..

30 Eylül 2013 Pazartesi

Tereyağlı Katmer


           Mutlu haftalar Sevgili dostlar...
Pazartesi sabahında sizlerle mis gibi katmerlerle merhaba diyorum. Katmeri ilk kez yaptım. Kayınvalidemden aldığım tarife göre içine süt ve sıvıyağ katılmıyordu fakat ben dayanamadım çok az sıvıyağ ve az biraz süt ekledim. Daha dirençli daha inatçı bir hamur oldu fakat bir o kadar da lezzetli idi.
Katmerleri aslında haşhaşlı yapmayı da seviyorum. Evde haşhaşım bittiği için, dışarı çıkmak da zor geldi bu ağır ve hantal halimle, tereyağlı yaptım. Tereyağlı tadıyla takdire şayandı o kadar diyorum.
Katmer yapmayı gözünüzde büyütüyorsanız, aslında tek iş hamurun mayalanması, ondan öte bir zorluğu yok. E ben bile yaptıysam, daha ne olsun. Bizim evin zor beğenen ahalisi ve bir küçük misafirimiz vardı hepsi de çok severek tükettiler. Sıra sizde. Buyurun tarife...



Katmer için Malzemeler:

  • 5 su bardağı un
  • 1/2 paket yaşmaya
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1/2 yemek kaşığı tuz
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı süt (büyük)
  • 1 çay bardağı su (büyük)
  • İçine Sürmek için: 100 gram tereyağ ve 1 küçük çay bardağı sıvıyağ




























  Yapılışı:
  1. Sütün içine yaşmayayı ve şekeri katıp eritiyoruz.
  2. Un ekleyip, tuz,sıvıyağ,su katıp yoğuruyoruz.
  3. İki katı büyüklüğünde kabarıncaya kadar mayalandırıyoruz.
  4. 1 küçük çay bardağı ve 100 gram tereyağını birlikte tavada eritiyoruz. Soğutuyoruz.
  5. Hamuru 7 bezeye ayırıyoruz. Resim 4 'deki gibi açıyoruz ve 2 kaşık katar tereyağlı karışımdan katıyoruz.Kenarından başlayarak rulo halinde kapatıyoruz.
  6. Yuvarlatıp şekil 6'daki şekli veriyoruz. Temiz bir bezin üzerinde oda sıcaklığında 2 saat mayalandırıyoruz. (Bu esnada aceleniz varsa fırınınızın mayalandırma kısmını kullanabilirsiniz.)
  7. Her bir parçayı, yuvarlatarak açıyoruz.
  8. Hafifçe tereyağlı karışımdan dökülmüş teflon tavada arkalı önlü pişiriyoruz. Gerektikçe yağ eklemeyi unutmayın.Afiyet olsun...
Bugün yine bir hediye çekilişi paylaşmak istiyorum. Şimdiye kadar hiç böyle çekilişlerde hediye kazanamamış hatta amorti bile tutturamamış biri olarak inatla şansımın üzerine gitmeye karar verdim. Buna istinaden yine son anda gördüğüm İncir Çekirdeği 'nin hediye katılıyorum. Pembe sever biriyseniz bu şal ve bilekliği kullanmak isteyebilirsiniz. Çanta konusunda şüphelerim olsa da bende iki kız evlat var ne olcak sanki :)


26 Eylül 2013 Perşembe

Karışık Meyve Püreli Puding ve Bloklardan Hediye Çekilişleri


                       Bir pazar gününde, kızlar koşarak mutfağa yanıma geldiler. "_Anne, puding oldu mu?" dediler. Benden oldu onayını alınca da henüz dolaba bile kaldırmadığım pudingleri masanın üzerinde görüp, ellerine birer kaşık alıp daldılar birine. Abartmıyorum, ikisi birlikte, muhteşem olmuş, şahane olmuş, en güzel şeyleri onların anneleri yaparmış gibi bir sürü iltifatlar ettiler tabi bir taraftan da bir kase pudingi birlikte hüplettiler :)
                       Sütlü tatlıları çok seviyorlar. Bir de meyve sevgileri eklenince buna, karşı konulmaz oluyor. Şeftali, elma ve erik kullandım meyve püresi için. Üçünün birden aroması denemeye değer gerçekten. Hafif mayhoş olmasını isterseniz şeker miktarını azaltabilirsiniz. Her şekilde iyi gidecektir. Kalın sağlıcakla...


