..

13 Mart 2015 Cuma

Kağıt Kebabı


Kağıt kebabı, şık sunumlar ve güzel sofralar hazırlamak istendiğinde kurtarıcı yemeklerdendir bence.
İçine konulan malzemeler kişiden kişiye fark edebilir. Mesela, ben bezelyeyi tercih etmiyorum, çünkü bezelyenin kendine has şekerimsi tadını etin yanına yakıştıramıyorum.
Bunun yanısıra patates, havuç ve soğan olmazsa olmazlarından bence. Çünkü patates yemeğin sasiliğini alıp tadını güzelleştiriyor, ayrıca havuçta içinin renklenmesini sağlıyor.
Deneyin  mutlaka beğeneceksiniz.
Ayrıca gündüzden yapıp, akşam yemeden önce fırınlayabilirsiniz. Böylece akşama yemeğiniz sıcak sıcak olacaktır. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:  ( 4 kişilik için )
  • 500 gram dana eti
  • 1 orta boy soğan
  • 1/2 havuç
  • 1 büyük soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 1 domates
  • 1/2 çarliston biber
  • 1/2 kapya biber
  • tuz, karabiber

Yapılışı:
  1.  Eti küçük kuşbaşı halinde doğruyoruz. Biraz tuz ve 1 su bardağı su ile düdüklüde yarım saat pişiriyoruz. (Yenilecek kıvama gelmesi gerekiyor.)
  2. Diğer bütün malzemeleri küçük küçük doğruyoruz. Hafifçe yağ konulmuş bir tavada yada tencerede sırasıyla önce soğan, sarımsak,havuç, patates, biberleri ekleyip tuz ilavesi yapıyoruz.
  3. Düdüklüden çıkardığımız etleri, suyunu süzüp sebzelere ekliyoruz.
  4.  Ardından kabukları soyulup küp küp doğranmış domatesleri ekliyoruz. Karabiber ilavesi ile şöyle bir karıştırıp ocağın altını kapatıyoruz.
  5. Yağlı kağıttan 30 santim uzunluğunda 4 parça kesiyoruz. Harcımızı da tencerenin içinde 4 parçaya ayırıyoruz. Uzun kenarını önümüze serip ortasına dört eşit parçaya ayırdığımız harcımızın birini koyuyoruz. Eğer pişirdiğimiz etin suyu varsa bu sudan yoksa sıcak su da olabilir 1 yemek kaşığı harcın üzerine su ekliyoruz. (Eğer hemen pişirmeyecekseniz bu işlemi fırına vermeden önce de yapabilirsiniz.)
  6. Resimdeki gibi uzun kenarlarından önce birini sonra ikincisi etin tam kenarından katlıyoruz. Kısa kenarlarını da etin tam kenarlarından katlıyoruz. Sonra kısa kenarlarını açıp uçlarından resimdeki gibi hafif üçgenimsi katlıyoruz. (Bu işlemi kağıtlar güzel görünsün, alt kanarlar üste çıkıp görüntüyü kirletmesin diye yapıyoruz.) Tersini çevirip kağıdı elimizle biraz yassılaştırıyoruz ki kağıdın köşeleri de boş kalmasın. Katlanan kısımlarının altta kalmasını sağlayacak şekilde çevirip tepsiye alıyoruz. Kağıtların üzerine fırça yardımıyla su sürüyoruz.
  7.  180 derecede 15-20 dakika kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

12 Mart 2015 Perşembe

Fava


Fava Ege mutfağının vazgeçilmez mezelerinden.
Seveni çok var, bir o kadar da sevmeyeni var; işkembe, mumbar, mantar vs gibi..
Ben de merak ettim, nedir nasıl birşeydir diye.
Hatta arkadaş günümde yaptım bu mezeyi, tabi salata yerine.
Şahsen ben kendi payımı yedim, fena da değildi, yiyenler de oldu, baklayı sevmediği için yemeyenler de oldu.
Bundan mütevellit, size önerim, eğer daha önce tatmış ve beğenmişseniz, bir de benim tarifimi deneyin derim.
Yok eğer daha önce hiç denememiş ve içbaklayla da aranız yok ise önce başka bir yerde yeyin sonra deneyin :)
İşte bu kadar da açıksözlüyümdür:)
Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:
  • 1 su bardağı içbakla
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 1 limonun suyu
  • 1/2 tatlı kaşığı tuz 
  • 1 çay kaşığı şeker
  • dereotu
Üzeri için:
  • 1/2 kahve fincanı zeytinyağı
  • 1 küçük soğan
  • 1 küçük havuç
  • zeytin
Yapılışı:
  1. Baklaları 5-6 saat kadar sıcak suda bekletiyoruz. Suyunu süzüp, yıkayıp, tencereye alıyoruz. Üzerini geçecek kadar su ve tuz ekleyip, kaynatıyoruz. Suyunu çektikçe sıcak sıcak su ilavesi yapın, baklalar çok su çekiyor.
  2. Bir tavaya biraz sıvıyağ koyup, küp küp doğradığımız soğanı kavuruyoruz. Kavurduğumuz soğanları haşlanıp yumuşayan bakla tenceresine ilave ediyoruz.
  3. Baklalar iyice yumuşayıp suyunu çekince bir tane limon sıkıyoruz. Bir çay kaşığı şeker ilave ediyoruz.
  4. Baklaları blendırdan geçiriyoruz. İsteğe göre, dereotlarını bu sırada ekleyip bakla ile birlikte blendırdan geçirebilirsiniz (benim gibi) yada dereotunu eklemeyip, en son servis sırasında doğrayıp üzerine koyabilirsiniz.(bence bu daha iyi bir sonuç verecektir.)
  5. Bir borcama hafifçe dibini ıslatıp fava püresini döküyoruz. Üzerini streçleyip bir gece buzdolabında bekletiyoruz.
  6. Servis yapmadan önce baklava şeklinde dilimler kesiyoruz. Tabağa alıp üzerinin sosunu hazırlıyoruz.
  7. Üzeri için, bir tavaya, zeytinyağı koyup, küçük küçük doğranmış soğan ve havuçları ekliyoruz. Biraz tuz ekleyip, iyice yumuşamasını sağlıyoruz. En son iki diş sarımsak da incecik doğrayıp bu karışıma ilave ediyoruz. Fava dilimlenecek hale gelince bu sosu üzerine döküp servis yapıyoruz.


11 Mart 2015 Çarşamba

Mısırgevrekli Kurabiye


  Mısırgevrekli kurabiyeyi yaparken en zor kısım nişastanın şekil alması oluyor. Görümcem farklı markalarla aynı tarifi denediğinde şekil verememiş mesela.  İkinci dikkat edilecek kısım ise yanınızda bir yardımcınız olursa biriniz çikolataya atarken bir diğeriniz mısırgevreğine bulayabilir. Çünkü hemen ardından dolaba kaldırılması gerekiyor.
   Mısırgevrekli kurabiyeler çok nefis gerçekten. Ayrıca bir iyi tarafı daha var, buzlukta saklanması. Buzlukta uzun süre halihazırda kurabiyeleriniz olabiliyor. Tabi bu konuda da biraz dikkatli olmakta fayda var. Buzluk kokusu sinmemesi için üzerini streçleyip yada  kapalı bir kap ile saklamalısınız. Hatta varsa ayrı bir çekmecesinde saklamak daha yararlı olacaktır. Misafirlerinizden kesinlikle tarif  isteyenler olacaktır. Denemeniz dileğiyle...

