Bayramı köyde geçirince elimiz boş dönmedik. Hazır bostandan topladığımız taze fasulyeler, yine kendi ellerimizle topladığımız kiren (kızılcık), çerkeşe özgü peynir ve tereyağ ve hatta teyzemin bahçesinden toplayıp getirdiği bahçe erikleri...
Her neyse dün bütün gün bu nevaleleri poşetleyip ortadan kaldırmakla meşguldüm. Marmelat yapımını ben reçel gibi görmüyorum. Yani bence sadece görüntü olarak değişik değil bu iki tür. Bana marmelatlar pek tatlı değil de sanki biraz mayhoş olmalıymış gibi gelir. Bu nedenle ben fazla şeker katmıyorum. O doğal ekşilik hoşuma gidiyor. Denemeniz dileğiyle...
Malzemeler:
- 2 kg erik (fazla ekşi olmayanlarından)
- 3 su bardağı dolusu toz şeker
- birkaç damla limon suyu
- 1 su bardağı su
Not: Benim kullandığım erikler fazla ekşi değillerdi. Bu yüzden bu miktarda şeker yeterli oldu. Eriklerinizin ekşiliği ve kendi damak tadınıza göre şeker oranını ayarlamanızı öneririm.
- Erikler yıkanıp derince bir tencereye alınır. İlk etapta dibini tutmasın diye bir su bardağı su ekleriz. Arada bir karıştırarak eriklerin kabukları iyice soyulup süzgeçten geçmesi kolaylaşacak hale gelince altını kapatıp ılımaya bırakırız.
- Büyükçe süzgeci altına bir tencere koyarız. Süzgece erikleri boşaltırız. Suyunu süzmesini bekleriz. İyice soğuyunca elimizle yada bir kepçe yardımıyla bastırarak erikleri süzgeçten geçiririz.
- Tencereyi tekrar ocağa alırız. Bir iki fokurmaya başlayınca içine şeker ilave ederiz. Şekeri karıştırarak eritiriz. Marmelat kıvam alıncaya kadar ocakta tutarız. Koyulaşınca dikkat edin sürekli başında durmanız gerekir. Çünkü dibi kolayca tutabilir.
- Marmelatın kıvamını kepçeden kolayca akan kıvamda tutarız. Çünkü marmelat soğuyunca hatta buzdolabında aylarca bile kalacağından koyulaşacaktır. Fazla sert bir hal almasını istemiyoruz o yüzden fazla koyu kıvamlı olmadan ocaktan alıyoruz. Ocaktan olacağımıza yakın limon suyunu sıkar birkaç dakika daha tutar ocaktan alırız. Afiyet Olsun...