..

13 Haziran 2011 Pazartesi

İslim Kebabı (Patlıcan Bohçası)

          

         Değişik, güzel bir patlıcan yemeğiyle yine beraberim sizlerle. Fazla bir zaman alan yemek olmadığı için akşam vakti yetiştirdim. Biraz yağlı oluyor malum diğer patlıcan yemekleri gibi çünkü kızartılıyor. Şimdi gelelim yemeğimizin yapımına...

Malzemeler:
6 adet patlıcan, 250 gram kıyma,2 domates,2 çarliston biber,1 yumurta, bir tane soğan,bir tutam maydanoz, içine katmak için ekmek içi yada 2 kaşık galeta unu, karabiber, toz kişniş, 1 kaşık salça, tuz,

Yapılışı:
  1. Patlıcanlar alaca soyulup mümkün olduğunca ince uzun şekilde kesiliyor. Tuz eklenip bekletilmeye başlanıyor.
  2. Kıymanın içine yumurta, maydanoz, iki kaşık galeta unu, rendelenmiş soğan baharatları ve tuzu eklenip yoğurmaya başlanır.
  3. Patlıcanlar kızgın yağa atılıp yumuşayana kadar kızartılır. Patlıcanları kızartma noktası önemli çok fazla kızarsın ve kararsın istemiyoruz. Hafif kızartıyoruz yumuşasın yeter.
  4. Yağlarını çeksin diye havlu peçetenin üzerine patlıcanlar alınır.
  5. Bir küçük kaseye artı olacak şekilde iki patlıcan üst üste konur ve ortasına elimizde biraz yuvarlak yaptığımız köfte konur üzerine çarliston biber ve domates kesilip eklenir birlikte kürdanla tutturulur.
  6. Bu şekilde yapılan patlıcanlarla tepsimiz doldurulur. Bir kase suya salça eklenerek tepsiye ilave edilir fırına sürülür. Biberler ve domatesler pişine kadar fırında tutulur.
Püf Noktası:
  1. Patlıcanların mümkün olduğunca az yağlı olması için yağımız iyice kızgın olmalı ve peçetenin üzerine çıkartılmalı ve ayrıca suyuna yağ eklenmemeli.
  2. Patlıcanları tuzlarken fazla tuzlu yaptıysanız yıkayabilirsiniz yada yıkamayıp suyuna tuz eklemezsiniz benim gibi ama dediğim gibi tuzunu ayarlayamamak ihtimali varsa yıkanızı tavsiye ederim



11 Haziran 2011 Cumartesi

Tava Böreği

     

                        Arkadaşım Meral'den öğrendiğim bu börek en sık yaptığım tarifler arasında.Yapımı ve fırın istemeyişi yönünden da ayrıca tercih sebebi olabilir.Ben bugün ıspanaklı, peynirli çeşidini yaptım. Daha önce de mantarlı, kıymalı,patlıcanlı çeşitlerini denemiştim. Hepsi de çok güzel oluyor. Şimdi gelelim tarifimizi vermeye.

Malzemeler:
3-4 adet hazır el açması yufka,bir küçük demet ıspanak, 1 adet soğan, 2-3 dal taze soğan, kibrit kutusundan biraz büyük peynir, 3 çay bardağı süt, 50 gram margarin (isteğe göre margarin kullanılmayabilir), 1 çay bardağı sıvıyağ, 1 adet yumurta.

Yapılışı:
  1. Ispanaklar yıkanır,küçük bir tencereye doğranarak konulur, üzerine biraz tuz ve taze soğanların yaprakları eklenir, ağzı kapalı olarak hafif ölünceye kadar buharında haşlanır.
  2. Bir tavada kuru soğan kavrulur, üzerine ıspanaklar eklenir biraz da böyle kavrulur.Soğumaya alınır.
  3. Margarin küçük bir tavada eritilir, içine yumurta, süt, sıvıyağ eklenerek karıştırılır.
  4. Büyükçe bir teflon tavanın dibine çok az sıvıyağ konulur. Bütün yufkanın biri tavaya kenarlarından dışarı sarkacak şekilde konulur.Bir diğer yufka hazırladığımız sütlü karışımın içine büyük parçalar halinde elimizle doğranak atılır ordan da alınarak tavadaki yufkanın tabanını kaplayacak şekilde incecik yayılır.
  5. Ispanağımızın içine peynir eklenir ve tavadaki yufkaların üzerine her yerine eşit miktarda yayılır.
  6. Bir kat daha diğer yufkadan parçalar koparılarak sütlü karşımda ıslatılır ve ıspanakların üzeri kaplanır.
  7. Yufkanın dışarı taşan kısımları sütlü karışımla ıslatılarak üzerine kapatılır. Tavamız kısık ateşte büyük ocağın üzerine konulur ve ağzı bir kapak ile kapatılır.
  8. Arada altını kontrol ederek kızarıp kızarmadığına bakılır ve üstüde alt üst edilerek pişirilir.Yine ağzı kapalı ve kısık ateşte olursa içini alması sağlanır.En son kapağı açılırsa üstü kıtır olurki böylesi de çok güzel oluyor.
                                                                 AFİYET OLSUN...

10 Haziran 2011 Cuma

Krem Şantili Kurabiyeler

           
                Bu tarifi Lama'dan almıştım. Uzun süredir yapmak istiyordum ki bugüne nasıpmiş. Hani aniden eve misafir gelir yada geleceğini haber alırsınız ne yapayım telaşına düşersiniz yada akşam akşam canınız çayın yanında tatlı bişeyler çeker hem çıtır hem gevrek olsun ama birazda tatlı olsun istersiniz ya, işte tam o anlara göre bir tarif bu.
                Lama'nın yaptığı tarife yumurta sarısı ve birazda pudra şekeri ekledim. Güzel oldular, tam benlik sizede tavsiyem dar zamanlarda yapılacak güzel bir tarif olduğu yöndedir.
              Malzemeler:
1 paket vanilyalı krem şanti, 1 su bardağından bir parmak az sıvıyağ, 4 kaşık pudra şekeri, 2 yumurta sarısı, 3 su bardağı un,yarım çay kaşığı kabartma tozu, üzeri için: yumurta beyazı ve istediğiniz herhangibir süs ve eğer tatlı seviyorsanız pudra şekeri.
               Yapılışı:
  1. Üzeri için olan malzemeler hariç hepsini derince bir kaseye alın ve yoğurun.
  2. Kurabiyeye istediğiniz şekli verin(şekil verme aşaması biraz zahmetli ,çatlaklar olacaktır)
  3. 200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirdikten sonra çıkartılır ve yumurta akı sürülüp kurabiye süsü eklenir tekrar fırına sürülür.
  4. Birkaç dakika bekletilir çıkartılır.
İşte bu kadar basit. Denemesi benden yapması sizden AFİYET OLSUN...

