..
Zeytinyağlılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zeytinyağlılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Haziran 2016 Pazar

İmam Bayıldı




Hayırlı Ramazanlar Sevgili Dostlar,
İmambayıldı yemeği, patlıcan severlerin en sevdiklerindendir diye düşünüyorum. Özellikle de benim çocuklarım gibi et ile sebzeyi bir arada yemek istemeyenler için de ideal.
 Malzemeler;

  • 5 adet patlıcan
  • 4 adet  domates
  • 3 adet sivri biber
  • 1/2 tatlı kaşığı şeker
  • 2 adet kuru soğan
  • 4-5 diş sarımsak
  • bir tutam maydanoz
  • 1/2 kaşık salça
  • karabiber, tuz

Yapılışı;
  1. Patlıcanları alaca soyup, büyüklüğüne göre 2 yada 3 eşit parçaya ayırıp her birinin içlerini altını delmeyecek şekilde kabak oyacağı ile oyuyoruz.
  2. Tuzlu suya patlıcanları atıyoruz.
  3. Soğanları piyazlık uzunlamasına doğrayıp, biraz zeytinyağı koyduğumuz tavaya alıyoruz.
  4. Daha sonra sırasıyla sivri biber, sarımsak ve en son domatesleri ekliyoruz. Şekeri katıyoruz, tuzu ve baharatı ekliyoruz. Yeterince yumuşayınca ocağın altını kapatıyoruz ılımaya alıyoruz. Bu arada maydanozu da ince ince doğrayıp domatesli harca ekliyoruz.
  5. Patlıcanları kurulayıp, kızgın yağda çok yumuşak olmayacak şekilde kızartıyoruz. Yine yağdan alınca havlu kağıt üzerine koyuyoruz ki fazla yağı emsin.
  6. Hazırladığımız iç harcı ile patlıcanların içini dolduruyoruz. Fırın kabına alıyoruz. Artan harcımızı patlıcanların üzerine yada fırın kabının kenarına koyuyoruz.
  7. Salçayı bir su bardağı suda ezip, biraz tuz ekliyoruz ve yarım bardak daha su koyup patlıcanların üzerine döküyoruz. 180 derecede üzerine yağlı kağıt koyarak fırında pişiriyoruz. Suyunu epeyce çekip patlıcanlar yumuşayınca fırından alabilirsiniz.  Afiyet olsun..

23 Haziran 2015 Salı

ACILI PATLICAN YEMEĞİ


   Köye gittiğimde babaannem yaptı bu yemeği. İçinde et ve türevleri yok. Zeytinyağıyla da yapılabilir tabi ama biz bu sefer hakiki ayçiçek yağı kullandık. Hakiki ayçiçek yağı bizim marketlerden aldığımızdan daha koyu renkli oluyor, işlemden geçmemiş olduğu için. Tencereye koyduğunuzda mutfağınıza muhteşem bir ayçiçeği kokusu yayılıyor. Annem biraz da bizim için koydu sağolsun, ben de yemeklerimde severek tüketiyorum.
   İçine eklediğimiz acı biberler bu yemeğe asıl dokunuşu yapıyor. Bol soğanlı, bol biberli diyebiliriz. Siz isterseniz içine etsu tablet yada etsuyu da ekleyebilirsiniz. Ben sadece sebze çeşniyi tercih ettim, tadını katmerlendirmesi için.

Malzemeler;

  • 1 büyük boy bostan patlıcan, yada iki orta boy patlıcan
  • 2 orta boy soğan
  • 1 kapya biber
  • 2-3 tane sivri acı biber
  • 1 büyükçe kabukları soyulmuş domates
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı sebze çeşni
  • 2 diş sarımsak
  • ayçiçek yağı tuz
Yapılışı;
  1. Patlıcanı alaca soyup, tuzlu suyun içinde 30 dakika bekletiyoruz.
  2. Soğanı iri iri doğrayıp, tencereye yağ koyuyoruz ve soğanları atıyoruz.
  3. Soğanların arkasından irice doğranmış sarımsakları ve salçayı koyup az kavuruyoruz.
  4. Biberleri ve doğranmış domatesi ekliyoruz. Kavurmaya devam ediyoruz.
  5. Patlıcanların suyunu süzdürüp sıkıyoruz ve tencereye alıyoruz. Sebze çeşnisi, tuz ve karabiber ekliyoruz.
  6. Yeterince kavrulunca, üzerine yaklaşacak kadar sıcak su ekliyoruz. Ocağın altını kısıp kapağını kapatıyoruz. Patlıcanlar yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

