..
Yöresel Yemekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yöresel Yemekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2017 Çarşamba

Sütlaç



  Eminim hepinizin bildiği bir şeydir sütlaç. Size sütlacı öğretmek haddim değil, zaten amacım da bu değil. Bu bloğu açtığım ilk zamanlardan beri düşündüğüm şey, kızlarıma resimli görsellerle, ayrıntılı bilgilerle tarif defteri oluşturmaktı. Tabii blok açmamdaki tek sebep bu değildi ama bu en güzel sonucu olacak inşallah. İşte bu yüzden kızlarıma tarif olsun, arşivimde yer alsın, arama motorlarında yer alsın, hatta sütlü tatlılar ve geleneksel lezzetler konusunda eksiklik tamamlansın diye yazıldı sütlüç tarifi, yani sizin de gördüğünüz gibi birden çok sebebi var :)
   Bizim evde sütlaç hazır sütten yapılır. Zaten sütçüden aldığım sütten yaptığım zaman ev ahalisi beğenip yemez (burada ev ahalisi çocuklar oluyor). Ben de bu yüzden hazır sütten yaparım.
  Bu ölçü benim 1 kg lık süte eklediğim pirinç ve nişasta miktarıdır. Bazıları nişasta, pirinç unu vs kullanmayıp sadece pirincin kendisi ile yaparlar. Fakat ne yalan söyliyeyim ben de öylesini sevmiyorum. Pirinçler az oldukça benim daha damağıma uyuyor.
Neyse gelelim tarifimize.

Malzemeler;

  • 1 kg süt
  • 3 yemek kaşığı nişasta çok dolu olmayacak (pirinç unu da olabilir)
  • 1 su bardağı +2 yemek kaşığı şeker (bizimkiler şekeri bol seviyor)
  • 1 küçük çay bardağı pirinç
  • 2 su bardağı su
  • 1 paket vanilin
Yapılışı;
  1. Pirinçleri yıkayıp tencereye alıyorum. Üzerine 2 su bardağı su ekleyip pirinçler yumuşayana kadar pişiriyorum.
  2. Pirinçler yumuşayınca üzerine sütü ekliyoruz. Sütten 1 bardak ayırıp nişastayı açmak için kullanıyoruz.
  3. Nişastalı sütün içine ocaktaki ılık sütten bir kepçe alıp karıştırıyoruz ki ısısı tencereye yakın olsun. Sonra nişastalı karışımı tencereye yavaş yavaş ilave ediyoruz(bir taraftan da karıştırıyoruz tabii ki)
  4. Kıvam almaya başlayınca şekeri ilave ediyoruz. Şeker ilave edilince biraz  sütlacımız sıvılaşır. Şeker ile de biraz ocakta tutup karıştırdıktan sonra  ocağı kapatmaya yakın vanilin ekliyoruz ırıp kaselere paylaştırıyoruz. İsteğe göre tarçın ile servis edebilirsiniz. Afiyet olsun...





31 Ekim 2016 Pazartesi

Balkabağı Tatlısı


  Balkabağı tatlısını ben akşamdan şekerleyip, sabaha tencerede pişiriyorum. Ardından biraz fırınlıyorum. Siz isterseniz sadece fırınlayabilir yada sadece tencerede pişirebilirsiniz. Fırınlanmış balkabağı tatlısı daha karamalize olduğu için ben böyle seviyorum.
  Eminim çoğunuz yapıyordur bu tatlıyı, ben blokta da yerini alsın rengiyle gözleri şenlendirsin istedim.
Malzemeler;

  • 1,5 kg ayıklanmış doğranmış balkabağı
  • 3,5 su bardağı şeker (isterseniz şeker oranını azaltabilirsiniz)
  • isteğe göre tarçın kabuğu (ben kullanmadım)
  • üzeri için ceviz

Yapılışı;
  1. Balkabaklarını yıkayıp geniş bir tencereye diziyoruz. Üzerine şekeri düzgünce döküyor ağzını kapatıp bir gece bekletiyoruz.(Bu şekilde çok sulanıyor siz isterseniz birkaç saat de bekletebilirsiniz)
  2. Tencereyi ocağa alıp önce yüksek sonra kısık ateşte balkabakları iyice yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.
  3. Balkabakları pişince fırın kabına alıyor, biraz şerbetli suyundan ekliyor 170 derecede hafif kendini çekinceye kadar pişiriyoruz.
  4. Ilıyınca yada soğuyunca (nasıl severseniz) üzerine ceviz, fıstık içi, yada hindistancevizi veyahut tahinle servis ederebilirsiniz.
Not; Ben bir gece beklettiğim için su ilavesi yapmıyorum. Kendi suyunda pişiyor. Bana göre bu ölçü kabağa bu ölçü şeker fazla geldi, fakat yiyenler tam tadında olmuş dedikleri için ölçüyü 3,5 su bardağı olarak vermekte sakınca bulmadım. Afiyet olsun...




18 Ekim 2016 Salı

Tas Kebabı


   Tas kebabı servisi ve görselliği hem de lezzeti açısından misafir sofralarınıza da çok yakışacak bir ama yemek.
   Eti ayrı pişiriyorsunuz, pirinci kavurup kenarlara alıyorsunuz, ortasını açıyorsunuz, büyükçe bir kasenin içine yerleştirdiğiniz fazla suyunu aldığınız etinizi kaseyi ters çevirerek tencereye yerleştiriyorsunuz. Zaten adı da bu tastan geliyor. Pilavın suyunu da verdiğinizde geriye pilavın pişmesi kalmıştır.
   Servis ederken biraz pilav biraz da etinden kepçenize aynı anda alıp güzel ve kolay servis yapıyorsunuz. Burda dikkat edilecek bence tek püf noktası eti önceden iyice pişirmek ben bunun için düdüklü kullanıyorum her zamanki gibi. Yapacaklara şimdiden kolay gelsin, sizin de beğeneceğinizi umuyorum.


