..

11 Kasım 2011 Cuma

Patatesli Mantı


               Daha önce de Bilecikli olduğumu söylemiştim. Bizim düğünlerimizde yaptığımız yemeklerden biridir patatesli mantı.Bu mantının en büyük özelliği her halde mercimekli mantıda olduğu gibi tepsiye dizilişi ve fırına verilişidir.Patatesli mantıda Kayseri mantısında olduğu gibi bir kaşığa kırk tane girmez, aslına bakarsanız girmesi de beklenmez. Özelliği mantıların büyük oluşudur. Fakat fırınlandığı için kendine has bir tadı vardır.Değişik  ve yöresel yemekler aradığınızda bir alternatif olabilir.

Malzemeler: 1 yumurta,1 bardak ılık su,2 bardak un,3 çay kaşığı tuz,üstünü aşacak kadar etsuyu(etsuyu tuzlu ise bu miktar tuz karar oluyor, eğer etsuyu tuzsuz ise tuzunu artırmanızda yarar var),4 haşlanmış patates,sıvıyağ,karabiber.

Yapılışı:
  1. Patatesleri rendeden geçirip içine biraz tuz, biraz sıvıyağ ve biraz da karabiber ekleyip kenara alıyoruz.
  2. Hamuru için yumurta ve tuzu  ekleyip çok yumuşak olmıyacak bir hamur yoğuruyoruz.
  3. Hamuru iki bezeye ayırıyoruz.Açabildiğimiz kadar büyük açıp karaler halinde kesiyoruz. Kesimde dikkat edilecek nokta Kayseri mantısı gibi kesmemek yani 4 e 4 santim kadar büyüklükte olması gerekiyor.
  4. İçine yaptığımız harcı koyuyoruz.Bildiğimiz mantı şeklinde katlıyoruz.Katladığımız mantıları dibi yağlanmış fırın tepsisine tek tek yan yana yerleştiriyoruz. Katlama işlemi bitince fırına alıp üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
  5. Etsuyunu ılıtıp mantıların üzerini aşmaya yakın olacak şekilde  koyuyoruz ve tekrar fırına veriyoruz.
  6. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve sumakla süslüyoruz. Afiyet Olsun...

10 Kasım 2011 Perşembe

Bir Akşam Yemeği

     
                      Bugün özenli bir sofra hazırlamak istedim.Fakat bir türlü aksilikler peşimi bırakmadı.Önce mutfakta ayağım kayarak düştüm.Sol elim ağrıyor bu yüzden.İkincisi parmağımı kestim. Vakit daralınca hızlı hızlı yapayım derken her nasılsa parmağımı bir güzel kesiverdim.Neyse ki çok büyük bir kesik olmadı.Her şeye rağmen hazırlıklarımı eşim gelmeden yetiştirebildim.
                      Bizimkiler çorbayı pek sevmediklerinden, menümde çorba yapmadım.Ne yaptığıma gelince gelin birlikte bakalım...

İlk önce bizim yöreye ait bir mantı çeşidi olan Patatesli Mantı
  
Dana Şinitzel Arpacık Soğan ve Ayva Eşliğinde

Kırmızı Pancar Salatası

Kestaneli Pilav

Yaprak Sarma


Tere Salatası

Ve bayramdan kalma midye tatlısı, atıştırmalık truflarım vardı.


Kalbimizdesin

                             Senin yolundayız.Seni Seviyoruz ve Unutmayacağız Atam.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Midye Tatlısı




                                    Daha önce ilk kez günümde yapıp denediğim bu tatlıyı bayram tatlısı olarak düşünüyordum. Nitekim ki düşündüğümü de yaptım. Hem şekli hem de tadı konusunda yine pek riskli olmayan tatlılardan.
                                 Arzumcum'dan aldığım bu tarifi aynen uyguladım.Evde yaptığımız baklava yapımına benziyor, en büyük farkı içinde maya olması.Bir de şekli tabi.Tadına gelince yine söylüyorum tadı garanti.Sadece iş pişirmesinde bitiyor.Eğer ağızları biraz açık olursa bu sefer adı dilber dudağı oluveriyor.Mademki midye tatlısı dedik o zaman ben de şeklini elimden geldiğince aslına uydurmak için fırının kapağını açıp uçlarını kaşık yardımıyla bastırarak müdehale ettim.

                 Malzemeler:
3adet yumurta,1 su bardağı sıvıyağ,1 su bardağı ılık süt,1/2 paket yaşmaya,1 tane kabartma tozu,1çimdik tuz,aldığı kadar un, içi için çekilmiş ceviz, açmak için nişasta, üzeri için teremyağ.

Şerbeti için; İki tepsilik çıkıyor bu ölçülerden ben bir tepsisini şerbetledim bunun için 4 su bardağı şeker,5 su bardağı su ve yarım limon kullandım.