Orta boy 6 kup için:

Malzemeler:

  • 4 su bardağı süt
  • 2 türkkahvesi fincanı şeker
  • 1 türkkahvesi fincanı un
  • 1 silme yemek kaşığı nişasta
  • 1 yumurtanın sarısı
  • şekerli vanilin
Üzeri için:

  • 2 adet şeftali
  • 1 adet elma
  • 2 adet mürdüm eriği
  • 1/2 türkkahvesi fincanı şeker 
  • 1 tatlı kaşığı nişasta
  • 1 türkkahvesi fincanı su
Yapılışı:
  1. Süt, şeker,un,nişasta ve yumurta sarısını bir tencereye koyup iyice çırpın. Sonra ocağa alıp, sürekli karıştırarak kıvam alıncaya kadar pişirin.
  2. Ocaktan alınca içine vanilini ilave edip bir daha çırpın. Eşit miktarda kaselere ayırın.
  3. Şeftali, elma ve eriğin kabuklarını soyup, blendıra yerleştirin. İçine şekeri de katıp püre haline getirin.
  4. Hazırladığınız püreye nişasta ve su katıp, kaynatın. Göz göz olup kaynayıncaya kadar karıştırın ve bu şekilde de biraz kaynattıktan sonra ocaktan alın ve soğumaya bırakın.
  5. Püre soğuyunca, pudinglerin üzerine eşit miktarda yayın. (Biraz artabilir)
  6. Soğuması için buzdolabında 2 saat bekletin. Afiyet olsun...

Öncelikle ilk hediye vermek isteyen arkadaşımız Değmesin Yağlı Boya. Bugüne kadar pek çok bloğa header yapmış olan arkadaşımız 10 kişiye daha header yapmaya talip.Umarım biri ben olurum ...
Değmesin yağlı boya 10 kişiye header(anasayfada bulunan geniş resim)hediye ediyor 10 kişiden biri olmak için buraya tıklayın:Mutluluğum Seninle Artsın-Şartsız 10 header Hediye!
                               

İkinci çekiliş Mutfak Dili arkadaşımdan 6. yılına özel . Yukarıda resimde görülen cicileri hediye etmek istiyor. Siz de hediye çekilişine katılmak isterseniz, Mutfak Dili 'ni ziyaret edin. 

Üçüncü çekiliş ise Aylin ' den. Yukardaki arabalı cicileri gönderiyor.  Katılmak isteyenler buradan daha fazla bilgi alabilirler. 

25 Eylül 2013 Çarşamba

Zeytinyağlı-Domatesli Yeşil Mercimek Yemeği


              Bu mercimekleri annem gönderdi. Bildiğimiz yassı ve büyük olan mercimeklerden değil. Tamamen yerli, ve doğal üretilmiş, hatta biraz tıknazca kalmış bir tür. Ayrıca bildiğimiz mercimeklerden daha koyu renk suyu oluyor.
              Mercimek yemeğini babamız yemez fakat ben sık sık yaparım. Mercimeğin tadını çok sever, pişerken kokusuna bayılırım. Hele de bol domatesli ve zeytinyağlı olursa. İstenirse içine erişte katılabilir yada bulgur... Fakat ben en çok bu şekilde tercih ediyorum.  Et yemeyenler, çocuklar ve hatta benim gibi bakliyat konusunda daha dikkatli davranmak zorunda olan hamileler için yeşil mercimek iyi bir tercih olur kesinlikle.


Zeytinyağlı-Domatesli Yeşil Mercimek Yemeği İçin Malzemeler:

  • 1 su bardağı yeşil mercimek
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 2 adet orta boy domates
  • 5,5 su bardağı su
  • zeytinyağı

Yapılışı:
  1. Mercimekleri yıkayıp, tencereye alınız. İçine 3 su bardağı su ekleyip biraz da tuz ilavesi ile yumuşayıncaya kadar haşlayınız.
  2. Soğanları ince ince doğrayıp, zeytinyağında şeffaflaşana kadar pişiriniz.
  3. Domateslerin kabuklarını soyup küçük küpler halinde doğrayıp, soğanlara ekleyiniz. Birlikte domatesi pişiriniz. 
  4. Haşladığınız mercimeklerin suyunu süzüp çok az ılık su tutun. 
  5. Mercimekleri tencereye ekleyip, bir iki kavurun. Sonra 2,5 su bardağı ılık su ekleyerek tuzunu da ekleyip, pişmeye bırakın. Afiyet olsun...