Malzemeler:

Hamuru İçin:
  • 250 gram oda sıcaklığında tereyağ yada margarin
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 800 gram mısır nişastası (buğday olmaz)
  • 1 paket kabartma tozu
Çikolata sosu için:

  • 600 gram çikolata (ekmeğe sürülebilir olandan)
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  •  Sıcak su

  • Üzeri İçin:
    • 500 gram mısır gevreği (ince yuvarlak ve sade olanlarından)

    Yapılışı:
    1. Mısırgevreğini bir kaseye boşaltıp, elimizle ufalıyoruz. Yoksa çok şekilsiz oluyor.
    2. Hamur için gerekli malzemeleri katıp yoğuruyoruz. Ele kolay gelmeyen bir hamur oluyor. Zaten bu yüzden çiğköfte şekli veriliyor. Hamur yoğurdukça biraz daha özleşecektir.
    3. Hamurdan küçük parçalar alıp çiğköfte şekli veriyor, tepsiye diziyoruz.
    4. Bu şekilde önceden ısıtılmış fırında 160 derecede, beyazlığını yitirmeden pişiriyoruz. Bu ölçüyle 3,5 tepsi kadar kurabiye çıkıyor. (margarin yada tereyağ farkından biraz değişebilir)
    5. Çikolata sosu için kurabiyeler pişerken çikolatayı bir geniş kaseye alıp, altına sıcak su koyuyor bu kaseyi bu sıcak suyun içine oturtuyoruz. Bir kaşık yardımıyla bir taraftan sıvıyağ katıyor bir taraftan karıştırıyoruz. Kurabiyeleri bulayacak hale gelince sıcak suda kalmaya devam ediyor. Bu işlemi kurabiyeler pişmeden yapmalısınız yoksa yetişmeyebilir.
    6. Kurabiyeler fırından çıkınca soğuyor ve bu çikolatalı kaba alıyoruz. Önce çikolataya sonra ardından mısırgevreğine bulayarak tepsiye alıyoruz. Bu şekilde buzdolabına kaldırmamız gerekiyor.
    7. Bu kurabiyeler buzdolabının buzluğunda saklanıyor. Yemeden birkaç dakika önce çıkarmak yeterli oluyor. Bu şekilde çikolatası erimeden tüketebiliyoruz. Ayrıca dondurmayı anımsatacak bir tat ortaya çıkıyor.

    9 Mart 2015 Pazartesi

    ORMANCI POĞAÇASI

     
     
     
     

     
     
     Ormancı poğaçası, yıllardır yaptığımız poğaçalardandır. Ben tarifini  görümcemden almıştım.
     Pratikliği ve içinde bulundurduğu çeşniler sayesinde kendine özgü bir tadı oluyor.
     Özellikle fırından yeni çıkınca yemesi çok güzel oluyor. Size de ılık ılık yemenizi tavsiye ederim.
     Kalın Sağlıcakla...
     
    Malzemeler:
    • 150 gram oda sıcaklığında tereyağ yada margarin
    • 2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
    • Yarım su bardağından biraz daha az sıvıyağ
    • 2 yemek kaşığı yoğurt
    • 2 yemek kaşığı sirke
    • 1 paket kabartma tozu
    • 2 adet yeşil soğanın yeşil yaprakları
    • 8-10 tane siyah zeytin
    • bir tutam dereotu
    • bir kibrit kutusu kadar beyaz peynir (ben ekledim)
    •  1 su bardağı tam buğday unu (ben ekledim )
    • aldığı kadar normal un (isterseniz hepsini normal unla yapabilirsiniz)
    • 1 çay kaşığı tuz


    Yapılışı:
    1. Zeytinin çekirdeklerini ayırıp küçük küçük doğrayın. Yeşillikleri de minik minik doğrayın.
    2. Tereyağ, yumurtalar (birinin sarısı hariç), sıvıyağ, yoğurt, sirke, beyaz peynir, zeytin, yeşillikleri bir kaba alın.
    3.  Tam buğday ununun içine kabartma tozunu ekleyin, karışıma ilave edin. Daha un alacaktır bunun için azar azar un ekleyerek hamuru yoğurun. Ele yapışmayan bir kıvam alması gerekiyor.
    4. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yağlanmış tepsiye dizin. Üzerlerine ayırdığımız yumurta sarısı sürüp, 160 dereceli fırında üzerleri kızarıncaya kadar pişirin. Afiyet Olsun...

    5 Mart 2015 Perşembe

    Sosisli Lahana Kavurması



      .Hayırlı Cumalar Sevgili Dostlar...
      Lahana kavurması diyorum fakat içinde havuç var patates var... Gerçekten çok lezzetli bir yemek bu. Hatta kahvaltı sofralarınızda da rahatlıkla da kullanabilirsiniz. En önemli nokta kısık ateşte ağzı kapalı olarak pişirmek bütün sebzeleri. Böylece çiğ kalmadığı gibi kendi sebze sularıyla daha yumuşak ve lezzetli oluyorlar.

      Sosisi siz isterseniz eklemeyebilirsiniz. Tamam kabul eklenince daha da güzelleşiyor. Bir önerim ise tavuk yada hindi sosis yerine kesinlikle et sosis kullanmanız olacaktır, bu şekilde gerçek tadını yakalayabilirsiniz

    Malzemeler:
    •  1 büyükçe kase doğranmış beyaz lahana
    •  1 havuç
    • 1 orta boy patates
    • 1 orta boy soğan
    • 2 diş sarımsak
    • 2 adet uzun et sosis
    • tuz, karabiber

    Yapılışı:
    1. Öncelikle soğanları küp küp doğruyoruz, teflon yada döküm tencereye biraz sıvıyağ katıp kavurmaya başlıyoruz.
    2. Soğanlar kavrulurken sarımsakları ve hemen birlikte ince ince doğradığımız havuçları ekliyoruz.
    3. Patates ve sosisleri de ekledikten sonra en son lahanaları ilave ediyoruz. Tuz ve karabiberi ekleyip, yine kısık ateşte ağzı kapalı olarak kavuruyoruz. Afiyet Olsun...

    3 Mart 2015 Salı

    Küllü Minik Kurabiye


    Bu kurabiyeleri Feride 'de ilk kez yediğimde bayıldım. Gerçekten çok başarılı olmuşlardı. Hem de malzemesi bu kadar azken :)
    Üstelik içine hiç şeker katılmadığı halde dışındaki tat o kadar yeterli geliyor ki.
    Ağızda dağılması da ayrı bir güzelliği.
    Her şekliyle tamamen arkasında durduğum ve şiddetli önerdiğim tariflerden oldu.
    Deneyin pişman olmayacaksınız...