11 Temmuz 2014 Cuma

Zeytinyağlı Ispanak Kökü Yemeği



        Babaanne yemeklerimdendin ıspanak kökü yemeği.
Bence zeytinyağlıların içinde yeri çok özeldir. Kızlarım bile çok sevdiler severek tükkettiler. Belki bu kadar kıymetli oluşu, bu kadar az oluşundandır. Nitekim, iki demek ıspanaktan sadece bir küçük tabak çıkıyor. Siz ıspanak köklerini kesip, buzlukta biriktirerek de yapabilirsiniz, öyle denemişliğim de vardır. Tabi o zaman tadındaki değişikliği de kabul etmelisiniz.
       Zeytinyağlıları pişirirken kesinlikle, kısık ateşte ve su eklemeden kendi suyunda pişirin. Suyun içinde yüzen bir yemeğe zeytinyağlı denmez. Ayrıca bilinenin aksine, çok soğuk tüketmeyin, yemeğin ılık olması makbuldür. Son olarak şeker katılır zeytinyağlıya diyerek bolca şeker ilavesi yapmayın, şekerden ziyade ekşilik zeytinyağlıya asıl tadını verecektir.

Malzemeler:

  • 2 demet ıspanağın kökü (bir küçük kase kadar)
  • 1 büyük soğan
  • isteğe göre 1 irice diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 küçük domatesin rendesi
  • 1,5 yemek kaşığı limon suyu
  • 1 çay kaşığı toz şeker
Yapılışı:
  1. Ispanak köklerini, saplarını yakın olacak şekilde kesip, uç kısmını bütün kalacak şekilde temizliyoruz. Sonra çeşmenin altında yıkayıp bir de su dolu bir kapta toprakları çıksın diye bekletiyoruz.
  2. Soğanları küp küp doğrayıp iki kaşık zeytinyağında hafifçe kavuruyoruz. Sarımsağı da doğrayıp ekliyoruz.Ispanak köklerini ekleyip, tuzunu şekeri katıyoruz. Ağzı kapalı olarak kısık ateşte bırakıyoruz.
  3. Üzerine isteğe göre bir küçük domatesin rendesini ekleyip, biraz limon suyu ekliyoruz. Arada bir hafifçe karıştırıyoruz. (Eğer suyu hiç kalmamışsa çok az su ekliyoruz.) 
  4. Ispanak kökü zaten çabuk pişecektir. Pişip pişmediğine bakıp ılık olarak tüketiyoruz. Afiyet Olsun...

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Zeytinyağlı Fırın Kabak


Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
 Azrailin kastı canadır inan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

 Samavatın kapıların açarlar
Alemlere rahmet suyu saçarlar
Seherde kalkana hülle biçerler
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dili dillenince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar, taşlar,ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Bu dünya fanidir sakın aldanma
Mağrur olup tacu tahta dayanma
Yedi iklim benim diye güvenme
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Benu Murat kulun suçumu affet
Suçumu bağışlayıp günahım refet
Resulun sancağı dibinde haşret
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

           Bu çok bilindik ilahinin sözlerinin, kime ait olduğunu eminim pek çoğunuz biliyordur. Bir de ben söyliyeyim: Osmanlı padişahlarının 14. sü, Kanuni Sultan Süleymanın torunu 3. Murat'tır. Bu kadar güzel bir şekilde, Allah sevgisini anlatan bir yürek, şair padişah. Tarihe az çok meraklı herkes gibi, ben de Orta Asya'dan tutun da, günümüze kadar gelen ecdadımızla gurur duyuyorum. Bazılarının aksine, Osmanlı padişahları, diktatör, duygusuz değildirler. Düşünün ki daha yakın çağda yaşanan Nazi katliamlarını. Almanların bir okul müfredatında, bunları kötüleyen halleri mevcutmudur? Niçin,o ahlak, insanlık ve din eğitimini her daim zamanın en iyi hocalarından almış olan Osmanlı padişahları böyle olsunlar? Aksi halde 700 yıl dünyaya hükmetmek, öyle kolay olmasa gerek. Arada bir Söğütlü damarım tutuyor işte ne yapalım :)
    Bugünkü yemeğimize gelince, dolapta uzun zamandır bekleyen kabaklarım vardı. Bu kabakları dolma yada kızartma şeklinde değil de babaannemin yaptığı gibi fırında yapmayı düşündüm. Bu yemeğin püf noktası soğan ve sarımsak zenginliğidir. Kesinlikle hem hafif hem de kolay olan bu yemeği denemenizi tavsiye ederim.




