31 Ağustos 2011 Çarşamba

Hüzünlü Bayram

           Öncelikle bütün İslam aleminin ramazan bayramını en içten dileklerimle kutlarım. Rabbim herkese daha nice güzel bayramlar nasip etsin.
          Evet bu bayram hüzünlü bayramdı benim için. Eminim bu aralar ortalıklarda olmayışımın sebebini merak edenler vardır. Hüznüm de bundan geliyor zaten.Ramazanın 15 inde anneannemi kaybettim.Benim küçücük, zayıf, çilekeş anneannem artık aramızda yok.Bu sebeple gece sahurda apar topar memlekete gittim.O artık yoktu.Hakk'a borcunu ödemiş, bizden ayrılmıştı.Çok çekti anneannem. Bir yıldan beri alzemier hastasıydı. Son zamanlarda kendini hiç bilmez olmuş, bakımı da epeyce zorlaşmıştı.Zayıflamış, bir deri bir kemik kalmıştı. Zaten pek bol olmayan iştahı hiç kalmamış ölmeyecek kadar yemeye başlamıştı.
          Anneannemden bahsetmek istiyorum sizlere.Benim anneannem 29 yaşında dul kalmış.Eşi vurularak öldürülmüş,3 çocukla köy yerinde annesine sığınmış. Onları el içine katabilmek için kah yevmiyeye gitmiş, kah el işleri yapmış ama hiçbir zaman muhtaç etmeyerek çocuklarının başında kale gibi durmuş bir daha evlenmemiş.Dünyasına küsmüş, dedem ölünce gülmek ona tuhaf gelmeye başlamış.Bize o yılları anlatırken "İnsanlar nasıl gülüyor, bu gülmek nerden geliyor derdim." derdi.Gülememiş anneannem, belkide her tebessüm edişinde içini acıtan o sıcaklığı bir türlü soğutamamıştır.Bunlarda bitmeyen çilesi başka şeylerle de devam etti.Ama dahasını anlatmak istemiyorum.O acılar da onunla birlikte toprak olsun istiyorum.
         Ramazan ayı gibi mübarek bir ayda vefat etti. İnşallah bu onun için hayırlara vesiledir.Bu dünyada gülmeyen yüzü, öbür tarafta gülsün inşallah.
         Yemek bloğunda konuşulacak konu gibi görünmesede bunlar da hayatımızın bir parçası malesef.Ben bu blokta sadece tariflerimi değil, mutluluğumu da hüznümü de paylaşmak istiyorum.Bu aralar mutfakta yemeklerimi yaparken hüznümü de katmak istiyorum,pek çok kişinin aksine.Bence hayatın ta kendisi bu...

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Fındıklı Şekerpare


                      Oktay Usta'dan aldığım bu tarif tarafımca denenmiş olup tavsiye edilir dostlar. Ben hep şekerpare yapmaktan korkmuştum. Ya güzel olmazsa  yada içi kuru kalırsa diye. Bu sefer her şeyi göze aldım misafirlerimin olduğu bu ramazan akşamına tatlımı fındıklı şekerpareden yana kullandım. Tadı da tam istediğim gibi oldu.

Malzemeler:
3 yumurta(birinin beyazı hamura sarısı üzerine olacak),3çorba kaşığı oda sıcaklığında margarin, 1 çay bardağı sıvıyağ,1 çay bardağı irmik, 1su bardağı pudra şekeri,1 su bardağı toz fındık(robotta çekilmiş),1 vanilya,1 kabartma tozu.
Şerbeti İçin: 5 bardak su,4 bardak şeker, bir dilim limon

Yapılışı:

  1. 2 yumurtayı kırıyoruz diğer yumurtanın beyazını da hamura ekliyoruz.Margarin sıvıyağ, irmik, pudra şekeri, robottan çekilmiş fındık,vanilin, kabartma tozunu ekliyoruz. Biraz yoğurunca unu azar azar aldığı kadar ekliyoruz. Kulak memesinden biraz daha yumuşak bir hamur olması gerekiyor.
  2. Şerbeti için su ve şekeri ocağa alıyoruz. Şerbetimiz kaynayınca kıvama geldiğini şöyle anlıyoruz: kepçemizi şerbete sokuyoruz. Kepçedeki en son damla biraz bekleyip düşerse bilin ki şerbet olmuştur.
  3. Hamurdan ceviz büyüklüğünde bezeler kopararak istediğimiz şekli veriyoruz. Üzerine daha önce ayırdığımız yumurta sarısını sürüp çatalla biraz bastırmadan çiziyoruz.
  4. 180 derece fırında üzerin kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
  5. Şerbet bu arada ılımaya bırakılmıştı.Fırından çıkarttığmız şekerpareleri biraz havalandıktan sonra şerbetliyoruz. Üzerini kapatıp şerbetini almasını sağlıyoruz. Afiyet Olsun

Köfteli Çorba


                              Bu akşam iftara misafirlerim var. Bu çorbayı yaptım. Çocukların sevdiği köfteli çorba.Bu çorbada kıymayı bulgurla yoğuruyorsun. Bazıları içine erişte, bazıları içine nohut katıyor o zaman ismi değişiyor. Bizimkiler ise sadesini seviyorlar. Tavsiye edilir.

Malzemeler:
1/2 kg kıyma, bir büyük fincan ince kısırlık bulgur, bir tane soğan,1 yumurta, 2 kaşık un,karabiber, tuz,
Terbiyesi için; 3 kaşık un , 1 kaşık domates salçası, 1 kaşık biber salçası.
Yapılışı:

  1. Kıymayı derince bir kaba aldıktan sonra soğanı rendeliyoruz.İçine bulgur, un, yumurta, tuz,karabiber katıp yoğuruyoruz. Biraz bekletiyoruz.
  2. Köftelere şekil veriyoruz. Çorbaya girince şişeceğini düşünerek mümkün oldukça küçük yapıyoruz. 
  3. Tencereye yağ koyup 3 kaşık un koyuyoruz. Un kavrulurken salçaları katıyoruz. En son suyunu ekleyip kaynamasını bekliyoruz.
  4. Suyumuz kaynayınca köfteleri atıp bir kaç taşım kaynatıyoruz. Çorbamız hazır. Afiyet Olsun...

12 Ağustos 2011 Cuma

Kadayıflı Muhallebi


                                      Uzun zaman önce arkadaşım Halime'de yediğim bu tatlıyı ikinci kere bu sefer sizin için yaptım.Ben muhallebiyi her zamanki ölçüme göre hazırlıyorum. Bu kıvamından ve ölçüsünden memnunum. Kadayıflara gelince bana tereyağında kavur demişti arkadaşım ama size tavsiye etmem. Birincisinde öyle yaptım ağır oldu ikincisini ise kadayıfları dolaptan çıkardığım gibi(ben fazla kadayıfı buzluğa koşmuştum. Lazım olunca içinden kırıntılıyarak çıkarttım hemen tavaya attım)  tavaya atıp kavurdum. Bu esnada içine biraz cevizden ekleyerek ve 1kaşık şeker katarak kavurdum.Neyse tarifi vereyim zaten vermişim bile...

 Malzemeler: 1 kg süt, 4 kaşık un,2 kaşık nişasta,1 paket vanilin, 2 su bardağı kadar kadayıf, 1bardak kadar ceviz içi,1 bardak şeker, ayrıca 1 kaşık şeker

Yapılışı:
  1. Dolaptan çıkardığım kadayıfları renkleri gelsin diye tavaya alıyorum üzerine bir kaşık şeker ve biraz ceviz ekleyerek kızarıncaya kadar kavuruyorum.
  2. Sütü tencereye alınca un ve nişasta karışımını sütle karıştırıp tencereye ekliyorum. Bir bardak şekeri de ekleyince kaynayıncaya kadar başında durarak muhallebi kıvamına gelmesini bekliyorum. Ocaktan alınca içine vanilini ilave ettim.
  3. Kadayıfların bir kısmını tepsinin altına yaydım ve üzerine muhallebiyi eşit olarak döktüm. Geri kalan kadayıfları üzerine örterek kapattım. Artan cevizlerle üzerini süsledim.Afiyet Olsun...

