..

4 Temmuz 2014 Cuma

Ramazan Öncesi Görüntüler (Piknik, Karne, Yolculuğumuzdan Kareler)

Hayırlı Ramazanlar öncelikle herkese.
Biliyorum yine geç kaldım. Fakat bunları yayınlamadan geçemezdim.
Kızım bu sene ilkokulu bitirdi, ortaokullu oldu. Her ne kadar ortaokul değil 5. sınıf desek de bu sene 4 yıldır bizden emeğini esirgemeyen öğretmenimiz Özlem Hanım'dan ayrılıyoruz. Okulun son günlerinde, yaptığımız piknik son kez birlikteliklerimizden oldu. Hakkınızı helal edin tekrar, çocuğumda çok emeğiniz var.
Bu sene ingilizce dersi ile, hayatımıza giren, Nergis Hanım da çocuklarımıza emeği geçen öğretmenlerden. Kendisi sağ olsun piknikte de başka her türlü etkinliklerde de bizi yalnız bırakmadı. İngilizceyi sevdiren kişi oldu, Siz de hakkınızı helal edin, hocam.

Piknikler, etkinlikler derken geldi çattı karne günü. Çocuklardan tutun, velilere kadar herkes gözyaşlarını saklayamadı. Tek tesellimiz ise, 5lerle dolu karnemiz oldu.
İzgi'nin sınıf arkadaşı Ecren'in, bizim evin çok yakınında parkta, doğum gününü kutlaması, çocuklar için değişik ve hoş bir anı olarak kaldı. İyiki doğdun Ecren nice yaşlara....
Vee sonunda anneannemize gitmek için düştük yollara. Yolculuğumuz üç çocuklu, ve epeyce uzun oldu. Giderek büyüyen ailemizle bir yere gitmenin zorluğunu taa iliklerime kadar hissettim. Yine de iyiki varsızınız yavrularım.
Köyden görüntüler, ve dahası ile bir sonraki postta görüşelim olur mu ?
Hayırlı Ramazanlar....

12 Haziran 2014 Perşembe

Köfteli Bostan Patlıcanı ( Porsiyonluk Patlıcan Kebabı)


       Bütün İslam aleminin kandilini kutluyorum, Rabbim bu geceyi günahlarımızdan arınmaya vesile etsin inşallah.
       Çook günler öncesinde yazdığım posta geçelim isterseniz.
     _ Allah'ım artık yeter. diye bağırasım var. Ödevler ödevler... Okul bitti ödevler bitmedi. Neden bir türlü rahatlayamıyoruz acaba. Şimdi bizim zamanımızda okulun bitmesine birkaç hafta kala ders mers kalmazdı diyeceğim, senin zamanın mı kaldı demenizden çekiniyorum. Bu yüzden böyle bir gaf yapıyor muyum? Yok canım yapmıyorum :(
      Allah'ım hayırlısıyla bir yaz tatiline ereydik. Gerçi adı yaz tatili ama yazın gelmeye de pek niyeti yok besbelli. Kendimi puslu yağmurlu kasım ayında hissediyorum.
      Diyordum bundan birkaç gün öncesine kadar. Neyse ki hayırlısıyla yarın karneleri alıp, hop anneanneye gideceğiz. Şimdiden bütün karne alan öğrencileri kutluyorum. Güzel bir yaz olsun inşallah.
      Patlıcan kebabına geçecek olursak, patlıcan kebabının pek çok çeşidi var. Ben de birkaç kez yaptım bunları. İtiraf etmek gerekirse bu şekildeki bostan patlıcanlardan yaptığım porsiyonluk olanlar benim favorim oldu. Hem kişi sayısına göre oluyor, hem bostan patlıcanın lezzeti...
      Köftenin malzemeleri ise, sertleşmesini önleyerek, patlıcana mümkün oldukça yakın bir yumuşaklıkta olup, patlıcana uyum sağladı.

Malzemeler:

  • 2 adet bostan patlıcan
  • 2 adet domates
  • 1-2 adet biber
  • 1 kaşık salça
  • kızartmak için sıvıyağ
  • 300 gram yağsız kıyma
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 yumurta
  • 1 adet kuru soğan
  • karabiber, kimyon,kekik,tuz

Yapılışı:
  1. Patlıcanları alaca soyup, bir parmak eninde yuvarlak kesiyoruz. Tuzlu suya atıp bekletiyoruz.
  2. Kıymanın üzerine,soğanı rendeleyip ekliyoruz, yumurta ve baharatları da ekleyip yoğuruyoruz. Üzerini streçleyip, dolaba kaldırıyoruz. En az yarım saat dinleniyor. Çıkartıp kabartma tozunu katıp tekrar yoğuruyoruz.
  3. Patlıcanları sudan çıkartıp kuruluyoruz ve tavaya biraz sıvıyağ katıyoruz. Patlıcanları şöyle bir ters yüz ederek çok az kızartıyoruz.
  4. Patlıcanların eninde yassı köfteler yapıyoruz. Tavada bir ters yüz ederek, hafifçe kızartıyoruz.
  5. Tepsiye bir patlıcan koyup üzerine köfteyi koyuyoruz, onun üzerine tekrar patlıcan koyuyoruz. En üstüne yuvarlak kestiğimiz domates dilimlerini ve onun da üstüne biber koyarak kürdanla sabitliyoruz.
  6. Bir kapta bir kaşık salçayı suda ezerek, patlıcanlara ekliyoruz. Fırında orta ısıda pişiriyoruz. Afiyet Olsun...
  

5 Haziran 2014 Perşembe

Pril'in Yeni Yüzü Açelya Akkoyun ile Buluşma (Geç Kaldın Ne Acele Ediyorsun :?)