Malzemeler;

  • 750 gram  dana eti
  • 2 yeşil biber
  • 2 adet kırmızı biber
  • 1 büyükçe soğan
  • 2-3 adet domates
  • karabiber, kekik, tuz
  • 1/2 yemek kaşığı kadar salça 
Pilavı için;
  • 2 su bardağı ılık suda ıslatılmış pirinç
  • 4 su bardağı sıcak su (pirincinizin özelliğine göre her zamanki pilav ölçünüzde kullanın suyunu)
  • tuz, yağ

Yapılışı;
  1. Eti düdüklü tencerede üzerini geçecek kadar su ekleyerek biraz da tuz katıp, 40 dakika pişiriyorum.(siz eğer kuzu eti kullanacaksanız daha kısa sürede pişirebilirsiniz, pişme süresi etinizin özelliğine göre belirleyin)
  2. Kuru soğanı doğrayıp biraz sıvıyağda öldürüyoruz, üzerine istediğimiz boyda doğradığımız biberleri ekliyoruz, en son domatesleri ekleyip biraz salça ve tuz ekliyoruz. 
  3. Düdüklüden çıkardıktan sonra fazla suyunu bir kaba süzüyoruz. (bunu pilav için kullanabilirsiniz)
  4. Hazırladığımız sebzeleri ete ekleyip birlikte biraz kavuruyoruz, baharatlarını da ilave edip, ılımaya bırakıyoruz.
  5. Pirinci kasemizin kapattığımızda sorun çıkarmayacağı bir geniş tencerede sıvıyağla iyice kavuruyoruz,tuz ekleyip pirinç tenceresini kenara alıyoruz. Pirinçlerin ortası boş kalacak şekilde kasenin büyüklüğünde tencerenin ortasını açıyoruz. 
  6. Etleri genişçe bir kaseye alıp suyunu süzdürüyoruz, bu kaseyi tencerenin içine ters çevirerek kapatıyoruz. (bu esnada üzerine bir ağırlık koyma imkanım olsaydı, etlerin rengi pirince geçmeyecekti, sizin isterseniz bunu deneyebilirsiniz)
  7. Pirincin üzerine suyunu (yada etsuyunu),  her yerine eşit gelecek şekilde koyup,tuzunu da ekleyip  tencerenin ağzını kapatıyoruz. Kısık ateşe alıp pişmesini bekliyoruz.
  8. Pirinçler pişince tencereyi biraz dinlendiriyoruz, kaseyi düzgünce çıkartıp, üzerini maydanozla süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun...



26 Haziran 2016 Pazar

Tereyağlı Tel Şehriyeli Bulgur Pilavı


  Bu ramazan içimiz buruk yine, yurdumun farklı köşelerinde yine şehit veriyoruz sürekli.
Böyle durumlarda sağlam durmaya, güçlü olmaya çalışsam da bir taraflarımız hep eksik hep mutsuz kalıyor. Rabbim onları cennetin güzel makamlarına kabul etsin inşallah.
Bulgur pilavının domateslisini çok severim hele de böyle mevsimindeyken. Bu kez Ayşe ablada yediğim şekliyle tereyağlı olananını yapmayı tercih ettim. Kavrulmuş erişte yada şehriye pilavı vardır ya onun gibi diyebilirim. Tane tane olması açısından denemeye değer bence.
Deneyeceklere naçizane son bir önerim ise tereyağ ve sıvıyağ oranını kendi damak tadınız yada terayağınızın özelliğine göre azaltıp çoğaltabilirsiniz. İsterseniz hiç sıvıyağ koymadan yapabileceğiniz gibi( bence biraz olsun koymalısınız) isterseniz hiç tereyağ koymadan da yapabilirsiniz elbette..

Malzemeler;

  • 2 su bardağı bulgur
  • 1 su bardağı tel şehriye
  • 100 gram kadar tereyağ
  • 2-3 kaşık sıvıyağ( kavururken az gelirse gerekirse ekleyiniz)
  • 1 subardağı tavuk yada etsuyu
  • sıcak su
  • tuz

Yapılışı;
  1. Tereyağını ve sıvıyağı tencereye alıyoruz, eriyince bir dakika sonra şehriyeleri koyup kavuruyoruz. 
  2. Şehriyeler pembeleşince bulguru koyuyoruz (ıslatmadan) tıpkı pirinçte olduğu gibi tel tel oluncaya kadar uzunca bir süre kavuruyoruz.
  3. Üzerine sıcak 1 su bardağı tavuksuyu ve tuz koyuyoruz, tavuk suyu yeterli gelmeyeceği için üzerini bir parmak geçecek kadar sıcak su ekleyip, ağzını kapatıp kısık ateşte pişiriyoruz.
  4. Arada bakıyoruz ki gerekirse sıcak su ilave ediyoruz. Bulgurlar yeterince pişince dinlenmeye alıyoruz.

12 Haziran 2016 Pazar

İmam Bayıldı




Hayırlı Ramazanlar Sevgili Dostlar,
İmambayıldı yemeği, patlıcan severlerin en sevdiklerindendir diye düşünüyorum. Özellikle de benim çocuklarım gibi et ile sebzeyi bir arada yemek istemeyenler için de ideal.
 Malzemeler;

  • 5 adet patlıcan
  • 4 adet  domates
  • 3 adet sivri biber
  • 1/2 tatlı kaşığı şeker
  • 2 adet kuru soğan
  • 4-5 diş sarımsak
  • bir tutam maydanoz
  • 1/2 kaşık salça
  • karabiber, tuz

Yapılışı;
  1. Patlıcanları alaca soyup, büyüklüğüne göre 2 yada 3 eşit parçaya ayırıp her birinin içlerini altını delmeyecek şekilde kabak oyacağı ile oyuyoruz.
  2. Tuzlu suya patlıcanları atıyoruz.
  3. Soğanları piyazlık uzunlamasına doğrayıp, biraz zeytinyağı koyduğumuz tavaya alıyoruz.
  4. Daha sonra sırasıyla sivri biber, sarımsak ve en son domatesleri ekliyoruz. Şekeri katıyoruz, tuzu ve baharatı ekliyoruz. Yeterince yumuşayınca ocağın altını kapatıyoruz ılımaya alıyoruz. Bu arada maydanozu da ince ince doğrayıp domatesli harca ekliyoruz.
  5. Patlıcanları kurulayıp, kızgın yağda çok yumuşak olmayacak şekilde kızartıyoruz. Yine yağdan alınca havlu kağıt üzerine koyuyoruz ki fazla yağı emsin.
  6. Hazırladığımız iç harcı ile patlıcanların içini dolduruyoruz. Fırın kabına alıyoruz. Artan harcımızı patlıcanların üzerine yada fırın kabının kenarına koyuyoruz.
  7. Salçayı bir su bardağı suda ezip, biraz tuz ekliyoruz ve yarım bardak daha su koyup patlıcanların üzerine döküyoruz. 180 derecede üzerine yağlı kağıt koyarak fırında pişiriyoruz. Suyunu epeyce çekip patlıcanlar yumuşayınca fırından alabilirsiniz.  Afiyet olsun..

7 Aralık 2015 Pazartesi

Ev Usulü Adana Kebap



Bundan yıllar evvel de denemiştim Adana Kebabı'nı evde ama o zaman fırında yapmıştım. Şimdi ise elektrikli ızgarada yapıyorum, çook lezzetli oluyor. Deneyin ve bana yorumları yazın tamam mı?

