31 Temmuz 2012 Salı

Bir Değişik Kayısı Reçeli


                          Kayısı reçelinin tarifi arkadaşım Hicran'a ait. Yapım aşaması farklı geldiği için denemeye değer buldum. Denediğime de değdi doğrusu. Beklediğimden de güzel, kıvamlı ve bol kayısı aroması hissedilen reçelim oldu.
                         Kayısılar da özenle seçildi. Buralara yakın bir köyden sabahın serinliğinde toplayıp getirmiş bir amcadan aldım. Kayısıların yeşile yakın olanlarını, sert olanlarını istedim ondan. Kayısılar tam da istediğim gibiydi. Üzeri çilli, fazla düzgün şekli olmayan, çok albelini olmayan bu kayısı çeşidini aroması kuvvetli olduğu için tercih ediyorum. Kayısıları sert olanlarını seçmemdeki sebep ise bir gün boyunca balkonda güneşletecek olmamdı.
                          Yapım aşamasını kısaca özetleyecek olursak, kayısılar yıkanıp ayıklandıktan sonra, temiz bir bez üzerinde balkonda bir gün boyunca güneşletiliyor. Reçelin farkı da buradan geliyor. Ben şahsen çok beğendim, sizin de benim gibi tereddütleriniz varsa, verdiğim ölçülere ve kayısının özelliklerine dikkat ederek muhteşem bir kayısı reçeline sahip olabilirsiniz. Tabi ev ahalisine de bütün kış boyunca bu muhteşem lezzetten nasiplenmek kalır.
                           Malzemeleri vermeden önce, şunu söylemeliyim ki; kayısılar yıkanıp ayıklanacak ve bir gün boyunca güneşlenecek, daha sonra bu kayısılar tartılıp şeker ve su miktarı belirlenecek. Reçelin olmazsa olmaz aşaması tam olarak buradan kaynaklanıyor.Bu bilgiyi de verdikten sonra geçelim reçelimizin malzeme aşamasına:

Malzemeler:
  • 3 kg, ayıklanıp güneşte bekletilmiş kayısı
  • 3 kg şeker
  • 3 kg su
  • 1/2 limon suyu
Yapılışı:
  1. Kayısılar önce yıkanıp, sonra ikiye ayrılacak. Balkonda yada uygun bir yerde, bir gün boyunca güneşte tutulacak.
  2. Güneşlettiğimiz kayısıların miktarını tartıyoruz. Benim kayısılarım 7 kg falandı. Bu şekilde 3 kg geldi. Kayısılar 3 kg geldiğine göre şekerimizi de 3 kg yapıyoruz.
  3. Reçel yapmaya öncelikle, şerbeti kaynatmakla işe başlıyoruz. 3 kg suya, 3 kg şeker katarak, genişçe bir tencereye ( benim miktarım çok olduğu için iki tencere kullandım), bu ölçülerde şerbet kaynatıyoruz. Şerbeti kaynatırken, dikkat edin fazla koyulaşmadan alın. Çünkü daha kayısılarla da kaynayacak. Şerbetin kıvamı için, kaşığı şerbete daldırdığınızda, akan damlaların son damlası diğer damlarara göre biraz daha geç damlarsa kıvamı olmuş demektir.
  4. Şerbete kayısıları ekleyerek devam ediyoruz. Bir iki taşım kaynayınca, kendimiz kayısıların aldığı renkten ve yumuşamasından dolayı olup olmadığına karar veriyoruz.
  5. 1/2 limon suyunu sıkıp biraz daha kaynatıp, altını kapatıyoruz. İster sıcak kavanozlara doldurun, ister soğuyunca buzdolabına kaldırın, gerisi size kalmış. Afiyet Olsun...

Közlenmiş Patlıcandan Karnıyarık Yemeği


                    Bu karnıyarığı yapmak için bostan patlıcan kullanmalısınız ve mutlaka ocağın üzerinde közleyin derim (Tabi daha iyisi odun ateşiniz yoksa). Fırında közlenmiş sebzeleri sevmiyorum, çünkü o is kokusu sinmiyor sebzelere. Durum böyle olunca da közlenmiş tadı alamıyorum. Ama olur ya siz eğer bu isli kokuyu sevmiyorsanız, o zaman fırında közlediğiniz patlıcanla da yapabilirsiniz.
                   Karnıyarığı çok seven bir toplum olarak, hepimiz yağının fazlalığından dolayı şöyle bir çekinerek yiyoruz malesef. Fakat böyle közlendiğinde (tamam itiraf ediyorum kızarmış tadı tam olarak vermiyor) bir bakıma diyet olabiliyor. Tamam tamam tam diyet değilse de en azından daha hafif. Denemeniz dileğiyle...