Soma'daki şehitler vs derken epeyce gecikmiş bir post oldu bu. Tabi bir de kızların öğretmenleri. Bu aralar sıkça söylediğim şey "_ Bu öğretmenler çıldırmış olmalı. Özellikle de küçük kızım, akşamları ağlayarak geliyor, çok dersim var diye. Büyük olan ise geceyarılarına kadar ödevlerini bitiremiyor. Hatta en son sınavımız bugün oldu, yarın ise sözlü var, o kadar diyorum.
Bir de küçük Dursun Eren'inimiz var tabi. Onu da başka bir postta anlatırım artık.
Etkinliğe dönecek olursak,
Hayatımın en güzel tecrübelerinden biriydi diyebilirim.
Doğumdan sonra aldığım kilolardan dolayı, giyecek kıyafet bulmakta zorlanmaktan mı bahsedeyim, yoksa çocukların hepsini bir tarafa bırakıp, koştura koştura Midpoint'e yetişmeye çalışmamla mı. Artık nasıl telaş yaptıysam, en erken giden blogcu ben olmuşum :) Zaten yapılacak bir işim olduğu zaman, huyumdur geç kalmaktan nefret ederim, işte böyle erkenden gider otururum :)
Henkelin en bilindik ürünlerinden, Pril'in yeni yüzü Açelya Akkoyun ile tanışma ve yemek yeme fırsatım oldu.
Açelya Akkoyun, tıpkı ekrandaki gibi hem çook güzel hem de çok mütevazi.
Aynı zamanda da maşallah diyeyim epeyce uzun. Belki benim yanımda kalınca böyle uzun olmuştur diyeceğim (yoksa ben kısa falan değilim tabii ki :)) Az daha belinden sarılıp "Ah canım " diyesim geldi, kendimi tuttum. Neyse zaten bizim Ankaralı blogculardan pek çoğu da benim gibi minyatürmüş. Buna da ayrıca sevindim :)
 Bu etkinliğe davet edildiğim için çok mutlu oldum. Özellikle bu benim ilk etkinliğim olduğu için, birçok takip ettiğim blogcuyla tanışmak da bu açıdan en çok merak ettiğim şeylerdendi.
Birkaç fotoğraf çektim tabii, hem de çook geç kaldım bunu yayınlamaya.

Ben yine kızlar ve bebek diyeceğim, siz de "_E yeter Elif. " diyeceksiniz. Neyse geçelim beni.
Müge hanımdan da bahsetmeden edemeyeceğim. Kesinlikle hepsi de  çok mütevazi çok düzgün kişilerdi. Ben hepsiyle de tanışmaktan biraz şaşkın çokça da mutlu oldum. Teşekkürler Pril...

18 Mayıs 2014 Pazar

301 Dediler En Son...



          Günlerdir hepimizin gözü kulağı Soma'da. Eşi benzeri görülmemiş ölçüde büyük bir kayıp bu yaşananlar.
          Şimdiye kadar 301 diye rakam verildi, umarım artmaz. Rabbim hepsini cennetine şehitlik mertebesinde kabul eylesin inşallah. Ailelerine ve yakınlarına da sabırlar versin.
          Çok şey yazılabilir bu yaşananların üzerine, çok şey söylenebilir, çok kişiler suçlanabilir hatta suçlanmalıdır da...
          Ben hiç birisine değinmeyeceğim, uzun, buruk bir sessizlik öylece kalacak boğazımda...

13 Mayıs 2014 Salı

Meyveli Kolay Pasta


     Bu pastanın pratikliği ( yada kolaylığı diyelim ), kullandığımız hazır pasta kremasından geliyor. Her ne kadar hazır ürünler kullanmayı yeğlemesek de bazen böyle kaçamaklar çocuklara büyük sürpriz oluyor. Nasıl mı?
     Mesela ilk denediğimde, çikolatalı yapmıştım. Küçük bir misafirimiz vardı, çocuklar yemekten sonra tatlı birşeyler isteyince, "Size kek pişiriyorum. " demiştim.Onlar mutfakta kek yaptığımı sanıyorlardı, fakat beni elimde pasta ile gördüklerinde hem çok şaşırdılar, hem de çok mutlu oldular.
      Şimdi onların bu mutluluğu, hazır ürünleri ara sıra da olsa kullanmaya değmez mi yanı :)
      Kekiniz eğer hazırsa, hazır krema da kullanacaksanız, daha da pratik olur işiniz. Nerdeyse 15-20 dakikaya düşer pastayı hazırlamaktaki süreniz. Belki fikir olur kimbilir :)

Malzemeler:
(fincan ölçüsü türk kahvesi fincanı iledir)
Keki İçin:

Baton kek kalıbı için:
  • 2 yumurta
  • 1,5 fincan sıvıyağ 
  • 1,5 fincan süt
  • 1,5 fincan şeker
  • 2 fincan + 1 kaşık un
  • 1 yemek kaşığı kakao (tepeleme)
  • 1 paket karabartma tozu 
Kreması İçin:
  • 1,5 su bardağı soğuk süt
  • 1 kaşık yumuşak margarin
  • 1 paket hazır pasta kreması (kutuda toz halinde olanlardan)
Arası ve Süsleme İçin:
  • 2 adet muz, bir küçük kase çilek, birkaç tane malta eriği (çekirdekleri çıkartılmış ve kabukları soyulmuş)
  • Yada siz istediğiniz herhangi bir mevsim meyvesini kullanabilirsiniz.