Fırın Poşetinde Sebzeli Tavuk

    

          Herkesin yapmışlığı vardır fırın poşetinde tavuk. Ben de yapıyorum. Bu kez sizinle köri katmadan daha sade sevenler için yaptığım şekliyle paylaşacağım. Bu tavuğa köri yerine kişniş ve kekik kullandım. Size de tavsiye ederim.
             Malzemeler:
6-8 adet tavuk budu yada tavuk parçası, 1 tane soğan, 1 tane havuç 1 tane patates, 1 tane patlıcan, biraz süt, sıvıyağ, ve birkaç damla limon suyu, bir tatlı kaşığı toz kişniş, bir tatlı kaşığı kekik.
            Yapılışı;
  1. Tavuğumuzu yapmaya önce onu marine etmekle başlıyoruz. Tavuklarımı yıkayıp bir kaba aldıktan sonra üzerine yarım çay bardağı kadar süt bir yemek kaşığı kadar sıvıyağ ve biraz limon damlası damlatıyoruz tuzunu da ekleyerek tavuklarımızı 1-2 saat dinlendiriyoruz.
  2. Sebzeleri çok küçük olmayacak şekilde dilimliyoruz. Kuru soğanı tavuklarımızın üzerine yarım ay şeklinde doğrayıp elimizle biraz karıştırıyoruz.;(soğanın tadının ete geçmesini istiyoruz)
  3. Sebzeleri tavuklarla karıştırıp fırın poşetinin içine alıyoruz. Bir iki yerinden delerek havasının çıkmasını sağladıktan sonra 200 derece fırında 30-40 dakika kadar hafif kızarana kadar pişiriyoruz.
                                                   AFİYET OLSUN


Havuçlu Fırın Makarna

         

             Yıllar önce yapmıştım ilk kez bu tarifimi. Babam çok beğenerek yemişti, bazen hala ister benden yapmamı. Kulağa tuhaf gelse de havuç makarnaya yakışıyor. Pişse bile ayrı bir kıtırlığı oluyor. En çok onu seviyorum ben.
            Ayrıca o zamanlar makarnanın kaşarı yerine bizim kendi yaptığımız köy peynirini koyuyordum ki bu ayrı bir güzellik veriyor. Tabi şimdi o köy peyniri bulamasamda kaşarla idare ediyorum. Sizin eğer daha çeşnili bir peyniriniz varsa onu kullanabilirsiniz fakat kaşar gibi erimesi gerekiyor.

Malzemeler:
Yarım paket istediğiniz makarna, 1 orta boy havuç, 100 gram kaşar rendesi, 200 gram dana eti (yumuşak yerlerinden),   1/2 yemek kaşığı salça, tuz.

Yapılışı:
  1. Makarnayı biraz diri olacak şekilde tuzuyla birlikte haşlıyoruz.
  2. Etleri kuşbaşından biraz daha küçük parçalara ayırıyoruz. Yağda kısık ateşte hafifçe kavuruyoruz. (Dikkat edin fazla kurumasın)
  3. Havucu rendeleyip hafif kavuruyoruz.
  4. Haşlanan makarnamızı süzdükten sonra bir tencereye biraz yağ koyup 1/2 salçayı kavuruyoruz ve hemen üstüne makarnamızı ekleyip biraz daha kavuruyoruz.(İçine bu esnada çeşnili peynir varsa biraz peynir eklerseniz lezzeti artar)
  5. İçine etleri ve havuçları ekleyip bir iki karıştırdıktan sonra hafif yağlı tepsimize alıyoruz. Üzerini kaşar rendesiyle kapatıp kaşar eriyene kadar fırında tutuyoruz.
                                                AFİYET OLSUN ....


7 Haziran 2011 Salı

Keşkek

     
              Çankırılılar bilirler keşkeği, bana sorsanız ben bilmezdim. Duymuşluğum vardı ama ne yemiştim ne de görmüş. Neyse yine her zamanki gibi kayınvalidemden öğrendiğim kadarıyla yaptım yemeğimi. Bu blok işi benim yemek bilgimi artırmama neden oldu. İyi de oldu. Her şeyi ben yapayım, bunu ben de öğreneyim diyorum. Böylece yapmadığım bir baklava kaldı diyebilirim. Ayrıca yiyenlerden de tam not aldım. Kayınvalidem 'Tamam artık sen bu işi başardın, hatta beni de geçtin' dedi yiyince benden söylemesi
          İşte keşkek için malzemeler:
  (Ben yine her zamanki gibi ölçülerimi çok tutum siz oranlayarak yapabilirsiniz.)

5 su bardağı buğday, bir bütün tavuk, tuz ve 50 gramdan biraz fazla tereyağı, az biraz sıvıyağ.

Yapılışı:
  1. Buğdayı ayıkladım süzgeçten eledim ve yıkayıp büyükçe bir tencereye koydum.
  2. Tavuğu yıkadım butlarını ve kanatlarını alıp buğdayla birlikte pişmesi için onu da tencereye ekledim.
  3. Tuzunu koyup başladım pişirmeye. Tavuğu ters yüz ederek iyice etleri pişinceye kadar pişirdim.
  4. Tavuğu çıkarıp göğüs etlerini ve beyaz olan etlerini tel tel ayırdım. Ne kadar ince didiklerseniz o kadar iyi.
  5. Didiklediğimiz etleri tencereye buğdayların yanına ekleyerek kepçeyle 10 15 dakika kadar çırpıyoruz. Çırpma kıvamı yemek kepçeye yapışık uzayacak hale gelince yani özleşince bitecek.
  6. Son olarak üzerine tereyağı ve biraz sıvıyağ ekleyerek tavada erittiğimiz tereyağını tencereye boşaltıp tekrar karıştırıyoruz. Keşkeğimiz yemeye hazır.
                                                               AFİYET OLSUN....