Yapılışı:
  1. Öncelikle şerbeti kaynatmakla işe başlıyoruz.Her zamanki gibi su ve şekeri ocağa koyup kepçeyle kıvamına bakıyoruz. Yani kepçeyi tencereye daldırıp en son damlayan damlanın biraz daha uzun sürede damlaması gerekiyor. Bunu görünce içine limonu sıkıp 2-3 dakika daha kaynatıyoruz.Kapatıyoruz.
  2. Mayayı yoğurma kabına alıyoruz ve ılık süt ile ezerek diğer malzemeleri birer birer ekleyerek yumuşak bir hamur elde ediyoruz.Bu hamura 4 e bölüp her bir parçasını yirmi tane küçük parçalara ayırıyoruz.Yani toplam 80 tane oluyor.
  3. Her bir bezeyi fincan tabağı kadar, nişasta ile açıp 5 şerli olarak üst üste koyuyoruz.Bu beşerli hamuru merdaneyle açabildiğimiz kadar kenarlarından bastırarak açıyoruz.
  4. Sıkıca rulo yapıp bir parmak genişliğinde kesiyoruz.Her kestiğimiz parçayı merdane yardımıyla yada elimizle açıp içine ceviz koyuyoruz.Midye şekli veriyoruz.
  5. Yağlı kağıda diziyoruz.Biraz dolapta bekletiyoruz.Üzerine erittiğimiz teremyağı fırça yardımıyla teker teker sürüyoruz ve fırına veriyoruz. Benimkilerin fırında ağızları açılmaya başlayınca fırının kapağını açıp ağızlarını bir tahta kaşık yardımıyla biraz bastırdım. Böylece açılmasını engelledim.
  6. Fırından çıkardığımız midyelerimizi şerbetliyeceğimiz kaba alıp ılık şerbeti ılık midyelerin üzerine döküyoruz. Afiyet olsun...

6 Kasım 2011 Pazar

Bayram İkramlıkları Truf


                             Herkese iyi bayramlar tekrar.Allah kurbanlarınızı ve dualarınız kabul etsin inşallah.Rabbim yenisine erdirsin.Bu bayram ikramlıklarımı kendim yapmak istedim ve truf tercih ettim.Dolapta bizim yaramazların fazla bekletmiyeceğini düşünüce dün gece yapmaya karar verdim işte bu yüzden bayramdan önce paylaşmak nasip olmadı.Ben bu tarifi Mutfak Maceraları Sitesinden aldım hemen hemen aynısını yaptım. Sizlere de öyle vereceğim. Sevgilerimle...

Malzemeler:1 paket krema(200ml),160 gr bitter çikolata( paket),1 adet kakaolu kek(3bardak),1/2su sardağı dövülmüş ceviz
Sosu için:200 gram bitter cikolata, dövülmüş fındık,1/2 bardak kadar süt.

Yapılışı;

  1. Keki blendırdan geçirdim.
  2. Kremayı tencereye alıp içine 2 paket bitter çikolatayı ekleyip erittim.Biraz soğuttum.
  3. İçine blendırdan çektiğim kekleri 3 su bardağı ekledim.1/2 bardak fındık içini ekledim ve karıştırdım.Dolapta 1-2 saat beklettim.
  4. Buzdolabından çıkarıp elimle şekil verdim. Yağlı kağıda yerleştirdim.Bu arada 200 gram bitter çikolatayı benmari usulu erittim tam akışkan olmadığı için azar azar süt ekledim fazla akışkan ve fazla katı olmayınca ocaktan alıp biraz sıcağı çıksın diye bekledim.
  5. Şekil verdiğim trufları çikolataya batırıp aldım biraz daha soğusun diye bekledim ve üzerlerine fındık içi serptim.Dolaba kaldırdım.
Dolapta 1  gece beklettim ve daha da bekleyince daha lezzetleniyor. Afiyet Olsun...


5 Kasım 2011 Cumartesi

İyi Bayramlar



                          Kurban Bayramınız kutlu olsun.Allah daha nicesine erdirsin herkesi ...

3 Kasım 2011 Perşembe

Patatesli Gül Böreği


                                Patatesli çörekleri börekleri çok seviyorum. Hele bir de el açması olursa. Patates çöreğin içini yumuşacık yapıyor.Ben bu sefer soğan eklemedim.Puf puf yumuşacık oldular.Bu tarifimi  Çay Kahve Bahane Etkinliği Gelibolu17'ye gönderiyorum.Etkinliğin Kolay Gelsin Sevgilerimle...

Malzemeler: 1 yaşmaya,1 su bardağı ılık süt,2 su bardağı ılık su,1 su bardağı sıvıyağ,2yumurta,2 tatlı kaşığı şeker,3 tatlı kaşığı tuz,içi için 6 tane haşlanmış patates,sıvıyağ,karabiber.

Yapılışı:

  1. Hamuru yoğurmakla işe başlıyoruz.Önce mayaya şeker ekleyip ılık su ile iyice eziyoruz.Daha sonra içine süt, sıvıyağ, tuz,yumurtaların beyazını sarısından ayırıyoruz ve sarılarını üzerine sürmek için ayrı bir kaba alıyoruz,beyazını ise hamura katıyoruz.2bardak ılık su ekleyerek aldığı kadar un katıyoruz. Hamura çok iyi davranmıyoruz. Hatta bu sırada sinirlendiğimiz bir olayı düşünüp tezgahta yerden yere çalıyoruz.(bunu pastaneci teyzem söylemişti)Ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz.
  2. Patatesleri ezip içine biraz sıvıyağ biraz tuz ve biraz karabiber ekleyip karıştırıyoruz.
  3. Tepsimizi yağlayıp başlıyoruz hamurumuzdan bezeler koparmaya.Benim hamurumdan 34 küçük beze çıktı.Bunları tek tek açabildiğimiz kadar açıyoruz. İçini hafifçe sıvıyağ ile yağlıyoruz ve hazırladığımız patatesli harçtan katıp rulo yapıyoruz daha sonra bilinen gül şeklini veriyoruz.15 dakika kadar hamur tepside mayalansın diye bekletiyoruz.
  4. Üzerine yumurta sarısı sürüp önce 200 derecede üzeri hafif kızarınca 180 dereceye indiriyoruz içini alsın diye.Afiyet Olsun...