22 Eylül 2013 Pazar

Sodalı Poğaça - Bayatlamayan Poğaça





             Bir pazartesi sabahından günaydınlar hepinize...
Okulların açılmasıyla birlikte, poğaça mevsimini de açıyoruz :) . Artık pazartesileri bir çeşit hamurişimiz bulunuyor. Beslenme çantalarında rahatlıkla koyulacaktır ayrıeten misafirlerin hatta kendi kahvaltı masanızda büyük bir gururla yerini alacaktır sodalı poğaça yada namıdiğer bayatlamayan poğaça.
              Evet bu poğaça gerçek bayatlamayan poğaçadır. Ben yağ oranını az tuttum, siz isterseniz biraz daha artırabilirsiniz. İçini sade yaptım, siz isterseniz peynirli, kıymalı vs yapabilirsiniz. Hatta köfte vs gibi malzemeler eklerek hamburger ekmeği niyetine bile kullanılabilir.
              Kesinlikle tavsiye ederim. Reçetesi sık yapılan tarifler listesinde mutlaka bulundurulması gereken bir tarif. Benden söylemesi...

Malzemeler:

  • 1/2 yaşmaya
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1,5 yemek kaşığı şeker (silme)
  • 1/2 yemek kaşığı tuz
  • 1 su bardağı soda (bir şişe oda ısısında)
  • 1/2 su bardağı ayçiçek yağı
  • Üzeri için: 1 yumurta sarısı, çörekotu, susam
Sodalı Poğaçanın yapılışı:
  1. Şeker ve mayayı bir kaba alıp, sütle bunları eritiyoruz. Bu karışıma soda, ayçiçek yağı ilave edip, azar azar un eklemeye başlıyoruz. Tuz ilavesini de bu esnada yapıyoruz.
  2. Hamurun ne kadar un alacağı sizin ölçülerinize bağlı. Azar azar ekliyoruz ki, istediğimiz kıvam alınca durabilelim. Hamur ne katı nede yumuşak olacak. Şekil vermesi açısından daha düzgün olması için fazla yumuşak hamur da istemiyoruz.
  3. Hamuru 30 dakika ılık bir yerde üstü örtülü bir şekilde mayalanmaya bırakıyoruz. Hamur mayalanınca tekrar yoğurup bezelere ayırıyoruz. Bu bezeler cevizden biraz büyükçe olacak. İki tepsilik poğaça çıkacak.
  4. Tepsimizi katı yağla yağlayıp, üzerine bu bezeleri koyuyoruz. Bir süre de tepside mayalanması için kenara alıyoruz. Bu esnada, fırını da 180 dereceye ayarlayabilirsiniz.
  5. Poğaçaların üzerine yumurta sarısı ve susam-çörekotu karışımını serpip pişmesi için fırına alıyoruz. Altı üstü kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet Olsun...

21 Eylül 2013 Cumartesi

Sütlü Kabak Çorbası



             Kabak çorbası uzun zamandır yapmayı düşündüğüm çorbaların başında geliyordu. Sütlüsünü tercih ettim ve hazır krema kullanmak yerine süt ve kavurduğum unu kullandım. Böylece daha leziz olduğunu düşünüyorum. Ayrıca o çiğ un kokusundan eser kalmadığı gibi, kavrulmuş unun da ayrı bir rayihası oluyor.
             Ben bu çorbayı benim ufaklıklara patates çorbası diye yedirdim. Aslında böyle yalanlar söylemem hatta belki de bu ilk oluyor ama kabak çorbası deseydim özellikle de ufak olan kesin çok problem çıkartacaktı.
            Çok şahane bir çorba diyemiyeceğim tabi eğer sebze çorbalarını sever biri değilseniz. Fakat çocuklar hatta bebekler için özellikle sıkça yapılacak çorbaların başında.
             Çorbaya katılan suyun bir kısmını, kendi yaptığınız etsuyunu kullanarak daha da yararlı ve leziz hale getirebilirsiniz. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:

  • 3 orta boy kabak
  • 1 büyükçe patates
  • 1 orta boy soğan
  • 3 diş sarımsak
  • 5 su bardağı su
  • 1 kaşık kavrulmuş un
  • 2 su bardağı süt
  • tuz, karabiber, isteğe göre üzerine pulbiber

Yapılışı:
  1. Kabakları yıkayıp iri parçalar halinde bir tencereye alıyoruz. Tencereye patates, soğan ve sarımsakları da aynı şekilde iri parçalara ayırarak, üzerine 5 su bardağı su yada yarı yarıya etsuyu ve su karışımı katıp kaynamaya bırakıyoruz. Kaynamaya başlayınca içine tuz ve karabiber ekliyoruz.
  2. Sebzeler yumuşayınca, robota atıp püre haline getiriyoruz.
  3. Kuru bir tencereye bir kaşık un katıyoruz yağsız bir şekilde bu unu hafif kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Kavurduğumuz unu bir tabağa alıp, tencereye biraz yağ koyuyoruz. Püre haline getirdiğimiz sebzeleri de tencereye alıyoruz. 2 bardak süt ile kenara aldığımız unu karıştırıyoruz ve tencereye ilave ediyoruz. 
  4. Ocakta çorbayı biraz kaynatıp, alıyoruz. Bu esnada sizin çorbanın kıvamını nasıl istediğiniz önemli, eğer koyu bulunsanız, 1 su bardağı su ekleyip öyle kaynamaya alabilirsiniz.
  5. İsteğe göre üzerine çok az sıvıyağa pul biber ekleyip hafifçe yakarak üzerine dökebilirsiniz. Afiyet Olsun...

20 Eylül 2013 Cuma

Granül Kahveli Puding



         Kahvenin kokusunu her şeye yakıştırıyorum. Hamilelikten dolayı çay ve kahveye epeyce mesafeli olsam da bir küçük kaçamak yaptım gündüz gündüz. Kızlar da bayıldılar bu tada tabi. İçine katılan krema ve üzerindeki kremşanti epeyce ağırlık verir düşüncesindeyseniz, umduğumuz gibi olmuyor. Belki denemek isterseniz.
         Ben bu tarifi Soframız.com'dan aldım. Birebir de uyguladım. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:

  • 3 su bardağı süt
  • 1 kutu sıvı krema
  • 3/4 su bardağı kahverengi şeker (ben beyaz kullandım)
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 3 yemek kaşığı ılık su
  • 1 yemek kaşığı granül kahve
  • Üzeri için: Sade kremşanti
  • 1 su bardağı soğuk süt

Yapılışı:
  1. Krem şanti üzerindeki tarife göre çırpılır ve buzdolabına kaldırılır.
  2. Süt, krema, şeker, nişasta bir tencerede karıştırılır. Ocağa alıp, sürekli başında durarak karıştırılır. Böylece pudingin kıvam alması sağlanır.
  3. Kremanın altını kapatınca, 3 kaşık su ile kahve karıştırılır ve pudinge ilave edilir. Birlikte iyice çırpılır. 
  4. Servis kaselerine alınır ve soğumaya bırakılır. Soğuyunca buzdolabına alınır.Kremşanti üzerine sıkılıp servis edilir.Afiyet olsun...

19 Eylül 2013 Perşembe

İç Pilavlı Biber Dolması


           
            Annesi yorulmuş, akşam sofrayı toplamak için kızından yardım istiyor. Annesi tabakları akıtacak, kızı ise bulaşık makinesine yerleştirecek. Her seferinde kızından aynı şeyi işitiyor. "- Anne madem ki biz bu tabakları böyle yıkayacağız peki makine ne iş yapacak?"
         
            İzgi ile benim mutfakta sıkça yaşadığımız diyaloglardandır bu. Ben her seferinde tabakları akıtmayı abartırım, İzgicik ise buna bir anlam veremez kuzum. Ne yapayım elimde değil. Nerdeyse sabunlayıp akıtıp öyle koyacağım o kadar.
         