Ağlayan Kek

          

             Aslında bugün haşhaşlı revani yapacaktım. Başladım keki hazırlamaya irmiğimin bittiğini görünce keke çevirdim.Baktım sütüm de yok bende yoğurtla yaptım kekimi. Üstünü ıslatmak için gereken süt yerine reçel kullandım. Krem şanti ve çikolata sosunu da suyla hazırladım. Dolayısıyla sütsüz bir ağlayan kekim oldu. Çok da güzel oldu. Sizlere da tavsiye ederim. Tatlı akşamlar....
             Malzemeler:
Keki için;
 3 yumurta, 1,5 su bardağı yağ, 1,5 su bardağı yoğurt(benim evimde süt bitmişti), 1su bardağı şeker, 2 kabartma tozu, 1 vanilin, 3 tatlı kaşığı kakao, aldığı kadar un
Krem şantisi için:
1 su bardağı soğuk süt veya 1,5 çay bardağı soğuk su, sade krem şanti
Çikolata Sosu:
2 bu bardağı süt yada 2 su bardağı su, 3 kaşık şeker, 2,5 kaşık hazır çikolata sosu.
 Üzerini ıslatmak için
2 bardak süt veya marmelat türü birşey.

Yapılışı:
  1. Yumurtaları şekerle birlikte beyazlaşıncaya kadar blendırda çırpıyoruz. İçine yağ, yoğurt, ekleyip yine çırpıyoruz, bir bardak un ekliyor unla birlikte kakao ve vanilini de ekliyor yine çırpıyoruz. Son olarak kakaoyu ekleyip kıvamına bakıyoruz. Ne çok akışkan olacak nede çok katı istiyoruz.  Biraz daha un ilavesi ile tekrar çırpıp yağlı tepsiye alıyoruz.
  2. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 15-20 dakika pişirip bir kürdan yardımıyla bakıyor ve kapatıyoruz.
  3. Bu arada üzerinde yazıldığı gibi krem şantimizi hazırlayıp dolaba alıyoruz.
  4. Çikolata sosumuzu hazırlıyoruz. Soğuması için kenara alıyoruz.
  5. Kekimiz soğumuş olmalı üzerini sütle ıslatıyoruz.(benim evimde süt bitmiş demiştim bende çilek reçelinin suyunu aldım biraz daha sulandırarak ıslattım)
  6. Son olarak kekimizin üzerine önce krem şantiyi iyice yayıyoruz. Sonra soğuyan çikolata sosunu her yerini kaplayacak şekilde yayıyoruz. İsteğe göre damla çikolata yada ceviz kırıklarıyla süsleyip servis yapabilirsiniz.
                                                        AFİYET OLSUN

6 Haziran 2011 Pazartesi

Kadın Budu Köfte

             

            Yemek isimlerinde kadın uzuvlarının kullanılması nedendir bilinmez.Yok kadın budu, yok hanım göbeği vs.  benzerlikle alakalı olduğunu sanmıyorum.Belki bir şakanın eseri olarak kalmıştır isimleri.
             Buna örnek yemeklerimiz yokmudur? Mesela hünkarbeğendi. Efendim bir gün aşçıbaşı bu yemeği yapmış hünkara getirip takdim etmiş, ama tabi bayağı bir de risk almış. Ya hünkar beğenmezse o zaman kelle gider. Neyse ki hünkar beğenmiş de ismi böylece kalmış.
            Yada Ezo geline gelelim. Ezo  adında bir gelin, gelen misafirlerinin önüne çıkaracak bir yemek bulamayınca evdeki kuru bakliyatlardan çorba kıvamında yemek yapmış. Sonra adı Ezo gelinin çorbası olmuş söylene söylene de ezogelin çorbası olarak kalmış, dersem sallamış olurum. Fakat usturuplu bir şekilde sallamış olurum.
           İyi de bütün bunları anladım da Vezirparmağına bir anlam veremedim bilmem vereniniz varmı?Yani niye vezirin parmağı başka birinin değil, Mesela hanım parmağı falan değil de vezir parmağı.
            Neyse bu muhabbet uzar gider. Benim yemeğim arada kaynayıp gitmesin. Gelelim kadın budu köftemizin yapılışına:
Önce malzemelerimizi verelim. Ben uzman tv de Şef Melis Sadıkoğlunun tarifine göre yaptım. Denemesi benden yapması sizden.

Malzemeler:
1/2 kg orta yağlı kıyma, 1 kuru soğan, 1 kahve fincanı pirinç, 1 yumurta; kimyon, kırmızı toz biber, kuru nane
Köftelerimizi bulamak için 2 yumurta, un, galeta unu
Sosu için 4 domates, 2 büyükbaş sarmısak zeytinyağı, karabiber.

Yapılışı:
  1. Kıymayı ortadan ikiye ayırıyoruz. Soğanları ince ince doğradıktan sonra yağda kavrulmaya alınınca, kıymanın yarısını koyuyoruz.Birlikte biraz kavuruyoruz. Tuz ve karabiber ekliyoruz. Soğumaya bırakıyoruz.(kıymanın çok kurumamasına dikkat edin)
  2. Pirinçleri yıkayıp küçük bir tencereye alıyoruz, üstüne tuzlu su koyup 10 dakika kaynatıyoruz.
  3. Kavrulmamış kıymayı, kavrulup soğumuş kıyma soğan karışımını aynı kaba alıyoruz. Üstüne bir yumurta kırıp tuzunu, ve baharatlarını ekliyoruz. Yoğuruyoruz.
  4. Yoğurduğumuz köftelik kıymamızı  dinlenmesi için dolaba alıyoruz, 1 saat dinlendiriyoruz.
  5. Bu arada sosunu yapabilirsiniz. Sosu için domateslerin kabuklarını soyup sarmısakları ince ince dilimleyip ekliyoruz biraz zeytinyağı ve karabiber ile sos kıvamına gelene kadar kavuruyoruz.
  6. Köftelerimize şekil vermeye başlıyoruz. Fazla kalın olmamasına dikkat ederek fakat bu arada da heybetini koruyarak köfteler yapıyoruz.
  7. Bir kapta 2 yumurtayı çırpıyoruz. Bir kapta un, bir kapta galeta unu koyup(galeta unu isteğe göredir, isterseniz kullanmayabilirsiniz) önce una buluyoruz, fazla ununu elimizle çırpıştırarak yumurtaya ve sonra galeta ununa buluyoruz, kızgın yağda kızartıp peçeteye çıkartıyoruz.
  8. Üzerine sosla servis yapıyoruz.
                                                                 AFİYET OLSUN