Zeytinyağlı Fırın Kabak İçin Malzemeler:

  • 3 kabak
  • 1 havuç
  • 3 kuru soğan
  • 10 diş sarımsak
  • 1 iri domates
  • zeytinyağı
  • tuz isteğe göre kekik

Yapılışı:
  1. Kabakların kabukları soyulup, yuvarlak doğranır, Havuçlar için de aynı işlem yapılır.
  2. Soğanlar ikiye kesildikten sonra şeritler halinde kesilir, sarımsaklar da soyulup doğranır.Sarımsakların bir kısmını, bir tutam tuz ve soğanlarla karıştırarak fırın kabımızın dibine sereriz.
  3. Havuçlar 2 bardak suda az tuz katılarak hafif yumuşayana kadar haşlanır. Kabaklar için de aynı işlem uygulanır fakat bu sefer suda haşlama süresi 2 dakika kadar olur.
  4. Soğanların üzerine bir sıra kabak dizilir. Onun üzerine havuçlar yerleştirilir. En üstüne kabaklar konulur.
  5. Domatesi yıkayıp rendeleriz. Kalan doğranmış sarımsakları da bu domates sosuna ekleriz. Biraz da tuz ilavesi ile hazırladığımız bu domates sosunu kabakların üzerine dökeriz. Üzerinde, birkaç kaşık zeytinyağı gezdiririz.(Kekik ve baharatlar bu esnada domates sosuna eklenecektir.) Üzerine haşladığımız sebzelerin suyundan, sebzelerin üzerini geçmeyecek kadar ekleriz.
  6. Fırın kabımızın üzerini alüminyum folyo ile kapattıktan sonra 180-200 derece arasında pişmeye bırakırız. Piştiğine karar verince, folyoyu alıp, biraz da üzerinin kızarmasını sağlarız. Afiyet Olsun...

18 Mart 2013 Pazartesi

Zeytinyağlı Lahana Yemeği

     Hazır lahanadan başlamışken, zeytinyağlısını da verelim ve bu senenin son lahanasına veda edelim istedim. Ben zeytinyağlılara şeker yerine portakal suyu ilavesini daha çok seviyorum. Fakat siz eğer o bilindik tadımsı zeytinyağlısever iseniz, 1 küp kesme şeker ilavesi de yapabilirsiniz.
     Lahananın en çok turşusu ve salatasını sevmeme rağmen, değişik bir alternatif olması açısından bu şekliyle de denemeye değer buluyorum. İçine eklediğim diğer sebzeler ile, besin değerini ve renk ahengini sağlamaya çalıştım, ayrıca tamamen benim damak tadıma hitap eden, kuru reyhan ilavesini de şahsen çok yakıştırdım. Tabi her zamanki gibi tercih sizin...

Malzemeler:

  • 1/2 lahana (küçük boy)
  • 1 büyük portakalın suyu
  • 1 adet kuru soğan (büyükçe)
  • 4-5 diş sarımsak
  • 1/2 kabak
  • 1/2 havuç
  • 2 adet haşlanmış patates
  • 3 kaşık zeytinyağı
  • tuz
  • isteğe göre 1 tatlı kaşığı kurutulmuş reyhan

Yapılışı:
  1. Soğanları küp küp doğrayıp, kavururuz. Sarımsakları doğrayıp ekleriz.
  2. Havuçları kibrit çöpü şeklinde doğrayıp ekleriz. Lahanayı da doğrayıp ekleriz.
  3. Kabakları doğrayıp ekleriz. (Bütün bu işlemleri sırasında ocağın altı kısıkta olursa iyi olur. Sebzeler eklenince ağzını kapatınız.)
  4. Patatesi ve portakal suyunu da ekleyip, tencerenin ağzını kapatırız. Kısık ateşte arada karıştırarak pişiririz. İsterseniz pişmesine yakın, isterseniz, servis esnasında kurutulmuş reyhan ekleyebilirsiniz. Afiyet Olsun...

1 Mart 2013 Cuma

Zeytinyağlı Kök Sebze Yemeği (Portakallı)

