..

17 Haziran 2012 Pazar

Gül Şerbeti ve Biraz Mola

                 
                    Bir süre buralarda olmayacağım Dostlarım. Biraz mola vermenin vakti geldi. Annemlere gideceğim henüz dallarda kirazlar varken. Biraz çalışıp, biraz gezeceğim. Kısa bir süre olacak bu ayrılık tahminim 15 gün kadar. Sizi bu nefis gül şerbeti ile başbaşa bırakacağım bir süre. Gül kokulu günler dileklerimle. Hoşçakalın...
                    Osmanlı saraylarında, bir yemekten diğer yemeğe geçişte, damak tadını hazırlamak ve mideyi rahatlatmak için kullanılırmış gül şerbeti. Hep yapmak istemiştim, kısmet bugüne oldu. Bu şerbeti yapmak için, kırmızı renkli ve kokulu gül yapraklarını kullanmanızı öneririm. Rengi kadar kokusu da şahane. Değişik bir o kadar da güzel.
                   Şerbet iki aşamalı olarak yapılıyor. Öncelikle, şerbeti hazırlamak için kullanılan şurup hazırlanıyor. Bu şurubu, limon, su ve şekerle çoğaltarak kullanabiliyorsunuz. Fakat yine de buzdolabında uzun süre bekletmemenizi öneririm.
 
 Gül Şurubu İçin Malzemeler:
  • 170 gram kırmızı kokulu gül yaprakları
  • 1 su bardağı toz şeker
Şerbeti İçin:
  • 1 çay bardağı gül şurubu
  • 2 limon suyu
  • damak tadına göre toz şeker
  • yeteri kadar soğuk su







Yapılışı:
  1. Şurubu yapmakla işe başlıyoruz. Gül yaprakları yıkanır ve derince bir kaseye alınır. Üzerine 1 su bardağı toz şeker katılır ve yoğurulur. (Bu esnada elinize eldiven takmanınız öneririm, çünkü parmaklarınız mor bir renk alabilir.) 15-20 dakika, şeker eriyip, gül yapraklarının kokusu ve rengi çıkana kadar yoğurulur. Daha sonra kasenin ağzı streç filmle kaplanıp buzdolabına kaldırılır. (Ben bu şekilde buzdolabında 1 gece beklettim)
  2. Buzdolabından çıkarılan şurup, temiz bir tülbente alınır ve süzdürülür. Böylece şurubumuz hazırlanmış olur. Bu şuruba istediğimiz oranda şeker, limon suyu ve soğuk su ekleyebiliriz.
  3. Şerbeti hazırlamak için, öncelikle limonu sıkarız. Limonun suyunu tülbentten geçiririz. Bu suya, 1 çay bardağı şeker ekleriz, biraz su ilavesi ile şeker eriyene kadar karıştırırız. Tadına bakarak, soğuk su ilavemizi tamamlarız. (damak tadınıza göre ayarlamakta yarar var)
  4. Limonata hazırlanınca, içine azar azar gül şerbetini bir yandan karıştırarak ekleriz. Aromasına yine kendi damak tadımıza göre karar verip, servis edebilirsiniz.

15 Haziran 2012 Cuma

Patatesli Poğaça


                      Ablamdan öğrendiğim bu tarif çok pratik. Geçenlerde onun günü için yapmıştık beraber. Böylece yeni bir patatesli tarifim olmuş oldu. Bu poğaçalar, küçük ve çok güzel. Hem tadı güzel hem de şekli. Denemeniz dileğiyle.


Malzemeler:
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1/2 su bardağı sıvıyağ
  • 1 yaşmaya
  • Aldığı kadar elenmiş un
  • 1 yumurta (sarısı üzerine, beyazı içine)
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • İç harcı için;
  • 4 haşlanmış patates
  • 1 orta boy kuru soğan
  • pul biber, tuz.