Malzemeler;

  • 1 kg dana kıyma (isterseniz yarısını yada çeyreğini kuzu kıymadan da kullanabilirsiniz hatta öylesi daha lezzetli oluyor)
  • 1 orta boy kuru soğan (rendelenmiş)
  • 2 adet kırmızı kapya biberini rendeleyin
  • 1 tatlı kaşığı pul biber (acılığını kendiniz ayarlayın derim)
  • toplamda 1/2 kaşık biber ve domates salçası (miktarlarını damak tadınıza göre ayarlayın)
  • 3 diş sarımsak
  • tuz, karabiber
  • çok az sıvıyağ 
Yapılışı;
  1. Soğanı, sarımsakları ince tarafından rendeleyin.
  2. Kıymayı, mutfak robotuna atıp, birkaç kez çektirin. (böylece şişlere iyi tutunacak, güzel kebaplarınız olacak)
  3. Aldığınız kıymanın üzerine baharatları ve bütün malzemeyi ekleyin. İyice yoğurun.(hatta iyice kolaylaştırmak için bu işlemi robotta çekerken de yapabilirsiniz, onu da denemişliğim vardır)
  4. Çöp şişlere elinizle geçirin, Şekil vermeye çalışın, çöp şişin baş ve sap kısmına kıymadan koymayın, ince yapmaya çalışırsanız daha güzel kızarır.
  5. Izgaranızı hazırlayın ve şişleri çevire çevire pişirin. Lavaş, salata, bulgur pilavı yada yine ızgarada pişmiş sebzeler ekleyebilirsiniz. Gerisi size kalmış afiyet olsun...
Not; Izgara yerine fırında da yapabilirsiniz. Bunun için tepsiyi yağlamanızı tavsiye ederim. Bir de fırında pişerken, arada bakıp ters yüz etmek gerekir.


24 Kasım 2015 Salı

Portakallı Yumurta Tatlısı


             Hayırlı Günler  Sevgili Dostlar,
Yumurta tatlısını ilk kez televizyonda gördüğümde, Çankırı yöresine ait bir tatlı olduğunu söylediler. Eşim Çankırılı olduğu halde, ben bu tatlıyı hiç yememiştim. O kadar hafif olduğunu söylediler ki, hemen denemek istedim.
Yumurta tatlısının bir özelliği, çok az malzemeden  yapılıyor olması. Tam bir protein deposu, çünkü içinde  7 adet yumurta kullanılıyor. (Tarifte 15 demişlerdi ben tepsiyi küçüğünden seçtim ki bize de yeterli geldi) Size de bu ölçülerde  denemenizi öneririm.
Yumurta kokusu olur mu diye düşünmedim değil, nitekim ilk kez deniyordum. Buna sebep, portakal kabuğu ve portakal suyu ekledim, sonuç güzeldi.
Pandispanya yapımına benziyor, zaten bir çeşit pandispanya. Evet biraz fazla yumurta gidiyor ama, zaten başka da  pek malzemesi yok. Denemek size kalmış.

Malzemeler;
Keki için;

  • 7 adet yumurta
  • 1 su bardağı un
Şerbeti için;
  • 2 su bardağı şeker
  • 1  portakalın  suyu
  • 1 portakal kabuğunun rendesi
  • portakal suyu ile birlikte 2,5 su bardağı su

Yapılışı;
  1. Öncelikle şerbeti hazırlayalım. Bir portakalın kabuğunu rendeleyip tabağa alalım.
  2. Aynı portakalın suyunu sıkıp, su bardağına koyalım. Bardağın üzerini su ile doldurup bu şekilde 2,5 su bardağına tamamlayalım. Tencereye 2 su baradağı da şeker koyup, kaynamaya alalım. Şerbet   kaynamaya başlayınca içine rendelediğimiz portakal kabuğunu ekleyelim. 5 dakika kaynatıp altını kapatalım.(fazla kaynamaması gerekiyor)
  3. Yumurtaların sarılarını küçük bir kaseye, aklarını ise cam bir kaba alalım. Blendirın önce düşük ayarında sonra ise yüksek ayarında  iyice çırpalım. Kar gibi olsun, öyleki cam kaseyi ters çevirdiğimizde çırptığımız aklar yere düşmeyecek.
  4. Kenarda biraz çırptığımız sarıları yavaş yavaş ekleyerek spatula yardımıyla, aşağıdan yukarıya doğru karıştıralım. Sarılardan sonra 1 su bardağı unu, eleyerek yavaş yavaş ekleyelim. Aynı teknikle unu da yedirip,yağlanmış tepsiye her yerine   eşit gelecek şekilde dökelim. (küçük boy kare borcam kullandım)
  5. Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 15-20 dakika kadar ağzını hiç açmadan                    pişirelim.Kürdan testi yapın,eğer pişmediyse fırını 150 ye alın biraz daha pişirin.
  6. Kek fırından çıkınca kareler halinde kesin, ılımaya bırakın.(burası püf noktası)
  7. Şimdi  kek ile şerbeti buluşturmaya geldi. Benim şerbetim soğumuştu, kekim ise ılıktı. Bütün şerbeti, bu şekilde her yerine eşit olacak şekilde dökün, şerbetini çekince yemeye hazırdır. Afiyet olsun...


17 Ekim 2015 Cumartesi

fındık lahmacun

 
  Tarif  Sevgili Cahide Sultan ' a ait. Denemesi, ve yazımın altında yazılan notları alması benden. Ev tipi fırınlarda yapılan bu tür lezzetler istediğimiz lahmacun tadını vermiyor. Hatta kuruyor, özellikle de turbo ayarını bu tür tarifler için  kesinlikle kullanmayın.
  Size bir tombul tarif tavsiyesi vereyim mi? Ölçüyü yarıya indirip, evde tavanızda yada tencerenizde, ağzı kapalı olarak yapın. Kesinlikle daha lezzetli oluyor. Tabi döküm yada teflon tava kullanmak ve kısık ayarda pişirmek kaydıyla. Kalın Sağlıcakla...
Malzemeler;

  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ
  • 2,5 su bardağı ılık su
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2  paket yaşmaya
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • aldığı kadar un
İç harcı için;
  • 300 gram orta yağlı kıyma
  • 2 adet kuru soğan
  • 4 diş sarımsak
  • 1/2 demet maydanoz
  • 1 büyük domates
  • 2 adet yeşil biber
  • 1 adet kırmızı biber
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • karabiber, tuz, pul biber
  • 1/2 yemek kaşığı salça
Yapılışı;
  1. Su ve şekerle mayayı eritin. İçine tuz, sıvıyağ katın azar azar un ilavesiyle poğaça hamurundan biraz daha sert bir hamur yoğurun.Mayalanmaya bırakın.
  2. İç malzemesi için, önce kuru soğanı, biberleri, kabuğu soyulmuş domatesi, ayıklanmış maydanoz yapraklarını robota atıp, incecik çekin, Kıymaya ekleyin. Tuz, salça, sıvıyağ ve baharatları katıp iyice yoğurun.
  3. Hamurdan bezeler alın, kahve fincanı kadar açın, ortasına kıymalı harçtan koyun ve her tarafına yayın. Tepsinize aldığı kadar  lahmacun koyup, üzerini ve altını yağlı kağıt serin. 250 derecede kızarıncaya kadar pişirin. Afiyet olsun..
Not;Cahide Sultan'ın da dediği gibi, ev fırınlarında istediğimiz lezzette lahmacunu yapmamız pek mümkün olmuyor. Cahide yumuşaması için, fırından çıktından ve soğuduktan sonra üzerine temiz bir kapla spreyli kap yardımıyla su ile ıslatıp üzerini kapatmış. Bunu da deneyebilirsiniz.
Ayrıca, kesinlikle lahmacunu pişirirken, turbo ayarını kullanmayın. Bu lahmacunların daha da kuru olmasını sağlayacaktır.
Üçüncüsü ise, artık evlerde de bu tür pizza, lahmacun gibi lezzetleri daha kolay yapabilmek için, pişirme taşları satılıyor, bunlardan da faydalanmak sonucu kesinlikle daha olumlu etkileyecektir.
Ve tavsiyelerim bitmiyor tamam ama bu son. Bu lahmacunları fırında yapmak yerine, teker teker üzeri kapaklı döküm yada teflon tavada kısık ateşte yapabilirsiniz. Ben ilk tepsiden sonrasini öyle yaptım. Hem daha sulu hem daha lezzetli oldular. Bilginize...