Malzemeler:

  • 2 adet bostan patlıcan
  • 100 gram kıyma
  • 1 orta boy soğan
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 1 çay kaşığı toz kırmızı biber
  • 1 yemek kaşığı biber ve domates salçası karışımı
  • İsteğe göre yeşil biber ve maydanoz


Yapılışı:
  1. Patlıcanları yıkadıktan ve kuruladıktan sonra, üzerine birkaç küçük delik açıp, ocağa ateşin üzerine koyuyoruz.
  2. Diğer tarafını da közleyip, (dikkat edin fazla yumuşamasın) soğumaya bırakıyoruz.
  3. Soğanları ince doğrayıp, biraz sıvıyağda kısık ateşte kavuruyoruz. Soğanlar yumuşayınca üzerine kıymayı koyup bir iki döndürüp kapatıyoruz. Üzerine tuz, baharatlar ekleyip, iyice karıştırıyoruz.
  4. Patlıcanların kabuklarını soyup, ortalarından incecik uzunlamasına kesiyoruz. Elimize aldığımız biraz tuzla kenarlarını ve içini hafifçe ovuyoruz.  İçine hazırladığımız harçtan koyuyoruz.
  5. Patlıcanları bir küçük teflon yada döküm tencereye koyuyoruz. Salçaları 2 bardak su ekliyoruz. Tuz ve yağını ekledikten sonra, bu karışımı tencerenin kenarından yemeğe ekliyoruz.  Kısık ateşte pişiriyoruz, zaten patlıcanlar ve iç harcı pişmişti. Yanında isterseniz pilav, isterseniz yoğurt yada cacık ile iyi gidiyor. Afiyet Olsun...

29 Temmuz 2012 Pazar

Güllaç


                     Merhabalar Sevgili Dostlar. Ramazanın olmazsa olmazı güllaç yapmaya ne dersini?  Bu güllacı ramazanın ilk günlerinde yapmıştım, dolayısıyla çoktan bitti. Ben meyveli seviyorum, erik, şeftali, siyah üzüm kullandım bu defa. Ama siz istediğiniz başka meyvelerle de yapabilirsiniz pekala. Görüntü sizleri yanıltmasın, epey sulu oluyor. Fakat ben tabağı temizleyip görüntülemiştim ki şimdi yanlış yaptığımın farkına vardım. Biraz sütlü görünmesi en iyisi.
                     Eğer iftardan çok önce yani sabahtan yapacaksanız, süt oranını fazla tutabilirsiniz. Çünkü bekledikçe sütünü çekecektir.
                     Geçenlerde Oktay Usta'yı izlerken güllaca pudra şekeri ve hindistancevizi kattı. Ben de bu kez onu örnek alarak kendi yaptığım ölçülere bu malzemeleri de ekledim. Hele bir de fındık eklendi ki... Sormayın gitsin. Yapmak isteyenlere kolay gele...

Malzemeler:

  • 1 paket güllaç (11 adet çıkıyor)
  • 8 su bardağı süt
  • 3 su bardağı şeker
  • 1/2 çay bardağı gülsuyu
  • bir küçük kase pudra şekeri
  • bir su bardağı hindistan cevizi
  • 1 su bardağı fındık (kırılmış)
  • Üzeri için meyveler
  • vanilin


Yapılışı:
  1. İşe sütü şeker  ile karıştırıp hafif ılınacak şekilde ocağa almakla başlıyoruz. Süt elimizi yakmasın. Ocaktan alıp içine vanilin ve gülsuyunu  ekliyoruz.
  2. Genişçe bir tepsiye sütlü karışımı döküp, içine güllaç yapraklarından bir tanesini atıyoruz. Her tarafını ıslatıp, altına bir kepçe süt koyduğumuz tepsimizin tabanına buruşturarak yerleştiriyoruz. Bir tutam pudra şekeri serpiyoruz bir tutam da hindistancevizi serpiyoruz yufkanın üzerine.
  3. Bu işlem 6 yufka olana kadar bu şekilde devam ediyor. Yani bir yufka, üzerine pudra şekeri ve vanilin olarak.
  4. 6. yufkada üzerine pudra şekerini serpince, bu kata, fındıkları  hepsini yayıyoruz.
  5. Tekrar ilk altı yufkada yaptığımız işlemi yaparak bitiriyoruz.
  6. En üstünün iki katının arasına hindistancevizi koymuyoruz. Artan süt olursa hepsini güllacın üzerine döküyoruz. Buzdolabında soğutuyoruz. Servis yaparken, kareler halinde kesip,  üzerini incecik doğradığımız meyvelerle süslüyoruz. Afiyet Olsun...

28 Temmuz 2012 Cumartesi

MutluMutfaklar'da Ramazan Bir Başka!