4 Haziran 2011 Cumartesi

Öylesine Bir Gün




Ne hasta bekler sabahı,                
Ne taze ölüyü mezar.
Ne  de şeytan bir günahı,                         Geçti istemem gelmeni,
Seni beklediğim kadar                             Yokluğunda buldum seni
                                                                   Bırak vehminde gölgeni
                                                                   Gelme artık neye yarar?


Nerden esti bilmiyorum, bu gün bir ağlamaklı bir masum duruşum var. Belki baharın bitişinden, belki yaza giremeyişimden... Çok sevdiğim bu şiir Necip Fazıl'ın. Bekleyen ve Beklenen şiirlerinden birisiydi, tam hatırlamıyorum hangisiydi?  Kırgınlık ve hüzün anlarımda hep kendi kendime mırıldanmam bilmem tesadüf müdür? 

3 Haziran 2011 Cuma

Perde Pilavı

       Bugün perde pilavı yapmaya karar verdim. Aslında daha önce de daha pek çok kereler yaptığım bu pilavı bu defa bloğum için yapıyorum. Tabi öyle olunca da aksilikler beni bırakırmı? Bırakmaz.
      İlk aksiliğim kelepçeli kalıbımı bulamayışım oldu. Her yeri aradım taradım ama bir türlü bulamadım. Artık nerdeyse yada kime gittiyse bulamadım. Olsun dedim ben de normal borcam tepside yaparım. Güzel de oldu Allah için . Üstünün perdesi çıtır çıtır tam istenilen kıvamda oldu, ben hamuru çok kalın bırakmıyorum ki kalın olmasın, ayrıca içine katılan sıvıyağ ona ayrı bir çıtırlık veriyor.
       Misafirlerinizi en güzel şekilde ağırlayacağınız yada farklı bir pilav yapayım dediğiniz an ilk akla gelen pilavlar arasında. Bu tarifle de çok güzel oluyor. Yanında da hoşaf türü bir şey varsa demeyin gitsin. Ben evde bulduğum kuru kayısı ve kuru çekirdekli siyah üzümden biraz karanfil ekleyerek yaptığım hoşafla yedim, çok da güzel oldu.Size de şiddetle tavsiye ederim.

Malzemeler:
Hamuru için:
2 yemek kaşığı yoğurt, 1 yumurta, 1yemek kaşığı oda sıcaklığında yumuşamış yada yumuşak margarin,4 yemek kaşığı sıvıyağ, 1 tatlı kaşığından az tuz.

Pilavı İçin:
 İki bardak pirinç, 1 tavuk göğsü yada yeteri kadar tavuk eti ( ben kemiklilerinden ayırdım kemiklerinin de suyunu kaynatıp pilava kattım), 1yemek kaşığı pilavlık fıstık, 1 yemek kaşığı kuşüzümü, karabiber, köri, tuz, varsa tavuksuyu.
Tepsiyi yağlamak için bir kaşık yumuşak margarin
Yapılışı:
  1. Önce pirinçleri ıslattım. Tavukları doğradım. Benim kullandığım tavuk kemikli olduğu için kemiklerine biraz su ekleyip tavuk suyu yapmak için kaynamaya aldım.
  2. Hamuru yoğurmak için bütün malzemeleri karıştırdım. Büyük bir beze hamur yaptım, üstünü örtüp beklemeye aldım.
  3. Kuş üzümlerini küçük bir tabakta ıslamaya bıraktım.
  4. Pilavımı yapmak için tencereye az bir yağ koydum ve fıstıkları çok hafif kızarttım, hemen yıkanmış pirinçleri ekleyip kavurmaya başladım.
  5. Pirinçler tel tel ayrılınca tavuksuyunu ekledim.Üstünü geçecek kadar gelmeyince biraz daha ılık su ekledim. Tuzunu ekledim ve en son olarak da kuşüzümlerini ekleyip pişmesi için kısık ateşe aldım.
  6. Bir tavaya biraz yağ koydum tavuklarımı, tuzu ekledim kapagı kapalı olarak biraz çevirdim. Tavuklar pişince altını kapattım ve içine karabiber ve köri ekledim.
  7. Pilavım pişene kadar borcamı margarinle kalınca yağladım. Bademlerimi yerleştirdim.
  8. Hamuru iki bezeye ayırdım fakat biri büyük diğeri epeyce küçük olacak şekildeydi.Büyük bezeyi açıp tepsiye iyice yerleştirdim. Bademlerime dikkat ederek itina ile yerleştirdikten sonra üzerine ılınan pilavın yarısın ekledim. Pilav sıcakken konmamalı.
  9. Arasına tavukları koydum. Hamurun diğer yarısını açıp ilk hamurun tepsinin üstüne gelen yerlerine getirerek itina ile kapattım.
  10. 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirdim. Ters çevirip hoşafın yanında sıcak servis yaptım.
Püf Noktaları:
Tavuklar çok kavrulmamalı kuru olmamalı
Hamur mümkün olduğunca ince olursa pişmesi daha kolay ve daha çıtır olur.
Pilav kesinlikle sıcakken hamura konmamalı hepsi ılık olmalı.