25 Ağustos 2015 Salı

Kolay mantı


  Ramazanın başında yayınladığım Kayseri mantısını bükerken, oğlumun huysuzlukları ile karşılanca,mantıdan vaz mı geçildi sanıyorsunuz. Bilakis onun yerine yerine yeni çözümler arandı, aynı bildiğimiz mantı hamuru ve bildiğimiz mantı içi ile resimde gördüğünüz şekiller verildi. Pek bir pratik oldu, tadı yönünden tek farkı, benim merdane ile incecik açamamamdan kaynaklanan hafif kalın şekli oldu, bir mantı sever olarak bu beni rahatsız etmese de siz isterseniz hamurunuzu daha ince açabilirsiniz. Ben de bu olaydan sonra, oklavamı oğlumdan saklarken, daha kolay hatırlayabileceğim yere koymam gerektiği konusunda tecrübe edinmiş oldum.
 Malzemeler;

  • 2 su bardağı un
  • 1 adet yumurta
  • 1/2 su bardağı ılık su
  • tuz 1/2 tatlı kaşığı
içi için;
  • 300 gram kadar kıyma
  • 1 küçük soğan
  • tuz, karabiber, pul biber
üzeri için;
  • sarımsaklı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • tuz ve 1/2 çay bardağı kadar su





Yapılışı;

  1. Mantı malzemeleriyle, katı bir hamur yoğuruyoruz, hamurun üzerini örtüp 10 dakika kadar dinlenmeye alıyoruz.
  2. Bu arada içini hazırlıyoruz. Soğanı incecik doğruyoruz, yada rendeliyoruz, kıymanın üzerine alıp, tuz ve baharatları ekliyor, biraz yoğuruyoruz.
  3. Mantı hamurunu iki bezeye ayırıyoruz. Birini açabildiğimiz kadar ince açıyoruz, iki parmak genişliğinden daha az şeritler halinde kesiyoruz. 
  4. Kıymadan tam ortasına koyup, şerit boyunca resimdeki gibi yerleştiriyoruz.
  5. Hamurun iki ucunu birleştirip iyice kapatıyoruz. Mutfak makasıyla, küçük parçalar halinde kesiyoruz.
  6. Üzeri örtü serilmiş bir tepsiye alıyoruz. Üzerini örtmeden, iftara kadar bekletebilirsiniz, tabi çok sıcak olmamak kaydıyla,yoksa hamur cıvır, hava alan bir yerde tutarsanız hafif kurusa da iftara kullanılacak hale gelir.
  7. Tencereye 5 su bardağı suyu koyup,1 tatlı kaşığı tuz ekliyoruz, su kaynayınca mantıları üçer dörder atabilirsiniz.. Mantılar yeterli yumuşaklığa gelince, tencerenin suyunun yarısını süzüp, içine soğuk su ekliyoruz.
  8. Bir tavaya tereyağ ve sıvıyağları koyup, salçayı ekliyoruz. Biraz kavurunca, üzerine su ekleyip bir iki kaynatıyoruz. En son baharatları ekleyip, salçalı sosunu da hazırlamış oluyoruz.
  9. Servis ederken, mantıyı suyuyla birlikte alıyoruz, üzerine yoğurt, onun üzerine de salçalı sos ekleyip sıcak servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


11 Temmuz 2015 Cumartesi

Bazlama Nasıl Yapılır




  Ankara'nın bazlaması meşhurdur. Ben de kayınvalidemlerde öğrendim bazlamayı. Bizim ekmeğimiz, ekşi mayalı ekmek olduğu için, bazlama yapmazdık. Onlar ise, ekmeğini günlük taze olarak yaparlar. Bazlama da onların yaptığı ekmeklerden biridir. Bazlamayı ısıtıp, içine tereyağ koyarlar ki çok güzel olur. Yada kaşar ve sucukla tostunu yaparız, onu da şiddetle öneririm.
  Bazlamayı aynı kayınvalidemden öğrendiğim gibi yaptım. İçine süt, yağ vs hiçbirşey kullanmadım. Hamuru aslında çok katı bir hamur olmaz, bu yüzden şekil vermesi yeni yapacaklar için biraz zor olabilir. Hamurunun yumuşak kıvamlı olması, bazlamanın daha iyi kabarmasını, ve arasının boşluk kalması bu sayede oluyor.
   Bildiğim bütün püf noktalarıyla bazlama yapımını vermek istiyorum. İyi bir bazlama yapmak için, ocağın altının iyi ayarlanması gerekiyor, ne olması gerekenden fazla (yoksa yanar ve içi hamur kalır) nede olması gerekenden az (bu kez de kurur yumuşacık pamuk gibi olmaz). Zaman zaman ayarı açıp kapatabilirsiniz.


Malzemeler;