Ramazan gelince sofralar şenleniyor, en zorlu yağlar Fairy ile kolayca temizleniyor. Siz de mutlumutfaklar.com’dan lezzetli tarifleri takip edin, bulaşıklarınızı Fairy ile temizleyin!

Mutfaktaki en büyük yardımcınız Fairy'nin hazırladığı mutlumutfaklar.com, ramazanda da işinizi kolaylaştırmaya devam ediyor. Birbirinden lezzetli iftar yemekleri ve sahur önerileri mutlumutfaklar.com’da bir ay boyunca en büyük yardımcınız oluyor. Siz hanımlar için birçok seçeneği bir arada sunan MutluMutfaklar, “İftara ne pişirsem?” sorunuzu cevaplıyor. Size de sadece damak tadınıza göre istediğinizi seçmek kalıyor.

Bu sene ramazan yine sıcak yaz aylarına geldiği için soğuk çorbalar adeta bir kurtarıcı gibi… İşte MutluMutfaklar’dan hem pratik hem de lezzetli bir tarif olan soğuk dırma çorbasının yapılışı:

Soğuk dırma çorbası

1/2 kg yoğurt
2 su bardağı buğday
1/2 demet maydanoz
2 çay kaşığı tuz

Buğdayı yarım saat haşlayın. Ocağın altını kapatıp soğumaya bırakın. Ardından yoğurdu ayran kıvamından koyuca sulandırıp buğdaya ekleyin. Tuzu katıp birkaç dakika karıştırdıktan sonra üzerini maydanozla süsleyerek servise hazır hale getirin.

Soğuk dırma çorbası ve lezzetli daha birçok tarife mutlumutfaklar.com’dan ulaşmak mümkün. Marifetli hanımlar tarifler sayesinde lezzetli yemekler yapıyor ve kalabalık iftar davetleri düzenleyerek sofraları şenlendiriyor. İş bulaşığa gelince de en zorlu yağlar Fairy ile temizleniyor. Fairy Platinum, özel formülü ve 3 bölmeli sıvı içeriği sayesinde hem bulaşıklardaki hem de makinenizdeki yağları temizleyip bulaşıklarınızı pırıl pırıl yaparken siz sadece sevdiklerinizle birlikte iftar sofranızın keyfini çıkarırsınız.

Ramazana özel sürprizlerinden faydalanmak için siz de Fairy’yi Facebook sayfasından ve mutlumutfaklar.com’dan takip edin, temizlik gücünü daha yakından tanırken aynı zamanda hediyeler kazanın!

Bir bumads advertorial içeriğidir.


Zeytinyağlı Taze Barbunya


          Merhabalar Sevgili Dostlar. Bugün sizlerle bizim evde sevilerek yenen bir barbunya yemeğini paylaşacağım. Barbunyaları haşlıyorum taze olmasına rağmen ben. Çünkü böylece hem daha beyaz oluyor, hem de yapımı kolay ve çok çabuk hazırlanan bir yemek oluveriyor. Özellikle çalışan bayanların da kolaylıkla yapabileceği bu yemek, çocuklar ve kendinimiz için de oldukça yararlı.
         Biz bol havuçlu ve az da olsa biber salçası ile  seviyoruz, ama her zamanki gibi içine katılan malzemeler tamamen sizin zevkinize kalmış. Denemeniz dileğiyle, mutlu haftasonları...




Taze barbunya yemeği için Malzemeler:
  • 1 kg kabuklu taze barbunya
  • 1 büyükçü soğan
  • 1 orta boy havuç
  • 1 orta boy domates
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 4-5 diş sarımsak
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2 adet kesme şeker (ben kullanmıyorum)
  • Üzeri için doğranmış 1/4 demet maydanoz


 

Yapılışı:
  1. Barbunyalar ayıklandıktan sonra yıkanıp, bir tencede çok az tuzla haşlanır. Elimize alıp yumuşayıp yumuşamadığına karar verebilirz. Barbunyalar yumuşayınca, bu suyu dökülür.
  2. Bir tencereye, ince ince kıyılmış soğan, doğranmış sarımsak, ince ince kesilmiş havuç, şeker katılır, soğanlar yumuşayana kadar kavrulur. Sonra üzerine salça ve domates eklenir, bir iki kavrulur. 
  3. Barbunyalar eklenir, tuzu eklenir. Şöyle bir karıştırarak, ağzı kapalı bir vaziyette kısık ateşte, yavaş yavaş pişmesi sağlanır. (Bu arada gerekirse üzerine biraz su ekleyebilirsiniz). Suyu çekince pişdiğine bakılıp altı kapatılır. Üzerine doğranmış maydanoz eklenerek servis yapılır. Afiyet Olsun...
Not: Barbunyaları haşladığınız esnada, rengi morumsu bir hal alıyor, endişelenmeyin, bu hal, yemeği pişirdiğinizde son bulacaktır. Barbunyayı sulu yada susuz sevdiğinize göre su oranını ayarlayabilirsiniz. 

