19 Nisan 2012 Perşembe

Kuru Domates Soslu Tortellini


             Merhabalar Sevgili Dostlar. Bugün sizlerle bir italyan yemeği olan tortellini mantısının evde yapılmış halini paylaşmak istiyorum. Tarihe meraklı yönüm yine ağır basıyor ve tortellini nereden çıktı diye merak ediyorum ve bakın nelere ulaşıyorum:
           Ortaçağ İtalya'sında anlatılan bir efsaneye göre, Venüs ve Jüpiter (diğer adı ile Zeus) Bolonya'nın eteklerindeki bir hana gelmişler, Modena ve Bolonya arasındaki bir savaştan yorgun düşmüşler. Yemişler, içmişler ve odalarına çıkmışlar.
           Bu ikiliden çok etkilenen hancı onları gizlice takip etmiş ve odanın anahtar deliğinden ikisini gözetlemiş. Ama tek görebildiği Venüs'ün göbeği imiş.
           Gördüğü bu sahne karşısında çok etkilenen hancı hemen mutfağa koşmuş ve o görüntüyü hamurdan yapmış. Böylece adı tortellini denilmiş.hikaye buradan alınmıştır.


                        Bizim bildiğimiz Kayseri mantısından daha kalın oluyor hamuru. Dolayısıyla pişmesi daha uzun zaman alıyor. Parmesan, ıspanak gibi malzemeler kullanılsa da yapımında ben bildiğimiz usul kıymalı harcı kullanmayı tercih ettim. Üzerine daha sıvı kıvamlı bir sos yerine sarımsaklı kuru domatesli sos hazırladım. Benim tek pişmanlığım keşke daha ince açsaymışım, illa kendi karakteristik özelliğine sadık kalmaya ne hacet. Biz beğendik tabi tercih sizin.

Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 3 su bardağı un
  • 1 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 4 yemek kaşığı ılık su
  • 1,5 tatlı kaşığı kadar tuz.
  • 150 gram kadar kıyma
  •  İÇ Harcı İçin: bir tutam taze nane, bir tutam maydanoz, 1 küçük boy rendelenmiş soğan,1 çay kaşığı kişniş, 1 çay kaşığı karabiber
  • Üzeri İçin: 5-6 tane kuru domates, 5-6 diş sarımsak, maydanoz, 1-2 kaşık tereyağ,1-2 kaşık sıvıyağ, tuz.

Yapılışı:

  1.  Un derince bir kaba alınır, ortası açılır, içine yumurtalar kırılır sıvıyağ, tuz, su eklenir sertçe bir hamur yoğurulur. Buzdolabında 20 dakika kadar bekletilir.
  2.  İç harcını hazırlamaya başlarız. Kıymanın üzerine maydanoz ve naneyi incecik doğrar, soğanı ekler, karabiber, kişniş ve tuz ekleriz.
  3. Bu hamuru açabileceğimiz kadar büyüklükte bezelere  ayırırız. Çok kalın değil fakat Kayseri mantısı gibi de olmayan bir şekilde açarız. Çay bardağı ile yuvarlaklar keseriz.
  4. Hamurların ortasına kıymalı harçtan koyarız. (Bu esnada benim yaptığım gibi kızınızdan yardım alabilirsiniz.)
  5. Hamuru ikiye katlar, iki ucundan tutar resimdeki gibi şekil veririz. Temiz bir bezin üzerine alır, biraz kurumaya bırakırız.
  6. Tencereye su biraz da tuz koyar kaynamaya bırakırız. Kaynayınca makarnaları atarız.
  7. Sosu hazırlamaya başlamadan önce, kuru domatesleri sıcak suda bekletiriz.Bir tavaya bir kaşık tereyağ, bir kaşık sıvıyağ koyarız. Üzerine doğranmış 3-4 diş sarımsak ekleriz, domates kurularını  doğrar bu karışıma ekleriz. 
  8. Pişen makarnaları bir tabağa alır üzerine hazırladığımız sosu koyarız. İsteğe göre maydanoz ile servis yaparız.



5 kg Sütün Başına Gelenler


                         Son zamanlarda çıkan haberlerden son derece rahatsızım. Hani şu süt ve süt ürünleri için söylenenlerden bahsediyorum. Her gün, çocuğuma içirdiğim sütün acaba o kansarojen maddeler kullanan fabrikalardan mı değil mi olduğunu merak ediyorum. Bildiğim güvendiğim markaları tercih ederim ama yine de onlara bile şüpheyle bakar oldum.                       
                         Biri çıkıyor ve diyor ki :" - Hazır süt, ölü süttür. İşlem görmüş süt ölüdür. Evde güvendiğiniz birinden aldığınız sütlerle yoğurt yapın. Kansere özellikle göğüs kanserine karşı kalkan." diyor. Bir diğeri "-Açıkta satılan sütler, hastalığa davetiye." diyor.
                         Bir zamanlar bir sütçümüz vardı. Kadının sütü toplama değil, kendi ineklerinden sağdığı süttü. Yoğurdu çok güzel ve lezzetli olurdu. Şimdi marketten her yoğurt alışımda sanki süttozundan yapılmış yoğurt yiyormuşum gibi hissediyorum.
                        Geçen hafta halamlara gittik. Biz ordayken onların kapısını sütçü çaldı. Halama sütü nasıl diye sordum. O da biz her zaman bu adamdan alırız iyi dedi. Gittim kendim baktım sütü temiz bir depoda saklıyor ve buz gibi. Hatta ben halamın sütünü alırken "-Sen sütü götür üzerine birşey kaçmasın, temiz süt kirlenmesin."diyor ve gözüme giriyor. _Ver bana da ordan beş kilo süt." diyorum.
                      
                           Gelir gelmez sütü kaynatıp mayalıyorum. Köylü kızı olduğum için yoğurt konusunda kendime güvenirim açıkçası. Güzel yoğurt mayalarım. Hem öyle yoğurt yapma makinesine falan da güvenmem.

                         Yoğurt oluyor olmasına ama çok sulu. Hem de öyle böyle değil. Ekşiliği falan yok, sadece bol bol suyu var. Baktım olacak gibi değil, süzme yoğurt yapmayı düşünüyorum. Hemen hiç kullanılmamış bir beyaz tülbent buluyorum. Güzel bir sudan geçiriyorum Yoğurdu buna alıyorum.Akşama kadar takriben 10 saat falan süzüyor böylece. (Siz daha koyu isterseniz daha fazla tutabilirsiniz tabi)
                          İşte sonuç yukardaki tabakta. Bir kahvaltıya eşlik ediyor yoğurt. Hem hafif hem az yağlı.