    Malzemeler:
    • 250 gram oda sıcaklığında tereyağ (margarin de olabilir)
    • 1,5 çay bardağı sıvıyağ
    • 1 paket kabartma tozu
    • 1 yumurta
    • 3,5 su bardağı kadar un
    Dış Harcı İçin:
    • 1,5 su bardağı pudra şekeri
    • 50 gram kakao
    • 2 paket vanilin


    Yapılışı:
    1. Hamur malzemelerini bir kaba alıp hepsini birlikte yoğuruyoruz.  (Gerekirse un ilavesi yapabilirsiniz.)
    2. Hamurun üzerini streçleyip, 30  dakika kadar buzdolabında dinlendiriyoruz.
    3. Bu arada dış harcının malzemelerini bir kaba alıp karıştırıyoruz.
    4. Buzdolabından çıkardığımız hamurdan elimizle parçalar koparıp, yuvarlıyoruz, uzatıyoruz.
    5. 1 parmak kadar genişliğinde kesip tepsiye alıyoruz. Önceden ısıtılmış fırında 150 derecede kızarmadan pişiriyoruz. (elinizle bir tane alın, tepsiden kalkıyorsa olmuş demektir)
    6. Kurabiyeler sıcak sıcakken,  hazırladığımız harcın içine ekliyor hafifçe karıştırıyoruz.
    7. Bu işlem için kurabiyelerin sıcak olması şart çünkü sıcakken bu harç dış yüzeyine yapışacaktır.
    8. Bu çok bereketli bir kurabiye oluyor. Dolu dolu 2 tepsi çıkıyor. Ayrıca çok nefis, ağızda dağılıyor. Afiyet Olsun...

    Porsiyonluk Güveç





     Güveci bu şekilde porsiyonluk olarak yapmayı seviyorum.
     Ben kaşar kullanmadım fakat siz isterseniz domates dilimi yerine üzerine kaşar da koyabilirsiniz.
     Güvecin içine patates yada havuç gibi sebzeler koymadım. Bunun yerine soğan, sarımsak, domates ve iki çeşit biber kullandım.
      Sade ve klasik güveç oldu. Tadı tuzu da tam yerinde ve pişmesi de gayet başarılıydı.
       Bizim evde kuzu eti yenilmediğinden dana eti kullanıyorum. Bu da güveci çiğ şekilde fırınlamaktan beni alıkoyuyor. Malum dana etinin pişmesi epey zaman alabiliyor. Bunun yerine eti daha önceden pişiriyorum. Ona eşlik etsin diye sebzeleri de hafifçe soteledim. Böylece hem pişmemiş durumu olmadı hem de sabahtan hazırlayıp, akşam yemeğine fırınlaması kaldı. Önerilir...

    
     
    Malzemeler:
    • 500 gram, dana eti
    • 2 orta boy soğan
    • 4 diş sarımsak
    • 2 büyük domates
    • 1 kapya biber
    • 1 çarliston biber
    • sıcak su
    • karabiber, tuz, kırmızı toz biber, pul biber isteğe göre kekik

    Yapılışı:
    1. Eti bir tencereye alıp, üzerine çok az sıvıyağ ekliyoruz. Kapağı kapalı olarak suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Sonra etlere bakıyoruz yeterince yumuşak değilse,  biraz da su ekleyip yumuşayana kadar pişiriyoruz. (Bu esnada düdüklü de kullanabilirsiniz)
    2. Soğanları küp küp doğruyoruz. Bir tencereye alıp biraz sıvıyağ ile kavuruyoruz, sarımsakları ekliyoruz, pişirdiğimiz eti de bu tencereye ekleyip şöyle biraz kavuruyoruz.
    3. Kavurduğumuz eti, dibi yağlanmış küçük güveç kaplarına paylaştırıyoruz.
    4.  Domatesin birinden 4 yuvarlak dilim kesip kenara alıyoruz. (Bunlar üzerine kapatılacak) Yine aynı tavayı kullanabilirsiniz, domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğruyoruz, her iki biberi de küçük küçük doğruyoruz. Baharatları da ekleyip, güveç kaplarının üzerine paylaştırıyoruz. Üzerine güvece bir parmak kalana kadar sıcak su ekliyoruz.
    5.  En son ayırdığımız dilim domatesleri de güvecin üzerine kapatıp, fırına alıyoruz. Fırında 160 - 170 derecede üzeri üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet Olsun

    28 Şubat 2015 Cumartesi

    Kedidilli Tramisu


     İki gündür Ankara' da çık gez havası var.  Baharın ayak seslerini duyuyoruz adeta. Tabi tecrübelerimize dayanarak bunun arkasında kışın son bir yüzünü göreceğimizi de düşünmüyor değiliz.
     Sütlü tatlıların çok sevildiği bir ev bizimkisi. Hal böyle olunca evde sık yapılıyor.
    Tramisu kahve ile sütün bir başka karışımı bence. Hem çok lezzetli hem de çok bilindik.
    Kedidili ile yapmak pratiklik bir dahaki sefere inşallah kek ile hazırlayacağım. Musmutlu Cumartesileriniz Olsun...

    Malzemeler:
    • 3 su bardağı süt
    • 5 yemek kaşığı şeker
    • 3 yemek kaşığı un
    • 1 paket vanilin
    • 1 adet yumurta sarısı
    • 300 gram labne peyniri
    • 12 adet kedidili bisküvi
    Islatmak için:
    • 1 yemek kaşığı granül kahve
    •  1 su bardağı ılık su
    • 1 yemek kaşığı şeker
    Üzeri İçin:
    • 1 fincan kakao


    Yapılışı:
    1. Süt, un, yumurta sarısı ve şekeri bir tencerede kıvam alıncaya kadar pişiriyoruz.
    2. İndirince, vanilin ve labne peynirini ekleyip iyice çırpıyoruz.
    3. Bir su bardağı ılık suya bir kaşık kahve ve bir kaşık şeker katıp karıştırıyoruz.
    4. Baton kek kalıbımızın altına kolay çıkması için streç film ile kaplıyoruz, hazırladığımız kremanın 1/3 ünü döküyoruz.
    5. Üzerine granül kahve ve şekerli suya batırılmış bisküvileri diziyoruz. Sonra üzerine bir kat daha kremayı döküyoruz. İkinci bisküvi sırasını koyup en üstüne yine krema döküyoruz.
    6. Bir gece buzdolabında bekletiyoruz. Kalıptan ters çevirip çıkarınca üzerine kakao eleyip süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...

    26 Şubat 2015 Perşembe

    Patates Püresi


    Patates püresi yemekten sayılmaz bizde. Aynı pilav gibi pek çok şeyin yanına yakıştırırız.

    Hele de çocuklu eviniz varsa, bolca istenir. Köftelerin yanına,etlerin yanına hatta sadece öylesine bile sevilerek tüketilir.

    Siz süt yerine krema da ekleyebilirsiniz yada süt ve krema ölçüsünü yarı yarı tutabilirsiniz.

    En önemli püf noktası ise çarçabuk olsun diye, robotta çekmemek . Yoksa resmen macun olacaktır.