             Bu aralar yine yeniden , çamaşır suyuna takmış durumdayım. Birazcık gözüm açıldı, kokulara karşı duyarlılığım azaldı ya, yine o müthiş çamaşır suyu takıntım hortlayıverdi. Sanki çamaşır suyu kullanmasam temizlenmiyormuş hissi. Halbuki biliyorum zararlarını, hatta doğaya verdiği zararları... Fakat bu öyle bir takıntı ki, ellerimin üzerinde minik çiller bile çıkmaya başladı. Ne yapacağım bilmiyorum. Biraz kendimi dışarıya atmanın vakti geldi sanırım. Evde otur otur, orası pis burası temiz diyerek takıntılı oldum yine...

 Yaz olsun, kışlık dolaba kaldırdığım dolmalık biberleri olsun, incecik kabuklularından ve küçücüklerinden seçerim. Hele de böyle iç pilavla doldurulunca değmeyin keyfime.
              Her sofraya yakışır kendisi. Hem göze hem mideye hitap eder. Mutlaka yapıyorsunuzdur böylesini, ben ister zeytinyağlı, ister etli isterse böyle içpilavlısı olsun her türlü dolmayı severim. Midye dolma hariç :( Malesef deniz börtü böceğiyle aram iyi değil. Ne cesaret ederim ne de yiyebilirim.

Malzemeler:

  • 10 adet küçük dolmalık biber
  • 8 kaşık pirinç
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 2 kaşık dolmalık fıstık
  • 1 kaşık kuşüzümü
  • bir tutam dereotu
  • bir tutam maydanoz
  • 1 çay kaşığı yeni bahar
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 çay kaşığı kişniş
  • tuz
  • zeytinyağı
  • üzeri için 1 yada 2 adet domates

Yapılışı:
  1. Pirinci iyice yıkayıp, ılık suda bekletiyoruz. Dolmalık biberleri ayıklayıp, yıkıyoruz ve altına çatalla bir küçük delik açıyoruz. Dolmalık biberlerin içini işaret parmağımıza tuz sürerek tuzluyoruz.
  2. Soğanı incecik kıyıp, zeytinyağında şeffaflaşana kadar kavuruyoruz. Dolmalık fıstıkları ekleyip, rengi dönene kadar kavuruyoruz. 1 kaşık salçayı da ekleyerek, salçanın çiğ kokusunu çıkartıyoruz. En son pirinçleri yıkayıp atıyoruz, bir iki de onu tavada çevirip altını kapatıyoruz.
  3. Ocaktan aldığımız iç harcımıza tuz, ve baharatları katıyoruz. Önceden suya ıslattığımız kuşüzümünü ve ince kıyılmış dereotu ve maydanozu da ekleyerek karıştırıyoruz.
  4. Biberlerimizi bu harçla dolduruyoruz. En üstüne küçük parçalar haline getirdiğimiz domateslerle kapatıyoruz. Bir kaba 1/2 kaşık salça, su ve biraz da tuz ekliyoruz. Tencerenin kenarından dolmaların boyuna 1 parmak kalana kadar bu sudan ekliyoruz. Önce harlı ateşte, suyu kaynayınca da kısık ateşte pişiriyoruz. Benim bir daha su ilavesi yapmama gerek kalmadı, fakat siz yine de bir tane dolma alarak içinin pişip pişmediğine karar verebilirsiniz. Afiyet olsun...

17 Eylül 2013 Salı

Evde Simit Yapımı






         Pazartesi itibariyle, yeni okul dönemine başladık. Bütün okula başlayan öğrencilere hayırlı olsun. Benimkiler de başladılar haliyle. Dün çok zamanımızı aldı okul. Artık bütün gün nasıl yorulduysam, gece sabaha kadar döndüm, uyuyamadım.
          Pazartesi sabahına yetişmesi gereken bu yayın ise bugüne nasip oldu. Evde yapılan simit, yenilesi güzel bir tat veriyor. Fakat söylemeden edemiyeceğim, simitler pişerken, mutfaktan nasıl kokular geliyor, o susamlar fırından nasıl kokular yayıyor anlatamam. Benim ufak kızım bile, "_Anne ne yapıyorsun çok güzel bir koku geliyor"diye mutfağa geldi. O kadar diyorum yani.