         
         Merhabalar Sevgili Dostlar...
        Zeytinyağının gerçek olup olmadığını anlamak için evde küçük bir test yapıldığını televizyonda gördüğümde ben de ilk fırsatta denemek istiyordum. Eğer dolapta zeytinyağı donarsa, katkısız olduğuna işaretmiş bu. Bir kısmı donarsa, katkılı hiç donmazsa artık siz düşünün gerisini. Zeytinyağı arayışına girdiğimde faceden Tarık bey imdadıma yetişti.  Ben de sipariş verdim  Arılı Zeytinyağları 'na. Manisa'nın Akhisar ilçesinin Muştular köyünde üretilen zeytinlerden yapılan bu yağlara güvendim ve 5 kg aldım. Kargo ile elime ulaştı, sağ olsun Tarık bey bize yardımcı olarak zeytinyağımıza kavuşturdu.
    Tabi hemen televizyonda duyduğum bu testi yaptım. Havalar epey soğuktu, tenekeyi balkona kaldırmıştım. Bir bardağını ise buzdolabına aldım, hemen donmadı zeytinyağı, meğerse donması için su gibi belli bir ısıya düşmesi gerekiyormuş. Neyse onu da sağladıktan sonra, baktım bardaktaki zeytinyağı tamamen dondu. Tarafımca denenen bu zeytinyağlarına sizlerde güvenebilirsiniz. Hatta yukardaki linkle sipariş verebilirsiniz.
İyi bir alışveriş yapmanın mutluluğuyla, evde zeytinyağlı yemekler yarışı başladı. Bir dönem bizim evin ahalisini, şu kereviz denemelerimden ne çekti anlatamam. Bugüne kadar evimize salatanın dışında girmeyen bu sebze, artık haftada bir pişmeye başlamıştı. Çünkü ben, bir türlü istediğim gibi pişirememiştim. Bazen tadı çok güzel olsa da görüntü güzel çıkmadı (hoş bu görüntü de iyi değil ama ne yapalım :)) Bazen marketlerde, güzel ve taze kerevizler bulamıyordum. Aldığım kerevizlerin için boş ve renkleri kara oluyordu. Malesef tam istediğim kerevizi bulamasamda, büyük kızımı kerevizsever biri yapmayı başardım. Kerevizli günlerimizin en güzel sonucu da bu oldu zaten :)
  Kereviz önyargıların aksine,  güzel bir sebze imiş. İçine patates katarsanız, istemediğiniz tadı almamanızı sağlıyor, içine portakal suyu katarsanız hoş bir koku ve aroma veriyor, içine karamalize edilmiş soğan ve sarımsaklar eklerseniz ise yemeğin tadı daha bir güzel oluyor. Ben kendi sevdiğim kereviz yemeğini bu şekilde oluşturmuş bulunuyorum, içine şeker katılarak fazla tatlı olan zeytinyağlılardan hoşlanmıyorum, bu yüzden portakal daha güzel sonuç veriyor, tavsiyemdir...
  Kök sebze yemeğini, Gisi ' de görmüştüm. Tam olarak onun tarifini uygulamasam da onun yemeğinden esinlenek hazırladım  yemeğimi. Şimdilik kereviz ve zeytinyağı için söyleyeceklerim bunlar ama bitti sanmayın, arkası gelecek inşallah. Kalın sağlıcakla...

Malzemeler:
  • 1 adet büyükçe kuru soğan
  • 3 adet küçük kereviz
  • 1 orta boy havuç
  • 2 adet patates
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 6-7 diş sarımsak
  • 1 adet portakalın suyu
Yapılışı:
  1. Soğanı zeytinyağında kavur, ölmesine yakın havuçları,sarımsağı ekle.
  2. Kereviz ve patatesi ekle, tuzunu kat,  biraz kavur.
  3. Daha sonra portakal suyunu ekle ve  kısık ateşte pişir. 
Not: Yemeğinizin suyu bitip eğer hâlâ sebzeler pişmedi ise, biraz sıcak su ekleyebilirsiniz. 

19 Ekim 2012 Cuma

Yeşil (Gök) Domates Yemeği ve Tohum Üzerine



                     Bugün, buradan, uzun zamandır düşündüğüm ve benim hassas noktam olan, bir konuyu açmak istiyorum. Biraz çenem düşecek, kusura bakmayınız. Bu tür yazıların devamı da gelecek baştan söyliyeyim. Lütfen okuyarak destek olunuz ve yorum bırakarak da düşüncelerinizi paylaşınız.
                     Şu sıralar markette, pazarda bolca gördüğümüz yeşil domatesler, bana yıllar önceki bir anımı hatırlatıyor. Benim yaşadığım yerde insanlar geçimini (özellikle o zamanlar) meyvecilikle karşılıyorlar. Sakarya nehrinin kenarında, bize çok yakın köylerin çoğunda geçim kaynağı ise sebzecilik. Domates tarlaları boy boy yer alıyor, büyük-uzun-beyaz seralar... O zamanlar, şimdi çok iyi bildiğimiz çim(hibrit) domatesler yeni yeni yaygınlaşıyor. Halk yerli tohumdan vazgeçiyor çünkü daha bol ürün, daha fazla para kazandırıyor. Neyse uzatmıyayım, o köylerden birindeki bir tanıdığımız bize de çim getiriyor, bu domateslerden. Biz dikiyoruz, domatesini yiyoruz ve annem hep yaptığı gibi, beğendiği sebzelerin tohumunu alıyor. Kurutup saklıyor ki bir sonraki senede biz de yetiştirebilelim diye.
                   Biz, bir sonraki sene bu domateslerden aldığımız tohumları ekiyoruz. Yine aynı boyda (upuzun) küçük bir ağaç kadar nerdeyse, domateslerimiz oluyor. Bir çok domates veriyor. Fakat ne hikmetse bu domatesler bir türlü kızarmıyor, öylece yeşil kalıyor. Mevsimi geliyor, geçiyor, fidesi ölüyor domatesler hâlâ yeşil. Biz böyle tanışıyoruz, İsrail'in tohum koruma yöntemiyle. Sonraki yıllarda karpuz ve kavun tohumlarında da alışıyoruz artık böyle tekrarı mümkün olmayan sebze tohumlarına.
                  Buradan bu işin uzmanlarına ve bütün bloggerlara sesleniyorum : Tohumlarımıza sahip çıkalım. Bu topraklarda yetişen sebzelerin tohumları çok kıymetli.   Bizim de var domates tohumlarımız, tamam altları kararıyor çoğu zaman ama ıslahlaştırılabilir pekâlâ.Farkında değiliz belki ama, bunlar bizim zenginliğimiz.
                   Örneğin yine bizim oralardan çok iyi bildiğim kahverengi mercimek vardır. Şu yeşil ve kırmızı mercimek gibi olmaz, daha yuvarlak daha küçük olur. Rengi pek bir koyu olur pişirince. Ama itiraf edeyim lezzeti diğerlerini bastırır.
                  Geçenlerde bilindik büyük marketlerin birinde, siyah mercimekle karşılaştım. Bilmem nerenin malıymış. Nelere yararlıymış falan. Şuranın pirinci şöyle yararlı, buraya özgü tropikal meyveler, Himalaya tuzu... uzayıp gider bu liste. Halbuki var mı bizim Çankırı kaya tuzu gibisi. Bir jeoloji mühendisinin dediğini hatırlıyorum da, Bizim Çankırı'daki kaya tuzu da Himalayalar'a yakın bir geçmişe dayanıyormuş. Vallahi ben onun yalancısıyım. Yine kaçırdım laf lafı açtı, yeşil domates yemeği kaldı sanmayın.
                 Bu yemek üzerine son bir söz. Kendi bahçemde, yılın son hasadının henüz kızaramamış domateslerinden pişirmeyi gerçekten çok isterdim. Fakat ben bir köylü kadının, pazar tezgahına kadar inebildim sadece. Ekşimsi bir yemek bu evet. Fakat bizim insanımızın bir yemeği, sadece bunun için bile senede bir yapılmaya değer bence. Sevgiyle kalın...