    Kıvamına gelince, herkesin koyuluk tercihi olmalı bence. Mesela ben çok sıvıyı sevmediğim gibi çok katıyı da sevmiyorum. Bu yüzden süt ölçüsünü tam vermedim. Gerektikçe ekleyebilirsiniz.


    Malzemeler:
    • 5 adet orta boy patates
    • 3 yemek kaşığı tereyağ
    • 1,5 su bardağı kadar süt (Ekledikçe kendiniz karar verin yumuşaklığına)
    • karabiber, tuz
    Yapılışı:
    1. Patatesleri soyup üzerini geçecek kadar su ekliyorum, biraz da tuz ilavesi ile suyunu çekene kadar haşlıyorum. (gerekirse 2'ye 3'e bölün de öyle haşlayın)
    2. Patatesleri çatalla yada patates püresi aparatı ile eziyorum. (Robotta çekmeyin macun gibi olur)
    3. Patatesleri ezer ezmez daha sıcakken tereyağ katıyoruz ve tereyağı heryerine yedirerek karıştırıyoruz.
    4. Bu esnada patates püresini küçük bir tencereye alıp,bir taraftan karıştırıp bir taraftan süt ilavesi yapıyoruz. Karıştıra karıştıra püremizin koyuluğunu belirliyoruz. Üzerine karabiber ekleyip son bir kez karıştırdıktan sonra servis  ediyoruz. Afiyet Olsun...

    25 Şubat 2015 Çarşamba

    Fırında Kaşarlı Köfte

    Kaşarlı köfteleri yapmak hem çok basit, hem de çok lezzetli.
    Fırında olması gerekiyor bence, aksi halde tavada kaşarların erimesini düşünemediğimden daha önce hiç tavada denemem olmadı.
    Yanında da mutlaka patates püreniz olsun. Hane halkından tam not alırsınız, benden söylemesi.
    Biz dört kişi olduğumuz için ölçülerim ona göredir.
    Malzemeler:
    • 300 gram kıyma
    • 1 yumurta
    • 2 kaşık galeta unu
    • 1tatlı kaşığı un
    • 1 çay kaşığı kabartma tozu
    • 1 orta boy soğan
    • 2 diş sarımsak
    • karabiber,kimyon, pul biber
    • 1 büyük çay bardağı rendelenmiş kaşar
    • 1/4 demet maydanoz
    • üzerine sürmek için yumuşak tereyağ
    Yapılışı:
    1. Kasenin içine kıymayı alıp, üzerine yumurta, galeta unu normal un kabartma tozu baharatları katıyoruz.
    2. Soğanı ve sarımsağı ince tarafıyla rendeliyoruz. Karışıma kaşarı da ekleyip yoğuruyoruz.
    3. Dolapta üzerini streçleyip 15-20 dakika kadar dinlendiriyoruz. (Vaktiniz yoksa dinlendirmeyin bu şekilde de çok lezzetli oluyor.)
    4. Ceviz büyüklüğünde köfteler yapıp, dibini hafifçe yağlanmış fırın kabımıza alıyoruz. Köftelerin üzerine kurumaması için yumuşak tereyağından biraz koyuyoruz.
    5. 160 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Patates püresinin yanında enfes oluyor. Afiyet Olsun...

    Kayısı Marmelatlı Volkan Kurabiye




      Bu sene kurabiye yılı olacak benim için. İçimde bitmek tükenmek bilmeyen kurabiye yapma isteği var. Her yeni kurabiye denememde bir sonra hangisini yapsam diye düşünür oldum.
      Buna sebep olan etkenlerden biri de benim küçük kızım Bengisu. Kendisi tam bir kurabiye canavarıdır.
      Kahve keyfini sevenler yanında marmelatlı kurabiye de bir seçenek olur. Üstelik büyük kızım İzgi'den de tam not aldı ki kendisi herşeyi beğenmez.
      Deneyeceklere şimdiden Afiyetler Olsun...




     
     
     
     







    Malzemeler:

    • 200 gram tereyağ yada margarin (oda sıcaklığında)
    • 1/2 çay bardağı toz şeker
    • 2 yumurta sarısı
    • 1/2 çay bardağı süt
    • 1 paket vanilin
    • 1 paket kabartma tozu
    • 3, 3,5 su bardağı un
    • İçi İçin: Küçük bir kase kayısı marmelatı
    • Üzeri için: Pudra şekeri

    Yapılışı:
    1. Bütün malzeleri bir kaba alın ve yoğurun.
    2. Hamuru buzdolabına alın ve yarım kadar bekletin.
    3. Hamuru dolaptan çıkartıp, tekrar yoğurun. Merdane yardımıyla açın. 3 cm kadar büyüklüğünde karelere kesin.
    4. Kestiğiniz karelerden birinin ortasına kayısı marmelatı koyun. Diğer kareyi üzerine kapatıp, tekrar kenarlarından kesin. Böylece hem birleşmiş hem de düzgün bir şekil almış olacaktır.
    5. Hazırladığınız kareleri, tepsiye alın. Üzerine bıçakla küçük bir çarpı işareti yapın.
    6. Önceden ısıtılmış  160 dereceli fırında 15-20 dakika pişirin. Fırından çıkınca üzerine pudra şekeri serpin. Afiyet Olsun...

    23 Şubat 2015 Pazartesi

    Ballı Limonlu Zencefil Çayı


     Kışın bir gelip bir gittiği şu günlerde, soğuk algınlıkları bir türlü geçmek bilmedi bizde.
    Durum böyle olunca zencefilden medet umduk. Buna bir de limon ve bal ekledik ki, şifa kaynağı oldu.
    Bu arada zencefil :
    • Mide bulantılarına iyi gelir
    • Eklem ağrılarını giderir
    • İştah açar
    • Soğuk algınlığına iyi gelir, balgam söktürür
    • Vücut direncini artırır, bağışıklığı güçlendirir, kansere karşı koruyucu bitkilerdendir
    Zencefilin kullanılmaması gereken yada dikkatli kullanılması gereken durumlar da vardır tabii:
    • İki yaşından küçük çocuklara önerilmez
    • Gebelikte özellikle ilk üç ayında kullanılması önerilmez
    • Kanı sulandırma özelliği olduğundan dikkate alınmalıdır
    • Safrayı artırdığı için safra kesesinden sorun olanlarda dikkatli kullanılmalıdır.
         Her şeyi dozunda kullandığımızda şifa buluruz. Fazlası zarar olabilir.
    Fakat  zararı dokunur düşüncesiyle şifa deposu bu bitkiyi kullanmamak da büyük bir kayıp olurdu.

        Hem Hint mutfağında hem de Uzak Doğu mutfağında bolca kullanılan bu bitki bizim tarafımızdan sadece balla karıştırılıp öksürük giderici etkisi varmış gibi düşünülüyor.

         Soğuk algınlığının kol gezdiği şu günlerde kendinizi günde iki bardak zencefil çayıyla kuvvetlendirin. Bol Şifalı Günler diliyorum.