Yapılışı:
  1. Öncelikle kalıbımızı yağlıyoruz. Bir kasede yumurta ve şekeri iyice çırpıyoruz. Sıvıyağ süt katıyoruz.
  2. Kakao, un ve kabartma tozunu karıştırıp bu karışıma ekliyoruz. Karıştırıp, yağlı tepsiye alıyoruz.
  3.  Önceden ısıtılmış, 180 derecede içini çekene kadar pişiriyoruz.
  4. Kek pişerken, pasta kremasına sütü ekleyip çırpıcı ile iyice çırpıyoruz, margarini de ekleyip daha hızlı ayarda çırpıp dolaba kaldırıyoruz. (İsterseniz margarin kullanmayabilirsiniz size kalmış)
  5. Mevsim meyvelerinden istediklerimizi dilimliyoruz.
  6. Pişen ve soğuyan keki ortadan ikiye kesip, meyve suyu yada birkaç kaşık süt gezdiriyoruz. Alt kısımda olanın üzerine pasta kremasından sürüyoruz. Dilimlediğimiz meyveleri de bir sıra diziyoruz. Meyvelerin üzerine yine pasta kremasından sürüp diğer katı koyuyoruz, bir iki kaşık kadar süt yada meyve suyu yine bu katın üzerine gezdiriyoruz. Sıkma aparatı ile her yerini krema kaplayacak şekilde dolduruyoruz. İstediğimiz şekilde süslüyoruz. Bir iki saat dolapta bekletip tüketiyoruz. 
Not: 
  • Bu şekilde hazır pasta kreması kullanılarak yapılan pastalar fazla bekletilmeden tüketilmelidir, kremanın yapısı gereği.
  • Meyvelerle yapılabildiği gibi çikolata parçacıklı yada siz nasıl isterseniz öyle de yapabilirsiniz.
  • Hatta buzdolabına kaldırmadan da tüketilebilir. Şahsen bizim küçük bir misafirimiz geldiğinde yapıp, bu şekilde yemişliğimiz vardır :)

11 Mayıs 2014 Pazar

Süt Kaymaklı Poğaça (Mutlu Poğaçalar)


          Mutlu haftalar Sevgili Dostlar...
Bu haftaya yine poğaçayla başlayalım istedim.
Nihayet sütçü buldum. Bizim binadan birkaç komşumun aldığı sütçüden epeydir ben de süt alıp kendi yoğurdumu yapıyorum. Yoğurdu yapıyorum yapmasına ama, benim ufaklıklar, bir yoğurdun üzerindeki kaymağa burun kıvırıp yoğurt yemek konusunda sorun çıkarınca, kaynattığım sütün üzerine biriken kaymağını her seferinde almaya başladım. Öyle ki ben 5 kg sütü kaynatıyorum, ve başında durarak kaynattığım için, üzerine biriken kaymağı bir kaseye alıp, mayalama aşamasına gelinceye kadar bütün kaymağı bu şekilde basit yoldan alıyorum.
Önceleri, bu kaymağı, hazır yufkadan yaptığım böreklerin içine kattım, iyi sonuç aldım. Bu sefer poğaçanın içine koymaya karar verdim, sonuç yine güzeldi. Siz eğer bu şekilde sütün kaymağını toplamakla elde edemezseniz, hazır kaymaklar da iyi sonuç verir diye düşünüyorum. Nitekim daha önce Kaymaklı Rulo Poğaça ile hazır kaymaktan poğaça yapmışlığım da vardır.
Poğaça demişken, buradan  yaptığım poğaçalara bir göz atabilirsiniz.
Bu kez poğaçaları bilindik şekliyle yapmak istemedim. Basitçe yuvarlayıp bu şekli verdim. Kızlar poğaçaların şeklini, bazen kalbe, bazen de mutlu mutlu gülümseyen yüze benzettiler :)
Bu yüzden bir diğer adı mutlu poğaçalar oldu. Kalın Sağlıcakla...


 Malzemeler:

  • 1 küçük kase süt kaymağı
  • 1/su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı su
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı instant maya
  • aldığı kadar un
  • 1 yumurta (beyazı içine sarısı üzerine)
  • Üzeri için çörekotu

Yapılışı:
  1. Süt kaymağı, yumurta beyazı, şeker,ılık su, sıvıyağ birlikte karıştırılır.
  2. Bir bardak unun içine, instant maya, ve tuz kartılıp birlikte sıvı karışıma katılır.
  3. Aldığı kadar un ekleyerek ele yapışmayacak bir hamur hazırlanır. 
  4. Hamur ılık ortamda bir saat mayalandırılır.
  5. Hamurdan cevizden biraz büyük parçalar koparırız. Yukardaki gibi şekil vererek, önce elimizle çubuk gibi açarız, sonra iki ucundan alıp, ortada birleştiririz. 
  6. Tepsiye dizip, üzerine çırpılmış yumurta sarısını süreriz ve isteğe göre çörekotu yada susam vs. serpip, 180 dereceli fırında kızarıncaya kadar pişiririz. Afiyet Olsun...



8 Mayıs 2014 Perşembe

İnegöl Köfte



  Çocuklu evlerde özellikle, kırmızı et çokça tüketilmesi gerekiyormuş uzmanlara göre. Bunu biliyorum da bilmesine, benim kızlara nasıl yedireceğimi bir türlü bilemiyorum. Balık ve tavuğun da evimizde sevilerek yenilmediğini düşünürsek, geriye kalıyor köfte...
   Bu şekilde yapınca  bence çok leziz oluyor, hele de içine kuzu kıyması da ilave edilirse... Ev usulü Adana Kebabında bu şekilde yapmıştım dilerseniz buradan bakabilirsiniz.

Malzemeler

  • 500 gram dana kıyma (döşünden iki kere çekilmiş)
  • 4 yemek kaşığı su yada soda
  • 1/2 paket kabartma tozu, 
  • kimyon,kekik,karabiber,tuz (aslında inegöl köftede kullanılmaz ama ben kullandım)
  • 1orta boy kuru soğan
  • 1/2 çay bardağı robotta çekilmiş kuru ekmek içi (galeta unu)

Yapılışı: 
  1. Kıymanın içine bütün malzemeler katılır, soğan rendelenir ve 10 dakika yoğurulur. 10-15 dakika dinlendirilir.
  2. Köfteye şekli verilir, ve üzeri streçlenerek buzdolabına kaldırılır. En az 2 saat de böyle dinlendirilir.
  3. Makbul olanı, ızgarada yapılması olduğu halde ben tavada yaptım. Eğer tavada yapacaksanız, çok az sıvıyağ ile çevirerek pişirin. Afiyet Olsun...

           Yukardaki resim de bizim evin hallerinden :) Ben de fotoğrafları yüklemek bilgisayara yüklemiştim ki o zaman gördüm. Ablalarının maskarası oluyor yavrum. Bazen başına tülbent takılıyor bazen folklörde kullandıkları fesler bazen de böyle ...
           Üç çocuklu, işi bol, telaşı bol bir ev oldu bizimkisi... Darısı bütün isyenlerin başına...