  • 5 su bardağı un
  • 1/2 paket yaşmaya
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı dolusu tuz
  • 2,5 su bardağına yakın ılık su (suyu kontrollü kullanmanızı öneririm, ilk kez yapacaklar için hamurun biraz katı olması daha kolay şekil vermeyi sağlar.
Yapılışı;
  1. Mayaya bir kaşık şeker ekleyin, ılık su ile iyice ezin.
  2. 5 su bardağı un ekleyip, üzerine tuzu da ekleyin. Hamur yoğurun. İlk kez yapacaklara önerim, 1,5 su bardağı ılık su ile mayayı ezip, unu azar azar eklemek, sonra gerekirse bir bardak daha su ilave yapmaktır. Çünkü malum, hamur mayalanınca, daha da cıvıyacaktır.
  3. Hamurun üzerini kapatıp, iki katı oluncaya kadar mayalandırmaya alın.
  4. Hamurdan ben 6 bazlama çıkardım, yani hamuru altıya böldüm diyebilirim. Siz de benim gibi çok büyük bazlama yapmak istemiyorsanız, bu miktar yeterli olacaktır.
  5. Bir parça hamur alıp, biraz unla, yuvarlıyoruz, fazla da bastırmadan, örselemeden, sadece yuvarlayıp, masanın üzerine serdiğimiz temiz hamur bezimizin üzerine koyuyoruz.
  6. Hamur bitene kadar bu işlemi gerçekleştiriyoruz. Bezle hamurların üzerini örtüp, ikinci mayalandırma aşamasına geçiyoruz. Bu bezeler biraz daha kabarınca, tavanın altını açabilirsiniz. 
  7. Bazlama yapmak için tavada önemli. Mesela mutlaka teflon olmalı, ve iyi kalite olursa, ısıyı daha iyi yayacağından, bazlamalar yanmadan pişirme imkanımız olur. 
  8. Birinci bezeyi alıp, biraz unla elimizle açarız, oklava yada merdane kullanmadan, sadece elimizle, mümkün olduğunca her yerini eşit  olarak açar, tavaya alırız.
  9. Tavada, bazlamanın üzeri pişme belirtisi verince, hemen tersini çeviririz, bir kez de bu şekilde diğer tarafını pişiririz. Bu esnada bazlamanın, kabarması, arasının boşluk olması makbuldür.
  10. Bütün bezeler için aynı işlemi gerçekleştiririz. Pişen bazlamalı,yine bezin üzerine koyarız. Burada dikkat etmemiz gereken nokta, üst üste koymamak, en azından sıcakken. Sıcaklığı geçince, yine üstünü örterek, bir kaba alırız. Afiyet olsun...


6 Temmuz 2015 Pazartesi

Erişteli Mercimek Çorbası


  Mutlu haftalar sevgili dostlar, hayırlı ramazanlar,
  Bizim evde yeşil mercimek çokça tüketilir. Sanırım bunda benim yeşil mercimeği sevmem de büyük etken. Her ne kadar babamız yeşil mercimeği yemese de kızları da alıştırdım bu duruma. Rabbim yaratmışsa vardır bir yararı, diyerek afiyetle yeyiniz.

Malzemeler;

  • 1 su bardağı yeşil mercimek
  • 1 su bardağı erişte
  • 1 adet kuru soğan
  • 5 su bardağı su
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 1/2 tatlı kaşığı sebze çeşni
  • nane, kırmızı pul biber
  • 1 kaşık kadar tereyağ

Yapılışı;
  1. Yeşil mercimeği, biraz tuzla haşlıyoruz.
  2. Mercimeği süzüp, tencereye kuru soğanı doğruyoruz. Soğan şeffaflaşınca, biraz salça ekliyoruz ve kavuruyoruz.
  3. Mercimeği ekleyip, 5 su bardağı su ekliyoruz. Tuz, nane, sebze çeşni ekleyip, kaynayıncaya kadar ocakta tutuyoruz.
  4. Mercimekler kaynayınca, içine 1 su bardağı erişte ekliyoruz. Erişteler de yumuşayınca, ocağın altını kapatıyoruz.
  5. Bir küçük tavada, bir kaşık tereyağı eritip, içine pul biber ekliyoruz. Pişirdiğimiz mercimeğin üzerine döküp,servis ediyoruz. Afiyet olsun...
Not; Siz eğer daha sulu olsun istiyorsanız, sıcak su ilave edip bir iki tık kaynatabilirsiniz.


19 Haziran 2015 Cuma

Kayseri Mantısı VE Hoşgeldin Ramazan


  Hayırlı Ramazanlar Sevgili Dostlar
Ramazanın ikinci gününe geldik ama ben bir türlü yayın yapamadım. Neyse, ramazanda mümkün oldukça, iftara yada sahura yakışacak şeyler yayınlamak niyetiyle, bugün Kayseri mantısı paylaşmayı uygun gördüm. Eminin sevmeyeni de yoktur.
  İki su bardağı undan yetmeyecekmiş gibi gelse de 5 kişiye yetecek kadar mantı çıktı. Sağ olsun Komşum Fatma gelmeseydi bu kadarcık mantıyı bile yapamayacaktım. Oğlumun huzursuzlukları yine hat safhada çünkü. Mantının yapımını hepiniz biliyorsunuz fakat ben yine de tarif bulunsun diye vermek istiyorum.
  Ramazan ayından mümkün mertebe istifade edip, hayırlısıyla bayrama eriştirsin Rabbim hepimizi. Amin.

Malzemeler;
  • 2 su bardağı un
  • 1 yumurta
  • 1 küçük soğan
  • 1/2 su bardağı ılık su
  • 150 gram kadar kıyma
  • karabiber, tuz
Sosu için;

  • 1 dolu kaşık salça
  • 1 kaşık tereyağ
  • 2 kaşık sıvıyağ
  • pul biber
  • yoğurt




Yapılışı;
  1. Bir kabın içine, un, tuz, yumurta,tuz katıp karıştırıyoruz. 1/2 su bardağı kadar ılık su ile çok da yumuşak olmayan bir hamur yoğuruyoruz. Hamurun üzerini örtüp, kenara alıyoruz, kıymayı hazırlayana kadar kenarda bekliyor.
  2. Kıymanın üzerine soğanı incecik rendeliyoruz. Üzerine tuz, karabiber isteğe göre pul biber ekleyip, birazcık yoğuruyoruz.
  3. Hamuru iki bezeye ayırıyoruz. Çok da incecik olmayacak şekilde açıp, küçük karelere kesiyoruz. Hazırladığımız kıymadan üzerine küçücük kıymalar koyup resimdeki gibi dört ucundan tutup parmağımızla bastırarak kapatıyoruz. Hafifçe un dökülmüş tepsiye yada bir temiz bez üzerine yaptığımız hamurları koyuyoruz.
  4. Ben yaptığım mantılar için 7 su bardağına yakın suyu kaynattım, içine yarım tatlı kaşığı kadar  tuz kattım. (suyu tencerenin yarısı şeklinde düşünebilirsiniz)
  5.  Su kaynayınca mantıları içine salıyoruz, arada karıştırıp, mantıların yumuşamasını bekliyoruz. Bu arada ocağa yakın olmakta fayda var çünkü taşabiliyor.
  6. Üzeri için isteğe göre sarımsaklı yada sarımsaksız yoğurt hazırlıyoruz. Salçalı sos içinse, bir küçük tavaya biraz sıvıyağ, bir kaşık da tereyağ katıp, eritiyoruz. Üzerine, 1 dolu kaşık domates salçası koyup yağda kavuruyoruz. Mantının suyundan birkaç kaşık alıp, salçaya ekliyoruz ve koyu sos haline gelinceye kadar karıştırıyoruz. 
  7. Mantılar pişince, tencerenin üzerine soğuk su döküyoruz ve fazlasını süzüyoruz. Tabaklara alıp, üzerine yoğurt ve üzerine salçalı sos döküp afiyetle tüketiyoruz.