2 Kasım 2011 Çarşamba

Özürlü Çocuklar İçin ve İlk Mimim


                       Görüncem özürlü ailelerle çalışıyor.Bugün kendi aralarında özürlü çocukları ve ailelerini bayram öncesi bir araya getirmek ve biraz da eğlenmek için  bir organizasyon yapmışlar. Ben de havuçlu keklerim ve patatesli lorlu çöreklerim ile onlara yardım ettim naçizane.Beğenilerek yenildiğini söyledi. Böylece rahatladım.



Emine Kaya arkadaşım beni mimlemiş.Bu onun ilk mimlenmesiymiş valla ne diyeyim benim de ilk mimlenmem.Beni düşündüğü için kendisine teşekkür ediyor ve şu meşhur sorunun cevabını vermek üzere işe koyuluyorum.
Beni eskilere götüren ilk şarkı:
1) Gülay'dan Cesaretin Var mı Aşka? Ne zaman tesadüfen dinlesem bu şarkıyı hala içimde o yıllardan kalma birkaç duygu karanlıktan çıkar gelir kalbime? Artık nedense...
2)İkincisi İse Eşimle olan ilk şarkımız Barış Manço'dan Kara Sevda. Ya ben öyle sevmiştim eşimi yani hala öyle seviyorum...
3)Üçüncüsüne gelince şimdilerde bol bol dinlediğim ve dinlemekten bıkmadığım Volkan Konak'ın söylediği Mimoza Çiçeğim adlı parça.Her dinleyişimde ağlamaklı oluyorum.

Şimdi sıra geldi başkalarını mimlemeye değil mi? Yani böyle olmalı en azından Peki ben kimlerin adını vereyim diye düşüneyim.mermer tezgahpembe kekik Otuzundan Sonra Şirince Tatlar ve Elif 'in Terazisi'ne  gelsin bu soru şimdi de.Bakalım onları en çok etkileyen ve anısı olan 3 şarkı neymiş? Kolay gelsin.

1 Kasım 2011 Salı

Bir Sorunum Var

               
                   Arkadaşlar bir sorunum var. Fotoğraf makinası. Evet yeni bir fotoğraf makinasına ihtiyacım, her geçen gün biraz daha artıyor. Gelen kış olunca havalar da tabi bir kapalı bir açık. Güzel fotoğraflar yakalamak, (eviniz de karanlık ise) bir hayli zorlaşıyor. Bizim emektar fotoğraf makinası artık emekli olmak istiyor.Bu nedenle sizlerin yardımlarınızı bekliyorum.Sizler hangi fotoğraf makinasını kullanıyorsunuz? Batarya, yakın çekim olayı ve karanlık ortamlarda da en iyi çekimi yakalama hangi marka ve modellerde  nasıl sonuçlar veriyor.
                  Biraz araştırma yaptım internette, kafam daha da karıştı.İyi bir makina önerebilecek bir tanıdığım da yok. Biz bloggerler birbirimizin ihtiyacını biliriz yani yaptığım yemekleri daha iyi görüntülemek bütün meselem.
                  Ve tabi en önemlisi de fiyatı. Fiyatı çook uçmayacak bir fotoğraf makinasına ihtiyacım var.Önerilerinizi ve ilgilerinizi bekliyorum. Sevgilerimle...

Safranlı Pilav


                 Fotoğraf makinası kötü olunca güzel görüntüyü yakalamak oldukça zorlaşıyor. Bu tür pilavlardan birkaç tane farklı şekillerde yapmıştım.Bir türlü yayınlamak mümkün olmadı.Bazen çok çabuk tüketildi, çoğu zaman da akşamın ışığında güzel görüntü yakalıyamadım derken bütün cesaretimle bu pilavı yayınlamak istiyorum.Neresi bunun safranlı diyebilirsiniz. Aslında pilav sarı renkli fakat gel gör ki malum sebepler.

Malzemeler: 1 kase pirinç, 2 kase tavuk suyu,5 adet tavuk baget,4 çay kaşığı safran, isteğe göre badem.

Yapılışı;
  1. Pirinçleri yıkayıp yarım saat ılık suda bekletiyorum.Bu arada tavuk parçalarına tuz ekleyip, haşlıyorum.4 çay kaşığı safranı çay bardağına koyup üzerine ılık su ekliyorum.Renginin çıkması sağlanıyor.
  2. Tavaya aldığım pirinçleri az bir yağda kavurup üzerine ılık tavuk suyunu ekliyorum.Safranı bir süzgeçten süzüp suyunu tavuk suyuna ekliyorum.
  3. Pilav pişine kadar tavukları didikliyorum.Kelepçeli kalıbı hafifçe yağlıyorum kolay çıkması için.En altına tavuk etlerini koyup elimde biraz bastırıyorum. Üzerine pişen demini alan, pilavı ekliyorum. Biraz elimle bastırıyorum.
  4. Yuvarlak düz bir tabağa ters çevirip çıkartıyorum. Üzerini hafifçe kavurduğum bademlerle süslüyorum.


31 Ekim 2011 Pazartesi

Muffin denemeleri Haşhaşlı ve Türk kahveli muffinler


                     Böyle eğri büğrü durduklarına bakmayın.Çok şekerlerdir kendileri.Türk kahvesi ile daha önce kek yapmıştım, bu kez de yapayım dedim.Her zamanki gibi hamurun yarısını ayırıp,birine türk kahvesi, diğerine haşhaş ekledim.Üzerine mürdüm yakışır gibi geldi ama kabarınca şekilleri biraz bozuk oldu.

Malzemeler: 3 yumurta,1 bardak süt, bir bardak sıvıyağ, 2 kabartma tozu, 1 bardak şeker, aldığı kadar un, 4 çay kaşığı türk kahvesi, 2 yemek kaşığı haşhaş,1/2 çay bardağı fındık içi isteğe göre mürdüm eriği.

