28 Nisan 2012 Cumartesi

Baharatlı Tuzlu Kurabiye


Hanginiz bilir, benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerler, üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup yazmasını;
Yatmasını,
Kalkmasını;
Bunca yılın Halime'sini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?

Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!

                     Mutlu pazarlar dilerim hepinize dostlarım. Güne Orhan Veli şiiriyle merhaba demek istedim. O keyifli, o melankoli,  o güzel mısraların yazarı, güzel insanla. Biraz hüzünlendim yine şiirlerinden. Şairin yaşadığı fakirlikleri anlattığında biraz hüzünlendim. Bas-ül Ba-del Mevt 'e inananarak yaşamışlar. Böyle yaşamak zorunda kalmışlar belki de.  Halbuki şiir dünyamızın vazgeçilmezlerindendir Orhan Veli... Şimdi ona haklı olarak verdiğimiz değeri,"Keşke yaşadığı zamanda da verebilseydik" diyor insan ister istemez. Ne güzel anlatır şiirlerinde, günlük olayların bir şairin gözünden nasıl göründüğünü...
                   Bu satırları yazarken yüzümdeki ifade dikkatimi çekti. Mutlu, umutlu ve biraz sırıtak bir haldeyim. Mutsuz iseniz Orhan Veli okuyun derim, hatta benim gibi Baharatlı -  Tuzlu kurabiye ile çayınızı yudumlarken okuyun. Daha güzel oluyor...

               
                   Geçen haftalarda pazara gitmiştim. Orada taze kekik buldum. Nasıl sevindim, nasıl sevindim anlatamam. Nerelere kattım bu bir demet kekiği. İşte bu tuzlu kurabiye, bu  heyecanla ortaya çıktı. Bir tuzlu kurabiye yapayım dedim. Akşamdan bir margarin ve yumurtalar çıkardım. Ertesi günü, çocuklar 23 nisan sonrası evde kaldıkları salı günü, bir margarini ikiye böldüm. İki kaseye ayırdım. Birini tuzlu kurabiye birini ise tatlı kurabiye yapmak için kızlarıma verdim. Onlar bir güzel ellerini yıkadılar, kolları sıvayıp başladık kurabiyeleri yapmaya.
                     Bu tuzlu kurabiyeler İzgi'nin yaptığı kurabiyeler. İçine neler katmadık ki... Taze nane, çörekotu, pul biber, ve rengi de güzel olsun diyerek zerdeçal... Bu aralar renklendirmek istediğim şeylere bol bol katıyorum zerdeçalı. Nasılsa yakında bir zerdaçallı tarif daha görürsünüz bu blokta.
                     Kurabiyeler nasıl oldu diyorsanız, nefis... Ağızda dağılıyor, baharatlar çok yakıştı. Tuzlu kurabiyeye alternatif oldu böylece.



      Malzemeler:
  • 1/2 margarin (oda sıcaklığında)
  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 yumurta
  • 2 kaşık sirke
  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı zerdeçal
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu (tepeleme)
  • 2 tatlı kaşığı taze kekik (doğranmış)
  • 1 tatlı kaşığı çörekotu
  • 2 çay kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı nişasta(tepeleme)
  • 11 kaşık un (tepeleme)
  • 9. kaşıktan sonra un oranını azar azar ekleyerek kendiniz belirlemenizi tavsiye ederim.

    Yapılışı:
  1. Bir kaseye margarin alınır. Un ve kabartma tozu haricinde bütün malzemeler karıştırılır.
  2. Malzemeleri çırpma teliyle çırparız. Unu azar azar ekleriz ki herkese göre farklı olabilir.Un eklemeye başlayınca kabartma tozunu da ekleriz. Benim ölçülerime göre 11 kaşık un kafi geldi. Fakat siz son iki kaşığı iyice yoğurmadan karar vermeyin bence.
  3. Ele yapışmayan bir hamur yoğurun. Hamuru iki parçaya ayırıp rulo yapın. Rulolaların heryerinin eşit olmasına dikkat edin.
  4. Yaptığınız ruloları streç filmle kaplayın ve buzdolabına atın.
  5. İstediğiniz zaman çıkarıp birkaç dakika bekletin. Sonra 1 er santim kalınlığında kesin ve yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış fırında 180 derecede pişirin.
Küçük bir not : Kurabiyeler bekleyince daha güzel oluyor. Bu kurabiye de öyle. Bekletikçe tadı güzelleşiyor. Tabi bekletebilirseniz.

Ben görüntülemek için birini çıkarıp pişirdim. Fakat bir diğeri, misafirlerim gelinceye kadar birkaç gün buzlukta bekledi. Böylece onların gelişine taze kurabiyeler pişirme fırsatım oldu.


 Ve tarifler her zamanki gibi Porselen Demlik Çay Saati etkinliği ev sahibesi Sevgili PaSaSofraM 'a ve Çay Kahve Bahane etkinliği ev sahibesi Sevgili Pastaeli 'ne gidiyor. Kolay gelsin arkadaşlar...