                                                                AFİYET OLSUN


2 Haziran 2011 Perşembe

Çikolata Helva

                                                          Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun
              

                  Bütün islam alemine hayırlara vesile olması dileğiyle. Özellikle de müslümanların iç karışıklıklarla bu kadar yoğun olduğu bu dönemde.
                "Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban ayı Peygamberimizin ayı, Ramazan ayı müslümanların ayı" derdi dedem.Allah'ın ayının bu ilk kandilinde yaptığınız dualar, istediğiniz dilekler ve daha fazlası verilir inşallah.
                 Ben de kandile müteakip Kandil Simidi yapmak istemiştim. Daha sonra düşündüm her yerde kandil simidi var. Ben daha farklı birşey yapayım. En iyisi un helvası yapayım dedim. Yaptım mı? Yaptım. Çok da güzel oldu. Bizim evde un helvası biraz koyu renkli sevilir. Benim çocuklarımda bu helvaya onun için çikolata helva diyorlar. O yüzden başlığı bu isimle paylaştım.
                Komşularımızla paylaştığım bu helvamın ölçüsünü ben biraz çok tuttum. Siz eğer dini günlerde yada kalabalık bir meclise sunmayacaksanız daha az ölçülerde kullanmalısınız. Ben bütün binamıza dağıttığım gibi görümcelerime ve kendimize de bolca ayırdım.


Malzemeler:
4 bardak un, 1 bardak sıvıyağ, 300 gram margarin yada tereyağ ( ben margarin kullandım), 1 litre süt, 1 bardak su, 4 bardak şeker, süslemek için ceviz

Yapılışı:
  1. Margarin geniş bir tavada eritilir, içine sıvıyağ eklenir. Yağ hafif kızarınca unu yavaş yavaş eklenir.
  2. Bir taraftan küçük bir tencerede süt, su ve şeker konur arada bir karıştırılır. Kaynamaya yakın altı kapatılır.
  3. Un sütlü kahve rengini alıncaya kadar kavrulur. ( ben biraz daha koyu yapıyorum)
  4. Kavrulan un ocağın üstünden kenara alınır.Üstüne azar azar sütlü karışım eklenir tabi bir taraftan da karıştırlır. Sütü yedirilince tekrar ocağı konulur.
  5. Biraz kendini çekince altı kapatılır. 
  6. Çok sıcakken şekil vermek zor olacağından, soğuması beklenir kaşıkla yada bir kalıp yardımıyla servis tabağına alınıp üzerine ceviz konur. 
         Not: Çok soğumadan şekil vermelisiniz yoksa içindeki margarinden dolayı donacaktır.                                         


                                                          AFİYET OLSUN

1 Haziran 2011 Çarşamba

Kayısılı Yeşillik Salatası

                     Öğle yemeği yerine salata yemeye karar verdim. Malum kilolar... ve yaz geldi artık." Hazirana girdik ne zaman vereceksin kiloları?" derseniz veririm ben. Çok çabuk kilo alıp verebilen yapıya sahibim. Aslında çok zayıf olmak da istemiyorum.  23 yaşıma kadar 42-44 arası bir kiloda dolaşmış biri olarak zayıflığı da sevmiyorum. Az mı çektim o zayıflığım yüzünden, yok çocuk reyonundan giyinmeler, yok bu kız hastalıklı herhalde lafları falan beni az mı üzmüştü?
                    Yinede özeleştiri yapmam gerekirse bu aralar epeyce aldım kiloyu. Tabi bunun bir sebebi de her gün aldığım kan ilaçları. Ama tabi bahane bulmak değil çözüm üretmek lazım.
                   Neyse karar verdim bundan sonra her öğlen kızlarla yediğim öğle yemeğinde ben sadece salata yiyeceğim.   Bu da bişeydir değil mi?Ekmek yok, bol su ve bol sıvı ve tabiki yürüyüş; 5 kilo versem yeter.
                   İşte böyle düşündüm ve başladım icraata. İlk salatam, kayısılı yeşillik salatası.Bakarmısınız ıspanaklarımın tazeliğine....

Malzemeler:
1 demet bebek ıspanak, 4 dal tere, 4 dal roka, 4 dal taze nane,4 dal dereotu, 4 büyük kayısı, nar ekşisi, isteğe göre haşlanmış yumurta, sızma zeytinyağı.

Yapılışı:
  1.  Yeşillikleri yıka, ayıkla ve elinle derince bir kasenin içine doğra.
  2. Kayısıları yıka ince ince yarım dilimler halinde doğra.Yeşilliklere ekle.
  3. Zeytinyağı nar ekşisini biraz da tuz koy, karıştır, istersen yumurtayla süsle.

                                                              Salatamız hazır Afiyet Olsun.

29 Mayıs 2011 Pazar

Madımak Yemeği

Daha önce eşimin Çankırılı olduğunu söylemiştim. Çerkeşliler özellikle mayıs ve haziran aylarında sırf madımak toplamak için köylerine yada kasabalarına giderler. Kış için topladıkları madımakları kıyıp(ince doğrayarak) dondurucuya koyarlar. Madımağın yemeği ve bükmesi meşhurdur. Biz  de dün piknik için gittiğimiz yerden kayınvalidemle madımak topladık. Çok taze ve güzeldi. Bir öğün yenebilecek kadar oldu.Ben de sizlerle paylaşmak istedim. Rabbim yaratmışsa vardır bir bildiği ve tabiki vardır bir yararı.

Malzemeler:
1 kg taze madımak, iki tane soğan, bir kaşık salça, iki yemek kaşığı pirinç, isteğe göre bir yumurta, zeytinyağı, sebze çeşnisi, bir tutam tuz.