Yapılışı:
  1. Patatesleri rendeliyoruz ve kuru soğanı küp küp doğrayıp, hafifçe sıvıyağda kavuruyoruz. Patatesleri ekleyip, bir iki çeviriyoruz. Sonra üzerine tuz ve biber ekleyip, ılımaya bırakıyoruz.
  2. Hamur yoğurma işlemine başlıyoruz. Öncelikle, su, süt bir kaba alıp, içine şeker ve maya ekliyoruz. Mayamızı eritiyoruz. Sonra tuz, yumurta beyazını ve sıvıyağ ekleyip azar azar un eleyerek  kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğuruyoruz.
  3. Hamuru 30 dakika mayalanması için bekletiyoruz.
  4. Hamurdan ceviz büyüklüğünde bezeler koparıp, yuvarlıyoruz, sonra bu yuvarladığımız hamurları açıp, içine biraz sıvıyağ sürüyoruz ve patatesli iç harcınnı her yerine azar azar yayıyoruz. Bir ucundan başlayıp sarmaya başlıyoruz. Ay şekli verip, yağlı tepsiye alıyoruz. Tepside 15 dakika kadar bekletip, üzerine yumurta sarısı sürüyoruz. 180 derecede üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet Olsun...

14 Haziran 2012 Perşembe

Etli Pilav


                Merhabalar Sevgili Dostlarım. Cumanın bereketi üzerinize olsun. Bugün etli pilav paylaşacağım sizlerle. Herkes yapıyordur muhakkak. Baktım pilavlar kategorim az, ben de bu pilavı paylaşayım istedim. Denemeniz dileğiyle...


Etli Pilav İçin Malzemeler:
  • 400-500 gram kuşbaşı dana eti  (yumuşak yerinden)
  • 1,5 su bardağı pirinç
  • 3 su bardağı sıcak su
  • 2 kaşık tel şehriye
  • tuz.

Yapılışı:
  1. Öncelikle işe etleri pişirmekle başlıyoruz. Etleri bir teflon yada döküm tencereye alıp, çok az sıvıyağ ekleyerek, ağzı kapalı olarak kavurmaya başlıyoruz. Etler suyunu salınca, kısık ateşe alıyoruz ocağı(gerekirse su ekleyebilirsiniz)
  2. Pirinci ılık suda yıkayıp, ıslatıyoruz.
  3. Etler uzunca bir süre bu şekilde pişiyor.Tuzunu ekliyoruz. Suyu bittikçe bir çay bardağı kadar su ekliyoruz bir daha suyunu çekmesini sağlıyoruz.
  4. Etler istediğimizi yumuşaklığa gelince altını kapatıyoruz.
  5. Pilav tenceresine, sıvıyağ koyup, tel şehriyeleri katıyoruz. Hafif pembeleşene kadar kavuruyoruz, yıkadığımız pirinçlerimizi ekliyoruz. Birlikte kavurmaya devam ediyoruz. Pirinçler önce topaklaşacak, sonra tek tek ayrılacak, böyle olunca ılık suyu ekliyoruz. Ağzını kapatıp, suyunu çekene kadar pişiriyoruz.
  6. Pilavı biraz dinlendiriyoruz. Kelepçeli kalıbın en küçüğünü alıp, altını hafifçe sıvıyağla yağlayıp, etleri diziyoruz. Üstüne pilavı ekliyoruz ve biraz bastırıyoruz. 1-2 dakika bekletip, kalıptan çıkarıyoruz. Afiyet Olsun...

Nektarin Reçeli


                  Ben şeftaliye dokunamayanlardanım. Hatta kayısıyı da zorla yerim, üzerindeki tüyler nedeniyle. Mutlaka soyarak yerim. Nektarin ise bu durumu ortadan kaldıran bir meyve. Tam olarak şeftali tadını vermese de şeftali erik karışımında, tam benlik. Reçeli ise çok renkli çok nefis oluyor. Denemeniz dileğiyle.