Yeşil Domates Yemeğinin Malzemeleri:

  • 5-6 adet yeşil domates
  • 2 adet kuru soğan
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası (tatlı)
  • 1 tatlı kaşığı kuru reyhan
  • 1/2 çay bardağı yıkanmış bulgur
  • tuz
  • 2 çay bardağı ılık su


Yapılışı:
  1. Domatesler yıkanıp büyükçe doğranır.Bulgur yıkanır.
  2. Soğan küp küp doğranır. Biraz sıvıyağda kavrulur.
  3. Bu arada kırmızı biber küçük küçük doğranıp o da kavrulmaya başlanır.
  4. Salçası eklenip hep birlikte biraz kavurduktan sonra domatesler eklenir. Tuz eklenir ve ağzı kapalı olarak kısık ateşte suyunu salana kadar pişirilir. 
  5. Domatesler suyunu salınca bulgurlar eklenir. Su ilavesi yapılır.Yine pişirme işlemine devam edilir.
  6. Bulgurlar yeterince yumuşayınca yemeğimiz pişmiş demektir. Afiyet Olsun...

2 Ekim 2012 Salı

Kabak Sıyırma + Kabak Yemeği



         Farkettim de zeytinyağlı tariflerim epey az. Bizim evde zeytinyağlılar bir türlü yeterli ilgiyi görmedi, görmüyor. Kabak sıyırma bilindiği üzre, bir Girit yemeği. pratik bir yemek, limonlu ve zeytinyağlı olması onu daha bir güzel yapıyor. Kabağı değişik şekillerde denemek istediğinizde başvurabileceğiniz bir yemek.

Malzemeler:
  • 7 adet küçük kabak
  • 2 kaşık pirinç
  • 1 orta boy soğan
  • 5 diş sarımsak
  • 1 adet limon suyu
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • tuz
  • zeytinyağı
  • Üzeri için deretotu

Yapılışı:
  1. Kabaklar yıkanıp temizlenir. Kabaklar soyma aparatı ile baştan aşağı soyulur, ta ki çekirdek bölümüne gelene kadar. Çekirdekli kısımları bu yemeğe konmaz, ayrılır.
  2. Kabakları soyma işlemi bitince üzerine bir tutam tuz serpip, bir kenarda beklemeye alırız.
  3. Soğan ve sarımsakları ince ince doğrar, bir tencerede biraz zeytinyağı ile kavurmaya başlarız. Soğanlar ölünce üzerine kabakları ilave ederiz. Hemen üzerine yıkanmış pirinci, limon suyunu, şekeri ve bir tutam tuz daha ekler tencerenin kapağını kapatırız.
  4. Kısık ateşte kabakların kendi suyunu salarak pişmesini sağlarız. (Bu aşamada gerekirse biraz ılık su ekleyebilirsiniz)
  5. Yemeğimiz pişince üzerine ince kıyılmış dereotu ile servis yaparız. Afiyet Olsun...