Yapılışı:

  1. Yumurtaları şekerle çırpıp, sıvıyağ ve sütü ekledim. Sonra ununu ekledim azar azar, ve kabartma tozunu vanilini ekledim ardından.
  2. Hamurun yarısını ayırdım.Birinin içine türk kahvesini ekleyip kalıplara koydum.Üzerini fındık kırıkları yada eriklerle süsledim.Önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirdim.
  3. Diğer hamura haşhaş ekleyip aynı şekilde fırına verdim.Böylece çocuklar yerken seçenekleri oldu. Afiyet Olsun.

28 Ekim 2011 Cuma

Sebzeli Kek


                                    Tuzlu keki severim hele de içine sebzeler girdiği zaman. İçine bezelye eklemeyi de düşündüm aslında biraz garnitür havası verir diye vazgeçtim. Böylesi de çok güzel oldu. Patatesli keke alternatif olabilir.

Malzemeler: 3 yumurta, 1 bardak sıvıyağ,1 bardak süt,2 kabartma tozu,1 küçük patates,1/2 havuç, birkaç dal taze nane,birkaç dal dereotu, üzeri için susam,3 çay kaşığı tuz, alabildiği kadar un.

Yapılışı:

  1. Kalıbımı yağladıktan sonra içine susamlar serpiyorum.
  2. Patatesleri ve havuçları olabildiğince ince küp küp doğruyorum.Bunlara dereotu ve naneleri de ekliyorum.
  3. Şimdi geldi kek hamurumuzu yapmaya. Yumurtaları kırıp çırpıyorum. Üzerine yağ ve sütü ekleyip bir daha karıştırıyorum ununu azar azar ekliyorum. Kabartma tozlarını da ekledikten sonra son aşama 3 çay kaşığı tuz ekliyorum.
  4. Hazırladığım sebzeleri hamura ekleyip kalıba döküyorum.Önceden ısıtılmış 180 derecede kızarana kadar pişiriyorum. Afiyet Olsun....

27 Ekim 2011 Perşembe

SÜTLAÇ


                       Merhaba sevgili dostlar kısa bir aradan sonra üzerimdeki şu rehaveti kaldırayım dedim. Açılışı kızımın isteği üzerine sütlaç ile yapıyorum. Çok fazla pirinçli  sevmiyorum ben.O yüzden pirinç miktarını az tuttum. Afiyetle...

Malzemeler: 1 kg süt,1/2 su bardağı pirinç,3 kaşık pirinç unu, 1 kaşık nişasta,1 su bardağı şeker,vanilin,4 bardak su, üzeri için fındık yada tarçın.

Yapılışı:

  1. Önce tencereye 4 bardak su ve yıkanmış pirinçleri alıyorum, pirinçler yumuşayıncaya kadar kaynatıyorum.
  2. Tencereyi ocaktan indirip biraz beklettikten sonra(soğumasını istiyorum eğer sizin sütünüz soğuk ise karışımı soğutursa beklemenize gerek yok,böylece nişasta ve pirinç unu eklenince topak olmaz)
  3. Bir kapta pirinç unu ve nişastaya biraz süt ekleyip özeliyorum.Bu arada tencereye şekeri katıp erimesini sağlamak için karıştırıyorum.
Ocağa aldığım tencereye özelediğim karışımı azar azar ekleyerek karıştırıyorum. Kaynayıncaya ve kıvamı gelinceye kadar ocakta tutup indirince vanilin ekliyorum.Afiyet Olsun.


24 Ekim 2011 Pazartesi

Deprem

             İlk kez Bolu da yaşadım depremi. Tembellik edip derslerimden düşük not alınca yaz okulu için Bolu da kız yurdunda kalıyordum.Geceleyin bir uğultu bir sesle geldiki anlatamam. Düşünün kız yurdunun halini. Çığlıklar, itişmeler. Benim odamda 3 kişiydik. Odanın ortasına dikildik, ne olduğunu anlamadan el ele tutuştuk.Tabi o zamanlar depremi bilmiyordum. Elektrikler gitti.Arkadaş deprem oluyor diye bağırmasa ben hala uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlayamamıştım.Sonra fırladık odadan. Tabi in inebilirsen merdivenlerden.Herkes üst üste.Çığlık çığlığa...Yurdun kapıları kilitli olduğu için kapıdan çıkamadık.Önümüzde 100 kadar öğrenci, onlar nereye biz oraya.Onlar sığınağın yolunu tutmuş arkadakilerde sığınağa yönelmiş :)Şimdi sadece gülüyorum cahilliğime.2 gün annemlere ulaşamadım.Telefonlar kilitlendi.Herkeste bir korku,bir bekleyiş.
                O gün bu gündür deprem dedinmi korkarım hem de çok.Bir dönem her gece depremle uyanacakmışım gibi hissettim.Çocuklarımı iki yanıma aldım.Sanki bina üzerimize yıkılacak ben onların yanında kalıcam filan ...Tam unutmaya başlıyoruz, hissettiriyor kendini o uğursuz olay.
               Vandakiler de eminim benim o zamanlar yaşadığımı yaşıyorlardır ve kuvvetli muhtemel daha çoook uzun yıllar yaşayacaklardır.Yakınını kaybedenleri düşünemiyorum bile.
               Rabbim kolaylık versin.Acılarını ve korkularını tüm içtenliğimle paylaştığımı belirtmek isterim.Dualarımız onlarla...