Nektarin Reçeli İçin Malzemeler:
  • 1 kg nektarin (sert ve koyu kırmızılarından)
  • 750 gram tozşeker
  • 1/2 limonun suyu
Yapılışı:
  1. Nektarinleri yıkadıktan sonra, enlemesine ince dilimler halinde kesin.(portakal dilimi gibi)
  2. Bir tencereye, bir sıra nektarin, bir sıra şeker olarak dizin. En üstüne şeker olsun.
  3. Bir gece buzdolabında bekletin.
  4. Tencereyi ocağa alıp, kaynamaya bırakın.
  5. Biraz kaynayınca, nektarinlerin renkleri dönüp, reçelimsi hale gelince, nektarinleri süzgeç yardımıyla alın.
  6. Şerbetini biraz daha kaynatın. (dikkat edin fazla koyu olmasın, soğuyunca da da koyulaşacağını hesaba katmalıyız)
  7. Tekrar nektarinleri tencereye alıp, üzerine limon sıkıp hafifçe karıştırın. 1-2 dakika sonra ocağı kapatın.
  8. Sıcakken, cam kavanoza alıp, ağzını sıkıca kapatın. Ters çevirip soğumaya bırakın. Afiyet Olsun...

12 Haziran 2012 Salı

Portakallı Revani


       Geçenlerde arkadaşımın günü için, bahçelerine gittik. Orada çoluk çocuk 33 kişi olduk. Arkadaşım,bizleri çok güzel ağırladı. "Çay bahçesi, kendin pişir kendin ye"  tarzı bir yer olduğu için, hem çocuklar eğlendiler. Hem de bizler yorulmadan bu kadar kişiyle baş edebildik. O gün için yapmıştım revaniyi. Baktım revani tarifim yok, ekleyeyim dedim. Portakallı olanı çok severim ben. Kaldı mı derseniz, en küçük kırıntısından bile eser yoktu. Denemeniz dileğiyle...


Portakallı Revani için Malzemeler:
Şerbeti İçin:
  • 4 su bardağı su
  • 3 su bardağı şeker
  • 1 portakal suyu
Keki İçin:
  • 4 yumurta
  • 2 su bardağı sıvıyağ
  • 2 su bardağı süt
  • 1/2 su bardağı irmik
  • 2 su bardağından biraz fazla un
  • 2 kabartma tozu
  • 1 portakalın kabuğu
  • 1 şekerli vanilin
Yapılışı:
  1. Bütün şerbetli tatlılarda yaptığımız gibi önce şerbeti ocağa koymakla işe başlıyoruz. Su ve şekeri bir tencerede karıştırıp, ocağa alıyoruz. Damla testini yaptıktan sonra ise, portakal suyunu ekleyip 1 -2 dakika daha kaynatıp altını kapatıyoruz. Ilımaya bırakıyoruz.
  2. Fırını 180 dereceye ayarlalıyoruz.
  3. Keke gelince, yumurtaları 3 dakika çırpıp, sıvıları ekliyoruz(süt, sıvıyağ) sonra irmiği ve 1 bardak unu ekliyoruz. Karıştırıp, kabartma tozu, vanilin, portakal kabuğu ekleyip unun geri kalanını ekliyoruz. Katı yağla yağlanmış fırın tepsisine her yeri eşit olacak şekilde döküyoruz.
  4. Kek kürdan testi ile piştiği onaylandıktan sonra, ılıması için fırından çıkartıyoruz. Kek biraz ılınınca, şerbetini azar azar her yerine değecek şekilde döküyoruz. (Hem şerbet, hem de kek ılıkken dökmelisiniz). İsteğe göre üzeri hindistan cevizle süslenebilir. Afiyet Olsun...

11 Haziran 2012 Pazartesi

Tepsi Böreği


                           Mutlu haftalar Sevgili Dostlar. Yeni bir haftaya başladık bugün. İnşallah hayırlara vesile olur. Hayatımda güzel yönde yaşadığım değişimler var bu aralar. Kesinleşince paylaşırım sizlerle de. İnşallah böyle heyecanlı, iç kıpırtıları ile dolu bir hafta olur.
                           Tepsi böreğini köyde, annem yapardı. Köy fırınlarında, ekmek yaptığımız zaman, hamurdan bir parça ayırır, içine evde olan malzemelerden bir harç yapar, tepsiye bastırır, fırına verirdi. Sıcacık çıkan börekler keyifle yenirdi ekmek olana kadar.
                            Bugüne kadar neden yapmadıysam? Hem yapımı kolay, hem de lezzeti güzel. Denemeniz dileğiyle...