Kabak sıyırma yaptığım kabak içlerine kıyamadım. Bizim evde sevilerek yenilen basit bir kabak yemeği daha yapıverdim. Sıyırmayı o akşam yedik, bu yemek ise ertesi güne hazırlık oldu. Belki fikir verir diye sizlerle paylaşılmaya değer bulundu.


Malzemeler:
  1. Kabak sıyırmadan artan kabak içleri ve 2 küçük kabak daha. (Siz istediğiniz kadar kabak kullanabilirsiniz)
  2. 2 orta boy patates
  3. 1 orta boy soğan
  4. 1/2 kaşık salça
  5. 1 adet domatesin rendesi (püresi)
  6. 4 diş sarımsak
  7. Üzeri için; sarımsaklı yoğurt
Yapılışı:
  1. Kabaklar küp küp doğranır. Patatesler küp küp doğranır.
  2. Soğanlar ve sarımsak ince ince doğranır. Bir tencerede, biraz sıvıyağ katılır. Üzerine soğan ve sarımsaklar eklenir. Şöyle bir kavrulduktan sonra, üzerine salça eklenir. Çok geçmeden patatesler de eklenir. Kapağı kapatılır, 2-3 dakika bu şekilde kalır.
  3. Kabaklar da tencereye ilave edilir ve domates püresi eklenir üzerine, tuzu eklenip biraz ılık su ilavesi ile, yine kısık ateşte ağzı kapalı bir şekilde pişirilir.
  4. Patatesler yumuşayınca servis tabağına alınıp, üzerine sarımsaklı yoğurt ve dereotu ile servis yapılır. Afiyet Olsun...

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Zeytinyağlı Taze Barbunya


          Merhabalar Sevgili Dostlar. Bugün sizlerle bizim evde sevilerek yenen bir barbunya yemeğini paylaşacağım. Barbunyaları haşlıyorum taze olmasına rağmen ben. Çünkü böylece hem daha beyaz oluyor, hem de yapımı kolay ve çok çabuk hazırlanan bir yemek oluveriyor. Özellikle çalışan bayanların da kolaylıkla yapabileceği bu yemek, çocuklar ve kendinimiz için de oldukça yararlı.
         Biz bol havuçlu ve az da olsa biber salçası ile  seviyoruz, ama her zamanki gibi içine katılan malzemeler tamamen sizin zevkinize kalmış. Denemeniz dileğiyle, mutlu haftasonları...




Taze barbunya yemeği için Malzemeler:
  • 1 kg kabuklu taze barbunya
  • 1 büyükçü soğan
  • 1 orta boy havuç
  • 1 orta boy domates
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 4-5 diş sarımsak
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2 adet kesme şeker (ben kullanmıyorum)
  • Üzeri için doğranmış 1/4 demet maydanoz


 

Yapılışı:
  1. Barbunyalar ayıklandıktan sonra yıkanıp, bir tencede çok az tuzla haşlanır. Elimize alıp yumuşayıp yumuşamadığına karar verebilirz. Barbunyalar yumuşayınca, bu suyu dökülür.
  2. Bir tencereye, ince ince kıyılmış soğan, doğranmış sarımsak, ince ince kesilmiş havuç, şeker katılır, soğanlar yumuşayana kadar kavrulur. Sonra üzerine salça ve domates eklenir, bir iki kavrulur. 
  3. Barbunyalar eklenir, tuzu eklenir. Şöyle bir karıştırarak, ağzı kapalı bir vaziyette kısık ateşte, yavaş yavaş pişmesi sağlanır. (Bu arada gerekirse üzerine biraz su ekleyebilirsiniz). Suyu çekince pişdiğine bakılıp altı kapatılır. Üzerine doğranmış maydanoz eklenerek servis yapılır. Afiyet Olsun...
Not: Barbunyaları haşladığınız esnada, rengi morumsu bir hal alıyor, endişelenmeyin, bu hal, yemeği pişirdiğinizde son bulacaktır. Barbunyayı sulu yada susuz sevdiğinize göre su oranını ayarlayabilirsiniz. 