Yapılışı;

  1. Madımakları toplayıp geldikten sonra önce bir ayıkladım ki içinde yabancı otlar kalmasın diye. Sonra iki kez yıkadım ve suya koydum. Birkaç saat toprağı falan varsa diye beklettim.
  2. Çıkarıp süzgece aldım. İnce ince doğradım onları.(isteğe göre bu aşaması robatta da yapılabilir)
  3. Soğanları doğrayıp zeytinyağında kavurdum salçasını, koyup iki dakika daha kavurduktan sonra içine madımakları koydum. Kapağını kapatıp kısık ateşe aldım ki renkleri sararıncaya kadar yumuşasınlar diye.
  4. Üzerine sebze çeşnisini, ekledim tuzu bu aşamada koymadım çünkü sebze çeşnisi zaten tuzlu oluyor.(Yumurtalı yapmak istiyorsanız suyunu koymadan yumurtasını kırıp bir iki kez karıştırdıktan sonra suyunu ekleyebilirsiniz.) Üzerine suyu koyup karıştırdım tuzunu ekledim.40 dakika kadar pişirdim.
  5. Madımaklar pişince üzerine pirinçleri yıkayıp ekledim. Pirinçlerle birlikte 5 dakika daha pişirdim. Kendi sıcağında pirinçlerinin olması için altını kapattım.
  6. İsteğe göre sarımsaklı yoğurtla servis yapılabilir.
                                                               AFİYET OLSUN

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Çilek Reçeli



Mevsiminde yapılan reçeller, marmelatlar, kurular, hatta meyve suları güzel olur. Ben de kendimce bir karar aldım bu sene 10  farklı reçel yada marmelat yapacağım. Bunlardan ilki de çilek reçeli oldu.
Aslında çilek reçelini yapalı birkaç hafta oldu.  Bunun da bir hikayesi var. Bir kaç hafta önce çocuklarla markete gittik 2 kilodan fazla çilek aldık. Aynı gün kayınvalidem de 2 kilo çilekle eve geldi. Biraz yedik falan baktım elimde 3 kilo çilek kalmış. Malum çilek fazla dayanabilen bir meyve olmadığından ben de reçel yapayım dedim. İyiki de yapmışım
Çilek reçeli için malzemeler:
Ben üç kilo çilek kullandım, tabi buna istinaden de 3 kilo şeker, reçel üçlemesinin son ayağı yarım limon.
Bunu kilo bazına indirgeyecek olursak 1 kg çileğe, 1 kg şeker ve kanımca yarım limon çok geleceğinden bir tatlı kaşığı limon suyu yetecektir.

Gelelim Yapılışına:
Çilekleri yıkayıp ayıkladıktan sonra derince bir kaba alıp üstüne şekerimizi döküyoruz. Bir gece bekletiyoruz. Ben geceleyin bir kere karıştırdım hafifçe. Sabah çocuğumu okula gönderdikten sonra ilk işim reçelimi ocağa koymak oldu. Kaynamaya başlayınca baktım çilekler eriyecek, çilekleri kevgire aldım. Şerbeti kıvam alıncaya kadar (ben meşhur tabak testini yaptım yani bir damla tabağa damlatıp hafif akışkan olduğuna baktım ) kaynattım ve çilekleri ekledim. Limon suyu ekleyip bir taşım daha kaynattıktan sonra indirdim ocaktan. Cam kavanozlara aldım,soğuyunca dolaba kaldırdım.
Ayrıca belirteyim ben reçelin köpüğünün alınması taraftarı değilim. İsteyen alabilir fakat böylesi daha yararlı olacaktır.
AFİYET OLSUN...

27 Mayıs 2011 Cuma

Haşhaşlı Çörek



Haşhaşlı çörekler yada  bizim deyimimizle lokumlar Ramazan Bayramı' nın vazgeçilmezlerindendir Küre'de. Ramazan bayramı geldimi arefe gününden lokum yapılır. Bunu ister haşhaşlı, ister susamlı alüminyum fırın tepsilerinde köy fırınlarında ateşin o kendine has kokusuyla pişer. Sıcak sıcak pek yiyemeyiz çünkü o sıra oruçlu oluruz. Sabahına ise bayram soframızda misafirlerimize ikram etmek için yerini alır. Bu bizde öteden beri süregelen bir gelenektir. Bilecik 'in diğer ilçelerinde de hala yapılıyormu bilmiyorum ama bizim köyümüzde annemler yapmaya devam ediyor.
Tabi ben şimdi daha farklı olarak yaptım. Malum ne köy fırınımız var ne de o kadar büyük yapabiliriz. Ben evde yaptığım zaman bir iki atımlık yapıyorum. Hem böylesinin pişmesi daha iyi oluyor, hem de misafirler için daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Cahide Jibek 'in bloğunu gezerken orda aklıma düştü. Hemen bende yapayım sizlerle paylaşayım dedim. Bakalım benim yaptığım şekliyle beğenecek misiniz?

Haşhaşlı Çörek  (Lokum)

Malzemeler:
 Aktardan aldığım 250 gram haşhaş, yarım yaş maya, iki bardak süt, bir küçük  bardak sıvıyağ, bir bardak  ılık su, iki tatlı kaşığı tuz, üç tatlı kaşığı şeker, açmak için sıvıyağ, üzeri için yumurta sarısı

Yapılışı:
  1. Ilık suyumuzun içine mayamızı ekliyoruz, şekeri ekliyoruz, tuzu ekliyoruz, eritiyoruz, sıvıyağ, ısıtılmış sıcağı yakın süt ekliyoruz, yoğuruyoruz.
  2. Hamuru iki saat mayalamamız gerekiyor.
  3. Hamurdan açabileceğimiz bezeler alarak açıyoruz, içini yağlıyoruz.
  4. Biraz yağ ve tuzla özelediğimiz haşhaşı bu hamurun üzerine yayıyoruz.
  5. Rulo halinde sarıp istediğimiz büyüklükte kesiyoruz. Yağlanmış tepsimize diziyoruz. Biraz da böyle tepsinin üzerinde mayalandırıyoruz, önceden ısıtılmış fırında  önce 200 -sonra 180 indirerek pişiriyoruz.
Not: İsteğe göre içine ceviz yada susam eklenebilir.
                         Afiyet Olsun...

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Ezo Gelin Çorbası


Ezo gelin çorbası hep en sevdiğim çorbalar arasında olmuştur. Başlı başına bir yemek bence. İçinde barındırdığı kuru bakliyatlar sayesinde çocuklar için de çok besleyici ayrıca. Siz de benim anne iseniz yemeğin kolaylığı kadar çocuğunuzun dengeli beslenmesi için her türlü besinlerden  yedirmeye dikkat ediyorsunuzdur. Tabi her hafta kuru fasuyle pilav olmuyor. Bazen bir çorbayla bu açığı kapatmaya çalışıyorum.Ezo gelin işte böyle durumlarda bu açığı fazlasıyla kapatan bir çorba. Tek kusuru biraz acıyla bir başka güzel olması :)Ben bu tarifi Oktay ustadan almıştım. O gün bugündür hep aynı şekliyle yapıyorum. Lezzeti de garanti ayrıca.
Gelelim malzemeleri vermeye;
1 çay bardağı kırmızı mercimek, 1 çorba kaşığı bulgur, 1 çorba kaşığı pirinç, 1çorba kaşığından biraz az biber salçası,yarım çorba kaşığı un, 1 soğan, bir kaşık tereyağ, ılık su, nane.