26 Temmuz 2012 Perşembe

Fellah Köftesi (Domatesli Bulgur Köftesi)


              Arkadaşım Serpil'in bizlere yaptığı bu köfteler, şimdiye kadar yediklerimin en iyisiydi. Arkadaşım, oranı bol tutmuş. Bizler çoluk çocuk 13 kişiydik. Durum böyle olunca bolca yapmış. İyi de olmuş. Ben şimdi o oranda vereceğim. Sizler isterseniz, bu oranı kişi sayısına göre yarıya indirebilirsiniz.
             Bir uyarıda bulunmak istiyorum. Burada dikkat etmemiz gereken, köfteleri nohut büyüklüğünde tutmak, böylece daha lezzetli oluyor. Siz isterseniz, ortalarına küçük parmağınızla bastırarak bilindik şeklini verebilirsiniz. Oran çok olunca bu şekilde yapmayı tercih etmiş Serpil.

Fellah köftesi için malzemeler:
  • 3 su bardağı kısırlık bulgur
  • 3,5 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı irmik
  • 1/2 su bardağı un
  • 1 yumurta
  • 1 çorba kaşığı biber salçası
  • 1 çorba kaşığı tuz (dolu olmasın)
  • 1/2 çay kaşığı karabiber
  • Sosu için: 5-6 adet domates (büyüklüğüne göre)
  • 5-6 diş sarımsak
  • Üzeri için maydanoz.

Yapılışı:
  1. Öncelikle ılık suyumuzu bulgurun üzerine döküp şöyle bir karıştırarak, ağzını kapatıyoruz ki bulgurumuz kısırda olduğu gibi kabarsın.
  2. Bulgur kabarınca, irmik, un, yumurta, salça, karabiber ekliyoruz, yoğurmaya başlıyoruz.
  3. Tuzunu en son katıyoruz ki (salçanın da tuzu olabiliyor) tadına bakabilirsiniz.
  4. Köftemizi yoğururken, suyu az gelirse, elimizle biraz ılık su alıp bulgurun üzerine sepeliyoruz ve yoğurmaya devam ediyoruz. (dikkat edin fazla kaçmasın, yoksa bulgur fazla sulu bir hal alabilir. eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız, biraz da un ilavesi yapabilirsiniz)
  5. Köftelerimize nohut yada nohuttan az büyük yuvarlak misket şekli veriyoruz. İsterseniz, ortasını bastırarak da şekil verebilirsiniz.
  6. Domatesleri rendeliyoruz. Bir tencereye biraz sıvıyağ, biraz tuz, rendelediğimiz sarımsakları da ekliyoruz, pişmeye bırakıyoruz. Fakat burada da dikkat edilmesi gereken husus, domateslerin pembeliğinin gitmeden ocaktan alınması. Yoksa istediğimiz şey, menemenlik gibi yapmak değil.
  7. Bir genişçe tencereye su koyuyoruz. İçine biraz tuz atıyoruz, kaynayınca içine köfteleri atıyoruz. (biz bu oranda iki tenceye aldık) Ocağın altını yarıya indirip, pişmeye bırakıyoruz. Pişip pişmediğini anlamanın en iyi yolu, bir tane alıp içini keserek (hatta yiyerek) bakmak. Fazla pişirip de suyuna bulgurların karışmamasını sağlıyoruz. 
  8. Pişen köfteleri, bir süzgece alıyoruz. Suyunu 2 dakika süzdürüp, servis tabağına alıyoruz. Pişirdiğimiz domates sosunu üzerine döküyoruz. En üstüne, ince kıyılmış maydanoz serpip sıcak servis yapıyoruz. Afiyet Olsun...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Bitter Çikolatalı Puding


              Büyük kızım İzgisu Kuran kursuna gidiyor ramazanda. Hem Kuran- ı okumayı öğreniyor, hem de dini bilgiler öğreniyor. Benim için sabah götür, öğlen getir biraz zor olsa da bunu aşıyoruz. Ben de üçüncü sınıfa geçtiğim yaz tatilinde gitmiştim ilk kez. Hazır kursa yazılan arkadaşları da varken onun için de iyi oldu. Tabi durum böyle olunca, kızımın istediği tatlıları yapmak bana farz oldu.
              Her zaman kolayca yapılabilecek bir tatlıdır puding. Ben hazır olanları sevmiyorum ve kendim yapıyorum. Bu ölçülerde siz de kolayca yapabilirsiniz. Çikolatalı olanlar kızların gözdesi oluyor. Onlar çikolata krizlerini geçiriyor, ben de sütlü tatlı yedirmenin huzurunu yaşıyorum.
              Fotoğrafların biraz özensiz oldu farkındayım. Birkaç tane fotoyu zor yakaladım çünkü makinenin şarjı bitti. Neyse ki bunlar da kafi. Bu defalık böyle olsun. Denemeniz dileğiyle...
              Malzemeler:
  • 1 litre süt
  • 1 su bardağından bir parmak eksik şeker
  • 1yemek kaşığı nişasta
  • 1 yemek kaşığı pirinç unu
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1/2  yemek kaşığı kakao
  • 1/2 yemek kaşığı margarin
  • 1 küçük paket bitter çikolata (80 gram)
  • 1 paket vanilin