19 Ekim 2011 Çarşamba

Güveçte Kuru Fasulye


                 Öncelikle tüm ülkemizin başı sağ olsun diyorum.Terörü lanetliyorum.Ben bir karıncanın bile incinmesini ölmesini istemem ama bunu yapanların en şiddetli şekilde cezalanmasını canı gönülden istiyorum.Hatta öyle ki bütün terör elebaşlarının ibreti alem için idamını görmek istiyorum.Bugünkü duygularım tam anlamıyla bunlar.
                   Hayatta bir yanımız ölüm bir yanımız yaşam.Ağlıyoruz, ölülerimizi toprağa gömüyoruz gelip yiyip içiyoruz.Sen buna ne dersen de; ister komedi, ister trajedi, isterse dram olsun.Gerçeğin ta kendisi...
                    Şimdi gelelim bu güne denk gelen menümüze:
               Bilmem kuru fasulye sevmeyeniniz var mıdır. Ben çok severim şahsen. Bu gün de güveçte sucuklu kuru fasulye yaptım. Tabi bunun pastırmalısı makbuldür ama ben evdeki sucuğu kullandım bugün. Sonuç herkesin bildiği o nefis tad.

                 Malzemeler:
1/2 kg kuru fasulye,1/2 halka sucuk,1 kuru soğan,2 yeşil biber,salça, tuz.
               
                  Yapılışı:

  1. Kuru fasulyeler akşamdan ıslanır.Sabaha haşlanır, suyu süzülür.   
  2. Soğanlar doğranır,salça eklenir,ayrı bir tavada kavrulur.
  3. Güvece alınan kuru fasulyelere kavrulan soğanlar eklenir üzerine doğranmış biber ve sucuklar eklenir pişmeye bırakılır.Afiyet Ola...

16 Ekim 2011 Pazar

Kakaolu Muffinler


                      Yeni kalıp aldım İkea'dan. Denemek bu güne nasipmiş.Kakaoyu ve çikolatayı yoğun sevenlere göre oldu bunlar. Bir dahakine vişneli yapmayı düşünüyorum.Gevrek ve lezzetliydiler.Bu ölçülerle bir sorun yaşamadan yapabilirsiniz.

Malzemeler:
1,5 su bardağı un,4 yemek kaşığı kakao,1 su bardağı şeker,1 kutu krema,2 yumurta,1,5 kabartma tozu,1 çay kaşığı tuz, isteğe göre damla çikolata,, 6 yemek kaşığı sıvıyağ,vanilin.

Yapılışı:

  1. Fırını 180 dereceye ayarlıyoruz.
  2. Yumurtaları çırpıp,içine şekeri ekliyoruz.Şeker eriyene kadar çırpmaya devam ediyoruz.
  3. İçine krema,sıvıyağ ekledikten sonra sıra un eklemeye geliyor. Biraz kıvamı koyu gelebilir size fakat pişince çok güzel olacak.
  4. Tuz, kakao, kabartma tozu, vanilin ekleyip damla çikolatalardan birazını içine katıyoruz.
  5. Kalıplara döktüğümüz hamurun üzerine isteğe göre damla çikolata ile süsleyip fırına veriyoruz.

15 Ekim 2011 Cumartesi

Ev Yapımı Erişte



                     Geçen gün arkadaşlar bana gelmişti.Erişte kestiklerinden bahsettiler "İstersen sana da keseriz dediler." Ben biraz tereddütte kaldım çünkü daha önce yaptığım bir şey değildi.Neyse iyiki yapmışız çünkü çok güzel oldu. Bugün ilk kez pişirdim.Kayınvalidem bile beğendi o kadar yani.


                     Malzemeler: 1 kase erişte,yarım kase lor, 2 kaşık tereyağ,2 kaşık sıvıyağ,isteğe göre ceviz.

Yapılışı:

  1. Bir tenceyere suyu koyup biraz tuz ekliyoruz kaynamaya bırakıyoruz.
  2. Kaynayan suya erişteleri ekleyip yumuşayıncaya kadar haşlıyoruz.
  3. Erişteler pişince süzgece alıp soğuk suyla yıkıyoruz.
  4. Bir tavaya tereyağ ve sıvıyağı ekleyip kızdıyoruz.
  5. Servis kabının tabanına eriştelerin bir kısmını seriyoruz. Üzerine biraz lor biraz ceviz ekliyoruz.Sonra erişte koyuyoruz ve bu işlemi erişteler bitene kadar devam ediyoruz.En üstüne lor yada sade cevizle süslüyoruz.Kızdırdığımız yağı kaşık yardımıyla üzerinden her yerine değecek şekilde dökerek yağlıyoruz. Afiyet Olsun

14 Ekim 2011 Cuma

Gün Menüm


                  Akrabalarımızla günümüz var. Her ay birimizde buluşuyoruz. Bu pazartesi de sıra bana geldi.Ben de böyle bir menüyle ağırladım onları. Buluşmak, bir araya gelmek bana çok iyi geldi. Umarım onlar da benim gibi düşünmüşlerdir.
                   Sıra geldi sofradakileri saymaya:
  • Haşhaşlı Çörek
  • Küçük Pizza Şeklinde Çörekler
  • Peynirli Poğaça
  • Rus Salatası
  • Çiğ Köfte (ablam getirdi)
  • Yaprak Sarma

  • Galeta Unlu Börek
  • Kepekli Hurmalı Kurabiye


               
  • Puf Pasta
  • Midye Tatlısı
               

2 Ekim 2011 Pazar

Kepekli Hurmalı Kurabiye


Geçen hafta yaptığım bu kurabiyenin tarifini vermek bu haftaya kaldı. Ben aslında tembel ve uyuşuk biri değilimdir ama ne hikmetse aniden soğuyan havalar mı desem okulların açılması ve düzenin değişmesi mi desem ne desem bilmiyorum bir türlü elim kolum kalkmıyor sanki. Geçen haftanın işini bu pazar gününde bitireyim de pazartesi yine ayni kasvetle başlamıyayım dedim. Veeee tarifi vermeden edemeyeceğim bu kurabiyeleri es geçmek istemedim. Gerçekten muhteşem oluyorlar. Abartıyorum sanıyorsanız denemesi bedava.