22 Temmuz 2012 Pazar

Zeytinyağlı Yaprak Sarması (Taze Kekikli)


                    Merhabalar Sevgili Dostlar. Ramazan hayırlı ve bereketli olsun inşallah hepimiz için. Bunaltıcı sıcaklara rağmen Rabbim dayanma sabrını da veriyor.
                   Bu aralar epey yoğunum. Önce geçen hafta Bengisu'nun bir sabah kalktığında gözündeki tüpü çıkarmasıyla güne başladık. Kahvaltı hazırlıyordum, "Anne anne, gözümde birşey var." diyerek mutfağa yanıma geldi. Bir de baktım, gözündeki tüp çıkmış yarım parmak uzunluğunda dışarıda sallanıyor. Görünce o kadar kötü oldum ki anlatamam. Tabi hemen apar topar hastaneye gittik. Biz zannettik ki hemen tüpü çekip çıkartacaklar. Ama öyle olmadı. Ameliyata alındı. Narkoz vererek uyuttular, öyle çıkarttılar. Neyse ki şimdi durumlar iyi.
                  Ardından, bloğum chrome arama motorunda uyarı vermeye başlamış. Tabi benim haberim yok. Sağ olsun Pembe Kekik uyardı. Fakat bu durum iki gün sürdü. Çünkü bilgisayarımın teknik bir sorunu peydah oldu. Önce onu giderip, sonra bu sorunu çözebildim. Neyse lafın sonuna gelelim. Çok şükür oradan da bir arkadaşı izleyici olmayı bıraktıktan sonra kurtuldum. İnşallah o arkadaş bu sorununu giderir de onu tekrar izlemeye alırım.
                  Tabi dolayısıyla yeni bir tarif falan hazırlıyamadım. Halihazırda yayınlanmayı bekleyen :Zeytinyağlı yaprak sarması tarifi vardı. Kurtarıcım oldu.
                 Zeytinyağlı yaprak sarması sevmeyen yoktur herhalde. Bazısı kıymalı sever, bazısı, sade, bazısı bol dereotlu, maydanozlu ben de kekikli seviyorum. Taze kekik çok yakışıyor bu sarmaya. Biliyorum hepiniz yapıyorsunuz, fakat blokta bulunmasını istediğim tariflerden biri.


Zeytinyağlı Yaprak Sarması İçin Malzemeler:
1/2 kg taze yaprak (yada salamura da olabilir, bu durumda akşamdan suya yatırmanız gerekir)
  • 1,5 su bardağı pirinç
  • 2 büyük kuru soğan
  • 1/2 demet dereotu
  • 1 demet taze kekik
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • 1 kaşık biber salçası
  • 1 kaşık domates salçası
  • Zeytinyağı
Sarmaları pişirmek için: 1 kaşık salça, zeytinyağı, tuz, limon

 Yapılışı:
  1. Ben taze yaprak kullandım, fakat salamura yaprak da kullanılabilir bilindiği gibi. Böyle bir durumda salamura yaprakların tuzu çıkması için bir gece önceden suya yatırmak, hatta 2-3 kez suyunu değiştirmek iyi olur.
  2. Pirinçleri, ılık suda yıkayıp, yine ılık suya ıslatıyoruz.
  3. Kuru soğanları ince ince doğruyoruz. Dereotunu, kekikleri ayıklayıp onları da doğruyoruz.
  4. Bir genişçe tavaya, zeytinyağı koyup, üzerine soğanları ekliyoruz. Pembeleşene kadar kavuruyoruz. Sonra salçaları ekliyoruz. Pirinçleri süzdürüp yıkayıp, ekliyoruz. Biraz da tuz ekliyoruz.
  5. Tavanın altını kapatıp, ılımaya bırakıyoruz. Ilınınca, hazırladığımız yeşillikleri ekliyoruz.
  6. Bir tencereye, biraz tuz ve su koyuyoruz. Kaynayınca yıkadığımız yaprakları, suya salıyoruz. Renkleri sararınca çıkartıyoruz.
  7. Sarma işlemine başlıyoruz. Yaprakların damarlı kısmını üst tarafa gelecek şekilde sap kısmı kendimize gelecek şekilde önümüze koyuyoruz.
  8. Bir parça pirinçli harçtan alıp, uzunlamasına yayıyoruz. Şekildeki gibi katlayarak rulo yapıyoruz.
  9. Bir teflon tencereye, altını boş yapraklarla kaplayarak, diklemesine tek tek diziyoruz. Sıkı olması sarmamızın şeklinin güzel olmasını sağlayacaktır.
  10. İsteğe göre üzerine soğanları halka halka doğrayıp kapatabiliriz. Limonları kabuklu  uzunlamasına dilimler halinde doğrayıp tencerenin üzerine kapatabiliriz.
  11. Bir derince kasede, 1 kaşık salça, zeytinyağı, tuz katıyoruz. Salçayı eritip, tencerenin üzerine ekliyoruz. Suyu sarmaların çok az üstünde kalmalı.Ara ara suyunu çekip çekmediğine bakılmalı. Suyu çektikçe su eklenmeli. Eğer suyu fazla koyarsanız, sarmalar, şişiyor. Böyle ince isterseniz, suyu bittikçe eklemenizi öneririm.
  12. Pişirme işlemi ise önce kaynayana kadar orta ateşte, daha sonra kısık ateşe alıp gerçekleştiriyoruz. Zamanı yaprağın tazeliğine ve pirinçlerin diriliğine göre değişebilir. Bu yüzden bir tane alıp pişip pişmediğine karar vermek en doğrusu olacaktır. Afiyet Olsun...