Yapılışı:
  1. Sütü derince bir tenceye aldıktan sonra içinden bir kepçe alıp, derince bir kasede pirinç unu,nişasta, un ve kakaoyu karıştırıp, soğuk süte ekliyorum.
  2. Şekeri de tencereye alıp şöyle bir karıştırıyorum.
  3. Ocağa alıp başından ayrılmadan karıştırıyorum. Kaynamaya başlayınca içine margarin ve bitter çikolatayı ekliyorum. (Çok koyu olmasın, soğuyunca da koyulaşacaktır)
  4. Kıvamı gelince altını kapatıp, vanilini katıp karıştırıyorum.
  5. Servis kaselerine alıyorum. Sıcaklığı geçince, buzdolabına kaldırıyorum, 3 saat kadar dolapta soğutuyorum. Servis ederken isterseniz benim gibi fındık yada başka malzemeler de kullanabilirsiniz. Afiyet Olsun...

24 Temmuz 2012 Salı

Bir Ameliyat, Gençlik Parkı ve Bir Dost Sofrası...



Yine uzun zamandır yayınlanmayı bekleyen kareler gelsin. Bu sefer biraz benim ufaklıklara yer vereyim. Küçük bir albüm oluşsun bloğumda.
Kızım gözyaşı kanalı ameliyatına girmeden önce.
Ablası ile birlikte :

Ameliyathaneye alınmadan önceki resmi:
Yatağımıza geçtikten sonra:

Şimdi de biraz gezmelerimize bakalım. Gençlik Parkı'ndan görüntüler:
Bengisu yiğenim Halil ile birlikte atlıkarıncaya biniyor. Ama istemediği bir arabaya bindiği için somurtuyor.


Bu sefer kendisi biniyor bir ata. Ama bu defaki bayağı büyük bir at.
Aşağıda  karbuz yiyorlar.  Hakikaten  yedikleri şey buz.
Muhteşem üçlü, balona biniyorlar...

Bu görüntü de gençlik parkından son kare.

Bu kadar gezme görüntüsü yeter. Bu bloğun bir yemek bloğu olduğunu unutmayıp,  arkadaşım Serpil'in bizim için hazırladığı çay sofrasıyla son veriyorum. Arkadaşım bizlere, paşaböreği, ıslak kek, fındıklı irmik tatlısı ve fellah köftesi ve zeytinyağlı biber dolma  yapmış. Hepsi de çok nefisti. Eline sağlık Serpilciğim.
Bu sofradan en sonda görünen fellah köftesi tarifini Serpil 'in yaptığı şekliyle sizlerle paylaşacağım. Bizler şahsen yemelere doyamadık.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Fındıklı Gül Tatlısı


               Ne kadar güzeller öyle değil mi? Gıda boyasına karşı önyargım ve çekincem, bu tarifle birlikte son buldu. Sofrayı renklendirdi, kızların gözbebeği oldu. İftar sofralarınızı bu güllerle renklendirmek isterseniz, buyurun tarife... Bence denemeye değer...

Malzemeler:
  •  125 gram tereyağ (oda sıcaklığında)
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 yumurta
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin
  • 2 kaşık irmik
  • 1 kaşık sirke
  • 2 kaşık çok ince çekilmiş fındık
  • aldığı kadar un

Şerbeti İçin:
  • 4 su bardağı şeker
  • 4 su bardağı su
  • 1/2 limon
  • Renklendirmek için: 1/2 çay kaşığı kırmızı gıda boyası