  1. Bir tencereye biraz su koyup kaynamaya bırakıyoruz.
  2. Suyumuz kaynarken biz mercimekleri yıkıyor suya ekliyoruz. Ardından soğanımızı rendeleyip onu da tencereye ekliyoruz. Bu arada suyun üzerine gelen köpükleri alıyoruz.
  3. Bulguru, pirinci yıkayıp bunları da ekliyoruz tencereye.Suyu az gibiyse biraz ılık su ekliyoruz.
  4. Ne kaldı geriye? Tavada tereyağını eritip unu kavuruyoruz, salçayı ekleyip kavurmaya devam ediyoruz, tencereden bir kepçe su alıp kavurduğumuz tencereye eklemek için karıştırıyoruz.Daha sonra yavaş yavaş tencereye ekliyoruz.
  5. En son tuz ve nane üzerine ekleyip pirinçler pişinceye kadar bekletiyoruz. Çorbamız oldu. Afiyet Olsun.

24 Mayıs 2011 Salı

Güveçte Tavuklu Türlü

              Eğer türlü yapmak istiyorsanız ve benim gibi türlüyü seviyorsanız tavukluymuş, etliymiş sizin için önemli değilse, güveçte yapmanızı tavsiye ederim. Her zaman tencere yemeğinden daha lezzetli olacağının garantisi vardır. Ayrıca ben tavuklu türlüyü etliye tercih ederim. Benim damak tadıma daha yatkın bir lezzet. Eminim sizde benim gibi düşüneceksiniz bir tadınca birdaha vazgeçemiyeceksiniz. Şimdi tavuklu türlümüzü yapmaya geçelim.

Malzemeler:
500 gram kadar tavuk( but, kanat, göğüs eti vs. ben bütün tavuğu parçalar dolaba koyarım, uygun olan yerlerini uygun olan yemeklerde kullanırım.), 2 patates, 2 patlıcan, birkaç tane arpacık soğan, 2 kırmızı ve 2 yeşil biber, 2 domates, 3 diş sarımsak, 3 kaşık sebze çeşnisi, 1 kaşık domates salçası, 1 kaşık biber salçası, iki tutam taze fasulye isteğe göre kabak(bende yoktu ben koymadım),

Gelelim yapılışına;
  1. Güvecimizi hazırlıyoruz, dibine biraz sıvıyağ koyalım ki tavuklar yapışmasın, üzerine yıkanmış ve az tuzlanmış tavuk etlerini yerleştiriyoruz.
  2. Sebzeleri soyup biraz irice doğruyoruz, patatesleri dörde bölüp, patlıcanları kalın ve uzun parçalıyoruz, fasulyeleri de onlara uygun yapmaya çalışıyoruz.


    3.   Hazırladığımız sebzeleri pişme sırasına göre güvecimize yerleştiriyoruz. Etlerin üzerine arpacık soğanları, onun üzerine fasulyeleri, patatesleri ve patlıcanları yerleştiriyoruz, koyarken üzerlerine çok az tuz serpiştiriyoruz.(yemeğin her aşamasında tuz eklemek size riskli geliyorsa suyunda ayarlayabilirsiniz)
   4.   En üstünü domatesleri yuvarlak keserek  kapatıyoruz.İkiye böldüğümüz sarmısaklarımızı aralarına katıyoruz.
   5.   Bir kapta salcaları biraz suyla incelterek, içine üç çay kaşığı toz sebze çeşnisi ve tuz ekliyoruz. (Fazla tuzlu olmasın suyunun tadına bakabilirsiniz) biraz da sıvıyağ koyarak güvecimize kenarlarından ekliyoruz. Sebzeler suyunu salacağı için fazla su eklememiz gerekiyor.
   6.   Kapağını kapattığımız güveci önce yüksek ateşte suyu kaynamaya başlayınca da kısık ateşte 45 dakika kadar pişiriyoruz.


                          
                                                                AFİYET OLSUN

 

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Puf Pasta




Pasta dedinmi çocuklar bayılır. Siz de benim gibi çocuklu bir anne iseniz pasta ve tatlı türlerinden iyi yaptığınız tarifler mutlaka birkaç tane vardır. Puf pasta da benim bu tür tariflerimden. Yapımı kolay olan aynı zamanda görünüşü ve tadı konusunda hiçbir risk içinde barındırmayan bir tarif bu. Ben bu tarife yakın bir tarifi portakal ağacında rastladım fakat tam olarak benim yaptığım gibi olmadığı için kendi yaptığım şekliyle sizinle paylaşmak istedim. Benim tarifimin yapımı daha kolay. Siz de benim gibi kolaycı iseniz ve çocuklarınızın fazla tahammülü yoksa denemenizi şiddetle tavsiye ederim . İnanın pişman olmıyacaksınız.

Şimdi gelelim Tarifimize:
Normal bir kakaolu kek yapın, fırın tepsisine koyun, bir tane kabartma tozu koyun, çünkü çok kabarmamasını tercih ediyoruz.

Yine de miktar vermek gerekirse Keki İçin ben:
3 yumurta, 1 su bardağı yağ, 1 su bardağı süt, 1 küçük paket kakao, 1 bardaktan bir kaşık fazla şeker, bir kabartma tozu, bir vanilin kullandım.