Tepsi böreği için malzemeler:
  • 1 paket yaşmaya
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 yumurta (sarısı üzerine)
  • 4 tatlı kaşığı tuz
  • 3 tatlı kaşığı şeker
  • Aldığı kadar un
İç harcı için:
  • 1 demet bebek ıspanak
  • 1 orta boy kuru soğan
  • pul biber
  • 1 çay bardağı lor peyniri


Yapılışı:
  1. Öncelikle hamurumuzu yoğuruyoruz. Süt ve suyu, bir kaba alıp, içine maya ve şekeri katıyoruz ve eritiyoruz.
  2. Sıvıyağ, yumurta beyazı, tuz ekleyip azar azar da un ilavesi yapıyoruz.
  3. Hamurumuz kulak memesi kıvamından biraz daha yumuşak olmalı.Bu böreğin özelliği hamurun biraz yapışkan olması. Hamurun üzerine nemli bir bezle örtüp, mayalanmaya bırakıyoruz.
  4. İç harcını hazırlamaya başlıyoruz. Kuru soğanı doğruyoruz, bir tavaya biraz sıvıyağ ekleyerek kavuruyoruz.Üzerine doğradığımız ıspanakları  ve biraz tuz ekleyerek, kısık ateşte kavuruyoruz. Baharatını de ekleyip soğumaya bırakıyoruz. Soğuyunca loru ekliyoruz.
  5. Hamuru üç parçaya ayırıyoruz. Birini altını katı yağla yağladığımız varsa yuvarlak bir tepsiye alıyoruz. Hamuru tepsinin ortasına koyuyoruz. Elimizi sıvıyağa bulayıp, iki elimizle birlikte hamuru bastırıyoruz. İyice açıyoruz. Ortasına hazırladığımız harçtan koyup, hamurun kenarlarını elimizde toplayarak, üzerini kapatıyoruz. Hamuru bir daha bastırıyoruz,  ve bu işlemi diğer tepsiler için de yapıyoruz.
  6. Hamurun üzerine çırpılmış yumurta sarısını ve çörekotu susamla süslüyorozu. 200 derecede pişiriyoruz. Afiyet Olsun...

9 Haziran 2012 Cumartesi

Tavuklu Bulgur Köftesi (Çorum Yöresi)

 
                          Çorumlu komşularımızdan öğrendiğim bu lezzeti kesinlikle denemenizi tavsiye ederim." Tavuk köftesi"  diyorlar adına. Ben yağsız olarak, teflonda altını üstünü, kısık ateşte pişirmesini tercih ediyorum. Fakat eğer aşağıda paylaştığım gibi sos yapmak istiyorsanız (ki sos tamamen benim kendi denememdir.) o zaman hafif yağda kızartın derim. 

Tavuk Köftesi için malzemeler:
  • 3 küçük tavuk but
  • 2 orta boy kuru soğan
  • 6-7 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı kişniş
  • 3 tatlı kaşığı kuru reyhan( Benim bitmişti bu sefer kullanmadım fakat, köfteye asıl tadını veren kesinlikle içine bol miktarda katılan kuru reyhandır.)
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 tatlı kaşığı pulbiber( bu köfteyi ağzınız biberden yana yana yemelisiniz)
  • 3 yemek kaşığı kısırlık bulgur
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası, isteğe göre 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • tuz.