    Malzemeler:
    • 3 fincan su (içilecek her bir fincan için 1 fincan su ekleyin)
    • 6 yuvarlak dilim taze zencefil
    • 3 dilim limon (her bir fincan için 1 dilim olacak şekilde)
    • 3 tatlı kaşığı bal (her fincan için 1 tatlı kaşığı)
    Yapılışı:
    1. Kaç fincan hazırlamak istiyorsak o kadar fincan suyu çaydanlığa alıyoruz.
    2. Zencefil dilimlerini fincana göre ayarlayıp ya rendeliyoruz yada minik minik doğruyoruz.
    3. Limon dilimlerini de çaydanlığa ekliyoruz.
    4. Ocağa alıp kaynamasını bekliyoruz. Kaynayıp bir iki fokurdayınca altını kapatıyoruz. (Kaynar kaynamaz kapatın.)
    5. Sıcak sıcak fincanlara alıp birer tatlı kaşığı bal ile tatlandırıyoruz. Afiyet Şifa Olsun...

    22 Şubat 2015 Pazar

    Kıymalı Biberli Kaymaklı Börek


    Hayırlı haftalar Sevgili Dostlar...
    Kıymalı, biberli,kaymaklı böreğin adı her ne kadar uzun olsa da, bu böreğe ismini verirken düşündüm. Bu malzelerin herbiri böreğe asıl tadını veren malzemeler. Bir de onlar kadar değerli bir malzeme var ki o da, kabartma tozu.
    Yufka böreklerinizde, hazırladığınız yoğurtlu yada sütlü sosun içine biraz da kabartma tozu eklerseniz,böreğiniz daha bir puf olacaktır. Benden söylemesi.
    Ben bu böreğin bir diğer adını ise zengin börek koyuyorum. Süt kaymağı böreğe müthiş bir tat veriyor, biberler ise ayrı bir güzellik.  Denemeniz dileğiyle...

    Malzemeler:
    • 3-4 yemek kaşığı kadar kıyma
    • 1/2 kırmızı kapya biber
    • 1/2 çarliston biber
    • 3-4 adet taze soğanın beyaz kısmı (siz isterseniz yeşil kısmıyla da kullanabilirsiniz)
    • 3-4 adet yufka
    • bir tutam karabiber
    Sosu İçin:
    • 1 büyük çay bardağı süt
    • 1/2 küçük çay bardağı sıvıyağ
    • 1 adet yumurta
    • 1/2  paket kabartma tozu
    Arasına koymak için
    • Bir küçük kase kaymak (Ben süt üzerinden aldığım doğal kaymağı kullandım.)
    • Üzeri için: Çörekotu

    Yapılışı:
    1. Kıymayı tavaya alıyoruz. Çok hafif kavuruyoruz. Üzerine küçük doğranmış biberler, soğan ekliyoruz, çok az daha kavurup tuz ve karabiber ekliyoruz. Soğuması için bir kenarı alıyoruz.
    2. Sos malzemelerini bir kaseya alıp karıştırıyoruz.
    3. Hafifçe yağlanmış kare boy borcama, birinci yufkayı koyuyoruz.Üzerine sostan döküp heryerini fırçalıyoruz. Yufkanın büyük gelen kenarlarını da üzerine katlayıp sos sürüyoruz. Harcımızdan biraz döküyoruz. Arasına küçük parçalar halinde kaymaktan da koyuyoruz.
    4. İkinci yufka için de aynı işlemi yapıyoruz. Bir yufka bir sos bir  harç şeklinde iki kata yayıyoruz. Kaymağı da koyup üçüncü yufkayı kapatıyoruz,kenarlarını tepsinin dibine doğru aşağıya sokup böreğin üstünü düzeltiyoruz. Kenarlarını düzeltip, üzerine yumurta sarısı yada harç kaldıysa ondan koyuyoruz. Çörekotu serpip 170 dereceli fırında her yanı kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet Olsun...

    21 Şubat 2015 Cumartesi

    Muz Rüyası - Muzlu Puding

     
        Muzlu puding yapmak için hazır puding kullandım. Bengisu, bir aralar sık sık çıkan puding reklamlarından etkilenip, ordaki gibi puding hazırlamamı istedi. Yanlış hatırlamıyorsam, reklamda çikolatalı puding kullanılıyordu.
       Ben evde bulunan fazlaca muzları düşünerek, muzlu puding kullandım.
       Göze hitap ettiği kadar, damağınıza da hitap edecektir. Hem de çarçabuk hazırlanan bu pudingi yemesini benimkiler kadar sizin çocuklarınız da beğenecektir. Kalın sağlıcakla...
     
    Malzemeler:
    • 2 paket muzlu puding
    • 7 subardağı süt
    • 2 adet büyük muz
    • 1/2 paket petibör bisküvi
    • 1 küçük çaybardağı ceviz içi
    • Üzeri için fıstık içi
    Yapılışı:
    1. Petibör bisküviyi robotta incecik çekiyoruz. Cevizi de aynı şekilde irice çekiyoruz.
    2. Puding tozunu tencereye alıp, üzerine 7 bardak süt ekliyoruz.(iki paket puding). Karıştırarak pudingi hazırlıyoruz.
    3. Muzları dilimliyoruz.
    4. Kaseleri alıp, dibine birer kaşık puding koyuyoruz. Üzerine bisküvi kırıntısını, onun üzerine muz dilimlerini, onun da üzerine bir kaşık ceviz içi koyup ,tekrar puding koyuyoruz.
    5. Üstünü muz dilimleri,ceviz ve  fıstıkla süsleyip, soğuyunca  servis yapıyoruz. Afiyet Olsun...
    



    19 Şubat 2015 Perşembe

    Ev Yapımı Tavuk Döner



    Tavuk döner uzunca bir süredir, buzluğumda eksik olmayan lezzetlerden oldu.
    Buna sebep büyük kızım İzgi. Zaten kısıtlı yediği et ve et ürünlerinden, tavuk dönerin müptelası.
    Tavuk göğsünü alıp, yapıyorum hop buzluğa kaldır. Kızlar öğle okuldan geldiklerinde, yada pratik bir yemek istediklerinde benim kurtarıcım. Lezzeti mi şahane. Deneyin pişman olmayacaksınız.


    Malzemeler:
    • 1 adet bütün tavuk göğsü
    • 1 orta boy soğan
    • 2 diş sarımsak
    • 1 dolu kaşık salça (domates)
    • 2 kaşık sıvıyağ
    • tuz, karabiber, pulbiber, isteğe göre kimyon veya kekik de olabilir.
     
     
    Yapılışı:
    1. Tavuk göğsünü yıkayıp, uzun şeritler halinde kesiyoruz.
    2. Bir kaseye alıp, üzerine soğan rendeliyoruz, sarımsak rendeliyoruz.
    3. Salça,sıvıyağ, tuz ve baharatları ekleyip iyice karıştırıyoruz. Üzerini streçleyip, buzdolabına koyuyoruz. Bu şekilde birkaç saat dinlenmesi gerekiyor.
    4. Buzdolabından çıkardığımız tavuk etini, resimdeki gibi streç filmin üzerine uzun şekilde yayıyoruz.
    5. Strecin kenarlarından şeker gibi iki taraflı büküyoruz. Bu şekilde buzluğa atıyoruz. Buzlukta uzunca bir süre bekleyebilir.
    6. Kullanmadan birkaç dakika önce çıkartıyoruz ve ince ince kesiyoruz. Hafif yağ konulmuş ağzı kapalı tercihen teflon benzeri bir küçük tencerede ağzı kapalı ve kısık ateşte pişiriyoruz.
    7. Ekmek arasına yada benim gibi sandviç ekmeğinin arasına hatta lavaşın da arasına olabilir kavurduğumuz tavuğu koyuyoruz. Tercihe göre kuru soğan, salatalık turşusu yada patates kızartması da katabilirsiniz. Ekmeği ısıtarak yapmak daha iyi sonuç verecektir. Şimdiden Afiyet Olsun...