17 Nisan 2015 Cuma

Hırtlama Köftesi


Hayırlı Cumalar
Şu sıralar, ana oğul hastalıkların pençesindeyiz desem yalan söylemiş olmam.
Bir de bunun üstüne, parmağımı kestim. Daha doğrusu orta parmağımın üst kısmının derisi kopup gitti benden. Bundan dolayı daha önce, 5 dakikada yazdığım yazıları nerdeyse 1 saate hazırlar oldum. On parmak kullandığımdan, normal şekilde yazamıyorum, orta parmağıma gelen harfler ise zor çıkıyor, basamıyorum.
Kısa kısa olacak yazılar inşallah çabuk iyileşiriz. :(
Köftenin tarifini Buradan aldım. Trabzon'a özgü bir köfte imiş. Biraz sert ama denemeğe değer bir köfte bence. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:

  • 500 gram kıyma
  • 1 su bardağı mısır unu
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • kızartmak için:
  • 2 kaşık tereyağ
  • 1 kaşık sıvıyağ

Yapılışı:
  1. Kıymanın içine mısırunun yarısını,tuzu, ve kekiği ekliyoruz, yoğuruyoruz.
  2. Küçük yuvarlak köfteler yapıyoruz. Ayırdığımız mısır ununu bir kaba alıp, köfteleri buraya atıyoruz, una buluyoruz.
  3. Unun fazlasını atmak için, köfteleri süzgece alıp sallıyoruz.
  4. Tavaya tereyağ ve sıvıyağı koyup tereyağı eritiyoruz.
  5. Köfteleri atıp kızartıyoruz. Afiyet Olsun.
NOT: Bizim ufaklıklar köfteleri ketçaba batırarak yemeyi tercih ettiler. Böylece kekiğe karşı önyargıda da bulunmamış oldular.


13 Mart 2015 Cuma

Kağıt Kebabı


Kağıt kebabı, şık sunumlar ve güzel sofralar hazırlamak istendiğinde kurtarıcı yemeklerdendir bence.
İçine konulan malzemeler kişiden kişiye fark edebilir. Mesela, ben bezelyeyi tercih etmiyorum, çünkü bezelyenin kendine has şekerimsi tadını etin yanına yakıştıramıyorum.
Bunun yanısıra patates, havuç ve soğan olmazsa olmazlarından bence. Çünkü patates yemeğin sasiliğini alıp tadını güzelleştiriyor, ayrıca havuçta içinin renklenmesini sağlıyor.
Deneyin  mutlaka beğeneceksiniz.
Ayrıca gündüzden yapıp, akşam yemeden önce fırınlayabilirsiniz. Böylece akşama yemeğiniz sıcak sıcak olacaktır. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:  ( 4 kişilik için )
  • 500 gram dana eti
  • 1 orta boy soğan
  • 1/2 havuç
  • 1 büyük soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 1 domates
  • 1/2 çarliston biber
  • 1/2 kapya biber
  • tuz, karabiber

Yapılışı:
  1.  Eti küçük kuşbaşı halinde doğruyoruz. Biraz tuz ve 1 su bardağı su ile düdüklüde yarım saat pişiriyoruz. (Yenilecek kıvama gelmesi gerekiyor.)
  2. Diğer bütün malzemeleri küçük küçük doğruyoruz. Hafifçe yağ konulmuş bir tavada yada tencerede sırasıyla önce soğan, sarımsak,havuç, patates, biberleri ekleyip tuz ilavesi yapıyoruz.
  3. Düdüklüden çıkardığımız etleri, suyunu süzüp sebzelere ekliyoruz.
  4.  Ardından kabukları soyulup küp küp doğranmış domatesleri ekliyoruz. Karabiber ilavesi ile şöyle bir karıştırıp ocağın altını kapatıyoruz.
  5. Yağlı kağıttan 30 santim uzunluğunda 4 parça kesiyoruz. Harcımızı da tencerenin içinde 4 parçaya ayırıyoruz. Uzun kenarını önümüze serip ortasına dört eşit parçaya ayırdığımız harcımızın birini koyuyoruz. Eğer pişirdiğimiz etin suyu varsa bu sudan yoksa sıcak su da olabilir 1 yemek kaşığı harcın üzerine su ekliyoruz. (Eğer hemen pişirmeyecekseniz bu işlemi fırına vermeden önce de yapabilirsiniz.)
  6. Resimdeki gibi uzun kenarlarından önce birini sonra ikincisi etin tam kenarından katlıyoruz. Kısa kenarlarını da etin tam kenarlarından katlıyoruz. Sonra kısa kenarlarını açıp uçlarından resimdeki gibi hafif üçgenimsi katlıyoruz. (Bu işlemi kağıtlar güzel görünsün, alt kanarlar üste çıkıp görüntüyü kirletmesin diye yapıyoruz.) Tersini çevirip kağıdı elimizle biraz yassılaştırıyoruz ki kağıdın köşeleri de boş kalmasın. Katlanan kısımlarının altta kalmasını sağlayacak şekilde çevirip tepsiye alıyoruz. Kağıtların üzerine fırça yardımıyla su sürüyoruz.
  7.  180 derecede 15-20 dakika kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

3 Mart 2015 Salı

Porsiyonluk Güveç





 Güveci bu şekilde porsiyonluk olarak yapmayı seviyorum.
 Ben kaşar kullanmadım fakat siz isterseniz domates dilimi yerine üzerine kaşar da koyabilirsiniz.
 Güvecin içine patates yada havuç gibi sebzeler koymadım. Bunun yerine soğan, sarımsak, domates ve iki çeşit biber kullandım.
  Sade ve klasik güveç oldu. Tadı tuzu da tam yerinde ve pişmesi de gayet başarılıydı.
   Bizim evde kuzu eti yenilmediğinden dana eti kullanıyorum. Bu da güveci çiğ şekilde fırınlamaktan beni alıkoyuyor. Malum dana etinin pişmesi epey zaman alabiliyor. Bunun yerine eti daha önceden pişiriyorum. Ona eşlik etsin diye sebzeleri de hafifçe soteledim. Böylece hem pişmemiş durumu olmadı hem de sabahtan hazırlayıp, akşam yemeğine fırınlaması kaldı. Önerilir...