Yapılışı:
  1. Tavuk butlarının etlerini ayırıp, robotta çekelim.(göğüs eti kullanmanızı tavsiye etmem çünkü butları çok bu iş için lezzetli oluyor)
  2. Sinirlerini temizleyelim.
  3. Kuru soğan, sarımsak robotta çekelim.
  4. Bir derince kasede, etler, robotta çekilen, soğan ve sarımsaklar, baharatlar ve tuz katılır.
  5. Salçalar ve bulgur  da ilave edilerek, yoğurmaya başlanır. Bulgur ıslatılmadan yoğurulur. (Çiğ köftedeki gibi) Uzunca bir süre yoğurulur. Gerekirse 1-2 kaşık su eklenebilir.
  6. Bu ölçüde 9 tane köfte çıktı. Çok kalın olmayacak, kenarları ince olacak şekilde yuvarlak şekilde köfteler yapılır. Teflonun tavada, kısık ateşte alt üst pişirilir.  

Not: Sos  ile yemenizi tavsiye etmem, kuru bir köfte bu, eğer yine de sos yapmak istiyorsanız, yağda kızartmalısınız.

8 Haziran 2012 Cuma

Lahmacun ve " -Biz İyiyiz"


Bizden Haber Bekleyenlere Küçük bir not:
                 Biz hastaneden çıktık çok şükür. Bugün saat 12:00 ' da evdeydik. Bengisu çok iyi maşallah. Dualarını esirgemeyen tüm arkadaşlara teşekkürler ediyorum. Hastane karelerini daha sonra paylaşırım artık. Lahmacun olmadı hasta çocuğa derseniz, bu tarif çok önceden yapılmış, hatta birkaç gün önceden de bu post hazırlanmıştı. Ben yayınlamadan önce, haberleri vereyim istedim. Görüşmek dileğiyle...

                  Lahmacun evde yapılır mı demeyin. Kesinlikle deneyin. Hele de kıymanız lezzetli ve biraz yağlı ise, muhteşem olacaktır. Ben incecik açmayı tercih ettim. Böylesi kesinlikle daha güzel ve çıtır.
                  Fotoğrafın kusuruna bakmayın. Bizimkiler pişeni yediği için, bunları zor kurtarabildim. Yoksa yusyuvarlak açmıştım çoğunu :)
                  Lahmacun yapmak için en önemli püf nokta, bezeleri küçük tutup, ince hamur açmak olmalı. İkinci önemli nokta ise, kıymanın orta yağlı ve lezzetli olması ve tabiki iç harcını önceden yapıp, bunu  bir süre dinlendirmek.

Lahmacun İçin Malzemeler:
Hamuru İçin:
  • 1/2 yaşmaya
  • 2 su bardağı ılık su
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 4 , 4,5 su bardağı un
İç Harcı İçin:
  • 300-400 gram orta yağlı kıyma
  • 3 domates
  • 3 çarliston biber
  • 3 adet orta boy kuru soğan
  • 1/2 paket maydanoz
  • karabiber
  • pulbiber
  •  tuz

Yapılışı:
  1. Domatesleri, yıka robatta çek, suyunu ayrı bir yere al. Daha sonra, biber,maydanoz ve soğanları robotta çek.  Kıymayı, tuzu, baharatları kat. Yoğur. Buzdolabında üzerini streç filmle kapla, dinlendir.
  2. Yaşmayayı bir derince kaseye al, tuz, su ekle, erit. 4 bardak un ekle, yoğur. Gerekirse biraz daha ekle. Ele yapışmayan bir hamur elde et. 
  3. Ceviz büyüklüğünde hamurlar kes. Beze yap. İncecik aç (tabi istersen sen daha kalın açabilirsin)
  4. Hamurun üzerine, hazırladığımız harçtan al, çok kalın olmayacak şekilde üzerini kapla. (altının iyi pişmesi için yağlı kağıt serme)
  5. Tepsiye al, 200 derecede pişir. Afiyet Olsun...

6 Haziran 2012 Çarşamba

Dulce De Leche (Süt Karameli)


                      " Ya Rabbi, bana ilim ve hikmet ver ve beni salih kullarının arasına kat. Bana arkamdan hayırla yad edilmeyi nasip et. Beni nimetlerinle dolu cennetin varislerinden kıl."
                                                                                                     Şuara Suresi 83-85 meali.