    18 Şubat 2015 Çarşamba

    Şalgam Sulu Bulgur Salatası Nefiss


    Her ne kadar dışarıda buz gibi hava olsa da içimiz yanıyor günlerdir...
    Bir can daha gitti Bir Özgecan...
    Ne ilkti ne de son olacak, hepimiz biliyoruz.
    İki kız annesi biri olarak kızlarım adına endişelerim gittikçe çoğalıyor.
    Şu günlerde buna bir de küçük oğlumun endişesi eklendi, çünkü biliyorum kız evladı kadar erkek evladını eğitmek lazım, hele de doğru ahlakla yetiştirebilmek.

    Dilim varmıyor dahasını yazmaya. Bıraksan satırlar satırlar boyu yazasım var, ama bazıları gibi ne edebimi bozabilirim, ne de beddua edebilirim. Sevgili Can Özge'ye rahat uyu diyebilirim. Sen hepimizin kızı oldun...

    Böyle günlerde günlük hayata adapte olmak bile zor oluyor. En ufak bir olay bize bu vehim olayı hatırlatıyor. Ama hayat da devam ediyor, etmeli de. Evde yemek bekleyen, ihtiyaçlarının giderilmesini bekleyen minik kuzucuklar var hem de üç tane. Rabbim yokluklarını göstermesin, hayırlı günlerini göstersin inşallah, herkesin kuzusuyla birlikte tabi.

    Çenem yine düştü, halbuki niyetim kısaca tarifi verip buralardan gitmekti. Şimdi gelsin tarif.

    Malzemeler:
    • 1 su bardağı iri bulgur (irice olacak, ne kadar iri o kadar lezzetli)
    • 2 su bardağı şalgam suyu(acısız)
    • 1/2 demet dereotu
    • 2 adet taze soğan
    • 1/2 demet maydanoz
    • 5-6 adet kornişon turşu
    • 1 küçük kavanoz mısır (Bir çaybardağı kadar)
    • sıvıyağ, limon suyu
    Bu tarife tuz eklemedim, lakin siz tuzunu az bulursanız biraz ekleyebilirsiniz, malum şalgamın suyu tuzlu oluyor.


    Yapılışı:
    1. Bulguru bir tencereye alıp, üzerine iki bardak şalgam suyu koyup suyunu çekene kadar haşlıyoruz.
    2. Bir taraftan da yıkadığımız yeşilliklerimizi incecek doğrayıp bir kaseye alıyoruz.
    3. Yeşilliklerin üzerine yine onlara uygun küçük doğranmış turşuları ekliyoruz.
    4. Haşlanan bulguru, soğuması için bir kenara alıyoruz. Soğuyunca, kaseye ilave ediyoruz. Üzerine mısır, sıvıyağ ve istediğimiz ekşilikte limon suyu ekleyip, karıştırıyoruz. Servise hazırdır. Afiyet Olsun...

    16 Şubat 2015 Pazartesi

    Çikolatalı Fincan Kek ile Merhaba...





      Uzun zaman oldu, hemde bu kez epeyce uzun.
      Uzun bir aradan sonra tekrar evine dönen kişi gibi hissediyorum kendimi.
      Bebeğim büyüdü bu arada, artık yürüyor hatta tabure ile istediği yerlere bile çıkıyor yaramaz.
      Kızlar suçiçeği çıkardılar, 15 günlük sömestr tatilinin akabinde bir de 10 günlük doktor raporu aldık, şimdi evde yatıyorlar.
       Benden haberler bu kadar, tabi şimdilik.
       Sanki yeni başlayan blokçu gibi hissediyorum kendimi... O kadar acemi, o kadar tutuk.
       Hepinizi çok özledim, Hoş Geldim inşallah.
      
       Gelelim tarifimize, acemiliğimi hoş görün oldu mu, ben geçeyim hızlı hızlı.
        Fincan kek, birçoğunuzun yaptığı keklerden biliyorum. Fakat ben henüz yeni tanıştım. Tanışmamla iki kez üst üste yapmam bir oldu. En korktuğum nokta, fincanların tencerede patlamasıydı. Yok siz korkmayın, böyle bir şey olmuyor :)


    Malzemeler:
    • 2 yumurta
    • 1 türk kahvesi fincanı + 2 yemek kaşığı şeker
    • 1 türk kahvesi fincanı sıvıyağ
    • 1 türk kahvesi fincanı süt
    • 1 paket kabartma tozu
    • bir portakal kabuğu rendesi
    • 1/2  paket sütlü çikolata
    • 2 yemek kaşığı kakao
    • aldığı kadar un (4 dolu dolu kaşık kadar yine de siz azar azar ekleyin)
    • Üzeri için:
    • Çikolatalı puding
    • 1 su bardağı  süt
    Yapılışı:
    1. Şeker ile yumurtaları çırpıyoruz. İçine süt sıvıyağ ekliyoruz. Kakao ve biraz un ekledikten sonra şöyle bir karıştırıyoruz, üzerine kabartma tozunu ekliyoruz.
    2. Bir portakal kabuğu rendesini ve yine rendelediğimiz çikolatanın yarısını da  ekledikten sonra, içleri margarinle yağlanmış fincanlarımıza paylaştırıyoruz. Fincanların tamamını doldurmayın bir parmak kalsın ki kabarınca taşmasın. Bu şekilde 7-8 fincan kadar çıkıyor.
    3. Fincanların yarısına kadar su koyuyoruz. Tencerenin üstünü temiz bir bezle örtüp, kapağını kapatıyoruz. Suyu kaynayana kadar bekliyoruz. Su kaynayınca kısık ateşe alıp 20 dakika daha pişiriyoruz. Kürdan testi ile tencereden çıkartıyoruz.
    4. Fincanlar soğuyunca ters çevirip hafifçe vurarak çıkartıyoruz.
    5. Üzeri için, yarım paket toz pudingi 1 su bardağı süt ile hazırlayıp, ılınınca keklerin üzerine döküyoruz. İsteğe göre fıstık içi, rende çikolata yada portakal kabuğu rendesi ekleyebilirsiniz benim gibi. Afiyet Şeker Olsun...