 
Malzemeler:
  • 500 gram, dana eti
  • 2 orta boy soğan
  • 4 diş sarımsak
  • 2 büyük domates
  • 1 kapya biber
  • 1 çarliston biber
  • sıcak su
  • karabiber, tuz, kırmızı toz biber, pul biber isteğe göre kekik

Yapılışı:
  1. Eti bir tencereye alıp, üzerine çok az sıvıyağ ekliyoruz. Kapağı kapalı olarak suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Sonra etlere bakıyoruz yeterince yumuşak değilse,  biraz da su ekleyip yumuşayana kadar pişiriyoruz. (Bu esnada düdüklü de kullanabilirsiniz)
  2. Soğanları küp küp doğruyoruz. Bir tencereye alıp biraz sıvıyağ ile kavuruyoruz, sarımsakları ekliyoruz, pişirdiğimiz eti de bu tencereye ekleyip şöyle biraz kavuruyoruz.
  3. Kavurduğumuz eti, dibi yağlanmış küçük güveç kaplarına paylaştırıyoruz.
  4.  Domatesin birinden 4 yuvarlak dilim kesip kenara alıyoruz. (Bunlar üzerine kapatılacak) Yine aynı tavayı kullanabilirsiniz, domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğruyoruz, her iki biberi de küçük küçük doğruyoruz. Baharatları da ekleyip, güveç kaplarının üzerine paylaştırıyoruz. Üzerine güvece bir parmak kalana kadar sıcak su ekliyoruz.
  5.  En son ayırdığımız dilim domatesleri de güvecin üzerine kapatıp, fırına alıyoruz. Fırında 160 - 170 derecede üzeri üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet Olsun

21 Temmuz 2014 Pazartesi

HAŞHAŞLI DÜĞÜM ÇÖREK

   Ramazanın son günlerine yaklaştığımız şu günlerde, buruk bir hüzün var üzerimizde. 
Bu hüzünün sebebi hem ramazanın bitiyor olması, bir diğer sebebi ise, dünya müslümanlarının içinde bulunduğu bu zor günler.
Dualarımıza onları da katalım olur mu? Sadece dua etmekle kalmayıp aynı zamanda İsrail mallarını da boykot edelim lütfen. Bir kurşunun parası da bizden çıkmış olmasın.
Çöreğe gelince, teyze kızım Nilgün Ablam da yediğim bu çörek daha önce yediklerimden çok farklı çok başarılıydı. Yumuşacık oluyor ve birkaç gün bayatlamadan yine aynı yumuşaklıkta tüketebiliyorsunuz.
Kesinlikle tavsiye ederim, lezzeti garanti bir kere deneyin zaten ikincisini  hane halkınız isteyecektir yeniden. Kalın Sağlıcakla...


Malzemeler:

Hamuru İçin:
  • 1 paket instant maya
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 5,5 su bardağı un
  • 2,5 su bardağı ılık su
Hamuru tekrar yoğurmak için :
  • 3 kaşık sıvıyağ

Haşhaşı hazırlamak için:
  • 125 gram kadar ezilmiş haşhaş
  • 3-4 yemek kaşığı kadar sıvıyağ
  • 1 tatlı kaşığı kadar tuz
Üzeri için : 1 yumurtanın sarısı

Yapılışı:
  1. Un, tuz ve mayayı bir kasede karıştırıp, üzerine azar azar ılık su ilave ediyoruz. Bir taraftan da yoğurup, çok da katı olmayan bir hamur elde ediyoruz.
  2. Bu hamurun üzerini örtüp, mayalanmasını bekliyoruz. Diğer taraftan, haşhaşı bir kasede sıvıyağ ile ezip üzerine tuz da ekliyoruz. Su ilavesi yapmıyoruz.
  3. Hamurumuz gelince, 3 kaşık sıvıyağı azar azar elimize alıp, hamuru bu yağla tekrar yoğuruyoruz.
  4. İkinci kez hamuru mayalanması için üzerini örtüyoruz. 
  5. Hamur tekrar mayalanıp kabarınca, 3 parçaya ayırıyoruz. Her bir parçayı yuvarlayıp, elimizle açıyoruz. (Oklava yada merdane kulllanmıyoruz.) Elimizle açarken, hazırladığımız haşhaşlı harcı kullanıyoruz. Harçtan her yerine sürüp resimdeki gibi ikiye katlıyoruz. Sonra bu ikiye katladığımız (D şeklini alıyor) hamuru enine kesiyoruz.
  6. Her bir kestiğimiz şeritin bir ucunu içeriye diğer ucunu dışarıya doğru büküp iki ucunu bir araya getirip düğüm atıyoruz.
  7. Önceden yağlanmış tepsiye (ben kelepçeli kalıp kullandım) diziyoruz. Aralıklar ile dizmekte yarar var çünkü epeyce kabaracaklar.
  8. Bu işlem diğer iki parça hamur için de yapılınca, üçüncü kez mayalanmaya bırakıyoruz. (Bu kez tepside). Hamurun mayası tekrar gelince üzerine yumurta sarısı sürüp 180 dereceli fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

13 Temmuz 2014 Pazar

KÖFTELİ BEZELYE YEMEĞİ

 
  Köfteli bezelye yemeği, bu sene ramazanın ilk iftarı için hazırlanmıştı. Bir gün öncesinden kalan bezelyeleri değerlendirmek üzere, küçük ama mütevazi iftarımıza eşlik edecekti.
  Eşlik etti etmesine üstelik, beklenmedik gelen misafirlerimizin iftarına da eşlik etti. İftara, 1 saat falan yoktu sanırım, ben bütün gün ilk orucun rehavetiyle, öylesine birşeyler yapmıştım. Biraz tembel biraz üşengeç geçirdiğim günümü ramazana yakışır değildi. Eşimin telefonu çaldı, arayan yıllar öncesinden tanıdığım ortak arkadaşlarımız Gonca ve Murat, Ereğli dönüşü, bize uğramadan geçmemek istemişler, sağ olsunlar.
Gonca ve Murat, bizim yüksekokuldan tanıdığımız samimi arkadaşlarımız. Onlar da bizim gibi okulda tanışıp evlendiler. Her neyse, tabi çok mutlu oldum ama bir o kadar da telaşlandım doğrusu. Yani ne bileyim hiç hazırlığım yoktu. Murat "_Ne yemek var iftarda, tamam mercimek çorbası ve bezelye biz de de börek var, başka birşey hazırlama size iftara geliyoruz." deyince önce şaka zannettim. Sonra anladım ki sahi imiş.
Gerçi Murat'ın börek dediği de Konya'nın etli ekmeğiymiş, onu da getirdiklerinde gördük :) Bunca yılın Ereğlili damadı Etlli ekmeği öğrenememiş mi Murat , derim ben tabi şimdi :)
Her neyse işte böyle geçen çok mutlu ve bir o kadar da mütevazi ilk iftarımızın yemeği köfteli bezelye. Bende bezelye denince ilk çağrışım yapacak bu mutlu anlar olacak. İyiki geldiniz, sizleri görmek güzeldi, yeniden...