                      Amin diyerek başlıyorum dostlarım. Bugünlerde Kuran mealini okumaya çalışıyorum. Daha önce de okuduğum bu mukaddes kitabı her okuyuşumda, ayetler bana sanki daha farklı görünüyor, başka hazlar başka tatlar bırakıyor. Sanki her okuyuşumda tekrar keşfediyorum.
                     Beklenen gün geldi. Yarın Bengisu'nun operasyonu var. Gözyaşı kanalından ameliyat olacak. Tamam kolay bir operasyon, ama ben yine çok korkuyorum. Dualarınızı bekliyorum. Kalın sağlıcakla...
                    Sizi daha önce hazırladığım bu tarif ve postla başbaşa bırakıyorum.
                   

                   Bu süt kremasını yapalı epey oldu. Bir türlü yayınlamak nasip olmadı . Temiz bir mandıranın sütünü bulduğunuzda demenizi tavsiye ederim. Özellikle çocuklarınız için, çikolata yerine, doğal sütten yaptığınız bu karameli deneyin derim. Onlar çikolata niyetine yiyedursunlar, siz de güvenli, temiz ve kendi yaptığınız doğallıkta bir şeyle beslemiş oluyorsunuz. Benden Söylemesi...
                   Ayrıca bu krema için bazı küçük hatırlatma yapmadan edemiyeceğim; Öncelikle doğal mandıra sütünü kullanmanızı öneririm. İkinci olarak, sütün yağ oranı, kesinlikle pişme süresini etkileyecektir. Ben diyeyim 1 saat 45 dakika, sen de 1 saat 30 dakika. Üçüncüsü ise, soğuyunca koyulaşacağını hesaba katarak, kaynatma işlemini sürdürün derim. Belki siz daha  akışkan olmasını isteyebilirsiniz mesela.


Dulce De Leche için Malzemeler:
  • 2 kg süt (pastörize olmayan)
  • 2 su bardağı tozşeker
  • 2 çay kaşığı karbonat(silme)
Yapılışı:
  1. Sütü derince bir tencereye alıp kaynatıyoruz.(Ben daha önce kaynatmıştım, tekrar ocağa alıp kaynama kıvamına kadar beklettim.)
  2. Kaynayınca şekeri ekle.( Büyük ocağı, kısık ateşte kullandım ben.) İyice eriyene kadar karıştır. Şeker eriyince, içine karbonatı ekle.
  3. Hiç başından ayrılmadan karıştır sürekli. Bu şekilde 1 saat 45 dakika pişirdim ben. Kıvamı  tam çikolata kıvamında oldu. Benim sütüm daha önceden kaynadığı için bu süre yeterli oldu. Zaten biraz da dolapta bekleyerek koyulaşacak. Afiyet olsun...
Not: Süt karameli, sabah kahvaltılık olarak kullanılabileceği gibi, tart yada değişik tatlılarınızda da kullanabilirsiniz.





1 Haziran 2012 Cuma

Dünyanın En Sessiz Süpürgesi Rowenta ile Tanışın!




Elektrikli ev aletlerinin güvenilir markası Rowenta yine bir ilke imza atmış. Silence Force Extreme adını verdiği süpürge serisinde güç ve sessizliği bir arada sunmuş. Çıt çıkarmadan çalışırken evimizi dip köşe temizleyen Rowenta ile temizlikte yeni bir döneme adım atıyoruz.

Rowenta Silence Force Extreme dünyanın en sessiz süpürgesi! Düğmesine bastığınızda çalıştığı neredeyse anlamıyorsunuz. Bu sessizliğinin yanında üstün bir temizleme gücüne de sahip.

Torbalı ve torbasız olarak iki ayrı kategoride ve topam 8 farklı renkten oluşan bu süpürgeler gerçekten şahane! Torbasız olanı Çoklu Siklon Teknolojisi sayesinde saatte 300 km hızla tozları süpürgenin içerisine alıyormuş. Aynı zamanda, emiş performansını kaybetmeden evi süpürmek artık çok daha zahmetsiz ve kolay.