11 Ağustos 2011 Perşembe

Erik Pestili


                              Annemin gönderdiği o kırmızı eriklerden pestil yapacağımı söylemiştim sizlere velhasıl yaptım da.Rengi koyu kırmızı,tadı ekşimsi  değişik bir tat oldu. Ben tatlı sucuklarının yanında ceviz yada bademlerle iftariyelik olarak soframa koyuyorum. Siz nasıl yemeği seversiniz bilmem ama onca tatlının arasında erik ekşisi, tam da aradığım şey oluyor.

Malzemeler:  4 kg erik, 4 kaşık nişasta, 2 su bardağı şeker,2 su bardağı kadar su
2 su bardağı şeker kullandım tabi siz kendi damak tadınıza göre şekeri ayarlayabilirsiniz. Unutmamanız gereken şey fazla şeker katarsanız pestili bezden çıkarmakta zorlanırsınız.

Yapılışı:
  1. Erikleri yıkayıp derince tencereye alıyoruz, suyunu ekleyip karıştırarak iyice erimesini sağlıyoruz. Bu esnada yanmaması için başında sık sık bulunuyoruz.
  2. Erikleri süzgeçten geçirip tekrar tencereye alıyoruz. Şekerini ekliyoruz. Nişastasını eriğin suyuyla özeliyerek karıştırıyoruz. Ocağa alıp kıvamı gelmesini bekliyoruz.
  3. Beyaz, naylonsu bir bezin üzerine çok ince olmayacak şekilde döküyoruz. Bu arada bezin altında kalınca başka bir bez olmalı yoksa rengi bir altına geçebilir.
  4. İki gün kadar kurutup bakıyoruz iyice kuruduğunu anladığımız zaman kenarından kaldırmaya başlıyoruz. Eğer kolayca kalkıyorsa bezimizin arka tarafını hafifçe ıslak bir bezle siliyoruz, kolay kalkmasını sağlıyoruz. İsteğe göre kesip servis yapıyoruz.Not: Erikleri yeni dökünce üzerine ceviz,fındık gibi şeyler dökersek cevizli, fındıklı pestil olur.Böyle yemeyi sevenlere duyurulur.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Mücver

                  
                             11 günlük bir aradan sonra haliyle bende tariflerde birikti dostlarım.Ben şimdi size kabağın o en güzel yemeklerinden biri olan mücverle merhaba diyeceğim. Mücverin en önemli püf noktası hiç şüphesiz dağılmadan pişmesini sağlamak. İşte bu tarifle tam da dağılmadan yapabilirsiniz.

Malzemeler:
2 adet kabak, 1 tane patates, 1 tane yumurta, 1 tane kuru soğan, 2 çay kaşığı sebze çeşni, 2 kaşık un,kızartmak için yağ,isteğe göre yarım su bardağı rendelenmiş kaşar.

Yapılışı:
  1. Kabakları, patatesleri soy rendele. Soğanları rendele karışıma ekle.Sularını elinle sıkıca süz. Hiç suyu kalmaması gerekiyor.Yumurtayı kırınca ve tuzu ekleyince sulanmaması lazım. Yumurta kır un ve  sebze çeşnisini ekle,gerekirse ayarlayarak tuzunu da ekle.
  2. Kaşıkla al.Biraz incelt kızgın yağda altı üstü kızana da dek kızart. Fazla yağını alması için peçetenin üstüne koy. Daha sonra servis tabağına al.Afiyet Olsun...

Merhabalar Ben Geldim...

                     
                             En son temmuz 29 da paylaşımda bulunduğumu biliyorum. Bir kaçış, bir dinlenme, belki ramazandan belki tatilden diye düşünmüşsünüz biliyorum yokluğun sebebini. Ama hayır dostlarım bunların hiç birisi değil. Sadece o en bilindik en bildik şey bu seferki sebebim: Bilgisayarım bozuldu. Geldi, tekrar gitti tekrar geldi tekrar gitti. Derken bu akşam kavuştum bilgisayarıma. Ne meder şeymiş bu illet. Sigara içer gibi, çikolata sever gibi bir şey olmuş bende. Velhasıl anladım sonunda ben ve bilgisayarım kesinlikle ayrılmaz ikili olmuşuz. İyiki varsınız iyiki oralarda bir yerlerde beni ve yazılarımı okuyan o canım dostlarım var. Hepinizin ramazanını geç de olsa kutlarım. Hepinizi seviyorum canlarım....