    21 Temmuz 2014 Pazartesi

    HAŞHAŞLI DÜĞÜM ÇÖREK

       Ramazanın son günlerine yaklaştığımız şu günlerde, buruk bir hüzün var üzerimizde. 
    Bu hüzünün sebebi hem ramazanın bitiyor olması, bir diğer sebebi ise, dünya müslümanlarının içinde bulunduğu bu zor günler.
    Dualarımıza onları da katalım olur mu? Sadece dua etmekle kalmayıp aynı zamanda İsrail mallarını da boykot edelim lütfen. Bir kurşunun parası da bizden çıkmış olmasın.
    Çöreğe gelince, teyze kızım Nilgün Ablam da yediğim bu çörek daha önce yediklerimden çok farklı çok başarılıydı. Yumuşacık oluyor ve birkaç gün bayatlamadan yine aynı yumuşaklıkta tüketebiliyorsunuz.
    Kesinlikle tavsiye ederim, lezzeti garanti bir kere deneyin zaten ikincisini  hane halkınız isteyecektir yeniden. Kalın Sağlıcakla...


    Malzemeler:

    Hamuru İçin:
    • 1 paket instant maya
    • 1 tatlı kaşığı tuz
    • 5,5 su bardağı un
    • 2,5 su bardağı ılık su
    Hamuru tekrar yoğurmak için :
    • 3 kaşık sıvıyağ

    Haşhaşı hazırlamak için:
    • 125 gram kadar ezilmiş haşhaş
    • 3-4 yemek kaşığı kadar sıvıyağ
    • 1 tatlı kaşığı kadar tuz
    Üzeri için : 1 yumurtanın sarısı

    Yapılışı:
    1. Un, tuz ve mayayı bir kasede karıştırıp, üzerine azar azar ılık su ilave ediyoruz. Bir taraftan da yoğurup, çok da katı olmayan bir hamur elde ediyoruz.
    2. Bu hamurun üzerini örtüp, mayalanmasını bekliyoruz. Diğer taraftan, haşhaşı bir kasede sıvıyağ ile ezip üzerine tuz da ekliyoruz. Su ilavesi yapmıyoruz.
    3. Hamurumuz gelince, 3 kaşık sıvıyağı azar azar elimize alıp, hamuru bu yağla tekrar yoğuruyoruz.
    4. İkinci kez hamuru mayalanması için üzerini örtüyoruz. 
    5. Hamur tekrar mayalanıp kabarınca, 3 parçaya ayırıyoruz. Her bir parçayı yuvarlayıp, elimizle açıyoruz. (Oklava yada merdane kulllanmıyoruz.) Elimizle açarken, hazırladığımız haşhaşlı harcı kullanıyoruz. Harçtan her yerine sürüp resimdeki gibi ikiye katlıyoruz. Sonra bu ikiye katladığımız (D şeklini alıyor) hamuru enine kesiyoruz.
    6. Her bir kestiğimiz şeritin bir ucunu içeriye diğer ucunu dışarıya doğru büküp iki ucunu bir araya getirip düğüm atıyoruz.
    7. Önceden yağlanmış tepsiye (ben kelepçeli kalıp kullandım) diziyoruz. Aralıklar ile dizmekte yarar var çünkü epeyce kabaracaklar.
    8. Bu işlem diğer iki parça hamur için de yapılınca, üçüncü kez mayalanmaya bırakıyoruz. (Bu kez tepside). Hamurun mayası tekrar gelince üzerine yumurta sarısı sürüp 180 dereceli fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

    13 Temmuz 2014 Pazar

    KÖFTELİ BEZELYE YEMEĞİ

     
      Köfteli bezelye yemeği, bu sene ramazanın ilk iftarı için hazırlanmıştı. Bir gün öncesinden kalan bezelyeleri değerlendirmek üzere, küçük ama mütevazi iftarımıza eşlik edecekti.
      Eşlik etti etmesine üstelik, beklenmedik gelen misafirlerimizin iftarına da eşlik etti. İftara, 1 saat falan yoktu sanırım, ben bütün gün ilk orucun rehavetiyle, öylesine birşeyler yapmıştım. Biraz tembel biraz üşengeç geçirdiğim günümü ramazana yakışır değildi. Eşimin telefonu çaldı, arayan yıllar öncesinden tanıdığım ortak arkadaşlarımız Gonca ve Murat, Ereğli dönüşü, bize uğramadan geçmemek istemişler, sağ olsunlar.
    Gonca ve Murat, bizim yüksekokuldan tanıdığımız samimi arkadaşlarımız. Onlar da bizim gibi okulda tanışıp evlendiler. Her neyse, tabi çok mutlu oldum ama bir o kadar da telaşlandım doğrusu. Yani ne bileyim hiç hazırlığım yoktu. Murat "_Ne yemek var iftarda, tamam mercimek çorbası ve bezelye biz de de börek var, başka birşey hazırlama size iftara geliyoruz." deyince önce şaka zannettim. Sonra anladım ki sahi imiş.
    Gerçi Murat'ın börek dediği de Konya'nın etli ekmeğiymiş, onu da getirdiklerinde gördük :) Bunca yılın Ereğlili damadı Etlli ekmeği öğrenememiş mi Murat , derim ben tabi şimdi :)
    Her neyse işte böyle geçen çok mutlu ve bir o kadar da mütevazi ilk iftarımızın yemeği köfteli bezelye. Bende bezelye denince ilk çağrışım yapacak bu mutlu anlar olacak. İyiki geldiniz, sizleri görmek güzeldi, yeniden...

    Malzemeler:

    • 1 kavanoz konserve bezelye (yada bir kase haşlanmış bezelye)
    • 100-150 gram kadar yağsız kıyma
    • 1 tatlı kaşığı un
    • 1 küçük soğan
    • 1/2 kaşık salça
    • 1/2 havuç yada bir küçük havuç
    • 1 kaşık kavrulmuş un 
    • 1 çay kaşığı sebze çeşni
    • isteğe göre 1 diş sarımsak
    • karabiber,tuz

    Yapılışı:
    1. Köfteleri hazırlamakla işe başlıyoruz. Köftelik kıymaya, un, tuz, karabiber ekleyip misket büyüklüğünde köfteler yapıyoruz.
    2. Bir tencereye çok az sıvıyağ katıp, küp küp doğradığımız kuru soğanı,(isterseniz sarımsağı da) şeffaflaşana kadar , bir de ince ve küçük doğradığımız havucu ekleyip kavuruyoruz. Havuçlar biraz yumuşayınca salça ekliyoruz. Sonra köfteleri katıp (sertse bezelyeleri de katıyoruz.)
    3. Hepsini bir iki karıştırıp, suyunu ekliyoruz. Üzerini geçene kadar  su ekleyip, kısık ateşe alıyoruz. Ben kavrulmuş un kullandıım için, bu sırada bir kaşık kavrulmuş unu, biraz yemeğin suyu ile özeleyip yemeğe ilave ediyorum. Bu un hem kıvam veriyor hem de ayrı bir rayiha. Siz eğer kavrulmuş un kullanmayacaksanız, yağını koyduğunuz esnada unu yağla birlikte de kavurarak yapabilirsiniz.Sebze çeşni ve tuzunu katıp, pişiriyoruz. Afiyet Olsun.
    Not: Kavrulmuş un pek çok yemeğime hatta çorbalarıma kullanıyorum. Bir teflon tavada yada tencerede, unu katıp rengi hafif sarı olana kadar, kokusu gelene kadar kavuruyoruz. Soğuyunca, bir kavanoza alıp istediğimiz yerde kullanıyoruz. Bu şekilde arabaşı çorbası yapımı da daha pratik oluyor. 