Malzemeler: 1 paket oda sıcaklığında margarin,2 yumurta(birinin beyazı üzerine),1 çay bardağı sıvıyağ,8 kaşık şeker,5 bardak kepekli un,1 paket vanilya,1 paket kabartma tozu,1 çay bardağı kırılmış fındık içi,10-12 adet hurma.

Yapılışı;

  1. Margarin,yumurta(yumurtanın birinin beyazını bir kaba alıyoruz diğerlerini karıştırıyoruz) ve sıvıyağı bir kaba boşaltıp şekeri ekliyoruz. Şekeri mümkün olduğunca elimizde karıştırarak eritiyoruz.
  2. Unu ve kabartma tozu,vanilini ekleyip yoğurmaya devam ediyoruz.Bu esnada küçük parçalar halinde doğranmış hurmaları ekleyip elimizde şekil veriyoruz.
  3. Kurabiyeleri daha önceden ayırdığımız yumurta beyazına batırıp sonra fındık kırığına batırıyoruz.
  4. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında pişinceye kadar bekletiyoruz.Afiyet Olsun...

27 Eylül 2011 Salı

Bir Akşam Çayı


                          Eşim akşama hamur işi isteyince böyle bir sofra çıktı ortaya. Beş çayı tarzında oldu ama eşim de mutlu oldu. Bazen insan yemek yemeyi istemiyor.Bu yüzden akşam çayı dedim adına.
                        Boza da çıkmış bu arada. Biz çok severiz bozayı.İçinde A ve B vitaminlerinin dördünü ayrıca C ve E vitaminleri de bulunuyor.Faydaları yalnızca bu kadar değil tabi.
                       Neyse biz masamıza dönelim:
  • Patatesli Peynirli Çörek
  • Haşhaşlı Çörek
  • Sucuklu Çörek
  • Mercimek Köftesi
  • Patates Buğulama
  • Kepekli Hurmalı Kurabiye
  • Boza
           Tarifleri sizlerle paylaşacağım dostlarım. Hepinize hayırlı akşamlar...

21 Eylül 2011 Çarşamba

Brokolili Salata


               Kesinlikle en sevdiğim salatadır brokolili salata. Brokolinin haşlanmış sarımsaklı sosla yapılan değişik salata çeşitleri de olsa ben tadını çağlaya benzettiğim için tazesini seviyorum.Brokolileri büyük tutuşum tamamen benden kaynaklı, ben böyle seviyorum yani.Siz isterseniz diğer sebzelere uyum sağlasın diye daha küçük parçalar halinde yapabilirsiniz.Deneyin mutlaka pişman olmayacaksınız.

Malzemeler:
Yarım paket brokoli,2 tane yeşil soğan,3 küçük havuç,biraz mor lahana(bu arada adını bilmediğim için böyle yazdım),2 tane salatalık,yarım limon,zeytinyağı,tuz.

Yapılışı:

  1. Brokolileri ve diğer sebzeleri yıkıyoruz.Brokolileri parçalara ayırıyoruz ve üzerine limon sıkıyoruz.
  2. Havuç ve lahanayı rendeliyoruz.Soğanları, salatalıkları doğrayıp brokolilere ekliyoruz.
  3. Zeytinyağı,limon ve tuzu ekleyip karıştırıyoruz.Afiyet olsun...

18 Eylül 2011 Pazar

Havuçlu - Kabaklı Salata


Bazı tariflerde içine kırmızı biber eklenmiş ve jülyen kesilmiş olan bu salatayı ben rendeleyerek yapıyorum.Kolay ve hafif olan salata kabağı yedirmenin bir diğer yolu ayrıca.Mücver dışında pek sevilmeyen kabak bu salatayla da bir güzel oluyor bence.Fakat ben bu defa havucunu biraz az tutmuş olacağım ki rengi biraz açık olmuş isteğe göre havucu bol olarak da yapılabilir.Afiyet Olsun...

Malzemeler: 2 kabak,3 havuç,2 kaşık mayonez,1 bardak yoğurt,tuz ve sıvıyağ,ceviz,2 diş sarımsak.

Yapılışı:

  1. Havuçları ve kabakları soyup ayrı ayrı rendeliyoruz.
  2. Önce kabakları soteliyoruz, soğuması için bir tabağa alıyoruz.
  3. Sonra havuçları aynı tavada soteliyoruz, onu da bir tabağa alıyoruz.
  4. Sebzeler soğuyunca ayrı bir kapta mayonez, dövülmüş sarımsak ve yoğurdu karıştırıyoruz. Eğer sotelerken tuz eklemediysek bu esnada tuz ekliyoruz.Sebzeleri ekleyip üzerini cevizle süsleyip servis yapıyoruz.

16 Eylül 2011 Cuma

Ev Usulü Adana Kebabı


                    Hep yapmak isteyip bir türlü cesaret edemediğim yemeklerdendir Adana Kebabı.Evde yapmak isteyince bir takım değişiklikler oluyor tabi.Mesela ben kıymanın hepsini kuzu kullanmadım yada acısı az oldu, hepsinden önemlisi içine soğan ve sarımsak ekledim ve tabi fırında yaptım.Güzel ve değişik bir yemekti. Tavsiye ederim dostlarım Afiyetle.