30 Aralık 2011 Cuma

Zeytinyağlı Yerelması ve Mimlendim

                           
                            Bugün sizlere yılda bir yaptığım, zeytinyağlı yerelması tarifini vereceğim. Ben bu tarifi geçen sene Ev Cini'inden almıştım. Bizim evde zeytinyağlılara bir önyargı olduğu için, pek yapamam. Sizin ev halkında böyle bir sorun yoksa, yapmalısınız. Denemek isteyenlere duyurulur.
Malzemeler: 300 gram yerelması,1 havuç,20 kadar arpacık soğan,1 büyük çay bardağı zeytinyağı,1 yemek kaşığı toz şeker,1 yemek kaşığı nar ekşisi,1 büyük çay bardağı sıcak su,1 yemek kaşığı dereotu.

Yapılışı:

  1. Yer elması ve havuçları bir tencerede hafif haşla.Kabuklarını soy.
  2. Soğanları soy küçük bir tencereye zeytinyağını koy, soğanları teksıra halinde diz,en küçük ocağa al.Üzerine 1 yemek kaşığı şekeri serp, soğanlar karamelleşinceye kadar pişir. Soğanlar pişince tencereden çıkar, kaseye al, üzerine nar ekşisi dök.
  3. Tenceredeki yağın üstüne yerelması ve havuçları koy, biraz kavur. Üzerine bir çay bardağı su ekle. İnce doğranılan dereotunu serpiştir, tuzunu ekle.İnmesine yakın üstüne soğanları ekle. Afiyet olsun
                         Bu günkü ikinci konumuz ise;  Sevgili Pasta Köşesi ve Sevgili Yemek Dünyam beni mimlemişler.Efendim öğrenmek istedikleri şey ise "Karşımızdakini mutlu etmek için yapacağımız 10 şey" imiş. Çok zor bir mim olmuş olmasına ama olmuş artık bir kere.
                          Öncelikle şunu belirteyim karşımdakinin kim olduğuna bağlı biraz da bu sorunun cevabı. Çocuksa başka mutlu edilir, arkadaş ise başka, koca ise başka bir şekilde mesela :) E öyle değil mi ama?
Şimdi gelelim sadede:
  1.  Karşımdakinin bana güvenmesini sağlarım önce. Daha sonra onun ihtiyacı olan şeyi belirler o yönden yaklaşırım.
  2. Çocuksa karşımdaki, ona bazen bir hediye alır, bazen onunla resim yapar yada şarkı öğretirim, yada oturur oyun oynarım. Etkinlik yaptığım da çok olur.
  3. Bir yakınını kaybeden birine; Allah'ın emrini hatırlatır, onun ömrünün sonuna geldiğini ve ölümde bir hayır olduğunu, bundan sonra bizim onun için ne yapabileceğimizi düşünmemiz gerektiğini bunun bizim vazifemiz olduğunu hatırlatarak dikkatinin başka yöne dağılmasını sağlarım.( tabi ölüm acısı çok taze olmamak kaydıyla)
  4. Bazen birini mutlu etmenin en iyi yolu ve bizim de en iyi bildiğimiz yolu, güzel bir sofra hazırlamaktan geçer. Yada onun sevdiği bir tatlıyı ne bileyim bir yemeği yapabilirim.
  5. Hani acılar paylaşıldıkça azalır derler ya işte bu yüzden onu dinlerim onu mutlu etmek adına. Derdini dinler, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Bu arada iyi bir dert ortağı olduğum da söylenebilir.
  6. Zaman zaman o kadar fedakar olabiliyorum ki, ben bile kendime hayret ediyorum sonrasında. Karşımdakini mutlu etmek adına hiç istemediğim bir şeyi yaptığım çok olmuştur.Olmaması dileğiyle...
  7. Bazen bir mesaj yada bloggerlar arasında yorum bırakma. Beni çok mutlu ediyor örneğin, Ya sizi?
  8. Sürprizler yapmak. Tabi sonu iyi biten sürprizler.Ben ne zaman sürpriz yapmaya kalksam işlerin karıştığı çok olur da. Asıl bana sürpriz olur bazı şeyler.
  9. Beraber alışverişe çıkmak. Tabi bunun şartı var o da bayan olması. Asla bir erkeği mutlu etmek için alışverişe çıkarmayın bence. Tabi bu sadece bence isterseniz çıkarabilirsiniz de ama sonunu düşünemiyorum.
  10. En sonuncusu ise dini bayramlarda ve özel günlerde  büyüklerimizi ziyaret etmek. En büyük mutluluk kaynağı hiç şüphesiz. 
Ve sonunda bitirdim mutlu etmenin 10 yolunu. Şimdi 10 tane bahtsız bedeviyi bildiriyorum. Şaka şaka tabi.