1 Mayıs 2014 Perşembe

Kırmızı Pancar Çorbası ve Recep Ayı


          Hayırlı Günler Sevgili Dostlar...
Bu sene de hayırlısıyla üç ayların ilkine recep ayına erdik. Hemen akabinde, regaib kandilimizi de yaşadık. Hayırlara vesile olsun inşallah.
Recep ayı herkesin de bildiği gibi üç ayların ilki, Allah'ın ayıdır. Bu ayda Allah'ı anlatan İhlas suresini sık sık okumak gerekirmiş.
Recep ayında ilk günü oruçlu geçirmek 3 yıllık oruç sevabına, ikinci günü oruçlu geçirmek 2 yıllık oruç sevabına, 3. günü oruçlu geçirmek ise 1 yıllık oruç sevabına bedel olurmuş. Bundan sonraki günlerde ise, her bir oruçlu güne birer aylık oruç sevabı verilirmiş.
Allah'ın rahmetinden sual olunmaz, rahmetini de üzerimizden eksik etmez inşallah...

Kırmızı Pancar çorbasını Sare de görmüştüm  aylar önce...
Fakat, Sare, kırmızı pancardan çok farklı bir çorba ortaya çıkarmıştı. Ben hem elimdeki malzemelerden dolayı, hem de daha önce de denediğim ve memnum kaldığım sebze çorbalarından yola çıkarak, kendi damak tadıma göre yaptım. Hem de birkaç kere üst üste yaptım. Hele küçük kızım bayıla bayıla içince daha bir mest oldum. Yaptığım diğer çorbalara bir göz atmak isterseniz Buyurun.
Kırmızı pancardan , daha önce de turşu yapmıştım. Buradan bakabilirsiniz.

Son bir önerim ise, kırmızı pancarlarınızı dışı koyu renkli olanlardan seçerseniz, corbanızın rengi de böyle kıpkırmızı olacaktır. Bir de dış kısımları daha açık renkli olanlar var ki onlardan da yanlışlıkla almışım ve çorbasını yaptım. Bu kez rengi kahverengiye çaldı. Her ikisinin de tadı güzel olmasına rağmen kırmızı olan daha albenili olmuştu. Ben renginden dolayı, kaşar rendesini yakıştırsam da siz isterseniz bunu tercih etmeyebilirsiniz. Denemeniz dileğiyle...


Malzemeler:

  • 3 adet kırmızı pancar
  • 1 adet orta boy patates
  • 1 büyük soğan
  • 3 diş sarımsak
  • 1/2 su bardağı süt
  • 2 su bardağı etsuyu yada su
  • 1/2 yemek kaşığı un
  • sıvıyağ
  • karabiber,kimyon,tuz
  • isteğe göre üzerine kaşar rendesi
Yapılışı:
  1. Soğanları küp küp doğrayıp, sıvıyağda kavuruyoruz.
  2. Pancarı ve patatesi küçük küpler halinde doğrayıp soğana ekliyoruz.
  3. Sarımsakları soyup doğrayıp onları ekliyoruz. Sebzelerin üzerine geçecek kadar su koyuyoruz. Bu suyu çekince bir kere daha üzerini geçecek kadar su koyup bu suyu da çekene kadar pişiriyoruz. 
  4. Sebzeleri robotta püre haline gelinceye kadar çekiyoruz.
  5. Tencereye, biraz sıvıyağ koyup, 1/2 kaşık un koyuyoruz, kavuruyoruz. Daha sonra sebze püresini tencereye ekliyoruz. 2 su bardağı etsuyu yada suyu koyup, karıştırıyoruz. Kaynamaya bırakıyoruz. 
  6. Kaynayınca, baharatlarını, tuzunu ve ekliyoruz. Sütünü ekliyoruz, bir taşım kaynatıp, altını kapatıyoruz. Kaşarla servis yapıyoruz. Afiyet Olsun...

29 Nisan 2014 Salı

Bir 23 Nisan da Böyle Geçti...


 Okulumuz bu sene Bir Başka okulla birlikte, halk dansları alanında paylaşımda bulunmak için, KKTC, Bulgaristan (iki gruptu), Moldova,Makedonya gruplarını misafir etti. Bunun için, bu gruplardaki çocukları, biz ailelerden, 5-6 günlüğüne ağırlamamız istendi.
 Öncesinde tereddütlerim vardı, misafir öğrenci alıp almamak konusunda. Küçük bebek malum, beni en çok engelleyen sebepti. Düşündüğümde, Yabancı misafir almanın, kızlarım için iyi olacağına güzel bir anı olacağına karar verdim.
   Bize Bulgaristan grubundan iki kızımız, Veli (kısaltması) Gabriel geldı. Biri 14 diğeri 11 Yaşında olması dolayısıyla, her ne kadar kızlarımla tam iletişime geçememiş olsalar da biz onları  çok sevdik. Hatta öyle ki, okulun bahçesinde uğurladımda, gözyaşlarımı tutamadım. Umarım ki onlar da bizden memnun kalmışlardır.


      Folklore ayrıca ilgisi olan biri olarak, (ben de 5 yıl folklör oynamıştım) bu etkinlik benim çok ilgimi çekti. Gürcüler beyaz kıyafetleriyle kuğu gibi süzülürken, Bulgarlar hop hop yerinde duramadan eğlenceli bir oyun sergiliyorlardı.

 Artık gelsin fotoğraflar... Gürcü grubu ile...

 KKTC grubu ile...
Bunlar da kortejden görüntüler...



Yirmi üç nisan görüntüleri bu kadar değil di tabii. Küçük kızım da aylarca hazırlandı gösterisini yapmak için. 

Gösteler izlemeye değerdi. Her bir grup gösterisine büyük bir itina ile hazırlanmış ve güzel şeyler çıkarmışlardı ortaya. 

  Anıtkabir ziyaretinden kesitler...


Fırsat buldukça misafirlerimize Ankara'yı gezdirmeye çalıştık. Uğrak yerlerimizden biri de Aquavega idi.