Malzemeler:
 Adana için;750 gram dana kıyma,250 gram kuzu kıyma,1 orta boy soğan,2 diş sarımsak,tuz, karabiber,1-2 adet kırmızı biber rendesi, 1 kaşık kırmızı biber,1 kaşık isot(isteğe göre çoğaltılabilir), biraz sıvıyağ.
Lavaş için: 3 bardak un, yarım yaşmaya, tuz, ılık su

Yapılışı:

  1. Soğan ve sarımsağı rendeleyip kıymaları karıştırıyoruz.Tuzu ve karabiberi ekledikten sonra içine bir kaşık kadar sıvıyağ ekleyip yoğuruyoruz. Şişlere takıyoruz.2 saat buzdolabında dinlendiriyoruz.


  1. Unu bir kaba alıp yaşmayayı, tuzu katıyoruz ve azar azar ılık su ekleyerek kulak memesi yumuşaklığında hamur yoğuruyoruz
  2. Dinlenen etleri fırın tepsisini yağlayıp içine dizerek fırına veriyoruz.Yüksek ayar açıyoruz ki kurumadan pişsin diye.Bu arada arada çeviriyoruz.
  3. Hamurdan bezeler oluşturup açıyoruz ve yağsız teflonda pişiriyoruz.
  4. İsteğe göre sumaklı kırmızı soğan salatası,kızartılmış biber ve domates dilimleri ile servis yapıyoruz.


15 Eylül 2011 Perşembe

Cırdıngış


           Arkadaşım Serpil bir çerkez gelini.İlk defa onda yediğim bu yemeği bu defa rica ettim bana gösterek beraber yaptık.Çerkezlerin favori yemeklerinden olan cırdıngış yada bazen gınnışbazen gırnış oluyor adı.Kabul etmeliyim Serpil olmadan yapamazdım.Arkadaşıma buradan tekrar teşekkür ediyorum. Biz de Meral ve ben ve çocuklar afiyetle yedik.
Malzemeler:
 Hamuru İçin;3 bardak un,hamuru yoğurmak için haşladığımız tavuğun suyu(tavuğun suyunu ayrıca sosuna ve haşlamasında da kullanacağız onun için bol tutun),tuz,
Haşlamak İçin: Tavuğun  kalan suyu,tuz ve aldığı kadar su.
Sosu için: 5 diş sarımsak,1 kaşık salça,sulandırmak için tavuğun suyundan biraz ekliyoruz.

Yapılışı:

  1. Önce tavuğu haşlıyoruz,biraz suyunu bol tutmakta yarar var.
  2. Hamuru hazırlıyoruz.Unumuza biraz tavuk suyundan biraz da normal sudan ekleyerek hamur açıyoruz. Kulak memesi kıvamında olacak.
  3. Büyükçe bezelere 2-3 bezeye ayırıyoruz. Ve çok ince olmayacak şekilde açıyoruz.Kare kare kesip aşağıdaki gibi şekil veriyoruz.

    4. Bir bezin üzerine aldığımız hamurları hazırlayınca derince bir tencerede biraz tavuk suyu biraz su ve 2 kaşık tuzla (suyumuz kaynayınca) mantı hamuru gibi haşlıyoruz.
   5. Tavuk etlerini didikliyoruz.Sosu için sarımsakları dövüyoruz ve bir tavaya biraz sıvıyağ koyup salça ekliyoruz. Dövdüğümüz sarımsakları ve tuzu ekleyip kavuruyoruz. En sonunda tavuğun suyundan ekleyerek sosumuzu hazır ediyoruz.
   6.Yeteri kadar haşladığımız hamurlardan bir tane alıp içinin pişip pişmediğini kontrol ettikten sonra  çıkartıyoruz.Bir tepsinin ortasına sosu tabanına hamurları ve en üstüne haşladığımız tavuğun etlerini koyuyoruz. Sosla birlikte yeniliyor Afiyet Olsun.

13 Eylül 2011 Salı

Galeta Unlu Patatesli Börek






Sık sık yaptığım bu böreği paylaşmak bir türlü nasip olmamıştı.Galeta unuyla yapıyoruz ve çıtır çıtır oluyor hem de fırında olduğu için fazla yağlı olmuyor.Ayrıca içini patatesli yapıyorum içi yumuşacık dışı çıtır oluyor. Tadanlardan tam not aldı. Gerisi size kalmış Afiyet Olsun...
Malzelemer:1kg el açması yufka,3 yumurta,5 adet haşlanmış patates,içine biraz beyaz peynir,karabiber,sıvıyağ,galeta unu.

Yapılışı: 
  1. Patatesleri rendelip yada ezip içine tuz, ezilmiş peynir,karabiber ve isteğe göre baharatlar koyarak biraz sıvıyağ ekliyoruz iç harcımız hazır oluyor. 
  2. Yufkanın birisini açıyoruz ve içini sıvıyağ ile yağlıyoruz, bir diğer yufkayı kapatıp onu da yağlıyoruz. 8'e bölüp her bir parçasını iç malzemeyle sarıp önce çırpılmış yumurtaya sonra galeta ununa batırıp yağlanmış tepsiye diziyoruz.
  3. Bu işlemi malzemelerimiz bitene kadar devam ediyoruz. Ve 180 derece fırında üzerin kızarıncaya kadar pişiriyoruz.

11 Eylül 2011 Pazar

Köfteli Patlıcan


                  Farkettim de ne kadar patlıcan tarifi koymuşum bloğuma. Düşündüm evet biz patlıcanı çok seviyoruz.Her seferinde farklı bir şekilde yapıyorum.
                 Annemin patlıcanları bunlar.Küçük küçüktüler. Ben de kıyamadım onları enlemesine kestim.Köfteyle birleşince böyle bir yemek çıktı ortaya.
                 Malzemeler:1 kg küçük boy patlıcan,1/2 gram kıyma,1 kuru soğan,1 yumurta,1 su bardağı ekmek içi,1/2 demet kadar maydanoz,1 yemek kaşığı sıvıyağ(kıymaya konulacak)2 çay kaşığı isot,2 çay kaşığı kurutulmuş reyhan,tuz, salça, kızartmak için yağ.

