..

5 Kasım 2012 Pazartesi

Üzüm Marmelatı ve Tarım Ülkesi Olmak Üzerine




         Bir hayalim var benim, müsadeniz olursa anlatayım:
Türkiye, sağlıklı toplumun, sağlıklı yiyeceklerin, temiz hava, temiz su, temiz toprağın ülkesi olsun istiyorum. Bunu dünyada herkesin kabul ettiği düzeye çıkarabilmemiz mümkün değil mi?
           Türkiye'de GDO 'li hiçbir ürün üretilmesin istiyorum (Bunun yasalarca çok sıkı bir şekilde korunmasını, insan öldürmekle eşdeğer olmasını )  hatta bir o kadar da önemlisi,   dışarıdan hiçbir sağlığa zararlı ürün girememesini. Hibrit tohuma, ifrit kesilmiyelim mesela. Çünkü buna da gerek kalmasın, biz bunları çoktan aşmış olalım. Ülkemiz sınırlarını nasıl koruyorsa, tohumunu ve toprağını da o şekilde korusun istiyorum.       
          Mutfakta çocuklarımın, ailemin yemeğini ben hazırlıyorum. Fakat süt hazır, un hazır, ekmek hazır, yağ hazır vs. Sağlıklı olmak uğruna ekmeğimi, peynirimi, yoğurduğu kendim yapmaya çalışsam da sağlıksız ürünlerden ne kadar sağlıklı ekmekler üretebilirim ki.
         "_ Farkında mısınız bilmem, yeni nesil çürük". Bu benim değil, dün sabah, bakkalda karşılaştığım yaşlı bir teyzenin sözü.
          Benim iki kızım var. Birinde (ufak da olsa ) kalp sorunu, diğerinde astım var. Çevreme bakıyorum, en yakınıma, binamıza. Yukarıdan aşağıya doğru oturanları düşünüyorum. Biri böbrek hastası, biri kalp, ikisi kanser, biri ms, birinde kalsiyum eksikliği var (ileri düzeyde), ikisinde yüksek şeker, üçünde yüksek tansiyon, en sağlıklılarından ben de kansızlık, b 12 eksikliği vs...  Katılmamak elde değil, "Yeni nesil çürük."


      
           Eskiden bize okutulan bir şey vardı. "Türkiye tarım ülkesidir." İşte tam da bunu istiyorum. Tarım ülkesi olmak istiyorum, sağlıklı tarım yapan bir ülkenin, sağlıklı yiyecekleri ile beslenmek istiyorum. Tarım yapanı suçlamak değil niyetim (benim babam da çiftçidir bu arada) Tarım ilaçlarını onlar sokmuyor ya ülkeye, yada onlar üretmiyor ki sonuçta. Zararlı ise niye çiftçiye satılıyor bunlar. Yasadışı yollardan da almıyorlar üstelik.
           Gelin birlikte düşünelim ne yapabiliriz diye. İlk hayal kurup da bu hayalini gerçekleştiren biz olmayız ya ...
           Bugünkü tarife gelince, GDO'suz ve az ilaçlama ile üretilmiş olan üzümlerden yapılan marmelat. Ben de biliyorum GDO nedir, üzümde bu pek rastlanmaz. Bu şekilde, dikkati bu yöne çekmek istedim. Bu üzümler babamın üzüm bağından getirdiklerim. Dalından koparıldığı 15 gün  olduğu halde taş gibi duruyorlar.Nede salkımlarından kopup düşüyorlar.
          Baktım yemekle bitecek gibi değil, bir kısmından marmelat yaptım. Elimdeki üzüm sarı renkli ve kokusuz olanlardandı. O kadar tatlıydı ki şeker ilavesi yapmaya hiç gerek kalmadı. Şimdilik Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:
  • 2 kg tatlı üzüm
  • 3 su bardağı su
  • 1/2 limon suyu  
  • 1 adet kabuk tarçın

Yapılışı:
  1. Üzümleri, salkımından ayırdıktan sonra, derince bir tencereye alalım. (Ben üzümleri tencereye almadan önce tarttım 2 kg geldi)
  2. Üzerine 3 su bardağı su ekleyelim, kaynamaya bırakalım. (Benim üzümlerim çok sulu değillerdi, bu yüzden su ilavesi yaptım. Kullanılacak üzümün cinsine göre su oranını belirlemekte yarar var.)
  3. Üzümler yeterince yumuşayınca, süzgeçten geçirdim.
  4. Tekrar ocağa aldığım üzüm özü, kıvam almaya başlayınca, 1 tane kabuk tarçın attım. İndirmeden 4-5 dakika kadar önce ise limon sıktım. Ocaktan aldığım marmelatı sıcakken kavanoza koydum. Soğuyunca dolaba kaldırdım. Afiyet Olsun...