Bir diğeri ise, Gençlik Parkı... Çocukların en mutlu olduğu yer kuşkusuz burası oldu...

Biz onları çok sevdik, folklor gösterilerine de bayıldık. Bu tür organizasyonun kenarında da olsa bir parçası olmak bizi çok mutlu etti. Bu organizasyonu düzenleyen okulumuza ve emeği geçen herkese kocaman teşekkürler...




     
     

18 Nisan 2014 Cuma

Ayçekirdekli Minik Çörekler ve Yabancı Minik Misafirler...



         Merhabalar Sevgili Dostlar...
Yarından itibaren bizim için epeyce yorucu günler başlıyor. Okulumuz bu sene 23 Nisan için, yabancı grupları ağırlayacak. Biz de üzerimize düşen görevi yapalım istedik. İki kız çocuğu da biz alıyoruz. Yarın kızlarımızı teslim alacağız inşallah. İki kız da bende var tabi bir de 4,5 aylık olan oğlum. Bu haftayı nasıl geçiririm, nasıl yetişirim bilemiyorum dualarınızı bekliyorum.

Hazırlıklara iki gün önceden başladım desem yeridir. Öncesinde temizlik işleri ve kızların odasının bu yeni misafirlerimiz için hazırlanması, bugün ise etkinliklere katıldığımızda eve dönüşümüzde bana kolaylık sağlayacak, pratik tatlı ve hamurişleri yapımı.

Bu çörekler, misafirlerimiz için yapılmadı. Geçen hafta çoktan yapıldı yenildi. Bu kez küçük kek kalıplarını kullandım, böylece minik çöreklerim çıktı ortaya. Belki denemek istersiniz. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:

  • 5 su bardağı un
  • 1/2 su bardağı ılık süt 
  • 1/2 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1/3 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket instant maya
  • 1 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 50 gram ayçekirdeği içi

Yapılışı:
  1. Kaseye, unu alırız. Üzerine instant mayayı ekleriz. Ilık su, süt, yoğurtu ve şekeri ekleriz. Ayçekirdeğini  ve tuzu da koyduktan sonra yoğururuz. 1/3 su bardağı kadar sıvıyağı da yoğurduğumuz hamura ekler bir daha yoğururuz. Mayalanmaya bırakırız. Oda sıcaklığında, üzeri kapalı olarak yarım saat mayalanır.
  2. Hamurdan küçük parçalar koparırız. Muffin kalıplarına yada istediğiniz büyüklükte, elinizde yuvarlayarak, yağlanmış tepsiye dizeriz.
  3. 15 dakika kadar da bu şekilde mayalanır. Üzerine yumurta sarısı sürdükten sonra, isteğe göre çörekotu, ayçekirdeği koyup 180 derecede pişiririz. Afiyet Olsun...

15 Nisan 2014 Salı

ÇERKEZ TAVUĞU


          Çerkez tavuğunu çok seviyorum şahsen ben. Benim gibi pek çok kimse de eminim bayılıyordur. Sevmeyenlerini de gördüm tabii. Eskiden daha farklı yapılsa da, artık bizler pratiklik arıyoruz. En pratik en kolay şekliyle hem de lezzeti garanti oluyor bu şekilde. Önerilir....

Malzemeler:

  • 1 su bardağı haşlanmış didiklenmiş tavuk eti (yada bir tavuğun göğsü)
  • 1 su bardağı haşlama suyu
  • 1 büyük ekmeklerin dilimi (kenarları alınmış)
  • 1 çay bardağı ceviz
  • 2 kaşık mayonez
  • 2 diş sarımsak
  • 2 kaşık sıvıyağ
  • 1/2 kaşık tereyağ
  • pul biber


Yapılışı:
  1. Öncelikle sarımsağı, tuzla dövüyoruz. Ceviz içini robota alıp bir kere çekiyoruz. Haşlanmış ve irice didiklenmiş tavuk etini, irice parçalanmış ekmek dilimini, mayonezi sarımsağı koyup biraz da tuz ekliyoruz ve bunları hep birlikte birkaç kere çektiriyoruz. En son içine bir bardak tavuk suyu ekliyor ve karıştırıyoruz.
  2. Tavaya, 2 kaşık sıvıyağ, 1/2 kaşık tereyağı eritiyoruz. Tereyağ eriyince içine pul biber katıyoruz ve şöyle karıştırıp, altını kapatıyoruz.
  3. Dobotta çektiğimiz tavuklu harcı, servis kasesine alıp, erittiğimiz yağı da üzerine gezdiriyoruz. Afiyet Olsun...

12 Nisan 2014 Cumartesi

Havuçlu Sütlü Tatlı


          Mutlu pazarlar Sevgili Dostlar...
Pazar günleri, uzun uzadıya kahvaltılar yapmak, güzel masalar donatmak falan hayal oldu bizim evde. Dar zamanlarda, Dursun Eren'in uyuduğu nadir zamanlarda, birşeyler yapmak zorunda kalıyorum. Mesela yukarıdaki tatlıyı yapmak için iki gün ayrı ayrı çaba sarfettim. Havuçlu kısmını bir gün, sütlü tatlıyı ikinci gün yaptım. Evdeki fazla havuçları değerlendirmek isteyince, böyle bir tatlı çıktı ortaya. Özellikle büyük kızım iki kup yedi, küçük olanı burun kıvırdı niyeyse :)

Malzemeler:
Havuçlu Kısım için malzemeler:

  • 1 su bardağı haşlanıp püre haline getirilmiş havuç (madde 1'de açıklandığı gibi)
  • 1 su bardağından iki parmak eksik şeker
  • 1 silme yemek kaşığı nişasta
  • birkaç damla limon suyu
Sütlü kısım için malzemeler:
  • 5 su bardağı süt
  • 7 yemek kaşığı şeker 
  • 2 yemek kaşığı un
  • 3 yemek kaşığı nişasta
  • 1 yumurta sarısı
  • 1 paket vanilin
  • hindistancevizi

