Arkadaşıma,Çay Kahve Bahane Etkinliğimize gönderdiği tarif için çok teşekkür ediyorum ve sevgilerimi sunuyorum. Onun birbirinden güzel tariflerini görmek isterseniz Bir Tutam Kekik'i tıklayabilirsiniz.
ÖMÜR DEDİĞİN...
Torunu, bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla sorar:
"Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?" Dede tatlı bir gülücükle,
"Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince torun: "Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?"
"Evet yavrum. Ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır." diye dede biraz daha açar ilk sözünü. Torun yeniden sorar: "Namazsız ezan ve ezansız namaz" ne demek dedeciğim?
Dede torununa şefkatle açıklar: "Bak yavrum, geçen hafta komşumuzun çocuğu doğdu.
O çocugun kulağına ben ezan okudum, hatırladın mı?"
- Evet, dedeciğim. - İşte o ezanın namazı yoktur, sen de gördün ki namaz kılmadık.
- Haklısın dedeciğim, şimdi fark ettim.
- Pekiyi geçen ay dayın vefat ettiğinde onun cenazesini bizim camiye getirdiğimizde sen de vardın.
Hatırlarsan dayın için cenaze namazı kıldık hep beraber.
- Evet dedeciğim, yengem cok ağlamıştı.
- Dikkat ettiysen o namaz için ezan okunmadı, çünkü cenaze namazının ezanı olmaz.
Aslında cenaze namazının ezanı, merhum dayın doğduktan sonra minik bir bebekken kulağına okunmuştu diye düşünebilirsin.
İşte yavrum hayatımız bu namazsız ezanla başlar ve bu ezansız namazla sona erer, ama bu sona eriş bir başka baslangıca işaret eder.
"Hayat, EZANLA NAMAZ ARASI KADAR SÜRER" Sakin sana verilen ömür sermayesini ziyan etme yavrucuğum. Ömrünü hayırlı işlerle dolu dolu geçir, bir nefes bile boşluk bırakmadan hemde...
Minik yavrucağın dediği gibi,ömür bu kadar kısa mı gerçekten...
Yüceler Yücesi,hepimize nakdi ömrümüzü layıkı ile yaşayabilmeyi nasip etsin inşallah...
Bereketli ve hayırlı cumalar...
Pırıl pırıl,bahar tadında bir güne merhaba dedik bu sabah Antalya,da...
Sanki üç gün önce,ortalığı kasıp kavuran fırtına,yağmur,tufan buralarda esip gürlememişcesine...:)
Ne gizemli,ne hoş renklere sahip bir şehirsin sen Antalya...
Her gününde ayrı bir güzellik, her sabahında bir başka sürpriz saklı...
Kuzucuklar bu sabah,büyük bir heyecan ve panik içerisinde gittiler okula...
Heyecanlarına sebep,kızımın aylardır büyük bir azimle topladığı mavi kapaklarını teslim edecek olması...
Sahneye çıkıp,ayın örnek öğrencisi gösterilecek bu davranışı ile:)
Çok heyecanlı idi giderken,bakalım gelince neler anlatacak...
:)
Bugün,yıllardır vazgeçilmezim olan,sevgili ailemin de severek tükettiği,enerji ve vitamin deposu bir kek tarifi ile geldim:)
Kuzucukların beslenmesine,abur cubur koymak yerine,evde yaptığım,sağlıklı ve daha doyurucu yiyecekler koymayı yeğlemişimdir hep.
Bu kekimi de en çok okul dönemlerinde yapıyorum sanırım fazlaca.
İlk piştiği güne nazaran,sonraki günlerde,((ki kalırsa tabi)) lezzeti katlanan bir kek bu..
Yapın ve kek fanusunuza atın,sizde göreceksiniz ne kadar haklı olduğumu:)
Bu tarifim aynı zamanda, Çay Kahve Bahane etkinliği ev sahibesi tombul tarifler arkadaşıma gönderiyorum:)
kolaylıklar seninle olsun canım...
Geçelim mi reçetemize ne dersiniz???
MALZEMELER
- 3 yumurta
- 1.5 su bardağı toz şeker
- 1 çay bardağı sıvı yağ
- 1 su bardağı portakal suyu
- 2 yemek kaşığı yoğurt
- 1 paket kabartma tozu
- 1 portakalın kabuğunun rendesi
- aldığı kadar un(yaklaşık 2-3 su bardağı)
- arzu ettiğiniz kuru meyveler(kuru incir,kuru kayısı,kuru üzüm ve kuş üzümü kullandım ben)
HAZIRLANIŞI
- Öncelikle yumurtalarımızı ve toz şekerimizi,köpük köpük olana kadar çırpıyoruz.
- ardından yağını,portakal suyunu,yoğurdunu ve portakal kabuğu rendesini ileve ediyoruz.
- hazırladığımız karışıma,kabartma tozu ve ununu eleyerek ilave ediyoruz.
- son olarak,minik minik doğradığımız kuru meyveler,çok az un ile harmanlayıp,karıma ilave ediyoruz ve kaşıkla şöyle bir karıştırıyoruz.
- yağlayıp unladığımız kalıbımıza döküp,180 derecelik fırında,yarım saat kadar pişiriyoruz.(not:pişme süresi fırına göre değişebilir.)
Hepinize yürekten sevgi ve muhabbetlerimi gönderiyor,mutlu hafta sonları diliyorum...
Sevgi ve sağlıkla kalın...
:)
nefis görünüyor...
YanıtlaSil