Yapılışı:
  1. Tereyağını derince kaseye alıyoruz. İçine diğer malzemeleri katıp iyice karıştırıyoruz. Unu eleyerek azar azar ekliyoruz. Kulak memesi sertliğinde bir hamur yoğuruyoruz.
  2. Hamura gıda boyasını katıyoruz iyice her yerine almasını sağlayarak tekrar yoğuruyoruz. (bu esnada isterseniz, hamurdan bir parça koparıp içine yeşil gıda boyası ile yaprak yapmak üzere ayırabilirsiniz)
  3. Şerbetimizi hazırlamaya başlayabiliriz. Şeker ve suyu bir tencereye alıyoruz. Şekeri erittikten sonra kaynamaya bırakıyoruz. Yeterince kaynayınca, bir kaşığı şerbete daldırıyoruz. En son akan damla biraz geç akarsa şerbet olmuş demektir. Limonu sıkıp, 1 dakika sonra altını kapatabiliriz. (Dikkat edin şerbet macun kıvamına gelmesin)
  4. Hamurdan büyükçe bezeler yapıp, her tarafı eşit olacak şekilde açıyoruz. 1/2 santim kalınlığında kadar anca olacak. İsterseniz bu aşamayı bir iki tane deneyerek yeterli kalınlığı bulabilirsiniz.
  5. Hamuru küçük çay bardağı ile kesiyoruz. 4 tanesini üst üste koyuyoruz. En üstünden başlayarak yuvarlıyoruz ve ortasından kesiyoruz.
  6. Tepsiye diziyoruz. Fırında 180 derecede pişiriyoruz.
  7.  Tepsiden çıkartılan tatlılar ve şerbet ılıkken şerbetini döküyoruz. Yani her ikisi de ılık olacak. Şerbetini alana kadar dinlendiriyoruz. Afiyet Olsun...
Ben bu tarifimi Porselen Demlik 'in düzenlediği Ramazan Bereketleri etkinliğine ev sahipliği yapan Gelibolu17'ye gönderiyorum. Bol katılımlar arkadaşım, kolay gelsin...

22 Temmuz 2012 Pazar

Zeytinyağlı Yaprak Sarması (Taze Kekikli)


                    Merhabalar Sevgili Dostlar. Ramazan hayırlı ve bereketli olsun inşallah hepimiz için. Bunaltıcı sıcaklara rağmen Rabbim dayanma sabrını da veriyor.
                   Bu aralar epey yoğunum. Önce geçen hafta Bengisu'nun bir sabah kalktığında gözündeki tüpü çıkarmasıyla güne başladık. Kahvaltı hazırlıyordum, "Anne anne, gözümde birşey var." diyerek mutfağa yanıma geldi. Bir de baktım, gözündeki tüp çıkmış yarım parmak uzunluğunda dışarıda sallanıyor. Görünce o kadar kötü oldum ki anlatamam. Tabi hemen apar topar hastaneye gittik. Biz zannettik ki hemen tüpü çekip çıkartacaklar. Ama öyle olmadı. Ameliyata alındı. Narkoz vererek uyuttular, öyle çıkarttılar. Neyse ki şimdi durumlar iyi.
                  Ardından, bloğum chrome arama motorunda uyarı vermeye başlamış. Tabi benim haberim yok. Sağ olsun Pembe Kekik uyardı. Fakat bu durum iki gün sürdü. Çünkü bilgisayarımın teknik bir sorunu peydah oldu. Önce onu giderip, sonra bu sorunu çözebildim. Neyse lafın sonuna gelelim. Çok şükür oradan da bir arkadaşı izleyici olmayı bıraktıktan sonra kurtuldum. İnşallah o arkadaş bu sorununu giderir de onu tekrar izlemeye alırım.
                  Tabi dolayısıyla yeni bir tarif falan hazırlıyamadım. Halihazırda yayınlanmayı bekleyen :Zeytinyağlı yaprak sarması tarifi vardı. Kurtarıcım oldu.
                 Zeytinyağlı yaprak sarması sevmeyen yoktur herhalde. Bazısı kıymalı sever, bazısı, sade, bazısı bol dereotlu, maydanozlu ben de kekikli seviyorum. Taze kekik çok yakışıyor bu sarmaya. Biliyorum hepiniz yapıyorsunuz, fakat blokta bulunmasını istediğim tariflerden biri.


Zeytinyağlı Yaprak Sarması İçin Malzemeler:
1/2 kg taze yaprak (yada salamura da olabilir, bu durumda akşamdan suya yatırmanız gerekir)
  • 1,5 su bardağı pirinç
  • 2 büyük kuru soğan
  • 1/2 demet dereotu
  • 1 demet taze kekik
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • 1 kaşık biber salçası
  • 1 kaşık domates salçası
  • Zeytinyağı
Sarmaları pişirmek için: 1 kaşık salça, zeytinyağı, tuz, limon