Yapılışı:
  1. Havuçları soyup, rendeliyoruz. Biraz su ile yumuşayıncaya kadar haşlıyoruz. Havuçlar yumuşayınca, robotta püre haline getiriyoruz. Burada miktar size kalmış, bir su bardağı havuç püresine bir su bardağından 2 parmak eksik şeker katıyoruz. İki su bardağı havuç püreniz varsa ona keza çoğaltılacak. Biz bu tatlı için 1 su bardağı kullanacağız.
  2. Robotta çektiğimiz havuçları tencereye koyup, 1 su bardağından 2 parmak eksik şeker katıyoruz. Bu esnada içine 1 yemek kaşığı da nişasta koyuyoruz (Dolu değil silme). Birlikte karıştırarak pişiriyoruz. Kıvam alıp göz göz olunca, biraz daha pişirip, soğuması için bir kaba alıyoruz.
  3. Sütlü tatlıyı yapmak için, süte şeker ve yumurta sarısı ekliyoruz. Un ve nişastayı birlikte biraz sütle özeleyip, süte ekliyoruz. Ocağa alıyoruz, sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kıvam alıp yine göz göz olunca biraz daha pişirip, ocaktan alıyoruz. Vanilin ekleyip tekrar karıştırıyoruz. Böylece muhallebimiz hazır olmuş oluyor.
  4. Muhallebiyi cam kaselere alıyoruz. (6 kase çıkıyor). Soğuması için ılınınca dolaba kaldırıyoruz. Soğuyan havuç püresini, sıkma torbasına alıp, soğuyan tatlının üzerine şekilli olarak sıkıyoruz. Ortasındaki boşluk yerlere ise hindistan cevizi döküyoruz. Afiyet olsun...



11 Nisan 2014 Cuma

Soslu Börek (Patatesli)




       Hayırlı Cumalar Sevgili Dostlar...
Soslu börek, kendiliğinden ortaya  çıktı. Daha önce denediğim, fakat tarifi yeterli bulmadığım için yayınlamadığım üzerine sos dökülen hamurişinden esinlenerek yaptım. Bu şekilde, hem kalın hem de üzerine sos dökülerek börek yapmak istiyorsanız, birincisi fırınınız çok iyi çalışmalı, içini dışını güzel pişirmeli, yada siz böreği ters yüz ederek iki kere pişirebilirsiniz, üçüncü bir seçenek ise yufkanın ikiye bölünüp daha inceltilerek sosuyla birlikte daha kolay pişirmek.
 Hem yapımı kolay olan, hem lezzeti tam olan bu börekten yukarıdaki önerilerime uyduğunuzda çok memnun kalacaksınız. Kalın Sağlıcakla....

Malzemeler:


  • 3 adet el açması yufka
  • 1/2 kaşık tereyağ
Sosu İçin:
  • 2 yumurta
  • 1 çay bardağı sıvıyağ (çay bardağı çok küçüklerden değil)
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 çay bardağı süt

İç Harcı İçin:
  • 2 adet haşlanmış patates
  • 1 orta boy soğan
  • karabiber,kuru nane, kırmızı toz biber,tuz
Üzeri İçin: 
  • Çörekotu

Yapılışı:
  1. Önce iç harcı hazırlıyoruz. Soğanı küp küp doğrayıp iki kaşık yağda kavuruyoruz. Patatesleri rendeleyip, soğanlara ekliyoruz. Şöyle bir tavada çevirip, tuzunu ve baharatlarını katıp karıştırıyoruz. Altını kapatıp soğumaya alıyoruz.
  2. İç harcı için, yumurtayı çırpıyoruz, sıvıyağ, yoğurt ve süt katıp bir daha karıştırıyoruz.
  3. Tepsimizi ısınmış fırına alıp ısıtıyoruz, içine 1/2 yemek kaşığı tereyağ katıp, sıcıklığında eritiyoruz.
  4. Yufkayı alıyoruz, içine hazırladığımız sostan 2 kaşık döküyoruz, ve her tarafına patatesli iç harçtan koyuyoruz. Kalın yapmak istiyorsak yufkayı ikiye katlayıp, tekrar sos döküyoruz. Rulo yapıp tepsiye alıyoruz. İnce ve çıtır olsun istiyorsanız, patatesleri koyunca, yufkayı ortadan ikiye kesip, uçtan başa doğru sarabilirsiniz.
  5. Bu şekilde 3 yufkayı bitiriyoruz. En son üzerine artan sosu döküyoruz. (Benim 8 yemek kaşığı sosum arttı). 150 dereceli fırında, yavaş yavaş içini almasını sağlıyoruz. Üzeri kızarmaya başlayınca, sıcaklığını yükseltip, biraz da böyle pişiriyoruz. Afiyet Olsun...
Püf Noktaları: Öncelikle en önemli noktası böreğin içinin iyi pişmesini sağlamak, bunun için ya böreğin rulosunu incelteceğiz, yada düşük ayarda pişireceğiz. Ayrıca pişirirken, bıçakla kenarından kaldırırsak katlarının havalanmasını ve ısının eşit yayılmasını sağlamış oluruz. Bir de içinin tam pişmediğine hükmedersek böreği ters yüz edip bir daha fırına verebiliriz. 

8 Nisan 2014 Salı

Sosisli Sandvic Yada Hot Dog



          İzgisu: - Anne, bana uzun sosis yapsana.
          Ben    - Nasıl yapayım?
          İzgisu: - Ekmeğin arasına sosis koyuyorlar ya, ondan. Ben bilgisayarda oyunlarda gördüm, ekmeğin arasına uzun sosis koyuyorlar.
          Ben:   - Ona sosisli, yada yabancıların dediği şekilde hot dog derler. Yapayım, tamam.