                 Simit yapımı için malzemeler:

  •  1/2 paket yaşmaya
  • 1,5 yemek kaşığı şeker
  • 1/2 yemek kaşığı tuz
  • 2 su bardağı ılık su
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 yemek kaşığı sirke (elma kullandım)
  • 5 su bardağı un
Üzeri için:
  • 1 çay bardağı pekmez
  • 1 su bardağı kadar susam

Yapılışı:
  1. Derince kaseye, yaşmaya ve şekeri katıp azar azar ılık su ekleyerek eziyoruz.
  2. İçine tereyağ, sirke, tuzla karıştırılmış unu da katıp yine karıştırıyor ve yoğuruyoruz.
  3. Hamuru, mayalanması için 30 yada 45 dakika kadar üzerini örtüp kenara alıyoruz.
  4. Hamur iki katı yüksekliğine ulaşınca, simit yapımına başlıyoruz.
  5. Öncelikle bir tabağa, pekmezi koyuyor çok az su ekliyoruz.
  6. Bir diğer tabağa ise susamları koyuyoruz.
  7. Hamuru önce ikiye bölüyoruz. Her bir parçasını 9'a ayırıyoruz. Her bir parçasını elimizle yuvarlıyarak uzatıyoruz. Böylece iki parça hamuru birleştirip, döndürüyoruz. Uçlarından iyice birleştirip, yuvarlak simit şekli verdiğimiz hamuru önce pekmeze sonra susama katıyoruz. 
  8. Yağlanmış yada yağlı kağıt serilmiş tepsiye alıyoruz. Bu şekilde 9 adet simit çıkıyor. 200 derecede üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

12 Eylül 2013 Perşembe

Domatesli Bulgur Pilavı


                Bengisu'nun okulda 4. günüydü. Öğretmenimiz toplantı yaptı. Beslenme saatinde, öğle yemeği tarzında şeyler koymamızı istedi. Mutlaka doğal olan şeyleri istedi. Bulgur pilavı, dolmalar, köfteler vs. Bugün için bulgur pilavı yapmak öyle aklıma geldi.
                Domateslerin şu en güzel ve en tatlı olduğu sıralar,  domatesle bolca,  haşır neşir olmak istiyorum.
                Bulgur pilavı yapmışken, domateslisini yapmalıydım. Hakikaten umduğum gibi oldu. Bu mevsim domates yemenin keyfi bir ayrı.
               Yanına da cacık ve kuru soğan ikilisini tercih ettik. Küçük kızım tam bir cacık hastası iken, büyüğü kuru soğansız yapamıyor. Bana da onlara bulgur yedirmenin keyfi kalıyor. Kalın sağlıcakla...

                  Domatesli Bulgur Pilavı için malzemeler:

  • 1,5 su bardağı iri bulgur
  • 2 su bardağı rendelenmiş domates
  • 1 adet büyükçe kuru soğan
  • 1-2 adet küçük sivri biber
  • 1 su bardağı etsuyu
  • 2 çay kaşığı tuz
  • isteğe göre baharatlar

Yapılışı:
  1. Soğanlar yemeklik doğranır, sıvıyağda şeffaflaşana kadar kavrulur. Doğranmış sivri biberler eklenir.
  2. Domates püresi eklenir ve kaynamaya bırakılır. 
  3. Bu arada bulgurlar sudan geçirilir.
  4. Domateslerin çiğ kokusu çıkınca, bulgur eklenir, tuz ilavesi de yapıldıktan sonra, etsuyunu koyup, ocağın altı kısık ateşe alınır.
  5. Suyunu çekene kadar pişirilir. Afiyet Olsun...
Not: Bizim evin ahalisi menüde bulgur pilavı olunca mutlaka yanına cacık isterler, tabi bir de klasikleşen o tad olan kuru soğan vardır ki... Yufka ekmekle de iyi gider, bilen bilir :)

9 Eylül 2013 Pazartesi

Dereotlu - Peynirli Ekmek Dilimleri


                Yaz tatilinin, son pazar gününde ufaklıklarla yaptığımız kahvaltımız. Pazar sabahı, biraz keyif yapsınlar, okula başlıyacaklar düşüncesiyle sabah geç kalktık. Tabi geç kalkan biz idik. Babamız, yine her zamanki gibi sabahın erken saatinde kalkıp, bizden çok önce uyanmıştı. Sonra başladı "Karnım acıktı" demelere. 
                Ona laf yetiştireyim, bir taraftan da bir karecik olsun görüntü alayım derken, bu kareleri zor yakalıyabildim.