 Yapılışı:
  1. Ben taze yaprak kullandım, fakat salamura yaprak da kullanılabilir bilindiği gibi. Böyle bir durumda salamura yaprakların tuzu çıkması için bir gece önceden suya yatırmak, hatta 2-3 kez suyunu değiştirmek iyi olur.
  2. Pirinçleri, ılık suda yıkayıp, yine ılık suya ıslatıyoruz.
  3. Kuru soğanları ince ince doğruyoruz. Dereotunu, kekikleri ayıklayıp onları da doğruyoruz.
  4. Bir genişçe tavaya, zeytinyağı koyup, üzerine soğanları ekliyoruz. Pembeleşene kadar kavuruyoruz. Sonra salçaları ekliyoruz. Pirinçleri süzdürüp yıkayıp, ekliyoruz. Biraz da tuz ekliyoruz.
  5. Tavanın altını kapatıp, ılımaya bırakıyoruz. Ilınınca, hazırladığımız yeşillikleri ekliyoruz.
  6. Bir tencereye, biraz tuz ve su koyuyoruz. Kaynayınca yıkadığımız yaprakları, suya salıyoruz. Renkleri sararınca çıkartıyoruz.
  7. Sarma işlemine başlıyoruz. Yaprakların damarlı kısmını üst tarafa gelecek şekilde sap kısmı kendimize gelecek şekilde önümüze koyuyoruz.
  8. Bir parça pirinçli harçtan alıp, uzunlamasına yayıyoruz. Şekildeki gibi katlayarak rulo yapıyoruz.
  9. Bir teflon tencereye, altını boş yapraklarla kaplayarak, diklemesine tek tek diziyoruz. Sıkı olması sarmamızın şeklinin güzel olmasını sağlayacaktır.
  10. İsteğe göre üzerine soğanları halka halka doğrayıp kapatabiliriz. Limonları kabuklu  uzunlamasına dilimler halinde doğrayıp tencerenin üzerine kapatabiliriz.
  11. Bir derince kasede, 1 kaşık salça, zeytinyağı, tuz katıyoruz. Salçayı eritip, tencerenin üzerine ekliyoruz. Suyu sarmaların çok az üstünde kalmalı.Ara ara suyunu çekip çekmediğine bakılmalı. Suyu çektikçe su eklenmeli. Eğer suyu fazla koyarsanız, sarmalar, şişiyor. Böyle ince isterseniz, suyu bittikçe eklemenizi öneririm.
  12. Pişirme işlemi ise önce kaynayana kadar orta ateşte, daha sonra kısık ateşe alıp gerçekleştiriyoruz. Zamanı yaprağın tazeliğine ve pirinçlerin diriliğine göre değişebilir. Bu yüzden bir tane alıp pişip pişmediğine karar vermek en doğrusu olacaktır. Afiyet Olsun...

12 Temmuz 2012 Perşembe

Portakallı Lor Tatlısı

                   Merhabalar Sevgili Dostlar. Sizlere müthiş bir tatlı tarifi ile geldim. İnanın bu kadar güzel olacağı aklıma bile gelmezdi. Hani ben evde lor yapmıştım ya. İşte o lora tuz katmamıştım tatlı yapacağım diye. Bu müthiş tatlı ortaya çıktı böylece.
                  Lor tatlısı yapmak istiyorsanız, önce kendiniz lor yapın derim, buradan benim yaptığım şekilde yapabilirsiniz. Eğer marketten aldığınız tuzsuz lorla yapacaksanız (ki hiç tavsiye etmem çünkü onu da denedim direkt çöpe gitti malesef) hem yağlı, hemde emin olmasınız.
                  Tarif biraz buradan , biraz da Anne Kedi 'den  aldım. Fakat portakal eklemem kendi tercihim, portakal şerbeti yine kendi tercihim. Siz isterseniz portakal eklemeyebilirsiniz tabi. Ama portakal eklenince nasıl güzel oluyor anlatamam.    

Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 1 kabartma tozu
  • 1 vanilin
  • 2 kaşık un (tepeleme)
  • 1 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi
  • 1 kaşık pirinç unu
  • 1/2 kg lor peyniri
Şerbeti İçin:
  • 2 su bardağı şeker
  • 2 su bardağı su
  • 1 tane portakalın suyu
Üzeri için : Hindistan cevizi, portakal kabuğu

Yapılışı:
  1. Öncelikle şerbeti hazırlıyoruz. Şeker ve suyu koyup, koyulaşana kadar kaynatıyoruz, damla testini yaparak şerbete karar verince, içine bir portakalın suyunu sıkıyoruz. 1 dakika daha kaynatıp alıyoruz. Ilımaya bırakıyoruz.
  2. Loru robotta iyice çekip, içine diğer malzemeleri ekliyoruz. İyice yoğuruyoruz. Sıkma aparatına alıp, yağlı kağıt serili tepsimize, küçük toplar halinde sıkıyoruz.
  3. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında hafif kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
  4. Lorlar ve şerbet ılıkken (ikisinin de ılık olması gerekiyor) döküyoruz. Bir gece bekletiyoruz ki tadı yerini bulsun. Portakal kabukları ve hindistan cevizi ile süslüyoruz. Afiyet Olsun...