    12 Temmuz 2014 Cumartesi

    Galetalı Patates Köftesi



         Patates köftesi çoook eskilerden kalma tariflerdendir. Herkes kendince yorumlar, hatta ben bazen çiğden yaparım bazen de böyle haşlanmışından.Birçoğumuzun belleğinin bir köşesinde patates köftesi vardır, annelerimizin yaptığı.
       Nerden aklıma esti derseniz, evde fazladan haşlanmış patateslerim olunca aklıma geldi. Bu geçmişten gelen lezzet hem çok tanıdık hem de pratik. Kalın Sağlıcakla...

    Malzemeler:

    • 5-6 adet haşlanmış patates
    • 1 büyük kuru soğan
    • 2 iri diş sarımsak
    • 1 yumurta
    • 2 kaşık galeta unu (içi için)
    • 1/2 çay bardağı galeta unu (dışı için)
    • bir tutam maydanoz
    • karabiber,nane,tuz

    Yapılışı:
    1. Haşlanmış patatesler rendelenir. Üzerine kuru soğan rendelenir, ince kıyılmış maydanoz, baharatlar,tuz ve 2 kaşık galeta eklenir.
    2. Üzerine bir adet yumurta kırılıp,yoğurulur.
    3. Yassı olacak şekilde köfteler yapılır ve galetaya bulanır. Kızdırılmış yağda önlü arkalı pişirilir. Afiyet Olsun...


    11 Temmuz 2014 Cuma

    Zeytinyağlı Ispanak Kökü Yemeği



            Babaanne yemeklerimdendin ıspanak kökü yemeği.
    Bence zeytinyağlıların içinde yeri çok özeldir. Kızlarım bile çok sevdiler severek tükkettiler. Belki bu kadar kıymetli oluşu, bu kadar az oluşundandır. Nitekim, iki demek ıspanaktan sadece bir küçük tabak çıkıyor. Siz ıspanak köklerini kesip, buzlukta biriktirerek de yapabilirsiniz, öyle denemişliğim de vardır. Tabi o zaman tadındaki değişikliği de kabul etmelisiniz.
           Zeytinyağlıları pişirirken kesinlikle, kısık ateşte ve su eklemeden kendi suyunda pişirin. Suyun içinde yüzen bir yemeğe zeytinyağlı denmez. Ayrıca bilinenin aksine, çok soğuk tüketmeyin, yemeğin ılık olması makbuldür. Son olarak şeker katılır zeytinyağlıya diyerek bolca şeker ilavesi yapmayın, şekerden ziyade ekşilik zeytinyağlıya asıl tadını verecektir.

    Malzemeler:

    • 2 demet ıspanağın kökü (bir küçük kase kadar)
    • 1 büyük soğan
    • isteğe göre 1 irice diş sarımsak
    • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
    • 1 küçük domatesin rendesi
    • 1,5 yemek kaşığı limon suyu
    • 1 çay kaşığı toz şeker
    Yapılışı:
    1. Ispanak köklerini, saplarını yakın olacak şekilde kesip, uç kısmını bütün kalacak şekilde temizliyoruz. Sonra çeşmenin altında yıkayıp bir de su dolu bir kapta toprakları çıksın diye bekletiyoruz.
    2. Soğanları küp küp doğrayıp iki kaşık zeytinyağında hafifçe kavuruyoruz. Sarımsağı da doğrayıp ekliyoruz.Ispanak köklerini ekleyip, tuzunu şekeri katıyoruz. Ağzı kapalı olarak kısık ateşte bırakıyoruz.
    3. Üzerine isteğe göre bir küçük domatesin rendesini ekleyip, biraz limon suyu ekliyoruz. Arada bir hafifçe karıştırıyoruz. (Eğer suyu hiç kalmamışsa çok az su ekliyoruz.) 
    4. Ispanak kökü zaten çabuk pişecektir. Pişip pişmediğine bakıp ılık olarak tüketiyoruz. Afiyet Olsun...

    9 Temmuz 2014 Çarşamba

    Gazoz Tatlısı


       Haziranın başlarında, akraba günüm vardı. Arkadaşım Halime sağ olsun, bana yardıma geldi bir gün öncesinden. Birlikte yaptığımız bu tatlıyı ikimizde ilk kez denedik, ve  memnun kaldık. Hatta ben bu seneki bayram tatlımı, gazoz tatlısından yana kullanmaya karar verdim.  Hem yapımı çok pratik, hem de lezzeti garanti. Deneyin pişman olmazsınız.

       Bu ölçülerle, iki tepsilik tatlı çıkıyor. Eğer siz daha az yapmak istiyorsanız, miktarları yarıya indirip deneyebilirsiniz. Yada pişirip, bir kenara kaldırabilirsiniz. İstediğiniz zaman da biraz fırında ısıtıp şerbetlersiniz. Afiyet Olsun...






































    Malzemeler:


    • 1 su bardağı sade gazoz
    • 1 paket yaşmayanın yarısı
    • 2 yumurta
    • bir çimdik tuz
    • aldığı kadar un
    • arası için:
    •  1 su bardağı irice çekilmiş ceviz
    • 1/2 su bardağı sıvıyağ
    • şerbeti için:    5 su bardağı şeker
    •                      5 su bardağı su
    Yapılışı:
    1. Gazoz, maya, yumurta,  bir çimdik de tuz katıp karıştırıyoruz. Azar azar un ilave ederek kulak memesi yumuşaklığında hamur elde ediyoruz.
    2. Bu hamurun üzerini temiz bir bezle örterek 10 -15 dakika dinlendiriyoruz.
    3. Şerbeti ocağa koyup, kaynatıyoruz, kaynayınca ve şerbet kıvamını alınca, birkaç damla limon sıkıp bir iki fokurdatıyoruz.
    4. Hamuru 3 bezeye ayırıyoruz. Her bir bezeyi açabildiğimiz kadar açıyoruz. (çok ince açarsak ince ve sık rulo olur, biraz daha kalın açarsak daha pufidik olur,benimki gibi). 
    5. Açtığımız hamurun üzerine birkaç kaşık sıvıyağ katıp heryerine yayıyoruz. Cevizin 3'te birini alıp her yerine serpiyoruz. Hamuru ortasından kesip, iki tarafa rulo yapıyoruz. Yani bir parça bezeden iki tane rulo oluyor. Bu ruloyu bir parmak genişliğinde kesip, yağlanmış tepsiye diziyoruz. 10 dakika tepside dinlendirip pişirmeye alıyoruz. (daha fazla bekletirsek hamur iyice mayalanır şekilsiz olur.)
    6. Önceden ısıtılmış 170 dereceli  fırında kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Diğer bezeler için de aynı işlemi yapıyoruz.  Fırından çıkan tatlıların şöyle alevi geçince ılınmış şerbeti döküyoruz. Afiyet Olsun.
    Not: Bu ölçülerden dolu dolu iki tepsi tatlı çıkıyor. Siz ölçüleri yarıya indirip deneyebilirsiniz.