Buradan Rowenta Silence Force Extreme’in nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz:

Rowenta elektriğin zamlandığı günümüzde bizleri düşünmüş ve enerji tüketimi %50 azaltılmış. Tasarım ve renk olarak da hayran kalacağınız bir Rowenta mutlaka vardır. Ben mesela mor olanına bayıldım!

Ayrıca diğer aksesuarları da kullanım konforunu artırmak için özel olarak tasarlanmış, evde hayatınızı gerçekten de çok kolaylaştırıyor. Koltukların altını temizlerken öyle yerlere yatmanıza veya eğilmenize gerek kalmıyor.

Kısacası, evinize sessiz bir güç arıyorsanız, aşağıdaki linke bakmadan geçmeyin derim.

http://www.rowentasupurge.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Rowenta

Labneli Poğaça (Tam buğday unundan)


                      Merhabalar Sevgili Dostlar, Hayırlı Cumalar. Cumanın bereketi hepimizin üzerine olsun inşallah.
                      Dün okulumuzun kermesi vardı. Ne kadar yorucu idi anlatamam. Çekilişler falan yapıldı. Hanımlarımız tatlılardan, tuzlulardan, zeytinyağlı sarmalardan, kısır, mercimek köfteleri neler yapmışlar neler... Biz de kendi çapımızda birşeyler yaptık. Onu daha sonra paylaşırım inşallah. Bu arada ben, epeydir bekleyen bir tarife geçeyim ; labneli poğaça.
                       500 gramlık paketlerde labne almıştım, bir tatlı yapmak için. Daha sonra tatlıyı yaptığımda eklenmesi gereken şeyler olduğu kanaatine vardım ve yayınlamadım. Nitekim yarım paket labne peyniri elimde kalmıştı. Bununla poğaça yaptım ev ahalisine. Kızım zeytinli poğaçaları sevdiği için içine zeytin ekledim bu sefer. Bir de gözüme ilişen tam buğday unu vardı. Hepsi birleşince bu muhteşem poğaçalar çıktı ortaya. Seviyorum böyle doğaçlama ve evdeki malzemelerle yeni şeyler denemeyi. Hiç yağlı değildi, ayrıca bir gevrekti, mayalı hamuru aratmayan bir poğaça oldu bu.  Bizim babamız bile beğendi ki (herşeyi beğenmez) sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum. Denemeniz dileğiyle...



Malzemeler:
  • 1 su bardağı dolusu labne peyniri
  • 1/2 su bardağını biraz geçmiş erimiş tereyağ
  • 1 su bardağı süt
  • 2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 2 paket kabartma tozu
  • 6 su bardağı tam buğday unu
  • İçi İçin: Çekirdekleri ayıklanmış, doğranmış zeytin
  • Üzeri İçin: Çörekotu, susam.
Yapılışı:
  1. Sütü derince bir kaseye alıp, içine şeker ve tuzu ekleyip eritiyoruz. Yumurtanın birinin sarısını ayırıyoruz ve un haricindeki diğer bütün malzemeyi ekleyip karıştırıyoruz. Unu her zamanki gibi azar azar ekleyerek yeteri kadar yumuşaklığa erişmesini sağlıyoruz.(Gerekirse biraz daha un eklenebilir)
  2. Bu hamuru yine zamanım olmadığı için bekletmedim. Ceviz kadar yada cevizden küçük parçalara ayırıp beze yaptım. Yuvaklak şekilde açtım. (Bu esnada birşey hatırlatmalıyım; eğer bezeleri büyük tutarsanız, poğaçalarınızın ağzı açık olacaktır. Ağzı kapalı olsun isterseniz, hamuru çok küçük beze alıp, ince açmalısınız)
  3. İçine zeytin koyup, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirdim. Üzerine yumurta sarısı sürüp, isteğe göre çörekotu, susam serpilir.
  4. Tepside 10 dakika bekletip,  220 derecedeki fırına sürdüm. Üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Afiyet Olsun...