Yapılışı:

  1. Patlıcanları alaca soyup ikiye yada üçe ayırıyoruz(eğer sizin patlıcanlarınız daha büyükse ona göre doğrayın)Tuzlu suda yarım saat bekletiyoruz.
  2. Bu arada soğanı ince tarafından rendeliyoruz,maydanozu ince ince doğrayıp kıymaya her ikisini de ekliyoruz.Yumurta kırıp ekmek içini de ekliyoruz.İsot ve reyhanı ekleyip yoğurmaya başlıyoruz.Yoğururken biraz da ben sıvıyağ ekledim.
  3. Patlıcanları sudan çıkarıp iyice sıkıyoruz ve kızgın yağda biraz kızartıyoruz.Kızarttığımız patlıcanları tencerenin dibine,kızarttığımız köfteleri ise patlıcanların üzerine alıyoruz.Salçalı su yapıp ekliyoruz pişmeye alıyoruz.Afiyet Olsun...

9 Eylül 2011 Cuma

Kuru Domatesli Salata


                 Kendi kuruttuğum domateslerden yaptığım bu salatayı evde ne varsa onunla yapıyorum aslında.Geçen sefer kavurduğum mantarları koydum mesela. Şimdi ise yeşil zeytin ekledim.Kaşar ve ceviz isteğe göre konulabilir.Fakat illaki zeytinyağı olacak bence.
   Malzemeler: 1 avuç kuru domates,2 tane haşlanmış patates, yarım çay bardağı rendelenmiş kaşar,yarım çay bardağı ceviz,birkaç dal taze nane,maydanoz ve dereotu,isteğe göre yeşil turşu zeytin,limon yada nar ekşisi, zeytinyağı tuz, bir tutam kuru reyhan.

Yapılışı:

  1. Kuru domatesleri ben haşlamadan sıcak suda yarım saat bektelerek kullandım. Böylece rengi daha kırmızı tadı biraz ekşimsi kalıyor.Haşlanmış patatesleri doğrayıp domatesleri ekledim.
  2. Yeşillikleri yıkayıp doğruyoruz ve onu da salataya ekliyoruz.Zeytini ince ince doğrayıp ekliyoruz.
  3. En üstüne kaşarı rendeleyip ceviz kırıntısını döküyoruz.Zeytinyağı ve limonunu ekleyip kuru reyhan ile servis yapıyoruz.Afiyet Olsun...

8 Eylül 2011 Perşembe

Yaş Pasta


                         İzgi'nin yani büyük kızımın doğum günü vardı ayın beşinde. Rahatsız olduğum için kutlayamamıştık.Benden yaş pasta istedi bugün. "Tamam" dedim, malzemeleri almaya gittik.Eve geldiğimde bir baktım hazır pandispanyayı almayı unutmuşum.Tekrar çıkmayı gözüm yemedi bende kendim hazırlayayım dedim.Daha önce çok kereler farklı tariflerle pandispanya yapımını denemiş biri olarak bu sefer risk almak istemedim.Normal kek şeklinde kelepçeli kalıpta hamur hazırlayıp pasta şekli verdim.Evet kek hamurundan yaşpasta yaptım.Bu ilk yapışım değil ayrıca.Kesmesi ve şekil vermesi biraz zor oluyor ama ne yapayım en azından kabarıyor.
                         Pandispanya hazırlamasını bilen ve kendi ölçülerinde yapıp da sonucu garanti olan arkadaşlar varsa tarifinizi bekliyorum.

                         İşte bu da benim pastam:
 
Malzemeler:
Keki İçin;3 yumurta,1su bardağının yarısı sıvıyağ,yarısı süt,2 paket kabartma tozu,1 paket vanilin,1 su bardağı şeker,1 kaşık kakao
Kreması için; 1 paket hazır vanilyalı puding,2,5 bardak süt,1 kaşık şeker.
Krem şantisi için:1,5 bardak soğuk süt,2 paket beyaz kremşanti.
Muz,damla çikolata ve diğer süslemeler.

Yapılışı:

  1. Soğuk sütle krem şantiyi hazırlayıp dolaba kaldırıyorum.
  2. Yumurtaları şekerle beyazlaşana kadar çırpıp süt ve yağı ekliyorum.Üzerine biraz un ekleyip blendırda çırpıyorum.Kakaosunu koyarak kıvamına bakıyorum. Ne çok akışkan ne çok katı bir hamur olunca vanilin ve kabartma tozlarını ekleyip tekrar çırpıp yağlanmış 24 cmlik kelepçeli kek kalıbına alıyorum.
  3. Kek pişince biraz soğumasını bekleyip ortadan ikiye kesiyorum.
  4. Kremasının hazırlanmasına geçip hazır pudingi sütünü biraz az tutarak hazırlıyorum.(2,5 bardak süte 1 pudig paketi) Ben ayrıca şekerli sevdiğim için 1 kaşık şeker ekliyorum siz isterseniz eklemeyebilirsiniz.Karışımı ocağa alıp pişiriyorum.
  5. Sıcak sıcak kekin üzerine alıp yayıyorum.Krema biraz ılınınca üzerine muz dilimleri ve damla çikolata koyuyorum.
  6. En son olarak krem şantiyle üzerine kaplayıp istediğim şekilde süslüyorum.