü menümden kalan bir salata bu; Kuzukulağı  Salatası. Kuzukulağını çok sever ve bolca tüketiriz biz. Tabi bunun yanısıra tere ve roka da gelir. Bazen ise bu şekilde salatalarını yapıyorum.Bu defa içine sarımsaklı yoğurt yerine domatesin hem kurusunu hem de tazesini kullanmayı tercih ettim. İki aynı sebze ve iki farklı tadı birleştirmek istedim. Bence güzel bir salata idi. Yiyenler de beğendi. Sevgilerimle...

Malzemeler: 2 demet kuzukulağı,1 büyük domates,1 küçük konserve kutusu mısır,1 avuç kadar domates kurusu,zeytinyağı, limonsuyu, tuz.

Yapılışı:

  1. Domatesleri bir kaç saat önce sıcak suda yıkayıp yine sıcak suda yumuşamak üzere bekletiyoruz.
  2. Kuzukulağının yapraklarını doğruyoruz, salata kasesine alıyoruz.
  3. Taze domatesin kabuklarını soyup, küçük küçük doğruyoruz. Kaseye ekliyoruz. 
  4. Yumuşayan domates kurularını küçük küçük doğrayıp salataya ekliyoruz.
  5. Mısırları ekleyip üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirip servis yapmadan önce biraz da tuz ekliyoruz. İsteğe göre dövülmüş ceviz ile süsleyebilirsiniz. Afiyet Olsun...