          İdrak etmeye çalışıyorsunuz biliyorum. Bizim eve, sosis fazla girmez, hatta sucuk ve pastırma dışında salam ve diğer hazır şeyler de nadir girer. Bu yüzdendir kızımın sosisliyi "uzun sosis" diye tabir etmesi.
Neyse uzun zaman olmuştu sosisli yemeyeli. Ben de özlemişim şahsen. Evde yapması çok kolay, alabildiğine de lezzetli, şahsen bir tane ile kalamadım, itiraf etmeliyim ki :(

Malzemeler:

  • 4 adet uzun sosis (et sosis)
  • 2 kaşık salça
  • 1 kaşık tereyağ
  • 4 adet sandviç ekmeği
  • isteğe göre turşu, hardal, mayanez
Yapılışı:
  • Tencereye, iki kaşık salçayı koyuyoruz. Üzerine iki bardak su ekleyip iyice eziyoruz ve kaynamaya alıyoruz.
  • Kaynayınca içine tereyağ katıp biraz da tuz katıyoruz.
  • Sosislerin üzerine çizikler atıyoruz. Sosisleri bu kaynayan suya atıyoruz. 30 dakika haşlıyoruz.
  • Sandwich ekmeğini, tost makinasında ısıtıyoruz. Arasına, bu salçalı sostan biraz koyup, üzerine isteğe göre, salatalık turşusu koyuyoruz ve bu sosislerden bir tanesini de koyuyoruz. Onun üzerine, hardal, mayonez koyuyoruz. (Biz hardalı tercih etmiyoruz). Afiyetle Lüpletiyoruz. 

 

5 Nisan 2014 Cumartesi

İrmik Topları



               Geçenlerde 21 martta Nevruz bayramı için yapmıştım bu topları. Kızım okul için, kek ve kurabiye haricinde bir tatlı yapmamı istedi. Ben de, hep bereketli hem de çocukların seveceği bu irmik toplarını tercih ettim. Sonuç çok şekerdi, hem göze hitap ediyor hem de bolca çocuğa yetiyor. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:

  • 1 litre süt
  • 9 yemek kaşığı şeker
  • 9 yemek kaşığı irmik
  • 1 paket sade kremşanti
  • 1 paket vanilin
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
  • 1 bardak kadar fındık

Yapılışı:
  1. Süt,şeker ve irmiği tencereye alıp, koyulaşıncaya kadar pişiriyoruz. İndirmeden birkaç dakika önce vanilini ekliyoruz. 
  2. Ocaktan alıp, iki dakika bekledikten sonra, kremşantiyi,  ilave ediyoruz, çırpıcı ile iyice karıştırıyoruz.
  3. Küçük ceviz büyüklüğünde parçalar alıyoruz ve hindistancevizine bulayıp yuvarlıyoruz. Üzerine bir tane bütün fındık koyup, bu işlemi irmikli harç bitene kadar devam ediyoruz. Afiyet Olsun...

3 Nisan 2014 Perşembe

Elmalı Tart


           Arkadaşım Nurcan'da yediğim zaman ne kadar uzun zamandır yapmadığımın da farkına varmış oldum. Ondan aldığım hızla, üç kez kısa aralıklarla yaptım elmalı tartı. Artık nasıl özledim ve nasıl bir tatlı krizlerine girdiysem. Bu aralarında en masumlarından aslında, daha ne tatlılar yaptım neler yedim. Bahanem de çocuğu emzirdiğim için karnımın kazınması oluyor :(
          Etti mi bunlar bende 14 kg. İşin yoksa ver bakalım bu kiloları. Hem de bu kadar ufacık tefecikken yuvarlanıp gittim resmen. Ben bebeğim ve iki kızımla uğraşırken bahar gelmiş bile. Çilekler raflarda yerini almış, çağlalar, malta erikleri çıkmış oohooh... Artık uyanma vakti bana da geldi. Yiyeceğim tabi, öyle hızlı kilo vermeyi falan beklemiyor ve hatta istemiyorum. Lakin spor ve yürüyüşe bir de tatlı miktarını azaltmaya karar verildi tarafımca. Bizde verilen kararlara da uyulur her daim :)

Malzemeler:

  • 3 yumurta
  • 200 gram margarin (eritilmiş, ılık)
  • 1 su bardağından 1 parmak eksik şeker
  • 1 vanilin
  • 1 kabartma tozu
  • aldığı kadar un
İç Harcı İçin
  • 5-6 adet elma (kabukları soyulup rendelenmiş)
  •  toz tarçın (bir tutam)
  • 3 çorba kaşığı şeker (katmayabilirsiniz)
  • 1 su bardağı irice kırılmış fındık
  • isteğe göre üzerine pudra şekeri

Yapılışı:
  1. Yumurta ve şeker iyice çırpılır: Şeker eriyene kadar. Sonra içine margarin ilave edilir.(Sıcak olmasın)
  2. 1 su bardağı elenmiş unun içine bir paket vanilin ve bir paket kabartma tozu katılır. Birlikte Karışıma ilave edilir. Yoğurulur. Gerektikçe un ilavesi yapılarak, ele yapışmayan kulak memesi yumuşaklığında hamur elde edilir.
  3. Hamurun yarısı alınıp, tart tepsisi yada yuvarlak bir tepsiye mümkün olduğu kadar ince olacak şekilde elimizle şekil vererek, serilir.Kenarları temizlenip, çatal ile birkaç kez delinir.Dolaba kaldırılır.
  4. Kalan hamur da buzdolabın dondurucu kısmına kaldırılır.
  5. Elmalar soyulup, rendelenir ve tavaya alınınır. Üzerine şeker katılır ve kavrulur, tarçın ve fındıklar katılır, karıştırılır. Soğumaya bırakılır.
  6. Dolaptan çıkartılan tepsinin üzerine bu hazırladığımız harç, her tarafına eşit olacak şekilde yayılır.
  7. Derin dondurucudan çıkartılan diğer parça ise elmalı harcın üzerine rendenin büyük tarafıyla rendelenir. 180 derecede, üzeri kızarana kadar pişirilir. Afiyet Olsun... 


Yoğurtlu Karnabahar-Brokoli Salatası


     Her ne kadar kış salatası gibi görülse de, bizim evde bolca tüketilen sebzelerdendir karnabahar ve brokoli. Hatta brokoliyi, küçük kızım "yeşil ağaç" diye adlandırır ve sık sık ister. Bir kenarda kalsın öylece unutulsun istemedim. Bu salata da, salatalar kategorisinde yerini alsın...