Malzemeler:

  • 1 kavanoz konserve bezelye (yada bir kase haşlanmış bezelye)
  • 100-150 gram kadar yağsız kıyma
  • 1 tatlı kaşığı un
  • 1 küçük soğan
  • 1/2 kaşık salça
  • 1/2 havuç yada bir küçük havuç
  • 1 kaşık kavrulmuş un 
  • 1 çay kaşığı sebze çeşni
  • isteğe göre 1 diş sarımsak
  • karabiber,tuz

Yapılışı:
  1. Köfteleri hazırlamakla işe başlıyoruz. Köftelik kıymaya, un, tuz, karabiber ekleyip misket büyüklüğünde köfteler yapıyoruz.
  2. Bir tencereye çok az sıvıyağ katıp, küp küp doğradığımız kuru soğanı,(isterseniz sarımsağı da) şeffaflaşana kadar , bir de ince ve küçük doğradığımız havucu ekleyip kavuruyoruz. Havuçlar biraz yumuşayınca salça ekliyoruz. Sonra köfteleri katıp (sertse bezelyeleri de katıyoruz.)
  3. Hepsini bir iki karıştırıp, suyunu ekliyoruz. Üzerini geçene kadar  su ekleyip, kısık ateşe alıyoruz. Ben kavrulmuş un kullandıım için, bu sırada bir kaşık kavrulmuş unu, biraz yemeğin suyu ile özeleyip yemeğe ilave ediyorum. Bu un hem kıvam veriyor hem de ayrı bir rayiha. Siz eğer kavrulmuş un kullanmayacaksanız, yağını koyduğunuz esnada unu yağla birlikte de kavurarak yapabilirsiniz.Sebze çeşni ve tuzunu katıp, pişiriyoruz. Afiyet Olsun.
Not: Kavrulmuş un pek çok yemeğime hatta çorbalarıma kullanıyorum. Bir teflon tavada yada tencerede, unu katıp rengi hafif sarı olana kadar, kokusu gelene kadar kavuruyoruz. Soğuyunca, bir kavanoza alıp istediğimiz yerde kullanıyoruz. Bu şekilde arabaşı çorbası yapımı da daha pratik oluyor. 

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Galetalı Patates Köftesi



     Patates köftesi çoook eskilerden kalma tariflerdendir. Herkes kendince yorumlar, hatta ben bazen çiğden yaparım bazen de böyle haşlanmışından.Birçoğumuzun belleğinin bir köşesinde patates köftesi vardır, annelerimizin yaptığı.
   Nerden aklıma esti derseniz, evde fazladan haşlanmış patateslerim olunca aklıma geldi. Bu geçmişten gelen lezzet hem çok tanıdık hem de pratik. Kalın Sağlıcakla...

Malzemeler:

  • 5-6 adet haşlanmış patates
  • 1 büyük kuru soğan
  • 2 iri diş sarımsak
  • 1 yumurta
  • 2 kaşık galeta unu (içi için)
  • 1/2 çay bardağı galeta unu (dışı için)
  • bir tutam maydanoz
  • karabiber,nane,tuz

Yapılışı:
  1. Haşlanmış patatesler rendelenir. Üzerine kuru soğan rendelenir, ince kıyılmış maydanoz, baharatlar,tuz ve 2 kaşık galeta eklenir.
  2. Üzerine bir adet yumurta kırılıp,yoğurulur.
  3. Yassı olacak şekilde köfteler yapılır ve galetaya bulanır. Kızdırılmış yağda önlü arkalı pişirilir. Afiyet Olsun...


15 Nisan 2014 Salı

ÇERKEZ TAVUĞU


          Çerkez tavuğunu çok seviyorum şahsen ben. Benim gibi pek çok kimse de eminim bayılıyordur. Sevmeyenlerini de gördüm tabii. Eskiden daha farklı yapılsa da, artık bizler pratiklik arıyoruz. En pratik en kolay şekliyle hem de lezzeti garanti oluyor bu şekilde. Önerilir....

Malzemeler:

  • 1 su bardağı haşlanmış didiklenmiş tavuk eti (yada bir tavuğun göğsü)
  • 1 su bardağı haşlama suyu
  • 1 büyük ekmeklerin dilimi (kenarları alınmış)
  • 1 çay bardağı ceviz
  • 2 kaşık mayonez
  • 2 diş sarımsak
  • 2 kaşık sıvıyağ
  • 1/2 kaşık tereyağ
  • pul biber


Yapılışı:
  1. Öncelikle sarımsağı, tuzla dövüyoruz. Ceviz içini robota alıp bir kere çekiyoruz. Haşlanmış ve irice didiklenmiş tavuk etini, irice parçalanmış ekmek dilimini, mayonezi sarımsağı koyup biraz da tuz ekliyoruz ve bunları hep birlikte birkaç kere çektiriyoruz. En son içine bir bardak tavuk suyu ekliyor ve karıştırıyoruz.
  2. Tavaya, 2 kaşık sıvıyağ, 1/2 kaşık tereyağı eritiyoruz. Tereyağ eriyince içine pul biber katıyoruz ve şöyle karıştırıp, altını kapatıyoruz.
  3. Dobotta çektiğimiz tavuklu harcı, servis kasesine alıp, erittiğimiz yağı da üzerine gezdiriyoruz. Afiyet Olsun...

9 Mart 2014 Pazar

Soslu Tavuk Şiş




            Mutfakta pratiklik her zaman hayat kurtarır. Hele de benim gibi çocuklu bir evin annesi iseniz. Her ne kadar tavuk konusunda çekincelerim olsa da, malesef tamamen tavuktan kendimizi kurtaramıyoruz. Bizim evin et sevmez ahalisine, daha albenili aynı zamanda da pratik tarifler bulmaya çalışıyorum çoğu kez. Sosta bekletme kısmı olmasa, çok pratik, zaten bu yüzden sosunu daha önceden hazırlayıp, streçle kaplıyorum ve buzdolabında akşam çocukların ve babalarının geliş saatine kadar terbiyeleniyor tavuklar. Böylece hem sosu iyice işliyor hem de pişmesi kolaylaşıyor. Denemeniz dileğiyle...



 
Malzemeler:
  • 1 paket tavuk göğsü
  • 1/2 türk kahvesi fincanı süt
  • 1 büyükçe soğan
  • 1 kaşık salça (ben köy salçası kullandım)
  • 1-2 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • kuru kekik, karabiber, kimyon, pul biber (yada istediğiniz farklı baharatlar)
  • tuz
  • çöp şişler (8-9 adet)
Yapılışı:
  1. Tavuk göğsünü yıkayıp küp küp doğruyoruz.
  2. Soğanı, rendenin ince kısmıyla rendeliyoruz,aynı şekilde sarımsağı da.
  3. Rendelediğimiz soğan ve sarımsağı süzgeç yada temiz bir tülbent yardımıyla suyunu süzüyoruz.
  4. Bu suyu tavuk etine ekliyoruz. Aynı şekilde süt, sıvıyağ, salça, tuz ve baharatları ekleyip üzerini streçle kaplıyoruz. Buzdolabında en az 2 saat dinlendiriyoruz.
  5. Çöp şişlere çok sıkı olmayacak şekilde göğüs etlerini geçiyoruz. Çok az sıvıyağ katılmış genişçe bir tavaya alıp, tavanın ağzını kapalı tutup, şişleri ters yüz ederek pişiriyoruz. (Kapağının kapatmamızın sebebi hem daha yumuşak pişmesi hem de yağının ocağa fazla sıçramasını önlemek) İstediğimiz şekilde servis yapıp sıcak tüketiyoruz. Afiyet Olsun...