                 Peynirli ekmek dilimlerini, pek çoğunuz yapıyordur. Bizim evde de sevilerek tüketilir. Çıtır ekmek sever aile olarak, peynirli yerine başka malzemelerle de yaptığımız olur. Pratik olan bu tarif arşivde yerini alsın, belki bilmeyenlere de fikir verir dedik. Umuyoruz ki iyi ettik :)

Peynirli -Dereotlu Ekmek Dilimleri için malzemeler:
  • 1 küçük kase beyaz peynir
  • 1 tutam ince doğranmış dereotu (maydanoz yada başka bir yeşillik de olabilir)
  • 1 adet yumurta
  • 1 küçük kase rendelenmiş kaşar peyniri
  • kibrit kutusu kadar tereyağ
  • isteğe göre pul biber ve başka baharatlar (ben kullanmadım)
  • Yeterince ekmek dilimi (Ben 9 dilim ekmek kullandım)
Yapılışı:
  1. Bir kasede, beyaz peynir, dereotu, yumurta ve baharatlar karıştırılır.
  2. Ekmek dilimlerine, ince ince tereyağ sürülür.
  3. Üzerine hazırladığımız peynirli dereotlu karışım sürülür.
  4. En son üzerine kaşar rendesi serpilerek, orta ısıda fırınlanır. Üzeri kızarıncaya kadar kızartılır. Afiyet Olsun...

           



6 Eylül 2013 Cuma

Vişneli-Limonlu Muffin



            Bol gezmeli, güzel ve sıcak sofralı, bol sohbetli günler yaşıyorum. Okula başlamanın bu kadar az kaldığı şu günlerde, "_Bu gün nereye gitsek?" der olduk adeta.
           Pazartesi küçük kızım Bengisu okula başlayacak. Birinci sınıflı olan kuzumla birlikte üçüncü kez birinci sınıfı okumak  üzere hazırlandık :) Malum, çocuklar kadar anneler de birinci sınıfta zorlanıyor, hatta belki de öğrencilerden daha fazla...

           

          Bu Muffinlere gelince, perşembe günü arkadaşım Serpil, bizi kahvaltıya çağırdı. Ben de elim boş gitmemek için bu muffinleri yaptım. Daha doğrusu mutfaktaki küçük yardımcım İzgim ile birlikte yaptık. 
          Kızımın eli değdi ya, daha bir güzel oldu sanki :)

              Vişneli-Limonlu Muffin İçin malzemeler:
(18-20 adet küçük kalıpta muffin çıkıyor)
  • 2 yumurta
  • 2 çay bardağı toz şeker
  • 1 çay bardağı sıvıyağ (Çay bardakları orta boy büyüklükte)
  • 1 çay bardağı süt
  • 1/2 çay bardağı limon suyu
  • 1 limonun kabuğunun rendesi
  • 9 tepeleme kaşık un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket şekerli vanilin
  • 1 küçük kase çekirdekleri çıkarılmış vişne

Yapılışı:
  1. Şekerle yumurtaları iyice çırpıyoruz.
  2. Süt, sıvıyağ,limon suyu ve limon kabuğu rendesini katıyoruz.
  3. Un eklemeye başlıyoruz. Unla birlikte vanilin ve kabartma tozunu da ilave ediyoruz. Karıştırıyoruz.
  4. Muffin kalıplarına döküyoruz.( Kalıplarda boşluk kalacak şekilde koyun)
  5. En son üzerlerine vişneleri ekliyoruz. Her bir muffin kalıbına 3-4 adet gelecek şekilde vişne ekliyoruz. (Kalıplara ve damak tadınıza göre azaltıp çoğaltabilirsiniz)
  6. Önceden ısıtılmış 180 derecede fırında hafif pembeleşinceye kadar pişiriyoruz. (Ben diziye dalıp biraz fazla bırakmışım :))
  7. İsteğe göre üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz. Afiyet Olsun...