Malzemeler:
  • Bir küçük karhanabarın yarısı
  • Birkaç dal brokoli (bu benim tercihim tabi, ben bu salatayı yaparken karnabahar miktarını brokoli miktarından daima fazla tutarım)
  • 1 adet küçük havuç yada 1/2 orta boy havuç
  • 1/2 çay bardağı haşlanmış mısır
  • 6 kaşık yoğurt (tepeleme)
  • 2 kaşık mayonez
  • 2-3 diş sarımsak
  • isteğe göre dereotu

Yapılışı:
  1. Havuç, karnahar,brokoliyi ayrı ayrı haşlarız. Haşlarken dikkat edilmesi gereken şey, hepsinin de hafif diri kalacak şekilde olması ve mutlaka suyuna tuz eklenmesidir. Böylece salatamız daha lezzetli olacaktır. Brokoliyi haşlama suyuna atınca birkaç dakika bekletiyor ve hemen ardından buzlu suya atıyoruz. Her ne kadar yoğurtlanacak olsa da bu şekildeki haşlama daha başarılı sonuç verecektir.
  2. Haşlanan sebzeler istenen büyüklükte doğranır. Kaseye alınır.
  3. İçine mısır eklenir. Sarımsaklar ezilir.
  4.  Bir kasede yoğurt,sarımsak ve mayonez karıştırılır. İçine 1/2 tatlı kaşığı tuz eklenir ve salataya eklenir. Sebzelerin her tarafı yoğurla kaplanacak şekilde karıştırılır. İsteğe göre üzerine doğranmış dereotu ile servis yapılır. Afiyet olsun....

1 Nisan 2014 Salı

Haşhaşlı Kek



Evet sadece kek, öylesine, dar bir akşam saatinde, küçük kızımın sütünün yanına tatlı birşeyler istemesiyle ortaya çıkan kek...
Bazen oluyor bilindik şekilde, ben istedimki arşivde yerini alsın hepsi bu :)

Malzemeler:

  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay bardağı mavi haşhaş
  • 1 limonun kabuğunun rendesi
  • aldığı kadar un
Yapılışı:
  1. Yumurta ile şeker çırpılır. (Şeker eriyene kadar)
  2. Sıvıyağ ve süt eklenir. Haşhaş ve limon kabuğu eklenir. 
  3. Birkaç kaşık elenmiş un eklenir ve kabartma tozu eklenir.
  4. Bir taraftan karıştırıp bir taraftan azar azar un ilavesi yapılır böylece un oranına karar verilir. Her zamanki kek kıvamı ne çok katı ne çok sıvı.
  5. Yağlanmış tepside(orta boy borcam yuvarlak tepside yaptım), 170 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirilir. Kürdan batırarak piştiğine karar verilince fırından çıkartılır. Afiyet olsun...


31 Mart 2014 Pazartesi

Kuru Kayısı Marmelatı



            Merhabalar Sevgili Dostlar...
Türkiye gündemi o kadar yoğun ve iç karartıcı ki, geleceğe dair endişelere kapılmamak mümkün değil. Bir taraftan savaş tehlikesi bile gündemde iken, tarif yayınlayıp, sıradan konuşmalar yapmayı açıkçası saçma bulduğum için bir süre yine yayın paylaşmadım.
Sonra düşündüm nereye kadar, sürecek bu. Hem de bu kadar sevdiğim bir işi yaparken...
Çocuklarımdan sonra en mutlu olduğum yer burası, buraya birşeyler yazmak, resimler koymak....
Ve evet hiçbirşey yokmuşcasına devam etmeye karar verdim. Çünkü ortada emek verdiğim bir sürü güzellikler birikti.
Ne seçimler umurumda, ne başka birşey bugün, tememnim Türkiye 'yi aydınlık günlerin beklediği yolunda, en azından böyle olmasını umut ediyorum.
Şimdi geçiyorum kayısı marmelatına. Nerdeyse tazesi çıkmışken kuru kayısıdan marmelat da neyin nesi diyebilirsiniz. Doğum sonrası bir takım sıkıntılı günlere çare olarak aldığım kuru kayısılar elimde pek çok kalınca böyle birşey denedim. Açık söylemek gerekirse, tazesinden daha kıvamlı daha tatlı oldu diyebilirim. Belki size de bir fikir olur. Kalın sağlıcakla...



Malzemeler:

  • 1 büyükçe kase kuru kayısı (yıkanıp küp küp doğranmış)
  • 1 su bardağı şeker
  • birkaç damla limon suyu
  • isteğe göre 1 adet çubuk tarçın
  • isteğe göre birkaç tane karanfil
  • su
Yapılışı:
  1. Kayısılar tencereye alınıp, 5-6 su bardağı su ile haşlamaya başlanır. Suyu bittikçe birkaç bardak daha ekleyebilirsiniz. Su miktarı biraz da kayısıların çeşidine göre değişebiliyor. Kimisi daha yumuşak kimisi daha sert olabiliyor.
  2. Kayısılar, iyice yumuşayınca, robota alıp yüksek devirde püre haline gelinceye kadar çalıştırılır.
  3. Kayısı püresi tekrar tencereye alınıp, üzerine 1-2 su bardağı su koyulur (yine pürenin kıvamından yola çıkın su oranını belirlerken), 1 su bardağı şeker, bir kabuk tarçın atılıp, kıvam alıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. İndirmeden birkaç dakika önce birkaç damla limon sıkılıp, bir iki fokurdatıp, ocaktan alınır. Sıcakken cam kavanoza alınır ve ters çevrilerek kapatılır. Yadaaa bizim gibi hemen tüketilmek için, bir kısmı kaseye alınır. Afiyet Olsun...
Not: Burada en önemli nokta, kayısıların iyice yumuşayıncaya kadar haşladıktan sonra püre haline getirip tencereye aldığımız kısım. Bu esnada su oranına kendinizin karar vermesi daha uygun olacaktır, pürenin kıvamına bakıp, suyu azar azar ekleyerek bir taraftan karıştırıp karar vermelisiniz.