8 Temmuz 2012 Pazar

Haşhaşlı-Yabanmersinli Muffin


                       Bu muffinler yine kızlarımla birlikte yaptığımız mutfak maceralarımızın eseri. Kahveye iyi eşlik ediyor. Yabanmersini yetmezmiş gibi bir de haşhaşı dahil edince hem çıtır, hem mayhoş oldular. Böyle de çatlayarak kabardılar. Biz beğendik ama tabi her zamanki gibi tercih sizin...

Muffin İçin Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 1 küçük su bardağı şeker
  • 1 küçük çay bardağı sıvıyağ
  • 1 küçük çay bardağı süt
  • 1 kabartma tozu
  • 1 vanilin
  • 3 yemek kaşağı mavi haşhaş
  • 4 yemek kaşığı yaban mersini
  • 1 portakal kabuğu (isteğe göre)
  • Aldığı kadar un


Yapılışı:
  1. Küçük silikon kalıplarının içine muffin kağıtlarını yerleştiriyoruz.
  2. Fırını 180 dereceye ayarlayıp, keki yapmaya başlıyoruz.
  3. Şeker ve yumurtaları 3 dakika boyunca blendırla çırpıyoruz.
  4. Süt, sıvıyağ, 3 kaşık un katıp karıştırıyoruz.
  5. Kabartma tozu, vanilin, haşhaş, portakal kabuğu rendesini katıyoruz. Karıştırıyoruz. Aldığı kadar un ilavesi yapıyoruz. Karıştırıyoruz. Bir kaşık (dolu değil) kek hamurundan kağıtlara döküyoruz ve üzerine yabanmersinlerinden katıyoruz, bir kaşık daha kek hamurundan katıyoruz.Bu şekilde kalıplara hamuru ve yabanmersinlerini paylaştırıyoruz. 
  6. Fırına sürüyoruz. Kızarıncaya kadar pişirip, kürdan testi ile pişip pişmediğine karar veriyoruz. Afiyet Olsun...

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Puf Pasta (2)



                        Merhabalar Arkadaşlar. Bugün sizlere çocukların çok seveceği bir tarifle geldim. Ben bunu, okulumuzun kermesi için yapmıştım. Tarif daha önce düzenlediğim Çay Kahve Bahane Etkinliği'nden. Sevgili Doyumluk 'un tarifi. Bir gece dinlenmesi güzel oluyor. Ben, tarifteki gibi, kendi yaptığım bisküvilerle denemiştim. Fakat sonra yuvarlak bisküvilere uygulanabileceğine karar verdim. Özellikle çocuklar için hazırlanan bir etkinliğin gözdesi olacaktır, orası kesin.

Malzemeler:
  • Bisküvisi İçin:
  • 100 gram tereyağ(oda sıcaklığında)
  • 1 yumurta sarısı
  • 1/2 çay bardağı ince çekilmiş fındık
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1/2 su bardağı pudra şekeri
  • aldığı kadar un (kulak memesi yumuşaklığında olacak kadar)
Marsmallow İçin:
  • 1 paket sade kremşanti
  • 2 çay bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı dolusu toz jöle
  • 1 çay bardağı kaynar su
Üzeri İçin:
  • İstediğiniz renk pasta süsleri

Yapılışı:
  1. Bisküvileri hazırlamakla işe başlıyoruz. Bisküvi malzemelerinin hepsi bir kasede birleştirilerek yoğurulur. Hamur elde edilir.  Hamurumuzu buzdolabında 10 dakika bekletiriz.
  2. Çıkartıp, açarız, çay bardağı ile kesip, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizeriz.
  3. Önceden ısıtılmış fırında 150 derecede, üzeri hafif pembeleşene kadar pişiririz. Soğuturuz.
  4. Jöleyi sıcak suyla karıştırır, ılımaya bırakırız. Kremşantiyi, süt ile çırpar kıvamına getiririz. Kremşantiye, jöleyi azar azar eklerken bir taraftan da mikserde çırpıyoruz. Böylece 2 dakika çırparız. Tarifte buzdolabında çok az bekletilmesi öneriliyordu, fakat ben bekletmeden, bisküvilere koymayı tercih ettim. Eğer siz kıvamı gelmesi için bekletirseniz, fazla uzun olmasın yoksa mashmallow sertleşecektir.
  5. Bisküvilerin üzerine sıkma aparatı ile sıkarız. Pasta süslerini bir tabağa alıp, içine batırırız. Soğuması için buzdolabına kaldırırız. Afiyet Olsun
Not: Tadını vermesi için bir gece beklemesi uygun oluyor. Ayrıca, kremşantili olduğu için sıcakta pek dayanmıyor, bilginize.