İç harcı İçin: 2 tane sade kremşanti, iki bardak soğuk süt, bir tane bitter çikolata

Yapılışı:
  1. Keki bilinen şekilde hazırlayıp, 180derece fırında pişirmeye başlıyoruz.
  2. Krem şantiyi soğuk sütle çırpıp dolaba koyuyoruz. Kullanmadan hemen önce içine ufak ufak kestiğimiz çikolata parçalarını ekliyoruz.
  3. Kekimiz, fırından çıkınca soğuması gerekiyor. Sonra bu keki su bardağı ile yuvarlak şekilde kesiyoruz. Kestiğimiz yuvarlak kekleri bir tepsiye alıp, geri kalan kısımlarını robottan geçiriyoruz.
  4. Hazırladığımız krem şantili iç harcı yuvarlak keklerin üzerine kaşık yardımıyla koyup, robottan geçirdiğimiz keke buluyoruz. Elimizle yuvarlak şekil veriyoruz.
  5. En son olarak tepsiye yerleştirdiğimiz puf pastalarımızın üzerini isteği göre hindistan cevizi ile süslüyoruz.
Buzdolabında biraz beklerse kendine daha iyi gelir tabi eğer sizin çocuklarınız bekleyebilirse...

                                                         Afiyet Olsun

Biber Dolma


Biber dolması her sofraya yakışan bir lezzet. İftar sofralarından tutun, mütevazi bir akşam yemeği hatta misafir masası hepsine de çok yakışıyor. Fakat bizim evde bu dolma en sade şekliyle yeniliyor. Niye mi
bizim kızlara et yedirmek çok zor. Hatta yemeklerin içinde bile kıyma görmek istemiyorlar. Ben de bu yüzden yemeklerimin içine eti fazla kullanmamayı tercih ediyorum. Bu yaptığım dolmanın içinde de yok. Tabi sizin böyle bir sonunuz yoksa kıyma koymalısınız hatta benim annem bu dolmanın içine küp küp doğranmış tavuk kavurup koyuyor ki ben çok severim onun dolmasını.Öyle de güzel oluyor. Aslında içine dereotu, maydanoz da konulunca güzel oluyor. Dün akşam yaptığım patatesli böreğe maydanoz koyunca büyük kızım kıyametleri koparınca ben ona da cesaret edemedim. Bilinen en sade şekliyle olmasına rağmen tadı çok güzel olmuştu. Hatta pirinçler tane tane ve tam da olması gerektiği gibi pişmişti. Şimdi gelelim malzemelere;

Dolmalık biber (ben küçüklerini seviyorum bu yüzden de manavdan küçük ve şekilleri düzgün olanlarını seçmeye gayret ediyorum.) , 2 domates, 1, 2 bardak pirinç (yapacağınız yemeğe göre), 2 orta boy soğan, birkaç dal taze nane yaprağı, karabiber, bir kaşık salça, 3 çay kaşığı sebze çeşnisi.

Yapılışı:
  1. Pirinçleri yıkayıp ılık suda diğer malzemeleri hazırlayana kadar bekletiyorum.
  2. Biberleri tohumlarından ayıklayıp yıkıyorum ve tabanlarından bir çatal batırıyorum. Sonra da parmağıma aldığım tuz ile biberlerin içini hafif tuzluyorum.
  3. Soğanları ince ince doğrayıp tavaya atıyorum biraz sıvıyağ ve tuz ekliyorum pembeleşinceye kadar kavuruyorum ve pirinçleri süzüp atıyorum, üzerine bir kaşık salça ekleyip iki yemek kaşığı su ekliyorum. Su 1,2 dakikakaya kadar çekiyor altını kapatıyorum.
  4. Pirinçlere yıkayıp doğradığım taze naneleri, karabiberi, sebze çeşnisini ekliyorum iyice karıştırıyorum.
  5. Biberlerin içini hazırladığım harçla dolduruyorum. Üzerlerine domates kesip kapatıyorum. Bir kaşık salçanın içine bir tutam tuz katıyorum tencereye ekliyorum.Suyu biberlerin üstünü geçmemesine dikkat edilmeli. En son üzerine sıvıyağ gezdiriyorum ve önce normal ateşte suyu kaynayana kadar sonra kısık ateşte pişirmeye başlıyorum.Ara sıra kontrol edilerek pişiyor. Gerekirse su eklenebilir.
                                                       Afiyet Olsun

Karnıyarık Tarifi





Patlıcanı çok seven bir toplumuz. Kebabı, oturtması, karnıyarığı hatta turşusu hepsini de severim ben.Bugün sizlere en çok bilinen ve evlerde en çok uygulanan şekliyle karnıyarıkla merhaba diyorum. Eşimin yemek seçmesi malum artık herkes tarafından biliniyor. Çok nadir de olsa severek yediği yemekler arasında karnıyarık. E mecburen bende bunu sık sık yapmak zorunda kalıyorum tabi. Şimdi gelelim tarifine

Malzemeler; İsteğe göre 4,5 patlıcan (patlıcanları manavdan seçerken en küçüklerini seçerseniz daha güzel oluyor. Ben elimde olanlardan yaptım.)200 gram kıyma, bir büyük soğan, 2 biber, 2 domates, bir kaşık salça, sıvıyağ(kızartmak için)karabiber.

Yapılışı:
  1. Önce patlıcanları başlarını kesmeden alaca soyuyoruz karınlarından bir çizik atıp tuzlu suda bekletiyoruz.
  2. Soğanı soyup bir tavada az bir yağda kısık ateşte kavuruyoruz. Sonra içine kıymayı koyup biraz daha kavurduktan sonra altını kapatıyoruz. ( kıyma çok kavrulmamasına dikkat edilmezse kuru oluyor fazla kırmızılığı gitmeden indirin)İçine tuz ve karabiber ekleyin.
  3. Bir tavada kızartma yağını alıyoruz ve kızdırıyoruz. Sudan çıkardığımız patlıcanları temiz bir bezle kurulayıp kızgın yağa atıyoruz( yağ iyi kızmış olursa patlıcanlar fazla yağ çekmez)
  4. Kızaran patlıcanları tepsimize alıyoruz. İçini hazırladığımız harçla dolduruyoruz. Bir kapta biraz salçalı suya bir çimdik tuz ekleyip kenarından tepsiye döküyoruz.
  5. Üzerine kesilmiş domatesler ve biberler koyup fırına alıyoruz.Domatesler ve biberler pişence fırını kapatıyoruz. İsteğe göre pilav yada yoğurtla servis yapıyoruz. 
Afiyet Olsun...